Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/294 E. 2022/397 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2019
NUMARASI ……
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, kullandırılan krediler kapsamında davalının müvekkilinden masraf kesintisi yaptığını, yapılan kesintilerin hukuka aykırı olduğunu belirterek şimdilik 2.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini toplam 18.687,00 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan kredi teklif ücreti olarak tahsil edilen bedelin davacının hesabına iade edildiğini, davacıdan tahsil edilen teminat mektubu komisyon ücreti oranlarının yasal ve diğer banka oranlarına yakın olduğunu, tahsil edilen tutarların olağan sınırlar içerisinde kaldığını, bu nedenle iadesinin gerekmediğini, bankanın makul bir dosya masrafını tahsil edebileceğinin Yargıtay ilamlarında belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin komisyon, masraf, hesap işletim ücreti, fon, BSMV, KKDF gibi yasal ve banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edebileceğinin hükme bağlandığını, davacının tacir olduğunu, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunduğunu, sözleşmenin her iki taraf yönünden bağlayıcı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalının bankacılık teamülü ve yerleşik Yargıtay kararları gereği mahrum kaldığı, faiz ve kar kaybı vs. menfaatleri nedeni ile erken kapama komisyonu tahsil edebileceği, ancak sözleşmesinde bu duruma ilişkin düzenleme olmadığından emsal banka uygulamalarına göre makul ve ortalama oranda komisyon alabilmesinin mümkün olduğu, bilirkişi tarafından yapılan emsal ortalama hesaplamasına göre 292.417,16 TL erken kapama tutarı nedeni ile 7 banka tarafından uygulanan oranların ortalaması olan %3,1 oranına tekabül eden 9.518,17 TL erken kapama komsiyonu tahsil edebileceği, bu durumda fazla alınan 7.753,43 TL erken kapama komisyonu ücretinin davacıya iadesinin gerektiği, davacıdan kesilen kredi kullandırım komisyonu toplamı olan 10.934,20 TL’nin davacıya iade edilmesi gerektiği, dönemsel olarak tahsil edilen komisyonların bankanın gayri nakdi riskin doğması ihtimalini yüklenmesi nedeni ile talep edebileceği bir ücret olması nedeni ile iadeye konu edilemeyeceği ve kesintilerin de emsal uygulamalar ile uyumlu olduğu, banka tarafından son komisyonlarda yapılan artışların fahiş olmadığı, bu nedenle teminat mektubu komisyonlarının iade edilemeyeceği, davacının 2013 yılından itibaren davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeni ile davalı banka tarafından yapılan 7.753,43TL (Erken kapama komisyonu) + 10.934,20 TL (Kredi Kullandırım Komisyonu) = 18,687,60 TL tahsilatın haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, toplam 18.687,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin tutarlarının yüksek bedelli olduğunu, erken ödeme yapılması halinde bankanın kar mahrumiyetinin de yükseltilmesine sebebiyet verilerek zarara geçmesi sonucunun ortaya çıkacağının emsal Yargıtay ilamında %7 oranındaki erken kapama komisyonunun fahiş olmadığını kabul etmesine rağmen bilirkişinin %5 oranındaki erken kapama komisyonunu fahiş olduğu yönündeki görüşünün kabul edilemeyeceğini, davacıdan tahsil edilen bedellerin haksız olmadığını, sözleşme serbestisi ilkesinin hukuk sisteminde ve özellikle ticaret hukukunda hakim olan ilke olduğunu, tarafların tacir olduğu sözleşme hükümlerinin yasanın emredici hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla her hal ve şartta tarafları bağlayacağını, müvekkilinin 2006/1 sayılı tebliğ uyarınca tahsil edilebilecek tüm masraf ve komisyon oranlarını internet sitesinde ilan ettiğini, davacının bu oranları bilmediğini ileri sürmesinin yerinde olmadığını, bilirkişi raporunda emsal uygulamalara uygun olduğu belirtilen miktarın davacıya iade edilmesi sonucuna varılmasının raporun çelişkili olduğunu gösterdiğini, tacirin basiretli iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesi kapsamında banka tarafından alınan teminat mektup komisyonu, kredi kullanım komisyonu, erken kapama ücretinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 16/09/2016 tarihli bilirkişi raporu, banka dekontları dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda; davalının davacıdan 4.901,50 TL teminat mektup komisyonu, 10.934,20 TL kredi komisyon/teklif ücreti ile %10 ve %5,2 oranlarını uygulayarak 17.271,61 TL erken kapama ücreti tahsil ettiği, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde erken ödeme komisyon oranının yer almadığı, emsal 7 bankanın internet sitelerinden erken ödeme komisyonlarının %2 – %5 arasında değiştiği, emsal banka ortalamasının %3,1 olduğu, buna göre davalının davacıdan 7.753,43 TL fazla erken kapama komisyonu tahsil ettiği, bankanın tahsil ettiği kredi komisyonları/teklif ücretlerinin emsal banka uygulamalarına uygun ise de, genel kredi sözleşmesinde hangi işlem için ne kadar ücret komisyonu alınacağına yönelik bir düzenleme bulunmadığı, dönemsel olarak tahsil edilen teminat mektup komisyonu, banka gayri nakdi riskin doğması ihtimalini yüklendiğinden davacının talep edebileceği bir ücret bulunmadığı, toplam 18.687,60 TL’nin davacıya iadesi gerektiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Taraflar arasında 19/04/2017 tarih ve 3.000.000,00 TL limitli akdedilen genel kredi sözleşmesinin 2.8. Maddesinde erken ödeme, 2.10. maddesinde komisyon, vergi ve masraflara ilişkin düzenlemelerin yer aldığı görülmüştür.
Davacı yan masraf kalemlerini ayrı ayrı belirtmeden genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankanın haksız olarak masraf kesintisi yaptığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davacının davalı bankadan kredi kullandığı, davalı bankanın davacıdan 17.271,61 TL erken kapama ücreti, 4.901,50 TL teminat mektup komisyonu, 10.934,20 TL kredi komisyon/teklif ücreti tahsil ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesi kapsamında davalının teminat mektup komisyonu, kredi komisyon/teklif ücreti, erken kapama ücreti tahsil edip edemeyeceği, tahsil edebilecek ise hangi oran ve miktarda tahsil edebileceği, tahsil edilen ücretin emsal bankalar ile uyumlu olup olmadığı, davacının ödediği bedeller nedeniyle davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde; taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde davalı bankanın davacıdan erken ödeme ücreti tahsil edebileceğine ilişkin hükümler yer almakta ise de, bu ücretin hangi miktar veya hangi oran üzerinden tahsil edilebileceğine ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda davalı banka ancak emsal banka uygulamaları ile uyumlu olacak şekilde erken ödeme ücreti tahsil edebilecektir.
Yargılama aşamasında emsal banka uygulamaları kapsamında bankalara herhangi bir müzekkere yazılmamış ise de, yapılan bilirkişi incelemesinde …………. internet sitelerinden erken kapama komisyon oranlarının %2-%5 arasında olduğu, … Bankası A.Ş.’nin ise kredinin kapanacak olan ana para tutarına kalan ortalama vadesini, kullandırım faizini, kapanacak olan krediden gelen bakiyenin bankaca yeniden değerlendirme faizini ve varsa ürünün içerdiği opsiyonu dikkate alarak kredi erken kapama ücretinin hesaplandığı tespit edilmiş, bu tespit çerçevesinde emsal banka uygulamalarının ortalamasının %3,1 olduğu belirlenmiştir. Belirlenen bu oran üzerinden hesaplama yapıldığında da davalının davacıdan 292.417,16 TL’lik kredinin erken kapaması nedeniyle 9.518,17 TL erken kapama ücreti alınması gerekirken 17.271,61 TL tahsil edildiğinden 7.753,43 TL erken kapama ücretinin davacıya iadesi gerekir.
Öte yandan, bilirkişi raporunda davacıdan tahsil edilen 10.934,20 TL kredi komisyonları/teklif ücretinin emsal banka uygulamalarına uygun olduğu belirtilmiş, genel kredi sözleşmesinde ise hangi işlem için ne kadar ücret ve komisyon alınacağı ile kredi teklif ücreti tahsil edilebileceğine dair açık bir düzenleme bulunmadığından bu miktarında davacıdan haksız tahsil edildiği tespit edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.
Hal böyle olunca, mahkemece emsal banka uygulamaları esas alınmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu gözetilerek bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 1.276,55 TL istinaf karar harcından peşin alınan 319,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 957,42‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 31/03/2022
…….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.