Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/269 E. 2022/117 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

…..

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/201
NUMARASI ……
DAVA : Alacak (İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, … faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen kamulaştırmasız el atma nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebi ile açılan tazminat davasında davanın kabulüne ilişkin verilen kararın kesinleştiğini, karar nedeniyle müvekkilinin 41.424,40 TL ödediğini belirterek şimdilik 26.890,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında talebini toplam 41.424,40 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, devre esas bilanço düzenlenerek geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, davanın kabulünün davacı şirket lehine sebepsiz zenginleşme sağlayacağını, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini, avans faizine hükmedilemeyeceğini, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; mahkeme ilamı gereği yapılan ödeme ile davacı mamelekinde meydana gelen azalma nispetinde ödenen bedelin İHDS hükümlerine göre davalıdan rücuen tahsilinin talep edilebileceği, hisse devir sözleşmesi’nin 9.4. maddesinin işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla 22. maddenin “f” bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İHDS’deki hükümler saklı kalmak kaydıyla” şeklinde hükümler yer aldığı, İHDS’deki hükümler uyarınca somut olayın çözümlenmesi gerektiği, İHDS’nin 7. Maddesi hükmü kapsamında sorumluluğun davalı …’a ait olduğu, davacı tarafından yapılan ödemeden davalının sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 41.424,40 TL’nin 14/03/2017 tarihden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, devre esas bilanço düzenlenerek geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, davanın kabulünün davacı şirket lehine sebepsiz zenginleşme sağlayacağını, hisse devir tarihi öncesinde tamamlanmış dosyaların bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, işletme hakkı devir sözleşmesinde tarafların sorumluluğuna geçecek davaların konularına göre ayrıldığını, mahkemece İHDS tarihi baz alınarak sorumluluk yoluna gidilmesinin hatalı olduğunu, … faaliyeti bölgesinde 17/02/2005 tarihinden önce müvekkilinin değil, ayrı tüzel kişiliğe sahip … … müesseselerinin yetkili ve sorumlu olduğunu, ödemenin davacı tarafından yapıldığına ilişkin bir belge bulunmadığını, ödemenin davacı tarafından yapıldığının kabulü halinde de ödeme yapılan dönemde davacı şirketin tüm hisselerinin müvekkiline ait olması nedeniyle yapılan ödemenin müvekkilinin bütçesinden çıktığını, müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini, aksi kabul halinde müvekkilinin yalnızca mahkeme kararında belirtilen tutardan sorumlu olacağını, icra takibine ilişkin giderler, vekalet ücreti, karara ilişkin diğer masraf ve faizlerden sorumlu olmadığını, avans faizine hükmedilemeyeceğini, dava konusu alacak talebinin dayanağı olan davada alacağın yasal faiz ile birlikte ödenmesine hükmedildiğini, dava ve icra takibinin müvekkiline ihbar edilmediğini, müvekkili aleyhine hükmedilen harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de hatalı olduğunu, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14/07/2015 tarih 2012/212 Esas 2015/175 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı … …, davalısı … … … A.Ş., ihbar olunan … olup, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebiyle açılan davada davanın kabulüne, 21.698,22 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, … Gösterilen 594,41 m2’lik kısım üzerinde kullanımı davalı idareye ait olmak üzere … Genel Müdürlüğü adına irtifak hakkı kurulmasına, irtifak hakkının tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği görülmüştür.
Kağızman İcra Müdürlüğünün 2017/23 sayılı icra takip dosyası ile yukarıda anılan mahkeme ilamına dayanılarak alacaklı … … tarafından, borçlu … … … A.Ş. aleyhine ilama dayanarak icra takibi başlatıldığı, davacının icra dosyasına 14/03/2017 tarihinde 41.414,70 TL yatırdığı görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … … tarafından taşınmazına kamulaştırmasız el atılarak yüksek gerilim hattı geçirilmesi nedeniyle zararın tazmini talebiyle … … … A.Ş. aleyhine açılan davada, davanın … Genel Müdürlüğüne ihbar edildiği, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının kesinleşen karar nedeniyle icra dosyasına 14/03/2017 tarihinde 41.414,70 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; … faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesine dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelindiğinde; rücu talebine konu Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14/07/2015 tarih 2012/212 Esas 2015/175 Karar sayılı dosyasının davacısı … … vekili tarafından … … A.Ş. aleyhine kamulaştırmasız el atma davası açılmıştır. Davacı … … A.Ş. ile davalı … arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesi 24/07/2006 tarihinde imzalanmıştır. Bu durumda rücu talebine dayanak dava konusu işlem işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından önceki tarihlidir. Rücuya dayanak davada irtifak hakkı da davalı … Genel Müdürlüğü adına kurulmuştur.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra takibi nedeniyle yapılan ödeme işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği miktarı davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın … tesislerinin mülkiyetine ilişkin olup, sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü kapsamında rücuya dayanak davayı …’a ihbar ettiği görülmüştür. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, hisse satış sözleşmesinin 9.4. maddesinde “…İşletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde hisse satış sözleşmesi karşısında işletme hakkı devir sözleşmesinin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacının ilama dayalı başlatılan Kağızman İcra Müdürlüğünün 2017/23 sayılı takip dosyasına ödeme yaptığı anılan dosyada yer alan 14/03/2017 tarihli tahsilat makbuzundan anlaşılmıştır. Bu durumda davalı vekilinin davacının ödeme yaptığını ispatlayamadığına yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda hüküm altına alınan 41.424,40 TL üzerinden hesaplanan harç, vekalet ücretinde herhangi bir hata bulunmadığı gibi davacı tarafından yapılan ve dosya içerisinde belgeli olan giderler gözetilerek hüküm altına alınan yargılama gideri miktarında da herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 2.829,71 TL istinaf karar harcından peşin alınan 707,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.122,28‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 10/02/2022

……
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.