Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/303 E. 2022/307 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/303 Esas 2022/307 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/303
KARAR NO : 2022/307

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2019
NUMARASI : 2018/76 Esas 2019/690 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/01/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/04/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen yangın nedeniyle üçüncü kişi tarafından uğranılan zararın tazmini talebi ile açılan tazminat davasının kabulüne ilişkin verilen kararın icra takibine konulması sonucu müvekkilinin ödeme yaptığını belirterek şimdilik 8.097,31 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, devre esas bilanço düzenlemesi ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, müvekkiline ihbarda bulunulmadığını, müvekkilinin davaya ve icra takibine ilişkin masraflar, giderler, vekalet ücreti ve faizden sorumlu olmadığını, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davacının ne kadar ödediğinin belli olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan İHDS’nin imzalanmasından önceki dönemde 17/05/2006 tarihinde meydana gelen ve davalı …’a ait havale hattının kopması neticesinde meydana gelen yangında üçüncü kişilere ait oluşan zararın mahkeme kararı ve başlatılan takip gereğince davacı tarafça hak sahiplerine 07/07/2011 tarihinde 8.097,31 TL olarak ödendiği, İHDS’nin 7.4 ve 7.6 hükümleri ile diğer tüm hükümleri gereğince yapılan ödemeden davalı tarafın rücuen sorumlu olduğu, bu haliyle davacı tarafın yapmış olduğu söz konusu ödemeyi ödeme tarihinden itibaren rücuen davalı taraftan talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, toplam 8.097,31 TL’nin 07/07/2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, devre esas devir bilançosu düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, 01/03/2005 tarihinden önce dağıtım faaliyeti bölgesinde müvekkilinin değil ayrı tüzel kişiliğe sahip elektrik dağıtım müesseselerinin yetkili ve sorumlu olduğunu, devir zamanında düzenlenen bilançoyla her türlü borç ve alacak işleminin kesinleştirildiğini, müvekkilinden talepte bulunulmasının ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümlerine aykırı bulunduğunu, anılan sözleşmeler ile işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, hisse devir tarihinden önce tamamlanmış dosyaların sözleşmenin 7. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, dava konusu tutarın davacının %100 hissesinin müvekkiline ait olduğu dönemde gerçekleştirildiğini, devir tarihinden önce düzenlenen bilanço kayıtlarında söz konusu bedelin davacı lehine alacak olarak yer almadığını, davacının ihbar yükümlülüğü yerine getirmediğini, bu nedenle icra gideri, icra vekalet ücreti, faiz ve diğer fer’ileri rücu edemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Nizip Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12/11/2009 tarih 2007/126 Esas 2009/779 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacılar …, …, … ve … …, davalısı … İşletme Müdürlüğü olup, 17/05/2006 tarihinde havale hattının kopması sonucu çıkan yangında zarar gören arpa tarlaları nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebiyle 02/03/2007 tarihinde açılan davada idare mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Gaziantep 1. İdare Mahkemesinin 2010/305 Esas 2011/265 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı … …, davalısı Gaziantep Toroslar … olup, 17/05/2006 tarihinde havale hattının kopması sonucu çıkan yangında zarar gören arpa tarlaları nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebiyle açılan davada yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 3.593,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Gaziantep İcra Müdürlüğünün 2018/38540 (Kapatılan Gaziantep 9. İcra Müdürlüğünün 2011/3281) sayılı icra takip dosyası ile yukarıda anılan mahkeme ilamına dayanılarak alacaklı … …, tarafından borçlu Gaziantep Toroslar … aleyhine toplam 5.759,98 TL’nin tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, davacının icra dosyasına 12/07/2011 tarihinde 8.097,31 TL yatırdığı görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … … tarafından havale hattının kopması sonucu çıkan yangında zarar gören arpa tarlaları nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebi ile davacı Toroslar … aleyhine açılan davada yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın icra takibine konulması nedeniyle davacının icra dosyasına 12/07/2011 tarihinde 8.097,31 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Gaziantep 1. İdare Mahkemesi’ndeki davanın davacısı olan … … bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı icra dosyasına ödediği tüm bedelin rücuen tahsilini davalıdan talep edebileceğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Rücuen alacağa dayanak dava … Genel Müdürlüğü aleyhine açılmadığından somut uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 553,12 TL istinaf karar harcından peşin alınan 138,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 414,84 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.