Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/288 E. 2022/769 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/288 Esas 2022/769 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/288
KARAR NO : 2022/769

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2019
NUMARASI : 2018/273 Esas 2019/1027 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 13/01/2015 tarihinde 5 yıl süreli acentelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği edimini ifa ettiğini ancak 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra davalı şirket hakkında FETO PDY yapılanması nedeniyle soruşturma açıldığını, bu olay sonrasında müşteri sayısında büyük düşüş başladığını buna rağmen acente olarak kasa hesabını sözleşmenin 5/1 maddesinde göre davalı şirkete gönderdiğini, 02/09/2016 tarihine kadar hak edişlerin kendisine ödendiğini, bu tarihten sonra hak ediş ödemelerinin aksatıldığını, müvekkilinin işçi ücretlerini ödeyemez hale geldiğini, hakediş ödemesi yapmayan davalının ödemelerin zamanının yapılmadığı gerekçesi ile bir de ceza tahakkuk ettirdiğini, cezaların hak edişlerden mahsup edildiğini, davalının 02/03/2018 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi de feshettiğini iddia ederek müvekkilinden haksız kesilen ve hak edişlerinden mahsup edilen cezaların tespiti ve tahsiline, teminat mektubunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, yetkili mahkemenin Bakırköy mahkemeleri olduğunu, 675 sayılı KHK gereği davanın dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa dair savunmalarında da, davalı şirketin TMSF’ye devredildiğini ve kayyım atandığını, davalının sözleşme şartlarına uymadığını, gerek kasa açıkları gerekse şirket kasasından yaptığı onaysız aktarımlar nedeni ile ceza uygulandığını, hatta iyiniyet ve inisiyatif kullanılarak yarısının tahakkuk ettirildiğini, feshin haklı sebebe dayandığını, sözleşme feshinden sonra bile 2.500,00 TL tahsilat alarak haksız tahsilat yaptığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin kabul edildiği, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği kabul edildiğinden kazanç kaybı talebinin de hukuki dayanağı kalmadığı, davalının ceza faturası düzenlemesi sözleşmeye göre haklı sebebe dayandığı, davalı şirketin sözleşme hükümlerine göre belirlenen cezanın tamamını isteyebilecekken yarısını cari hesaba alacak kaydettiği, sözleşmenin feshinde, ceza faturası düzenlenmesinde, yapılan borçlandırma işleminde hukuka aykırılık görülmediği, davacının davalıya halen borcu olduğu gerekçesleriyle davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşme şartları uyarınca tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının hakedişlerinden haksız kesintisi nedeniyle zarara uğradığını, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle sözleşmeden beklediği kardan mahrum kaldığını, feshin haksız olması nedeniyle verilen teminat mektubunun da bedelsiz kaldığını, davalı yanca tahakkuk ettirilen cezai şartın yerinde olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, sözleşmenin feshinden dolayı tazminat, hak edişlerden mahsup edilen cezaların iadesi, 50.000 TL bedelli teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti istemlerine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraflar arasında imzalan 13/01/2015 tarihli sözleşme ve ek sözleşme, 02/03/2018 tarihli fesih ihtarnamesi, cari hesap ekstreleri, ticaret sicil kayıtları, dava konusu teminat mektubu, 09/08/2019 tarihli talimat bilirkişi raporu, 14/11/2018 tarihli bilirkişi raporu, davalı şirkete Şan ve Aktarmalarda Kural Dışı Hareket ve Yaptırımlar Listesi, vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Dosya kapsamından, taraflar arasında 13/01/2015 tarihli acentelik sözleşmesi ve aynı tarihli ek sözleşme ile 01/09/2017 tarihli Ek-2 protokol imzalandığı, ek sözleşmenin 3.maddesinde sözleşme süresinin 5 yıl olarak belirtildiği, sözleşmenin davalı tarafından davacıya hitaplı 02/03/2018 tarihli ihtarname ile Y-068 numaralı yaptırım maddesince “Bir gün önceki kasasından devreden parayı takip eden gün mesai bitimine kadar meşru bir mazereti olmaksızın bankaya yatırmazsa” sebebi ile feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporları ile, davacının defterlerinde sadece hakediş faturalarının yer aldığı, davalının muhasebe kayıtlarında hem yansıtma faturaları, yaptırım, ceza ve ödemeleri içerdiği, davalı tarafından davacıya 44 adet 240.180,19 TL tutarında fatura kesildiği, davacıya 02/09/2016- 20/01/2017 tarihleri arasında 4 ay hiç hak ediş ödenmediği, davacının alacağından mahsup edilmesi sonrasında davacının dava tarihi itibariyle davalıya 47.375,12 TL borçlu olduğu, davalı tarafından davacının sözleşme ihlalleri nedeni ile 44.400,36 TL ceza faturası düzenlendiği ancak 22.000 TL yaptırım iadesi ile indirime tabi tutularak davalının cari hesabına 22.400,36 TL alacak kaydedildiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki 13/01/2015 tarihli Acentelik Sözleşmesinin Mali Konular başlıklı 5. maddesinde, davalı şirketin davacı acenteye acentelik hizmetleri karşılığında acentenin cirosu üzerinden %25 , dağıtım üzerinden ise %13 hak ediş hesaplayarak ödeyeceği düzenlenmiştir.
Acentelik Sözleşmesi Ek Protokolü ve 13/01/2015 tarihli Acentelik Sözleşmesinin Ek Sözleşmesi’ nin 7. maddesindeki Özel Hükümler başlıklı bölümdeki 5. maddede ise, kargo ücretlerinin aynı gün Bölge Müdürlüğünün hesabına havale edileceği, gecikme halinde günlük olarak gecikme tutarının %0,2’si kadar gecikme bedeli ve geciken tutarın %15 ini cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, gecikmenin 6 günü geçemeyeceği, yıl içinde 3 defa tahsilatı geciktirmesi veya 6 günü aşan gecikmelerde davalının alacağını davacı acentenin teminatından keserek anlaşmayı feshedebileceği hükmü mevcuttur.
Dosyada mevcut davacı şirketin 01/01/2015- 31/12/2019 dönemine ilişkin cari hesap ekstresinin incelenmesinde, davacının yaptığı tahsilatları 1 hafta,15 gün, 1 ay aralıklarla davalı şirketin banka hesabına havale ettiği anlaşılmaktadır. Sözleşmeye göre, tahsil edilen kargo ücreti aynı gün Bölge Müdürlüğünün banka hesabına havale edilmelidir. Davacının geliri hak ediş ödemesi olup, davacının kendiliğinden kasadaki paradan harcama ve ödeme yapması açıkça sözleşme ihlalidir. Kasa açıkları ve sözleşme gereği düzenlenen yansıtma faturaları nedeniyle hak ediş alamaması sözleşme ihlalini haklı kılmaz. Davacının da imzasının yer aldığı davalı şirketin Şan ve Aktarmalarda Kural Dışı Hareket ve Yaptırımlar Listesinin 18.sırasında Y-068 no ile “Bir gün önceki kasasından devreden parayı takip eden gün mesai bitimine kadar meşru bir mazereti olmaksızın bankaya yatırmaması” halinin kural dışı hareket olarak gösterildiği, bu takdirde bankaya yatırılmayan paranın % 5’i oranında yaptırım uygulanacağı, alışkanlık haline getirenlerin acenteliğini feshedileceği açıkça belirtilmiştir. Nitekim davalı yanca davacıya gönderilen 02/03/2018 tarihli fesih ihtarnamesinde fesih sebebi olarak Y-068 no’lu kural dışı hareket gösterilmiş olup, davacının yaptığı tahsilatları aynı gün Bölge Müdürlüğünün hesabına havale etmeyerek Acentelik Sözleşmesi Ek Protokolü ve 13/01/2015 tarihli Acentelik Sözleşmesinin Ek Sözleşmesi’ nin 7. maddesindeki Özel Hükümler başlıklı bölümdeki 5. maddesine ve Şan ve Aktarmalarda Kural Dışı Hareket ve Yaptırımlar Listesinin 18.sırasında Y-068 no ile belirtilen düzenlemeye aykırı davrandığından davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği, böylelikle davacının kazanç kaybı talebinin hukuki dayanağı kalmadığı gibi Ek Sözleşmenin 7.5.maddesine göre cezai şart uygulama hak ve yetkisi bulunduğu, yapılan borçlandırma işleminde hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığı, davacının davalıya halen borcu olduğu anlaşılmakla teminat mektubunun teminat işlevinin sona ermediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. /01/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.