Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/275 E. 2023/150 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 201 Esas 2021/ Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/275
KARAR NO : 2023/150

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2019

NUMARASI : 2014/697 Esas 2019/859Karar
DAVACI : ..
DAVALILAR :
DAVA : Banka yönetici e çalışanlarının sorumluluğu
DAVA TARİHİ : 27/11/2006
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/02/2023

Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka yönetim kurulu üyeleri ve kredi biriminde görev alan banka personeli tarafından dava dışı … AŞ firmasına usulsüz krediler kullandırıldığı, bu kapsamda 12.07.1996 tarih ve 24/3 sayılı Yönetim Kurulu kararıyla ekspertiz değeri 155 milyar Lira olan gayrimenkul üzerinde 1. derecede ipotek ile ekspertiz değeri 452 milyar lira olan makineler üzerinde ticari işletme rehni tesis edilmesi ve iki yan şirketin kefalet imzası alınması karşılığında 9.000.000,- …aval kredisi tahsis edildiğini, vadesi gelen toplam 1.500.000.- …aval verilen poliçeler vadesinde ödenmediğinden Banka’ca ödenerek kanuni takibe alındığını, 03.04.1997 tarihinde Şubece yapılan istihbaratta 31.03.1997 tarihi itibariyle nakdi kredi limiti 2.096 milyar Lira, gayrinakdi kredi limiti 2.943 milyar Lira olarak tespit edilen firma için Yönetim Kurulu’nun 22.05.1997 tarih ve 16/9 sayılı kararıyla ikinci dereceden ipotek alınması karşılığında, firmaya 1.000.000.-…döviz kredisi tahsis edildiği, 24.06.1997 tarih, 21/79 sayılı Yönetim Kurulu Kararıyla da, alınacak müşteri çekleri ve 2.500.000.- …DTH açılması karşılığında 350 milyar Liralık teminat mektubu kredisi verilmesinin kararlaştırıldığı, bu krediden iki parçada toplam 200 milyar Liralık teminat mektubunun 27.06.1997 tarihinde kullandırıldığı, kredilerin açıldığı ve kullandırıldığı tarihte geri ödenmeyeceğinin açıkça belli olduğu, kredinin onaylanmasından yaklaşık 20 gün sonra firma tarafından 30.06.97 dönemi faizinin ödenmemesi ve … Bankası’nın haciz işlemlerine başlaması üzerine, tüm bankalarca haciz işlemlerine başlandığı, kuruluşundan yaklaşık 10 ay sonra ödenmiş sermayesinin ve brüt satışlarının üzerinde kredilendirilen… Şubesi’nin …Sabit No’lu firmasına (…) Şubece düzenlenen 03.04.1997 tarihli istihbarat raporunda; Bankalara toplam 5 trilyon borcu olmasına rağmen, Yönetim Kurulu’nca önce ek döviz kredisi, sonrada teminat mektubu kredisinin DTH karşılığında kullandırılması şartına uyulmadan ve firmanın iştigal konusundan farklı bir alanda sağladığı kısa vadeli nakit kredinin teminat olarak verilmesi şeklinde kullandırıldığı, bu kredilerin ödenmeyerek 26.08.1997 tarihinde 4.076.866.925.112,-TL üzerinden tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarıldığı ve kanuni takip işlemlerinin başlatıldığı, kredi kullandırımının bankacılık genel mevzuatı, bankanın iç mevzuatı ile bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğunu, Bankacılık Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliği ve Ticari Krediler Uygulama Talimatına göre Bankanın veya diğer bankalara veya ilişkide bulunduğu diğer firmalara borçlu bulunanlara, Karşılıklar kararnamesi hükümleri gereğince temerrüde düşen veya yapılan istihbarat neticesinde kredi değerlililiğini yitirdiği saptananlara, yeni kurulmuş ve asgari bir yıllık bilanço döneminin tamamlamamış firmalara kredi kullandırılmayacağını, kredi kullandırım sürecinde firma hakkında düzenlenen istihbarat raporlarının olumsuz olduğunu, kullandırılan kredilere ilişkin alınan teminatların yetersiz olduğunu, firmaya kullandırılan kredinin TL karşılığının 932 milyar olmasına rağmen teminat olarak alınan gayrimenkullerin toplam ekspertiz değerinin 126 milyar lira olduğunu, ticari işletme rehnine konu teminatların ise dava tarihi itibariyle dahi satış kabiliyetinin bulunmadığını, teminat açığının kredinin kullandırım aşamasında meydana gelmiş olduğunu, Devlet Denetleme Kurulunca düzenlenen raporda kredinin daha açıldğı anda geri dönmeyeceğinin bilindiğinin tespit edildiğini, davalılar tarafından banka usul ve mevzuaına uyulmadan istihbarat ve değerlendirme raporlarındaki olumsuzluklara rağmen yetkilerini banka aleyhine ve firma lehine kullanarak … … AŞ’ne kredi açıldığını, davacı bankanan kamu iktisadi kuruluşu olup 233 sayılı KHK’nın 11. maddesinde teşebbüs ve bağlı ortaklıkların genel müdür, müessese müdürü, yönetim ve danışma kurulu veya yönetim komitesi üyeleri ile her çeşit personelle teşebbüs ve bağlı ortaklıklara verilen sermayeyi ve diğer kaynakları verimlilik, karlılık esaslarına göre kullanmak ve değerlendirmek hususunda gayret ve basireti göstermekle sorumlu oldukları, görevleriyle ilgili olarak verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olduklarının belirtildiğini, bu hüküm uyarınca banka zararına kusurlu eylemleri ile sebebiyet veren yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer personelin tazmin ile sorumlu olduklarını, kredi açıldıktan sonra durumu daha da bozulan firmanın krediyi vadesinde ödeyemediğini, kredi hesaplarının 27.08.1997 – 16.09.1997 tarihli ihtarnameler ile kat edildiğini ve 26.08.1997 tarihinden başlamak üzere muhtelif tarihlerde banka alacağının tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarıldığını, muhtelif tarihlerde 32.475.000.000 TL tahsilat sağlanılarak alacak bakiyesinin 4.044.391.925.112 TL’sine indirildiğini, firma aleyhine 10.09.1997 tarihinde 106.392.831.810 TL üzerinden ve 09.11.1998 tarihinde 3.652.557 …üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını takip neticesinde muhtelif tarihlerde 2.475.000.000 TL ve 30.000.000.000 TL tahsilat sağlandığını… Buca ve Manisa’daki diğer ipotekli taşınmazlarla ilgili takip dosyalarında takip işlemlerine devam edildiğini, teminata alınan makine ve teçhizatlar üzerindeki ticari işletme rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını ancak rehine konu malların üç kez satışı istenmesine rağmen alıcı çıkmadığını, teminata alının 157 adet çek ile ilgili olarak icra takipleri başlatıldığını ancak netice alınamadığını, borçlu şirket hakkında… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.12.1999 tarih 1998/1880 esas sayılı kararı ile verilen iflas kararı üzerine 27.03.2000 Tarihinde 3.800.66.487.266.048 TL’lik alacak kaydı yapıldığını, teminat mektuplarının nakde çevrilmesine müteakip ek alacak kayıtlarının yapıldığı, davalıların özen borcuna aykırı olarak aldıkları kararlar ve yaptıklar usulsüz işlemler sonucu bankanın Nisan 2003 tarihi itibariyle yaklaşık 15 trilyon zarara uğradığını iddia ederek 26.08.1997 tarihinden itibaren muhtelif tarihlerde 4.076.866.955.112 TL olarak tasfiye olunacak alacaklar hesabına aktarılan banka alacağının belirtilen tarihten itibaren aynı tür kredilere uygulanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, dava tarihinden önce yapılan tahsilatların da öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar …, …, …, … ve … vekili davaya cevap dilekçesinde; yönetim kurulu üyelerinin sorumlulukları hakkında açılacak davaların zarar ve faili öğrenmeden itibaren 2 yıl ve olaydan itibaren en fazla 5 yıllık süre ile zaman aşımına tabii olduğunu, davaya konu kredilerin 1997 yılında kullandırıldığını, davanın ise Haziran 2003 tarihinde açıldığını, buna göre davanın zaman aşımına uğradığını olayın cezai müstelzim bir fiil olmadığını ortada davalılar hakkında açılmış bir ceza davası bulunmadığını, müvekkillerinin dava konusu işlemlerin yapıldığı sırada memur olarak görevde bulunduklarını, Anayasa’nın 129. maddesine göre memurların görev sırasında verdikleri kararda dolayı dava edilemeyeceğini, davaya konu kredilerin gerekli incelemeden geçerek banka ve yöneticiler hakkında ibra kararları verildiğini, davayı haklı göstermek için belge sunulmadığını, davacı bankanın davaya konu işlem bakımından harç muafiyeti bulunmayıp dava harcının ödenmesi gerektiğini, davalılar hakkında tamamen aynı iddia ve gerekçelerle her bir kredi için ayrı mahkemelerde dava açıldığını, dava dosyalarının birleştirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu işlemin yapıldığı dönemde ticari krediler müdürü olduğunu şirket genel kurul kararına dayanılarak denetçiler tarafından sadece yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılabileceğini, şirket çalışanları aleyhine denetçilerin dava açma hak ve yetkilerinin bulunmadığını, 27.03.2003 tarihli olağan genel kurul toplantısında verilen önergede görevliler (çalışanlar) hakkında mali sorumluluk kararı alınmasını açıkça öngören bir öneri bulunmadığı halde Genel Kurul tutanağına “görevliler” de eklendiğini, şirket genel kurulunun yönetim kurulu üyeleri dışında görevliler ile ilgili mali sorumluluk davası açılmasına karar verilmesinin yok hükmünde olduğunu, bu karar dayalı olarak açılan davanın reddi gerektiğini, davanın harca tabi olduğunu harcı ödenmeden davaya devam olunamayacağını davanın zaman aşımına uğradığını 27.03.2003 tarihli olağan genel kurulda alınan karar gereğince davanın 1 ay içerisinde açılması gerektiğini, bu süre geçirildikten sonra açılan davanın reddi gerektiğini, kredi borçlusu şirket aleyhine başlatılan takip ve davaların devam ettiğini, işbu takip ve davalar sonuçlanmadan şirket çalışanları aleyhine sorumluluk davası açılamayacağını, davalıların hangi zarardan ve ne miktarda sorumlu oldukları belirtilmeden dava açılamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin … A.Ş’deki görevinden 27.09.1999 tarihinden itibaren ayrıldığını, bu tarihten sonra yapılan işlemler nedeniyle hiçbir sorumluluğu olmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını, davanın harca tabii olup, harç ödenmeden davaya devam edilemeyeceğini, dava dilekçesinde müvekkilinin hangi işlemi ile bankaya ne gibi bir zarar verdiği ve bunun miktarı konusunda bir açıklama yapılmadığını, kredilerin usulsüz kullandırılmadığını banka mevzuat ve genelgelerine göre hareket edildiğini, olay tarihinde Genel Müdür Yardımcısı olarak görevli olan müvekkilinin krediler müdürlüğünden gelen dosyayı sadece havale işlemi yaparak Genel Müdür’ün oluruna sunduğunu, müvekkilinin havale işleminin kredi tahsis ve kullandırımı için zorunlu bir unsur olmadığını, firma kredilerinin tümünün yönetim kurulunca oy birliği ile alındığını, yönetim kurulunca onaylanan kredinin kullandırma yetkisinin tamamen şubeye ait olduğunu, kredi tahsis edilen … … A.Ş ile ilgili yönetim kurulu kararında teminat unsurunun DTH (Döviz Tevdiat Hesabı) olup nakit para bloke edilmeden kredi kullandırılmasının tamamen şubenin sorumluluğunda olduğunu, kredinin %200 fazlası ile ipotek tesis edilmesi ve akreditifler karşılığında kullandırılmasının yönetim kurulu kararına bağlandığını bu bakımdan teminatların yeterli olduğunu, ayrıca kredi açılırken ipotek, işletme rehni ve şahsi kefaletler de alındığını, kredi tahsis döneminde dava dışı firmanın 21 banka ile çalışan önemli kapasitede bir şirket olduğunu, müvekkilinin görev yaptığı dönemde…’nın tüm işlemlerini TBMM kit komisyonunda ibra edildiğini, kredi borçları hakkında herhangi bir aciz vesikası sunulmadığını, borçlu şirket hakkında takipte dava işlemlerine devam edildiğini, hukuki anlamda doğmuş bir banka zararından söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde; … … A.Ş’ne kullandırılan kredilere ilişkin yönetim kurulu kararları incelendiğinde müvekkili …’ı firmanın “esas” kredisinde imzasının olmadığını, imzası olduğu 2 yönetim kurulu kararının da usulüne uygun olduğunu, söz konusu firmanın “esas kredisi” olarak görülen 9.000.000 DEM’lik aval kredisinin tahsis kararında müvekkilinin imzası olmadığının, ilgili şubenin kredi talebini uygun görüş ve yazılı olarak Genel Müdürlük Ticari Krediler Müdürlüğü’ne ilettiğini, kredi talebinin genel müdür tarafından uygun görüş ile yönetim kuruluna sunulduğunu, kredi teklif önerisinde yeterli teminatın önerildiğini, istenen ipoteğin 2. derece olmasının teminat değerini etkilemeyeceğini, ayrıca 1. derece ipoteğin zaten eski kredisinden dolayı bankaya ait olduğunu, firma ile ilgili istihbarat raporunda kredi kararına katılmayı engelleyecek herhangi bir olumsuzluk ifade edilmediğini, usulüne uygun olarak teklif edilen kredinin müvekkili …’ında imzaladığı kredi tahsis kararında hiçbir usulsüzlük bulunmadığını bu bakımdan müvekkilinin imzasını taşıyan 22.05.1997 ve 24.06.1997 tarihli tahsis kararlarının usulüne uygun olduğunu, davalı …’ın yönetim kurulu üyesi olarak yalnızca imzaladığı tahsis kararları kapsamında sorumlu tutulabileceğini, tahsis kararları kapsamında belirtilen koşullar çerçevesinde kredi kullandırma ile ilgili yetki ve sorumluluğun şubede olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava konusu kredilere ilişkin kredi tekliflerinin sunulması, kredi tahsis ve onay işlemlerinin yapılması ve tahsis edilen kredilerin kullandırılması aşamasında davalıların sorumluluğunu gerektirir her hangi bir kusur ve ihmalin saptanamadığı, aksi durumun davacı banka vekilince ortaya konup delillendirilemediği gerekçeleriyledavanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıların… … AŞ’ye usulsüz kredi kullandırılmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiklerini, kredi kullandırımının bankacılık genel mevzuatına, banka iç mevzuatına ve bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı olduğunu, Devlet Denetleme Kurulunca düzenlenen tevdii raporunda da ifade edildiği şekilde daha kredinin açıldığı anda geri dönmeyeceği bilinerek kredi kullandırıldğını, şirket hakkında düzenlenen istihbarat raporlarının olumsuz olduğunu, kredilerin teminatlarının yetersiz olduğunu bu nedenle kullandırılan kredilerin usulsüz olduğunu, mahkemece davacının zararının oluşmasında davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığının tespit edilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; dava dışı … … A.Ş firmasına usulsüz kredi kullandırılarak banka zararına sebebiyet verildiğinden bahisle oluşan zararın bankanın yöneticisi, personeli ve yönetim kurulu üyeleri olan davalılardan tahsili istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
01/02/1996 ve Nisan 1997 tarihli istihbarat raporları, kredi kullandırımına ilişkin belgeler, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/65 Esas 2009/107 Karar sayılı kararı, İzmir 15. Noterliğinin 09/12/2007 tarih… yevmiye nolu ihtarnamesi, ekspertiz raporları vs deliller dosya arasında mevcuttur.
01.10.2007 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve 05.05.2008 tarihli bilirkişi kurulu ek raporlarında özetle; bankanın… Şubesi tarafından banka yönetim kurulunun 12.07.1996 – 22.05.1997 – 24.06.1997 tarihli kararlarına istinaden kredilendirilen … … A.Ş hakkında banka uzmanlarınca düzenlenen Nisan 1997 tarihli ekonomik ve mali inceleme raporunu olumlu olduğu, raporda firmanın Mart 1997 itibariyle 9.308.000.000.000 TL likit satış 195.350.000.000 TL kar gerçekleştirdiği, 4.201.660.000 USD’lik ihracat 2.499.802 USD ve 450 Milyar TL’lik ithalat yaptığı, 1996 yılında sermayesini 30 Milyar TL’den 600 Milyar TL’ye yükselttiği, diğer banka ve finans kurumları ile sorunsuz çalıştığı şirketin mali durumunun iyi seviyede olduğunun belirtildiği, şirketin bu nedenle davacı banka ile birlikte diğer 21 banka tarafından kredilendirildiği, … … A.Ş. firması lehine tahsis edilen krediler ve buna bağlı işlemlerde herhangi bir usulsüzlük saptanmadığı, alınan yönetim kurulu kararlarını bankacılık ilkeleri ve davacı bankanın iç mevzuatına uygun olduğu, kredi tahsis şartlarına uygun hareket edildiği, her ne kadar 24.06.1997 tarihli yönetim kurulu kararında öngörülen 2.500.000 …depo işlemi gerçekleştirilmemiş ise de tahsis edilen kredi tutarı 350 Milyar TL olduğu, kredi kullanım tutarının ise 200 Milyar TL olduğu karşılığında müşteri çeki olarak tahsis edilen 157 adet çekin teminat çeki olarak alındığı, ayrıca 438,5 Milyar TL ipotek 452,3 Milyar TL işletme rehnini alınmak suretiyle kredinin teminatlandırıldığı ve alınan teminatın yeterli olup bankayı zarara uğratıcı bir eylem oluşturmadığı, ekonomik ve politik alanda yaşanan ani değişikliklerin bazı dönemlerde kredi faiz oranlarındaki beklenmeyen artışlar ve takip prosedürünün ağır işlemesi nedeniyle ticari hayatın tabiatında mevcut risk faktörü ve bir alacaklının herhangi bir nedenle başlattığı yasal takibin diğer tüm alacaklıları harekete geçirerek kredi alan firmanın çok güçlü dahi olsa üstesinden gelemeyeceği bir takip sağanağı altında kalması ve nihayet iflas olgusunun kredi teklifini benimseyen ve onaylayan banka görevlilerinin başlangıçta tespit edilemeyecekleri gelişmeler olarak kabul edilmesi gerektiği bu yönüyle davacı bankanın dava konusu krediler nedeniyle davalılara karşı herhangi bir talep hakkına sahip olmadığı bildirilmiştir.
02.10.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve 03.04.2019 tarihli ek raporda özetle; davacı banka zararına sebebiyet verdiği iddia edilen … … A.Ş. firmasına kredi kullandırılması eyleminde davalı banka personelinin kusuru olup olmadığının öncelikle dava konusu kredilerin bankanın iç mevzuatına uygun kullandırılıp kullandırılmadığı çerçevesinde incelenmesi gerektiği, davacı bankanın Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliğinin 17. Maddesinde hangi hallerde kredi kullandırılmayacağının belirtildiği, bu kapsamda çek kullandırma yasağına girenlere, kanuni takipte olanlara, bankaya veya diğer banka ve kuruluşlara borçlarından dolayı protesto edilip protestoları Merkez Bankasınca kaldırılmayanlara bilanço dönemleri esas alınarak iki yıl üst üste zarar eden firmalara, Karşılıklar Kararnamesi gereğince temerrüde düşen veya yapılan istihbarat sonucuna göre kredi değerliliğini yitirenlere kredi açılmayacağının hükme bağlandığı, dava konusu olayda kredi kullandırıldığı dönemde söz konusu firmanın çek yasaklısı olmadığı, firmanın borçları sebebiyle kanuni takibe uğramadığı, firmanın bilançosunda üst üste 2 yıl zarar gözükmediği, Mali Tahlil Raporlarına göre kredi verilmesine mani teşkil edecek bir tespit bulunmadığı, firma hakkında düzenlenmiş olan 1996 ve 1997 yılı İstihbarat Raporlarında bir kısım olumsuz gösterge ve değerlendirilmelere yer verilmiş olmasına rağmen bankacılıkta genel olarak kredi risk kavramı içinde değerlendirilebilecek anlatımlar olduğu, firmanın likidite oranının 1995-1996 yıllarında normal düzeyin altında gerçekleştiğine ve kısa vadeli borçların risk oluşturduğuna, finansman ihtiyacının daha uzun süreye yayılması gerektiğine ilişkin rapordaki değerlendirmelerin kredi tahsisine engel teşkil edecek boyutta olmadığı nazara alındığında kredi kullandırılmasının bankanın iç mevzuatına aykırı olmadığı, dava konusu kredilerin tahsis ve kullandırımının şirket hakkında düzenlenen Mali Analiz ve İstihbarat Raporlarına uygun olduğu, dava konusu kredilerden herhangi bir teminat eksiği bulunmadığı, 12.07.1996 tarihli yönetim kurulu kararı ile tahsis edilen 9.000.000 …aval kredisinin tahsisi tarihindeki kur dikkate alınarak riskinin 507.458.000 seviyesinde olduğu nazara alındığında teminat eksiğinden bahsedilemeyeceği, 22.05.1997 tarihli yönetim kurfulu kararı ile kullandırılan 1.000.000 …tutarlı döviz kredisi ile ilgili olarak ise toplam ekspertiz bedeli 201.116.000.000 TL olan fabrika binası üzerine ipotek şartı konulmuş olup bina göre kredi tahsis kararındaki kur nazara alındığında 82.094.000.000 TL tutarlı kredinin yeterli derecede teminata bağlanmış olduğu, 24.06.1997 tarihinde onaylanan 350.000.000.000 TL teminat kredisi tahsis koşullarında belirtilen kredi lehtarına ait döviz tevdiat hesabına bloke konulması ve 1 ay sonrasında ise taşınmaz ipoteği alınması ve müşteri çeklerinin teminat olarak alınmasının öngörüldüğünü ancak kredi onayının aksi şekilde işlem yapılmasından davalıların sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davalıların Genel Bankacılık Uygulamalarına göre sorumlu olmadıkları bildirilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı bankanın… Şubesi tarafından dava dışı … … A.Ş’ye 12.07.1996 tarihli Yönetim Kurulu kararına istinaden 9.000.000 …limitli aval kredisi, 22.05.1997 tarihli Yönetim Kurulu kararına istinaden 1.000.000 …limitli döviz kredisi ve 24.06.1997 tarihli Yönetim Kurulu kararına istinaden 200.000.000.000 TL teminat mektubu kredisi kullandırıldığı, söz konusu üç yönetim kurulu kararına istinaden kullandırılan kredilerin teminatı olarak… … parselde kayıtlı dubleks mesken üzerine 1. derecede 20.000.000.000 TL miktarlı, aynı yer… kayıtlı mesken üzerine 1. derecede 1.000.000.000 TL miktarlı, aynı yer … parselde kayıtlı mesken üzerine 3.500.000.000 TL miktarlı …parselde kayıtlı fabrika ve müştemilatı üzerine 405.000.000.000 TL’ miktarlı ipotekler tesis edildiği, ayrıca kredi lehtarı … … A.Ş’ne ait makine ve teçhizatlar üzerine 452.300.000.000 TL miktarlı ticari işletme rehni tesis edildiği ve şirketin büyük ortağı …A.Ş’nin ve …Ltd. Şti.’nin kefaletlerinin alındığı, davaya konu kredilerin kullandırıldığı dönemde davalı …’nın davacı bankanın Ticari Krediler Müdürü, davalı …’ın Genel Müdür Yardımcısı, davalı … … – … – … – … – …’ın davacı bankanın yönetim kurulu üyesi oldukları, mahkemece alınan bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere davacı banka tarafından kredi alacağının tahsili için borçlu … … A.Ş aleyhine 10.09.1997 tarihinde 106.392.831.810 TL ve 09.11.1998 tarihinde 3.652.557 …üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, takip tarihindeki kur (1DEM = 165.000 TL) üzerinden 3.652.557 DEM’in karşılığını 602.671.905.000 TL olduğu TL bazında yapılan takip tutarının ilavesiyle faiz dahil toplam riskin 709.064.736.810 TL olduğu, teminat çekleri ve kefalet haricindeki ipotek ve ticari işletme rehni teminatının dahi riskini karşılayabildiği; 9.000.000 …limitli aval kredisinde teminat olarak ekspertiz değeri 154.956.100.000,-TL olan gayrimenkuller üzerine 1. derecede ipotek, ekspertiz değeri 452.300.000.000,-TL olan makineler üzerinde ticari işletme rehni ve toplam ekspertiz değeri 607.256.100.000,- TL taşınmaz ipoteği alındığı, şirketin büyük ortağı, …’ın, … … AŞ’nin ve … … Ltd Şti’nin kefaletlerinin alındığı, kredinin kullandırıldığı tarihteki kur üzerinden TL karşılığının 507.258.000TL olup teminat tutarının ise 607.256.100.000 TL olduğu ve teminat açığı bulunmadığı; 1.000.000 …bedelli döviz kredisi ile ilgili olarak; kredi kullanım tarihinde kredinin TL karşılığının 82.094.000 TL olduğu, karşılığında toplam ekspertiz değeri 21.116.000.000 TL olan fabrika binası ve arsası üzerine 2. derece ipotek tesis edildiği, ayrıca kefalet teminatı alındığı bu itibarla bu kredi ile ilgili teminat açığı olmadığı; 350.000.000.000 TL bedelli teminat mektubu kredisinin onayına ilişkin Yönetim Kurulu kararında kredi teminatı olarak müşteri çeklerinin 2.500.000 …döviz tevdiat hesabının bloke edilmesi kredi tahsis şartı olarak arandığı, Yönetim Kurulu kararından öngörülen döviz blokesi şartı yerine getirilmemekle birlikte 05.05.2008 tarihli bilirkişi ek raporuna göre kredi geri dönüşleri ile ilgili ilk sorunun yaşandığı 01.10.1997 tarihinden önce 05.04.1997 tarihinde bankaca yapılan tespitte kredi lehtarı şirketten 24.078.670.000 TL aval komisyonu tahsil edildiği, şirketin mevduat hesabında 12.946.535.195 TL bulunduğu ve çek deposunda 539.146.560.000 TL’lik çek bulunduğu, bu nedenle kredi onayında belirtilen şartlar tamamlanmadan kredinin kullandırılmasında yönetim kurulu üyesi, genel müdür yardımcısı ve ticari krediler müdürü olarak görev yapan davalıların sorumlu tutulmasının uygun olmayacağı, davaya konu kredide teminat açığının ne şekilde gerçekleştiği hususunda davacı tarafça dayanakları ile birlikte dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davacı bankanın Ticari Krediler Genel Esasları Yönetmeliğinin “Kredi Açılmasına Engel Durumlar” Başlıklı 17. maddesinde; çek kullanma yasağına giderlere, bankaya veya diğer bankalara veya ilişkide bulunduğu diğer firmalara borçlu bulunanlara, bilanço dönemleri esas alınarak iki yıl üstüste zarar eden firmalara, karşılıklar kararnamesi hükümleri gereğince temerrüde düşen veya yapılan istihbarat neticesinde kredi değerini yitirdiği saptananlara, eni kurulmuş ve asgari bir yıllık bilanço dönemini tamamlamış firmalara kredi kullandırılamayacağı düzenlenmiş olup, dava dosyası kapsamında yapılan incelemede … AŞ’ne kredi tahsis ve kullandırılmasında banka içi mevzuat açısından bir engel olmadığı, öte yandan dava konusu olayda kredi tahsisinde kanunen belirlenen kredi sınırlarına uygun kredi tahsis edildiği, müflis, konkordato ilan etmiş şirketleri kredi kullandırılmaması, limit aşılarak kredi kullandırılması gibi genel bankacılık mevzuatı kapsamında belirlenen ilkelere de aykırı hareket edilmediği, dava konusu kredilere ilişkin kredi tekliflerinin sunulması, kredi tahsis ve onay işlemlerinin yapılması ve tahsis edilen kredilerin kullandırılması aşamasında davalıların sorumluluğunu gerektirir her hangi bir kusur ve ihmalin saptanamadığı, aksi durumun davacı banka vekilince ortaya konup delillendirilemediği, dosyada mevcut istihbarat raporlarında da ayrıntılı şekilde dava dışı … A.Ş’ye kredi kullandırılması hususunda olumsuz bir tespit ve görüşün yer almadığı, istihbarat raporlarının ayrıntılı inceleme ve araştırmayı içerdiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/02/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.