Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/26 E. 2022/146 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
NUMARASI ….
DAVA : Alacak
DAVA : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2022
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davalı ile düzenledikleri 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin “Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları” başlıklı 7. maddesinde, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemdeki tüm iş ve işlemlerin sorumluluğunun davalıya ait olduğunun düzenlendiğini, işletme hakkı devir sözleşmesinin akdinden önce meydana gelen kaza nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili için Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/444 Esas sayılı dosyasında açılan dava sonucunda hükmedilen tazminat bedelinin Gaziantep 9. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8755 sayılı dosyasında infaz edildiğini, davalı ile imzalanan sözleşme uyarınca bu bedelden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 46.106,40TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle davanın BK’nın 73. maddesine dayalı rücu alacağı davası olduğu ve 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve ödeme tarihine göre süresinde açılmadığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, … özelleştirme kapsamına alınmasıyla beraber Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararıyla Türkiye genelinde 20 dağıtım şirketi kurulduğunu, başlangıçta bu firmalarının %100 hissesinin müvekkili …’a ait olduğunu, özelleştirme modeli uyarınca müvekkili … ile dağıtım şirketleri arasında 24/07/2006 tarihinde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, hisse devri aşamasında devre esas mizan düzenlenerek, devre esas bilanço belirlendiğini, bu işlemler neticesinde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, 30/09/2013 tarihinde Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararı uyarınca davacı şirket hisselerinin blok olarak … A.Ş.’ne satışına ilişkin “Hisse Devir Sözleşmesi” imzalandığını, davaya konu ödemenin … … hisselerinin %100’ünün davalıda bulunduğu tarihte yapıldığını, İHDS’nin 7. maddesinin alt bentleri incelendiğinde hisse devir protokolünün tamamlanmasından önce tamamlanmış dosyaların bu kapsamda olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere İHDS’nin 7.1, 7.2 ve 7.3 maddeleri uyarınca davalının açılan davaları …’a derhal bildirmesi gerektiğini, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi nedeniyle faiz ve icra giderlerine ilişkin giderlerin talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle haksız olarak açıldığını öne sürdüğü davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; sözleşme maddeleri ve yerleşik yargı uygulaması değerlendirilmek sureti ile iddia ve savunmalar gözetilerek gerekçeli ve denetime el verişli olarak verilen bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; davacının tazminat ödemesine neden olan 01.11.2006 tarihinde Gaziantep 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada, davacılar 26.05.2006 günü oluşan eylemden dolayı tazminat isteminde bulundukları, taraflar arasındaki sözleşme 24.07.2006 tarihli olduğundan tazminata konu eylemin sözleşme öncesi oluştuğu da açık olup, davacının bu tazminat bedelini icra dosyasına ödediği de çekişmesiz olduğundan davanın kabulü ile 46.106,40TL’nin, 25/11/2011 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, dava dışı işçinin üçüncü kişi olmadığını, bu nedenle alacağın İHDS kapsamında kalmadığını, İHDS, ihale şartnamesi ve hisse devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, rücuya esas davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının dayanak davadaki ödemeleri yasal faiz üzerinden yaptığını, müvekkili aleyhine hükmedilen harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinde hata bulunduğunu bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazmin istemine ilişkindir.
Gaziantep 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/05/2012 tarih ve 2012/71 Esas 2012/347 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısının … ve müşterekleri, davalılarının … … İl Müdürlüğü, … ve…. olup, 26/05/2006 tarihinde küçük …’in elektrik teline dokunması sonucu sağ kolunun dirseğin biraz üzerinden itibaren kesildiği, sol bacağının dizden aşağı gücünü %84 oranında fonksiyonel olarak yitirmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davalı ….hakkındaki davada görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, diğer davalılar hakkında maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığı görülmüştür.
Gaziantep 9. İcra Müdürlüğünün 2010/8755 sayılı takip dosyası dosyasının incelenmesinde; alacaklı … ve müşterekleri, borçluları … ….. Başkanlığı olup, Gaziantep 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/05/2012 tarih ve 2012/71 Esas 2012/347 karar sayılı ilamı gereğince 292.197,87 TL alacak üzerinden ilama dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, borçlu … … A.Ş. tarafından 25/11/2011 tarihinde icra dosyasına 46.106,40 TL ödendiği anlaşılmıştır.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı …’in elektrik teline dokunması sonucu yaralanması nedeniyle Gaziantep 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/05/2012 tarih ve 2012/71 Esas 2012/347 karar sayılı maddi ve manevi tazminat davasında yapılan yargılama sonunda, maddi ve manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, mahkeme ilamınının davacı … … A.Ş. İl Müdürlüğü aleyhine yapılan icra takibi sonucu davacının Gaziantep 9. İcra Müdürlüğünün 2010/8755 esas sayılı takip dosyasına 25/11/2011 tarihinde 46.106,40 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Gaziantep 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın davacıları olan … ve müşterekleri bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup, İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlık dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmadığından sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın kabulü ile 46.106,40TL’nin, 25/11/2011 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından bu hususa yönelik savunmalara Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 3.149,53 TL istinaf karar harcından peşin alınan 787,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.362,17‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.16/02/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.