Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/268 E. 2021/1136 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2019
NUMARASI ……
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2016
KARAR TARİHİ : 07/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı arasında 11/09/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalının kredi borcunun bir kısmını ödememesi nedeniyle hesabın kat edilerek davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek; davalının icra icra takibine itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı asilin cevap süresinden sonra vermiş olduğu beyan dilekçesinde özetle; dava konusu borcun gerçek borcunu yansıtmadığını, maaş hesabından alınan ödemelerin borcundan düşülmediğini, kredinin kat edildiğinden haberinin olmadığını , davacı bankanın ihtarnamesinin kendisine ulaşmadığını ayrıca 6 yıldır İstanbul/ … de ikamet ettiğini, mernis adresinin de …/ İstanbul olduğunu, davanın mernis adresine yakın olan… Sarayında görülmesini talep ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; kat ihtaraının davalı borçluya usulüne uygun olanak 14.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davalının verilen 3 günlük sürenin bitiminde 18.09.2015 tarihinde temerrüte düştüğü ancak sözleşmede akdi faiz ve temerrüt faizinin kararlaştırılmadığı , sözleşmenin akdi faiz ve temerrüt faizinin düzenlendiği 6.a maddesinde faize ilişkin kısımların boş bırakıldığı, ancak krediye ilişkin ödeme tablosunda kredinin aylık % 1,01 faiz oranı ile verildiği ve bu hususun tarafların kabulünde olduğu bu nedenle kredinin akdi faiz oranını aylık % 1.01 olarak kabul edildiği anlaşılım olup Borçlar Kanununun 120/4 maddesi gereğince ” Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da 1. fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise , temerrüt faiz oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur ” hükmü gereğince bilirkişi tarafından akdi faiz oranı esas alınarak temerrüt faizi hesaplanmış olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra takip dosyasında davalının itirazın kısmen iptali ile 22.000,00TL asıl alacak , 2.855,91TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.855,91TL üzerinden itirazın iptaline takibin devamına, asıl alacak olan 22.000,00TL ye takip tarihinden itibaren yıllık % 12.12 oranında temerrüt faizi ile bunun % 5 i oranında BSMV işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen toplam 24.855,19TL üzerinden İİK ‘nun 67/2. ve 4 . Maddesi hükmü gereğince % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin gerekçesinde genel kredi sözleşmesinde temerrüt faiz oranının belirtilmemiş olması sebebiyle akdi faiz oranının geçerli olacağına dair kararının kabulünün mümkün olmadığını, zira bankalar tarafından ticari kredilerde temerrüt faizi oranının serbestçe belirleneceğini, banka kayıtlarına göre uygulanacak faiz oranının %36 olduğunu, bu durumda müvekkili bankanın işlemiş faiz alacağının 8.648,33 TL olduğunu, ticari işlerde TBK’nın 120. Maddesinin uygulanamayacağını, bu hususun Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile de kabul edildiğini, bu durumda ticari işlerde özel hüküm niteliğindeki TTK’nın 8. Ve 9. Maddelerinin uygulanması gerektiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden davalı asıl borçluya kullandırılan kredi alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava konusu Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nü…… olduğu 22.000,00 TL asıl alacak, 8648,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.648,33TL alacağın tahsili için 23.05.2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçluya örnek 7 ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun süresinde borcun tamamına , faize ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, takipte asıl alacağa takip tarihinden itibaren %36 temerrüt faizinin talep edildiği, anlaşılmıştır.
Davacı bankanın …/Ankara şubesi ile davalı arasında 11.09.2013 tarihinde 40.000,00TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve bu kredi sözleşmesine istinaden davalıya ayni tarihte 40.000,00TL tutarında 6 ay ödemesiz 36 ay vadeli , aylık ödemesi 1.662,25TL olan, aylık % 1,01 faiz oranı ile ticari kredi kullandırıldığı ancak sözleşmede akdi faiz oranını kararlaştırılmadığı, sözleşmenin 6.a maddesinde yapılan düzenlemede akdi faiz oranı ile temerrüt faiz oranlarına ilişkin kısımların boş bırakıldığı görülmüştür.
Davalı tarafından borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, 11.09.2015 tarihinde Ankara 61. Noterliğinin …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıya hesabın kat edildiği 11.08.2015 tarihi itibarıyla toplam 24.840,95 TL ‘nin ödenmesinin talep edildiği, davalıya ödeme için 3 gün süre verildiği ve ihtarın ayni konutta birlikte ikamet eden ehil Erdoğan Söğütdelen ‘e 14.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği, anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut deliller üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan denetime elverişli bilirkişi raporu ve ek raporunda özetle :Davacı bankanın davalıya 11.09.2013 tarihinde 40.000,00TL tutarında 6 ay ödemesiz 36 ay vadeli , aylık % 1,01 faiz oranı ile ticari kredi kullandırıldığı, kredinin ödemesiz döneminin 13.03.2014 tarihinde sora erdiği, bu tarihe kadar kredinin işleyen faizinin kredinin ana parasına eklendiği ve oluşan tutarın 30 taksitte ödenecek şekilde ödeme planı oluşturulduğu, davalının kredi ödemelerini gecikmeli olarak yaptığı, 14.07.2014 tarihli taksiti, 14.08.2017 tarihinde ödediği ve devamında 1 ay gecikmeli olarak ödemeye devam ettiği, 12.11.2014 tarihli taksiti 10.02.2015 tarihinde ödeyerek toplam geçikmiş taksit sayısını üçe çıkardığı , sonraki taksitleri üç ay gecikmeli olarak ödediği ve son olarak ta 12.05.2015 tarihli taksiti 10.08. 2015 tarihinde ödediği bundan sonra ödeme yapmadığı, kalan ana para borç bakiyesinin 22.958,25TL olduğu , Temerrüt faizi yönünden ise, sözleşmede temerrüt faizinin nasıl uygulanacağına dair alanın boş bırakıldığı , bu nedenle faiz hesaplamasının tüm tarihleri için akti faiz oranı ile yapılacağının tespit edildiği , buna göra yapılan hesaplama sonucunda taleple bağlı kalınarak davacının 22.000,00TL asıl alacak, 2.855,91TL işlemiş faiz talep edebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf sebebi ticari işlerde TBK’nın 120. Maddesine göre temerrüt faizi oranının belirlenemeyeceğine ilişkindir. Gerçekten de dava ve takip konusu taksitli ticari kredi, davalı asıl borçluya ticari iş niteliğindeki 11.09.2013 tarihli genel kredi sözleşmesine dayanılarak kullandırılmış olup TTK’nın 8. Ve 9. Maddeleri gereği belirleneceğinden, TBK’nın 120. Maddesinin uygulanma yeri bulunmamaktadır.
Somut olayda ise takip konusu kredi alacağının dayanağı 11.09.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde akdi faiz oranı ve temerrüt faizi oranı belirlenmemiş, boş bırakılmıştır. Bu durumda 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesine göre temerrüt faizi belirlenebilir. Aynı yasanın 2.maddesinin 3.fıkrasına göre de temerrüt faizi akdi faizin altında olamayacaktır. Dosyada yer alan davacı banka kredi hesap özetlerine göre dava ve takip konusu kredi aylık %1,01 akdi faiz oranı üzerinden kullandırılmış, bu durumda bilirkişi raporuyla hesaplanan yıllık %12,12 oranının temerrüt faizi olarak kabulü ile davalı-asıl borçlunun temerrüde düştüğü 17.09.2015 tarihinden 23.05.2016 tarihine kadar toplam 2.855,91 TL işlemiş temerrüt faizi alacağına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekili her ne kadar temerrüt faizi oranının banka kayıtlarına göre takipte talep edildiği gibi %36 olduğunu üzerinden temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de bu yöndeki iddiasını dosya kapsamına sunulan bilirkişi raporuna dayanak alınan banka kayıtlarıyla ispat edememiştir. O halde her ne kadar sonucu yönünden ilk derece mahkemesince verilen karar doğru ise de, TBK’nın 120. Maddesi hükmü gözetilerek takip konusu kredi alacağının temerrüt faizi alacağına uygulanacak temerrüt faizi oranının belirlenmesi doğru görülmemiş, ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesi yönünden davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, dava ve takip konusu genel kredi sözleşmesine dayanılarak kullandırılan ticari iş niteliğindeki taksitli kredi alacağı ile ilgili olarak temerrüt faizi oranının belirlenmesinde TBK’nın 120. Maddesi hükmünün ilk derece mahkemesince esas alınarak gerekçede yer verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun ilk derece mahkemesinin gerekçesi yönünden kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-İstinafa başvuran davacı vekilinin istinaf sebeplerinin ilk derece mahkemesinin gerekçesi yönünden KABULÜNE,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.07.2019 tarih ve ……Karar sayılı KARARININ GEREKÇESİ YÖNÜNDEN KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın Kısmen KABULÜNE ,
Ankara 8.İcra Müdürlüğünün …… sayılı takip dosyasında davalının itirazın kısmen iptali ile 22.000,00TL asıl alacak, 2.855,91TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.855,91TL üzerinden itirazın iptaline takibin devamına ;
Asıl alacak olan 22.000,00TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık % 12.12 oranında temerrüt faizi ile bunun % 5 i oranında BSMV işletilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine ,
2- Kabul edilen toplam 24.855,91 TL üzerinden İİK ‘nun 67/2. ve 4 . Maddesi hükmü gereğince % 20 oranında 4971,18 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.699,95-TL harçtan mahkeme veznesine peşin yatırılan 523,41-TL’nin mahsubu ile kalan 1.176,54TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
4-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 11 adet tebligat gideri 132,50-TL, müzekkere posta masrafı 15-TL, bilirkişi masrafı 650-TL olmak üzere toplam 797,50-TL’nin kabul edilen ve reddedilen kısımları oranlanmak suretiyle 647,60-TL ile peşin harç 523,41-TL olmak üzere toplam 1.171,01-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Yargılamada vekili ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesi gereği hesaplanan 4080.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru gideri, 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 180,10 TL istinaf giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesinde duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 07/10/2021
……

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.