Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/249 E. 2022/281 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2019
NUMARASI ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/04/2016
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … …… Konsorsiyumuna 11.230.400- EURO bedelle ihale edildiğini, 19/01/2012 tarihinde müvekkili ile Konsorsiyum arasında sözleşme imzalandığını, … santralın 22/12/2014 tarihinde özelleştirildiğini, devir sözleşmesinin 8.5 maddesinde; “Santral ile ilgili olarak devir tarihi öncesinde imzalanmış olan sözleşmeler ve protokollerin listesi ek 7 olarak satış sözleşmesine eklenmiştir. Bu sözleşmelerden ve protokollerden doğan hak ve yükümlülükler ek 7’de yazılı hususlar çerçevesinde devir tarihi ve sonrasında alıcıya ait olacaktır, EÜAŞ bu sözleşmelerden ve protokollerden devri yapılamayanların tarafı olarak kalmaya devam edecektir. Ancak bu sözleşmelere ve protokollere ilişkin her türlü hak ve yükümlülükler alıcıya ait olacaktır.” hükümlerinin bulunduğunu, devir sözleşmesinden sonra fatura edilen ve onaylanan 321.000-EURO’nun Konsorsiyumun yabancı ortağı … … … … … … Ltd’ye ödenmek üzere yansıtma faturası tanzim edilerek davalı taraftan talep edildiğini, 27/01/2016 tarihine kadar hesaplarına yatırılmasının istenildiğini, Konsorsiyumun yerli ortağı … … Sanayi Ve Tic. Ltd. için fatura edilen ve onaylanan 289.000-EURO karşılığı 1.005.770,29-TL’nin yansıtma faturası olarak düzenlenerek davalı şirketten fatura tutarının 08/01/2016 tarihine kadar ödenmesinin istendiğini, belirtilen tutarların dava tarihine kadar ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 321.000-EURO ve 1.005.770,29-TL tutarlı fatura bedellerinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/07/2016 tarihli dilekçesi ile davanın tamamen ıslahı ve yeni dava dilekçesi sunduklarını; … … Santralı yetkilileri ile yüklenici konsorsiyum arasında devir işleminden önce işin 2. Ünitesi ile ilgili olarak düzenlenen hizmet bedeli olan 231.000,00-EURO tutarındaki 1. Hak edişin 18/09/2003 tarihinde imzalandığını, 08/07/2015 tarihli yönetim kurulu kararı ile onaylanan tutanakla yapılmayan işler değerlendirilerek eksik ve kusurlu işler listesinde yer alan nefaset bedelleri 223.000-EURO olarak belirlenip hak edişlerden kesilmesine karar verildiğini, Çinli …. Firmasının toplam hak ediş tutarı olan 544.000-EURO’dan 223.000-EURO’yu düşerek 25/12/2015 tarihli 321.000-EURO bedelli faturayı müvekkili idareye ibraz ettiğini, konsorsiyumda imzalanan sözleşmenin 12.2.1.2 maddesine göre her bir ünite için EÜAŞ tarafından onaylanacak aylık ilerleme raporları ve bu raporlara göre hazırlanan faturalar karşılığı o üniteye ait hizmet sözleşmesi bedelinin %80’in ödeneceği, %20’sinin ise ön kabul tutanağının imzalanmasına müteakip ödeneceğinin belirtildiğini, dava dilekçesinde talep ettikleri 321.000.00-EURO tutarlı yansıtma faturasının davalı tarafın itirazının davacı kurumca değerlendirilmesi sonucu, 321.000-EURO tutarlı faturanın %80’i olan 231.200-EURO’luk kısmından müvekkilinin kalan %20’si olan 64.200-EURO Euro tutarı ve santralin devrinden sonra yapılan 25.600-Euroluk hizmet bedeli tutarı olmak üzere davalı tarafın toplam borcunun 89.800-EURO olduğunun tespit edildiğini, 321.000.00-EURO tutarlı fatura iptal edilerek davalıya 12/05/2016 tarihli 89.800-EURO bedelli faturanın gönderildiğini, kalan 231.200-EURO’luk kısımdan feragat edildiğinin daha önceden mahkemeye bildirildiğini, 1.005.770,29-TL tutarlı yansıtma faturası bedelinin dava açıldıktan sonra 02/06/2016 tarihinde ödendiğini, Borçlar Kanunu hükümleri gereği 08/01/2016-02/06/2016 tarihleri arasında işlemiş faize ilişkin 41.953,01-TL tutarlı 27/06/2016 tarihli faturanın ödenmediğini belirterek 89.800-Euro alacağın 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile, 1.005.770,29-TL’nin 08/01/2016 tarihinden itibaren işleyen ticari temerrüt faizine denk gelen tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/07/2016 tarihli dilekçesinde, 27/06/2017 tarihli 41.953,01-TL tutarlı faturanın 08/07/2016 tarihinde ödendiğinin idari izin nedeniyle gözden kaçırıldığını bildirmiş, davacı vekili 24/11/2016 tarihli duruşmada faiz için taleplerinin 7.233,28-TL üzerinden devam ettiğini beyan etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, dava konusu faturalardan 321.000,00-EURO tutarlı faturaya itiraz edildiğini ve iade faturası üzerine davacı tarafça iptal edildiğini, dava konusu edilemeyeceğini, dava konusu 1.005.770,29-TL’lik diğer faturanın ise 02/06/2016 tarihinde ödendiğini bu fatura yönünden davanın konusuz kaldığını savunmuş, davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili 18/08/2016 tarihli ıslaha karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; devirden sonraki dönemde Jeida tarafından sözleşme kapsamında verilen hiçbir hizmet bulunmadığını, bu nedenle 89.800-Euroluk fatura içinde yer alan 25.600-Euro bedelin müvekkilinden tahsilinin talep edilemeyeceğini, geçici kabul tutanağına göre ödenmesi gerektiği belirtilen 64.200-Euroluk geçici kabul sonrası hizmet bedeli nedeniyle müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, 27/06/2016 tarihli 41.953,01-TL bedelli faturanın 08/07/2016 tarihinde ödendiğini, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında 22/12/2014 tarihinde imzalanan sözleşme ile … … A.Ş’ye ait … … Santrali ve santral varlıklarının davalı şirkete devredildiği, 22/12/2014 tarihli satış sözleşmesinin 8.5 maddesine istinaden davacı tarafa devir sözleşmesinden sonra fatura edilen ve onaylanan 321.000-EURO’nun konsorsiyumun yabancı ortağı … … … … … … Ltd’ye ödenmek üzere yansıtma faturası tanzim edilerek davalı taraftan 27/01/2016 tarihine kadar fatura tutarının hesaplarına yatırılmasının istenildiği, konsorsiyumun yerli ortağı … … Sanayi Ve Tic. Ltd. için fatura edilen ve onaylanan 289.000-EURO karşılığı 1.005.770,29-TL’nin yansıtma faturası olarak düzenlenerek davalı şirketten fatura tutarının ödenmesinin talep edildiği, dava konusu 321.000-EURO bedelli yansıtma faturasına davalı tarafça itiraz edilip faturanın davacı tarafa iade edilmesi üzerine davacı tarafça 321.000-EURO bedelli yansıtma faturası iptal edilerek yerine 12/05/2016 tarihli 89.800-Euroluk yansıtma faturası e-fatura olarak düzenlendiği ve 13/05/2016 tarihinde yazı ile davalı tarafa gönderildiği, davalının ise bu yazıya 31/05/2016 tarihinde yanıt vererek 18 gün sonra faturaya itirazının olduğunu bildirdiği, TTK 21. maddesine göre 8 gün içinde iade edilmeyen faturanın içeriğinin kabul edilmiş sayılacağı, bu nedenle davacının 12/05/2016 tarihli 89.800-Euro’luk fatura bedelini temerrüt tarihi olan 27/05/2016 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Avro cinsinden açılmış 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalı taraftan talep edebileceği,
Dava açıldıktan sonra 1.005.770,29-TL yansıtma faturası bedelinin davalı tarafça 02/06/2016 tarihinde davacı tarafa ödendiği, davacı tarafın ıslah dilekçesinde bu fatura bedeline ilişkin ödemelerin geç yapılmış olması nedeniyle işlemiş faiz alacağı talebinin bulunduğu, Türk Borçlar Kanunu 100. maddesine göre davacı tarafın davalı tarafça yapılan ödeme tutarını öncelikle işlemiş faiz alacağına sayıp kalan tutarı asıl alacağından mahsup edebileceği,
Mahkemece yapılan hesaplamaya göre; 1.005.770,29-TL fatura alacağından dolayı davalı tarafın temerrüte düştüğü 09/01/2016 tarihinden, ödemenin yapıldığı 02/06/2016 tarihine kadar davacı tarafın 144 gün için işlemiş faiz alacağı talep edebileceği, buna göre; 1.005.770,29 TL / 100 x 10,50 / 365 x 144 = 41.663,69 TL avans faizi alacağı gerçekleştiği, davacı taraf bu kadar tutar ödemeyi faize saydığından 02/06/2016 tarihinde davacı tarafın 41.663,69 TL ana para alacağı kaldığı, davalı tarafça, faize ilişkin 27/06/2016 tarihli 41.953,01 TL bedelli fatura tutarı 08/07/2016 tarihinde ödendiğinden 02/06/2016 tarihinden 08/07/2016 tarihine kadar geçen 35 günlük süre için davacı tarafın 41.663,69 TL / 100 x 10,50 / 365 x 35 = 419,49 TL işlemiş avans faizi talep edebileceği, 41.663,69 TL + 419,49 TL = 42.083,18 TL işlemiş faiz alacağı tutarından davalı tarafça 08/07/2016 tarihinde ödenen 41.953,01 TL’nin mahsubu sonucu 42.083,18TL – 41.953,01 TL= 130,17 TL davacı tarafın bakiye işlemiş faiz alacağını davalı taraftan talep edebileceği kanaatine varıldığından ıslah dilekçeside dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, 89.800,00-Avro’nun 27/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Avro cinsinden açılmış 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 30,17-TL işlemiş faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davacı kurum ve davalı müvekkili arasında satılan bir mal veya hizmet söz konusu olmadığını, bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda da belirtildiği üzere dava konusu faturanın yansıtma faturası niteliğinde olduğunu, bu nedenle yansıtma faturası adı altında gönderilen faturanın ticari fatura ile aynı nitelikte değerlendirilmesinin ve TTK’daki itiraz, süre ve içerik kabulüne yönelik hükümlerin burada uygulanmasının doğru olmayacağını, kaldı ki somut davada yansıtma faturasının davacı kurum tarafından sistem haricinde açıklamaları içeren 13/05/2016 tarihli yazı ile gönderildiğini, müvekkili şirket tarafından da bu yazının tebliğ tarihinden itibaren gerekli inceleme yapılarak 7 gün geçtikten sonra itiraz ve iade faturası kesildiğini ve sonrasında 31/05/2016 tarihinde gerekçeleri ile birlikte fatura içeriğine itirazlarının davacı kuruma bildirildiğini, mahkemece yazı tarihi olan 13/05/2016 tarihi ile itiraz tarihi olan 31/05/2016 tarihleri arasında 18 gün geçtiği belirtilerek yazının tebliğ tarihinin hiç dikkate alınmadığını, yazının davalı şirkete tebliğ tarihinin 20/05/2016 tarihi olup, 27/05/2016 tarihinde de iade ve itiraz edildiği hususunun hem bilirkişi raporunda hem de mahkeme kararında dikkatten kaçtığını ve hatalı değerlendirme yapıldığını,
Fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılabilmesi için faturanın taraflar arasındaki yazılı sözleşme şartını değiştirecek şekilde olmaması gerektiğini, davacı tarafından devir sözleşmesine aykırı olarak düzenlenen faturaya dair taleplerin kabulü ve bu fatura için TTK’daki itiraz ve kabul süreçlerinin uygulanmasının mümkün olamayacağını, devir sözleşmesinin 8.5.maddesinde devirden sonraki iş ve faaliyetlere dair sorumluluğun devir alan müvekkiline yüklendiğini, yansıtma faturasına konu edilen faaliyetlerin ise devirden sonra gerçekleşmemiş olup, sadece fatura tarihinin devirden sonra olmasının sorumluluk için yeterli olamayacağını, davacı kurum tarafından taraflar arasındaki devir sözleşmesine aykırı olarak düzenlenen faturanın geçerli olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun bu nedenle doğmayacağını, Yargıtay’ın emsal içtihatlarından faturanın açıkça yanlar arasındaki sözleşme şartını değiştirecek içerikte olmamasının gerektiğinin belirtildiğini, somut olayda ise davacı kurumun devir sözleşmesindeki sorumluluk yükümlerine uygun olmayacak şekilde sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirmeye kalkıştığını, devirden önce yapılan işlemlerin bedelinin davacı yanca olmasına rağmen davalı müvekkili şirketten haksız taleple fatura gönderildiğini, ayrıca faturada hesaplama hatası yapıldığını, ilk derece mahkemesince fatura içeriğinin sözleşmede belirtilen sorumluluk yükümlülüklerine aykırı olan fatura düzenlemesine dair itirazları hiç dikkate alınmadan eksik inceleme sonucu karar verildiğini, devirden sonraki dönemde yüklenici firma olan jeida-… … tarafından sözleşme kapsamında verilen hiçbir hizmetin bulunmadığını, bu nedenle devirden sonraki hizmet bedeli olarak belirtilen 89.800,00 Euro’luk fatura içeriğinde yer alan 25.600,00 Euro bedelin müvekkili şirketten tahsilinin mümkün olamayacağını, ayrıca 89.800 Euro’luk fatura içerisinde yer alan 64.200 Euro’luk bedel kısma da itirazlarının oluşturulduğunu, davacı kurum tarafından gönderilen yansıtma faturasına karşı müvekkili şirket tarafından iade faturası düzenlendiğini davacı kurumun da bu iade faturasına itiraz etmeksizin sisteme alındığını, bu nedenle iade faturası kabul edilmiş olduğundan müvekkili şirketin carisinde herhangi bir borç görülmediğini, mahkemece ve bilirkişi raporunda bu husus hiç incelenmeksizin eksik inceleme ile karar verildiğini,
Davacı kurum tarafından iki ayrı ıslah dilekçesi verildiğini, hukuken ikinci ıslah talebinin mümkününün kabul olamayacağını, mahkemece bu husus göz ardı edilerek kısmi de olsa faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 22/12/2014 tarihli … … Santrali’nin devrine ilişkin sözleşmenin 8.5.maddesi kapsamında alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 100. Maddesinde; borçlunun, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahip olacağı, aksine anlaşma yapılamayacağı, alacaklının, alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise, borçlu kısmen yaptığı ödemeyi, güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan kısma mahsup etme hakkına sahip olmayacağı düzenlenmiştir.
22/12/2014 tarihli satış sözleşmesinin 8.5 maddesinde,” Santral ile ilgili olarak devir tarihi öncesinde imzalanmış olan sözleşmelerin ve protokollerin listesinin ek 7 olarak satış sözleşmesine eklenmiştir. Ek 7’de belirtilen sözleşmelerden ve protokollerden doğan hak ve yükümlülükler ek 7’de yazılı hususlar çerçevesinde devir tarihi ve sonrasında alıcıya ait olacaktır. Buna göre ek 7 ‘de belirtilen sözleşmelerin ve protokollerin devir tarihine müteakip 90 gün içinde alıcıya devredilmesi için gerekli işlemler EÜAŞ tarafından yapılacaktır. EÜAŞ bu sözleşmelerden ve protokollerden devri yapılamayanların tarafı olarak kalmaya devam edecektir, ancak bu sözleşmelere ve protokollere ilişkin her türlü hak ve yükümlülükler alıcıya ait olacaktır” hükmü mevcuttur.
Bilirkişi kurulundan alınan raporda özetle; 12/05/2016 tarihli 89.800-Euroluk faturanın içeriğinin, ödenmesi gereken hizmet bedeli 321.000-Euronun %20’si 64.200-Euro ile santralin devrinden sonra yapılan 25.600-Euroluk hizmet bedelinden oluştuğunu, faturanın e-fatura olarak düzenlendiğini ve 13/05/2016 tarihinde yazı ile davalı tarafa gönderildiğini, davalının ise bu yazıya 31/05/2016 tarihinde yanıt vererek 18 gün sonra faturaya itirazının olduğunu bildirdiğini, TTK’nun 21. maddesine göre 8 gün içinde iade edilmeyen faturanın içeriğinin kabul edilmiş sayılacağı, bu nedenle davacının bu tutarı talep edebileceği, davacı tarafın faiz alacağını hesap ederek fatura kestiği ve faiz alacağını sınırlandırdığı, bu fatura bedelinin ödendiği, asıl alacak tahsil edilirken ve buna yönelik faiz talep edilirken ihtirazı kayıt ileri sürmeden ödeme kabul edildiğinden faiz alacağına ilişkin talebin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halinde duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte somut olaya gelince; taraflar arasında imzalanan 22/12/2014 tarihli … … Santrali ve Santral varlıklarının davalı şirkete devrine ilişkin sözleşmenin 8.5.maddesi kapsamında davalının sorumluluğunun bulunduğundan bahisle alacak istemine ilişkin işbu dava açılmıştır.
Davacı yan, eldeki davada 22/12/2014 tarihli … … Santrali ve Santral varlıklarının devrine ilişkin sözleşmenin 8.5.maddesi kapsamında 13/05/2016 tarihinde yansıtma faturası / e-fatura olarak düzenlenen 89.800 Euro’luk bedelin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı yan ise, devirden sonraki dönemde Jieda tarafından verilen herhangi bir hizmet bulunmadığını, bu nedenle 89.800 Euro’luk fatura içinde yer alan 25.600 Euro bedelin müvekkilinden tahsilinin talep edilemeyeceğini, ayrıca geçici kabul tutanağına göre ödenmesi gerektiği belirtilen 64.200 Euro’luk geçici kabul sonrası hizmet bedeli nedeniyle yine müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirtmiş, ilk derece mahkemesince hesap ve mali müşavir bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden alınan rapor sonucu davalı yanın faturaya 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul ettiğinden bahisle davanın ıslah dilekçesi dikkate alınarak kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, tarafların kabulünde olduğu üzere davaya konu faturanın yansıtma faturası olduğu, davaya konu faturanın 13/05/2016 tarihli yazı ile ayrıca davalı şirkete gönderildiği, söz konusu yazının davalı şirkete ne zaman tebliğ edildiği ve tebliğden sonra davalı şirketin söz konusu yazı ve faturaya itiraz edip etmediği, itiraz etmiş ise itiraz ve iade faturasının davacı şirkete ulaşıp ulaşmadığı, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına iade faturasının işlenip işlenmediği hususu araştırılmadığı gibi taraflar arasında 22/12/2014 tarihli … … Santrali ve Santral varlıklarının devrine ilişkin sözleşme imzalandığı, devir sözleşmesinin 8.5.maddesi kapsamında davacı şirket tarafından düzenlenen faturanın yanlar arasındaki imzalanan yazılı sözleşme şartlarını değiştirecek içerikte olup olmadığı ve söz konusu sözleşme kapsamında devirden sonra davalı şirketin almış olduğu herhangi bir hizmet alımının bulunup bulunmadığı yönünde alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmadığı ve bu yönde herhangi bir araştırma yapılmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece öncelikle taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8.5.maddesi kapsamında devirden sonra davacı şirket tarafından davalıya kesilen yansıtma faturası kapsamında davalı şirketin herhangi bir hizmet alıp almadığı, yansıtma faturasının taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamına uygun olup olmadığı, davalı şirket tarafından iade faturası kesilip kesilmediği, iade faturası kesilmiş ise davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına bu faturanın yansıyıp yansımadığı hususlarında tarafların ticari defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle ve ayrıca davacı … ile konsirsiyum arasında imzalanan sözleşme ve içeriği incelenmek suretiyle rapor alınarak ve buna göre değerlendirme yapılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli nitelikteki delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/03/2019 tarih ve 2016/397 Esas 2019/207 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı tarafından yatırılan toplam 44,40 TL istinaf maktu karar harcı ile 4.863,38 TL nispi karar harcının istinaf nispi karar harçlarının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a. ve 362/(1)-g maddeleri gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi.09/03/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.