Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/209 E. 2022/433 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi .
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

.

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
.
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2019
NUMARASI :….
DAVA TARİHİ : 12/02/2018
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2022

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın … … … … … Ltd. Şti.’ndeki % 0,50 oranındaki hissesi ile diğer davalı …’ın … … … … Tur. İnş. ve Tic. A.Ş.’deki % 0,50 oranındaki hissesinin toplam 75.000.-TL.’ye müvekkiline devriyle ilgili taraflar arasında 29/06/2016 tarihinde “hisse satış protokolü” imzalandığını, protokol gereği aynı gün ödenmesi gereken 25.000.-TL nin protokol tarihinde elden nakit olarak ödendiğini, keyfiyetin protokolün arkasına dercedilerek davalı … tarafından imzalandığını, kalan 50.000.-TL. nin ise … hisse devirlerinin yapılması ile ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu sürenin de her halükarda 20.08.2016 tarihini de geçmeyeceği yine protokolde hüküm altına alındığını, davalıların kalan ödeme için alıcının müvekkilinden teminat talep etmeleri üzerine 29.06.2016 düzenleme ve 20.08.2016 vade tarihli 50.000.-TL. bedelli bir adet bononun müvekkili tarafından … emrine düzenlenerek verildiğini, anılan bononun düzenleme tarihi hisse satış protokolüyle aynı tarihi, bononun vade tarihi de … hisse devirlerinin yapılacağı en son gün olan 20/08/2016 tarihini taşıdığını, davalıların protokol hükümlerine uymadığını ve protokol konusu … hisse devirlerinin 20.08.2016 tarihine kadar yapmadıklarından, protokolün kendiliğinden (otomatik olarak) fesih olduğunu, münfesih protokole hükümlerine göre, davalıların müvekkilinin protokolün imzası tarihinde ödediği 25.000.-TL.’sını ve yanı sıra 50.000.-TL.’sını müvekkiline ödemedikleri gibi, davalılardan … anılan protokolü dayanak yaparak Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1228 E. sayılı dosyasıyla, kalan 50.000.-TL yi de faiz ve tüm ferileriyle tahsili için 29.01.2018 tarihinde müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkilinin Ankara 63. Noterliği’nin 02.02.2018 tarih ve … yevmiye numarasıyla davalılara muhatap gönderdiği ihtarnameyle keyfiyeti açıklayarak, Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1228 E. sayılı takip dosyasının feragat ile kapatılmasını, 29.06.2016 tarihli hisse satış protokolündeki bakiye bedelin teminatı olarak … emrine düzenleyerek verdiği 29.06.2016 düzenleme ve 20.08.2016 vade tarihli 50.000.-TL. bedelli olup bedelsiz kalan bononun kendisine iadesini, 29.06.2016 tarihli hisse satış protokolü gereği ödediği 25.000.-TL. ile 50.000.-TL. ceza-i şartın işlemiş/işleyecek faiziyle birlikte kendisine ödenmesini talep ettiğini, davalıların hisseleri devretmiş olmalarına rağmen bedellerinin ödenmemesi nedeniyle kendilerine ceza-i şart ödenmesi gerektiğini, hisse devir bedelleri karşılığında kendilerine verilmiş olan bononun teminat değil borç ikrarı niteliğinde bulunduğundan icra takibine konu edilmesinde bir beis olmadığını bildirdiklerini, bunun üzerine müvekkilinin icra takibine süresinde 06.02.2018 tarihinde itiraz ettiğini ve icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek müvekkilinin 29.06.2016 tarihli hisse satış protokolü nedeniyle ve dolayısıyla bu protokol dayanak yapılarak Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1228 E. sayılı dosyasıyla başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, müvekkilinin 29.06.2016 düzenleme ve 20.08.2016 vade tarihli 50.000.-TL. bedelli bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve bononun iptaliyle müvekkiline iadesine, müvekkilinin 29.06.2016 tarihli hisse satış protokolü gereği protokol tarihinde ödediği 25.000.-TL. ile aynı protokol gereği müvekkile ödenmesi gereken ceza-i şart alacağına ilişkin şimdilik 10.000,00.-TL nin, temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 29.06.2016 tarihli hisse satış protokolünde dercedilen ve müvekkillerin devrini üstlendiği şirket hisseleri, davacının talimatı ile belirlediği kişilere devri hususunda tüm işlemler müvekkilleri tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, müvekkillerinden …’ın … … … … … Ltd. Şti’deki hisselerinin devrine ilişkin noter işlemleri, davacı ile yapılan protokol kapsamında ve davacının talimatı ile … … isimli kişiye devri ile tamamlandığını, davacı, her ne kadar protokolde hisse devirleri hususunda kendi adına sözleşme yapsa da, anılan hisseleri kendinden sadır sebeplerle kendi adına devralmak istemediklerini, bu sebeple müvekkilinin de sahibi bulunduğu hisseleri davacının bildirdiği kişiye devri için yasal gereklilik olan noter devir işlemini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin hissesini devreden hissedar olarak ve devir ile birlikte şirkette herhangi bir ortaklığı ya da yetkisi olmayan kişi olarak devre ilişkin tescil ve ilan işlemlerini yaptırmasının beklenmeyeceğini, davacı yanca verilen talimatlar kapsamında ve 15 Temmuzda meydana gelen darbe sebebiyle o dönemdeki ülke şartlarında meydana gelen olağanüstü durumların müsaade ettiği ölçüde, müvekkilinin sorumlulukları yerine getirmiş olmasına rağmen sözleşme konusu hisse devirleri gerçekleştirilmesine rağmen, sözleşmede belirlenen bakiye bedelin davacı yanca ödenmemesi üzerine, davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibi tümüyle sözleşmeye dayalı alacağa ilişkin olduğunu, müvekkillerinin davacının vaki icra takibine karşı itirazı nedeniyle durması nedeniyle uğramış olduğu zararlara ilişkin talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını savunarak davanın reddine, davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötünivet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; dava; menfi tespit davası olup, taraflar arasında 29/06/2016 tarihli “hisse satış protokolü” imzalandığı, protokole istinaden davacının davalılara 25.000,00 TL nakit ödeme yaptığı ve ayrıca davaya konu bononun protookle istinaden verildiği konusunda ihtilaf bulunmayıp, taraflar arasındaki ihtilafın; davalalıların protokolde belirtilen şirketteki hisselerini davacının talimatı ile dava dışı …’ya devredip devretmediği, dolayısıyla davalıların protokol hükümleri uyarınca edimini ifa edip etmediği, bononun protokole istinaden teminat amacıyla verilip verilmediği, nihai olarak davacının protokol uyarınca cezai şart talep edip edemeyeceği noktasında toplandığı, davanın taraflar arasında imzalanan 29/06/2016 tarihli hisse satış protokolünden kaynaklı edimlerin yerine getirilmemesi nedeniyle yapılan icra takibine konu borcun olmadığının tespitine ve bu protokol gereğince ödenen miktar ve cezai şartın isteminden ibaret olduğu, icra takibinin söz konusu hisse satış protokolünden doğan alacak olarak 50.000,00- TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip yönünden yapıldığı, davaya konu hisse satış protokolü incelendiğinde, taraflar arasında 29/06/2016 tarihinde imza altına alındığı, davalıların hisselerinin davacıya devretme taahhüdünde bulunduğu, her iki hisse devri için toplam 75.000,00-TL ödeneceğine kararlaştırıldığını, 25.000,00-TL’nin nakit olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı. protokolün arka sayfasında da imzası ve ödeme inkar edilmeyen davalı … tarafından imzalanmış 25.000,00-TL’nin 29/06/2016 tarihli elden teslim edildiği ibaresi nedeniyle, bu ödemenin yapıldığının kabulünün gerektiği, söz konusu protokolün 4.2 maddesinde kalan 50.000,00-TL’nin … hisse devirlerinin yapılmasıyla ödeneceği ve bu hisse devirlerinin en geç 20/08/2016 tarihini geçmeyeceğini, düzenlenmesi ve Ankara … … Müdürlüğünün dosyaya kazandırılan şirketlerin hisse devirlerine ilişkin müzekkere cevapları birlikte değerlendirildiğinde, davalıların protokol kapsamında … hisse devirlerinin 20/08/2016 tarihi öncesinde davacı alıcıya yapmadığı, bu durumda davacının protokol kapsamında kalan 50.000,00-TL ödeme zorunluluğunun bulunmadığı, bu protokol kapsamında borçlu olmadığı ayrıca protokolün cezai şart başlıklı 6. Maddesi gereğince 50.000,00-TL’yi geçmemek üzere cezai şart talep edebileceği, davacı ve davalıların beyanları, çekilen ihtarnamelerde söz konusu protokol kapsamında kalan 50.000,00-TL için 29/06/2016 düzenlenme tarihli 20/08/2016 vade tarihli bono düzenlendiği, davalının hisse devirlerinin davacının talimatı üzerine başka bir kişiye devir edildiği iddiasını ispata yönelik dosyaya delil ibraz edilmediği, bu hususun ispatlanamadığı göz önüne alındığında davacının davasının kabulü ile Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2018/1228 esas sayılı davacı aleyhine yapılan icra takibinin iptali ile, borçlu olmadığının tespitine, 29/06/2016 düzenleme tarihli, 20/08/2016 vade tarihli, 50.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklı borçlu olmadığının tespitine, bononun davacıya iadesine, davacıya 29/06/2016 tarihli protokol peşin ödenen 25.000,00 TL’nin 20/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00 TL cezai şartın temerrüt tarihi olan 20/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkillerine yapılan 25.000,00 TL’lik bir ödeme bulunmadığını, böyle bir ödeme yapıldığına dair hiçbir … ve belge bulunmadığını, buna rağmen mahkemece gerekçede protokol uyarınca davacının davalılara 25.000,00 TL ödeme yaptığı hususunda ihtilaf bulunmadığına ilişkin yerel mahkeme tespitinin haksız ve dayanıksız olduğunu, davacının bu miktarı ödediğine dair dosyaya belge ibraz edilmediğini, protokol konusu hisse devrinin davacının bilgisi ve onayı dahilinde dava dışı kişiye genel kurul kararı neticesinde devredildiğini ve genel kurula çağrı kağıdının davacıya tebliğ edildiğini ve … Gazetede ilan edildiğini, müvekkilinin pek çok hissedar gibi 07.12.2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına istinaden ve alınan karar ile hisselerini dava dışı …’ya davacının bilgisi ve rızası dahilinde devretmiş olup bu hususta davanın … ihbarı ile ilgili hiçbir karar verilmeden mahkemece karar verildiğini, nitekim … Babucuya anılan hisse bedellerini kime ödediğinin sorulması gerektiğini, nitekim söz konusu genel kurula çağrı metninde davalı müvekkillerinin hissesini dava dışı … devredeceğinin açıkça yer aldığını, dava dışı 3. Kişiye davacının bilgisi dahilinde yapılan hisse devrinin 20.08.2016 tarihini geçmeyeceğine ilişkin hükmün yerine getirilmemesinin kabul edilebilir bir nedene dayandığını, taraflar arasındaki protokole göre müvekkillerinin en geç 20.08.2016 tarihine kadar hisselerini devretmesi gerektiğini, nitekim sözleşme tarihini takiben derhal … … şirketindeki hisse devrine ilişkin noter işlemleri tamamlanmasına rağmen tescil ve ilan işlemleri gerçekleşen 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında anılan şirketin KHK kararıyla feshedilmesi nedeniyle gerçekleştirilemediği, bu hususun da sorumluluğunun müvekkillerine yüklenemeyeceğini, yine her ne kadar sözleşmenin … şirketindeki hisse devrinin 20.08.2016’ya kadar gerçekleştirileceği düzenlenmişse de hisse devrine ilişkin işlemlerin anonim şirket olması sebebiyle farklı prosedüre tabi olması ve bu dönemde meydana gelen darbe girişimi nedeni ile 21.11.2016 tarihinde yapılan genel kurul kapsamında hisse devrinin tescil ve ilan edildiğini, dava konusu Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1228 esas sayılı dosyasının alacaklısı … borçlusu ise … olduğundan müvekkili …’a bu takip nedeni ile menfi tespit istemiyle husumet yöneltilmesinin haksız ve hatalı olduğunu, yerel mahkemece anılan takibin ilamsız icra takibi olduğu ve alacaklısının da sadece … olduğu hususu dikkate alınmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacı dava dilekçesinde 29.06.2016 keşide, 20.08.2016 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli bir bonoyu müvekkillerine verdiğini iddia etmekte ise de bu iddiasını ispatlayamadığını, bu durumda davanın bono sebebiyle menfi tespit davasının kabulünün de hatalı olduğunu, müvekkillerinin elinde böyle bir kambiyo senedi olsa ilamsız icra takibi yapmak yerine kambiyo takibi yapacaklarını, davacının tüm iddialarının doğruluğu teyit edilmeden doğru kabul edilip hüküm kurulduğunu, davacı ile davalılar arasındaki protokolde kalan 50.000,00 TL’nin … hisse devri yapıldıktan sonra ödeneceği belirlenmiş ancak ödemenin yapılmaması nedeni ile kambiyo takibi değil, ilamsız icra takibi yapıldığını, varlığına ilişkin sadece bir iddia olan senedin/bonun davacıya iade edilebilmesinin icra edilebilir de olmadığını, davacının anılan bononun davalı müvekkillere verildiğine ilişkin hiçbir belge, teslim tutanağı vs sunamadığını, Yerel Mahkemece icra edilemeyecek bir hüküm kurulmuş olduğunu, davacı yan protokol hükümleri gereğini yerine getirdiğini 25.000,00 TL peşin ödeme yaptığını- ispat edememiş olduğundan müvekkillerinden cezai şart talep edemeyeceğini, Yerel Mahkemece tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirip getirmediğinin irdelenmediğini, davacının cezai şart talep edebilmesi için edimini yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, taraflar arasında imzalanan … şirket ve anonim şirket hisse devrine ilişkin protokole istinaden bakiye hisse devir bedelinin ödenmediği iddiasıyla başlatılan ve kesinleşen ilamsız icra takibinden dolayı İİK’nın 72/3. Maddesi gereği borçlu olunmadığının tespiti ile işbu protokole istinaden bakiye hisse devir bedeli karşılığında davalı tarafa teminat amaçlı olarak verildiği iddia olunan bono sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti ve protokolün feshedilmesine davalı tarafın haksız yol açtığı iddiasıyla da cezai şart istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle gerek ilamsız icra takibinden dolayı gerekse bono sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespitine, bononun davacı tarafa iadesine, davacının cezai şart alacağının kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu 29/06/2016 tarihinde davacı …’in alıcı, davalılar … ve …’ın satıcılar olarak imza altına aldıkları hisse satış protokolü incelendiğinde konusunun; … … … … … … Şti. ve … … … … Tur. İnş. Ve Tic. A.Ş. Hisse devirleri olan alıcı taraf … …’ın “… … … … Tic. Ltd. Şti.” nezdindeki %0,50 ve …’ın “… … … Hizme. Tur. İnş. Ve Tic. A.Ş.” nezdinde bulunan %0,50 hisse payını satın almak olduğu, satış bedeli olarak; her iki hisse devri için toplam 75.000,00-TL ödeneceği, protokolün imza tarihi itibari ile alıcının satıcılara toplam 25.000,00-TL’yi nakit olarak ödeyeceği kalan 50.000,00-TL’nin … hisse devirlerinin yapılması ile ödeneceği bu sürenin her halükarda 20/08/2016 tarihini geçmeyeceği, hisse bedeli karşılığında alınan tutarların satıcı taraflar arasında paylaşımı kendi aralarında yapılacağının buna ilişkin alıcıya her hangi bir talep yapılamayacağı, alıcı tarafın hisse alımının kendi adına yapabileceği gibi mevcut ortak veya 3. Şahıslara satış yapılmasını isteyebileceği, satıcıların bu konuda itirazda bulunamayacağı, protokolün cezai şarta ilişkin 6. Maddesinde alıcı ve satıcı tarafın iş bu protokol hükümlerine uymamaları halinde protokolün otomatik olarak fesh olacağı, yapılan ödemelerin karşı tarafa iade olacağı, yanı sıra 50.000,00-TL tutarında cezai şart olarak karşı tarafa ödeme yapmayı kabul edeceği, düzenlenmiş olup protokolün arka sayfasında altında davalı …’ın isim ve imzası bulunan “25.000,00-TL’yi 29/06/2016 tarihinde elden teslim aldım.” ibaresinin yer aldığı görülmüştür.
Dava konusu Ankara 8.İcra Müdürlüğünün 2018/1228 Esas sayılı takip dosyasında; 29/01/2018 tarihinde asıl alacak 50.000,00-TL işlemiş faiz 6.497,26-TL olmak üzere 56.497,26-TL üzerinden davalı … tarafından davacı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı takibin dayanağının yukarıda aktarılan 29/06/2016 tarihli hisse satış protokolünün olduğu görülmüştür.
Ankara … … Müdürlüğünden protokol kapsamında …’ın … … … … … … Şti.’ndeki hisselerini, davalı …’ın … … … … Tur. İnş. ve Tic. A.Ş.’ye hisselerini devir edip etmediği devredilmişse hangi tarihte kime devredildiğinin bilinmesi için müzekkere yazılmış, gelen müzekkere cevabında davalı …’ın ortağı olduğu … … … … Tur. İnş. ve Tic. A.Ş.’ ne ilişkin olağanüstü genel kurul toplantı tutanakları hisse devri sonrası hisse dağılım karar suretlerinin gönderildiği, 27/12/2016 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığı genel kurulda davalı …’ın hissesinin …’ya devrettiği, davalı …’ın ortağı olduğu … … … … … … Şti.’ne ilişkin davalının 16/03/2012 tarihli karar ile hisse devir sözleşmesinin hisselerinin bir kısmını devir ettiği, bunun 23/03/2012 tarihli … … Gazetesi’nde yayımlandığı, şirketin 23/07/2016 tarihli … Gazete’de yayımlanan 667 sayılı KHK ile kapatıldığından, terkin edildiği bildirilmiştir.

Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan 29.06.2016 tarihli davalıların … şirket ve anonim şirketteki paylarının devrine ilişkin protokolden doğan edimlerini yerine getirip getirmedikleri, bu bağlamda davalıların davacıdan dava konusu ilamsız icra takibine konu bakiye hisse devir bedeli alacağının bulunup bulunmadığı, dava konusu protokolde kararlaştırılan ve ödenmediği ileri sürülen bakiye hisse devir bedeli karşılığında davacı tarafından davalılara teminat amaçlı olarak bono verilip verilmediği, davacı tarafından protokole istinaden hisse devir bedeli karşılığında elden nakit ödeme yapılıp yapılmadığı, protokolün fesholunmasında davalıların kusurunun bulunup bulunmadığı ve davacının cezai şart alacağının doğup doğmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda davacı, davalı …’ın dava dışı … … … … Ltd. Şti’de sahibi olduğu 0,50 payının ve davalı …’ın dava dışı … … … … Tur. İnş. Ve Tic. AŞ ‘deki 0,50 payının 75.000,00 TL hisse devir bedeli karşılığında davacı tarafa devrinin kararlaştırıldığını, kararlaştırılan bu bedelin 25.000,00 TL’sinin elden protokolün imza tarihinde davalı …’a elden teslim edildiğini, bu hususun protokolün altına şerh düşülerek adı geçen davalı tarafından imzalandığını, protokolde devrin en geç 20.08.2016 tarihinde gerçekleştirilmesinin ve bakiye 50.000,00 TL devir bedelinin devrin … siciline tescili ile ödeneceği kararlaştırıldığı halde davalılar tarafından edimin ifa edilmediğini, bunun üzerine protokol gereği sözleşmenin fesh olunduğunu, davalılarca cezai şart ödenmesi gerektiğini, kaldı ki işbu bakiye devir bedeli karşılığında protokol tarihinin tanzim, protokoldeki … devir tarihi olan 20.08.2016 tarihinin vade tarihi olarak belirlendiği bononun teminat amaçlı olarak davalılara verildiğini, protokolden doğan edimlerin davalılarca yerine getirilmediğini, hisse devirlerinin gerçekleşmediği halde aleyhine protokolden doğan bakiye hisse devir bedelinin ödenmediği iddiasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı gibi protokol karşılığında verilen bononun da iade edilmediğini ileri sürmüş, davalılar vekili ise davacının talimatı doğrultusunda davalı …’ın … …AŞ’deki hisselerinin, davacının ve diğer hissedarların da paylarını devrettikleri dava dışı …’ya devredildiğini, dava dışı … …Ltd. Şti’deki davalı …’a ait hissenin de, anılan şirkete 15 Temmuz darbesi sonrasında el konularak 23.07.2016 tarihinde … sicilinden terkin edildiğini, dolayısıyla hisse devir protokolünde kararlaştırılan 20.08.2016 tarihine kadar devrin gerçekleştirilmesinin hukuken imkansız hale geldiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile ilamsız icra takibinden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafından davalılara verilen bono sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespiti ile davacıya iadesine, protokole istinaden davacı tarafa verilen 25.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL cezai şartın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Öncelikle davalı tarafından her ne kadar cevap dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında, taraflar arasında imzalanan ve davalılarca imzalarının açıkça inkar edilmediği 29.06.2016 tarihli protokole istinaden davalıların hissedarı oldukları anılan şirketlerdeki paylarının devri karşılığında kararlaştırılan 75.000,00 TL hisse devir bedelinin işbu protokolün 4.1. Maddesi gereği 25.000,00 TL’nin protokolün imza tarihinde davalı tarafa ödendiği kabul edildiği halde davalılar vekili sonraki aşamalarda bu miktarın ödendiğinin kanıtlandığını iddia etmiş ise de savunmanın genişletilmesi yasağı gereği bu savunmasına itibar edilmediği gibi esasen bu miktarın davalı … … tarafından protokol tarihi 29.06.2016 tarihinde teslim alındığına dair el yazısı ve imzası ile protokol altına şerh düşülmüş olmakla, bu miktarın davalı tarafa verildiğinin kabulü ile anılan protokoldeki ” satış bedeli olarak; her iki hisse devri için toplam 75.000,00-TL ödeneceği, protokolün imza tarihi itibari ile alıcının satıcılara toplam 25.000,00-TL’yi nakit olarak ödeyeceği kalan 50.000,00-TL’nin … hisse devirlerinin yapılması ile ödeneceği bu sürenin her halükarda 20/08/2016 tarihini geçmeyeceği, hisse bedeli karşılığında alınan tutarların satıcı taraflar arasında paylaşımı kendi aralarında yapılacağının buna ilişkin alıcıya her hangi bir talep yapılamayacağı” düzenlemesi karşısında hisse devir bedeli olarak ödenen ve davalı … …’e teslim edilen 25.000,00 TL’nin iadesinden her iki davalının da sorumlu tutulması gerekmiştir.
Yine, davalılar vekili her ne kadar davacının kendilerine bono verildiğini inkar etmiş ise de 18.07.2018 tarihinde uyuşmazlığın tespitinde ilk derece mahkemesince duruşma zaptında “bononun protokole istinaden verildiği konusunda ihtilaf” bulunmadığı belirtilmiş, davalılar vekili tarafından ihtilafın doğru tespit edildiği ifade edilmek suretiyle bono verildiği kabul edilmiştir. Kaldı ki davacı tarafından davalılara keşide edilen Ankara 63. Noterliği’nin 02.02.2018 tarihli ihtarnamesinde davalıların bakiye hisse devir bedeli karşılığında teminat istemeleri üzerine 29.06.2016 düzenleme ve 20.08.2016 vade tarihli 50.000 TL bedelli bir adet bonoyu … adına düzenleyerek verdiğini ifade bildirmesi üzerine davalılar vekili tarafından davacıya keşide olunan Yenimahalle Noterliği’nin 05.02.2018 tarihli cevabi ihtarnamesinde de açıkça “tarafınızca düzenlenerek müvekkiline teslim edilen bir adet bono ise; teminat senedi olmayıp, hisse devrine karşılık yapılması gereken ödemeye ilişkin düzenlenmiş açık seçik borç ikrarını içeren bir senettir. Müvekkillerin devrettiği hisse bedeli karşılığı verilmiş olan bononun teminat senedi olduğundan bahsetmek hukuken imkansızdır” denilmek suretiyle davacı tarafından davalı tarafa bono verildiği de sabittir. O halde davalılar vekilinin müvekkillerine bakiye hisse devir bedeli karşılığında teminat amaçlı olarak bono verilmediği iddiası da yersizdir. Nitekim davalılar vekiline istinaf aşamasında HMK’nın 353/1-b-3. Maddesi gereği çıkarılan muhtıra ile ibrazı istenilen bono davalılar vekili tarafından sunulmamıştır. Bu durumda dosyada bono örneği bulunmadığından her iki davalıya karşı davacının bono sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin talebinin kabulü gerekmiştir.
Davacı, taraflar arasında imzalanan 29.06.2016 tarihli hisse devir protokolünde davalı … …’in dava dışı … … … … Ltd. Şti’de sahibi olduğu 0,50 payının ve davalı …’ın dava dışı … … … … Tur. İnş. Ve Tic. AŞ ‘deki 0,50 payının en geç 20.08.2016 tarihine kadar devredilmesi gerekirken devredilmediğini ileri sürmüştür. Gerçekten de dosya kapsamına sunulan … …Ltd. Şti.’nin … … kayıtlarına göre; davalının savunmasında ileri sürdüğü üzere devre konu şirket 23.07.2016 tarihinde yayınlanan KHK ile … sicilinden terkin edilmiştir. Davacı vekili bu şirketin … sicilinden re’sen silinmesinin 09.09.2016 tarihli ve 9155 sayılı … Gazetede olduğunu istinafa cevap dilekçesinde bildirmiştir. Şu halde protokolde en geç 20.08.2016 tarihine kadar hisse devrinin kararlaştırıldığı gözetildiğinde, bu tarihten yaklaşık 1 ay önce terkin edildiği anlaşılan şirketteki varsa davalıya ait hissenin devri artık hukuken imkansız hale gelmiştir. Kaldı ki davalının, hissedarı olduğu şirket … şirket vasfında olup 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesine göre noter tarafından onaylanmadıkça … şirketteki pay devrine ilişkin sözleşme geçersiz olacağından, taraflar arasında imzalanan harici nitelikteki protokol de geçersizdir. Bu durum karşısında geçersiz protokole istinaden taraflar verdiklerini TBK’nın 77. Vd. Maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebileceklerdir. O halde davacı taraf da söz konusu hisse devri karşılığında davalı tarafa nakit olarak vermiş olduğu 25.000,00 TL’yi bu parayı teslim alan davalı … …’den ve davalı …’dan iadesini talep edebilecektir. Geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davalıdan cezai şart talebinde de bulunulamaz. Bu durumda davalı … … yönünden cezai şart talebinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir. Ne var ki protokolde aynı zamanda anonim şirket hisse devri de kararlaştırılmış olduğundan, anonim şirket hisse devri adi yazılı şekil şartına tabi olan alacağın temliki hükümlerine göre geçerli olup davalı … tarafından davacıya protokolde kararlaştırılan anonim şirketteki 0,50 payın 20.08.2016 tarihine kadar davacıya veya onun talimatı ile dava dışı … devrettiğini kanıtlayamadığından, protokolden kaynaklanan edimini yerine getirmeyen davalı …’ın, protokolün 6. Maddesi gereği davacının talebi ile bağlı kalınarak 10.000,00 TL cezai şart alacağından sorumlu tutulmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu protokolde ayrıca davalı … …’in dava dışı … … … … Tur. İnş. Ve Tic. AŞ ‘deki 0,50 payının da davacıya devri kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamında yer alan anılan şirkete ait 07.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağında yer alan yapılacak hisse devirleri tablosunda davalı … …’in işbu şirketteki hisselerini, davacı ve diğer hissedarların büyük çoğunluğu gibi dava dışı …’ya devrettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili, davacının talimatı üzerine hisselerin adı geçene devredildiğini savunmuş ve davanın 25.04.2019 tarihli dilekçesi ile …’ya ihbarını talep etmiştir. Davalı, davacının talimatı sebebiyle dava dışı 3. Kişiye hisselerin devri konusunda davacı tarafa yemin teklif etmiş olup 22.04.2019 tarihli celsede herhangi bir kişiye devir konusunda talimat veya … vermediğine dair yemin etmiş, bu beyanını da imzalamıştır. Davalı taraf bu durumda davacının talimatı doğrultusunda adı geçen şirketteki hisselerini dava dışı 3. kişiye devrettiğini ispat edememiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-b-3. Maddesi gereği kaldırılarak davacı hakkında davalı-alacaklı … tarafından bakiye hisse devir bedeli 50.000,00 TL alacağın tahsili için 29.06.2016 tarihli protokole dayalı olarak başlatılan Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2018/1228 esas sayılı icra takip dosyasında davacının davalı …’a borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline dosyaya ibraz olunmayan ancak davalıların uhdesinde olduğu tüm dosya kapsamı itibarıyla sabit olan 29.06.2016 düzenleme ve 20.08.2016 vade tarihli ve 50.000,00 TL bedelli bono sebebiyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, taraflar arasındaki 29.06.2016 tarihli protokol hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı tarafından davalılara verilen 25.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL ceza şart alacağının temerrüt tarihi olan 20/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline, davalı … hakkında bu yöndeki talebin reddine, dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) 1-Davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 1. Asliye … Mahkemesi’nin 08.07.2019 tarihli ve 2018/111 Esas-2019/626 Karar sayılı KARARININ HMK’nın 353/1-b-3. Maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B) 1-Davacının menfi tespit davasının KABULÜ ile, dava konusu Ankara 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1228 Esas sayılı icra takip dosyasında davacının davalı takip alacaklısı …’a borçlu olmadığının TESPİTİNE, icra takibinin İPTALİNE,
2-Davacının menfi tespit davasının KABULÜ ile, 29.06.2016 düzenleme ve 20.08.2016 vade tarihli ve 50.000,00 TL bedelli bono sebebiyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
3-29/06/2016 tarihli protokol peşin ödenen 25.000,00 TL’nin 20/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-10.000,00 TL cezai şartın temerrüt tarihi olan 20/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, Davalı … hakkında cezai şart alacağının tahsili istemiyle açılan davanın REDDİNE,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 9.665,67 TL nispi karar harcından peşin alınan 1.451,59 -TL harcın ve icra takip dosyasında alınan 282,49 TL harcın mahsubu ile kalan 7.931,59 TL nispi harcın; 5.123,25 TL’sine kadar olan kısmından davalı …’ın sorumlu olması kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 1.451,59 TL peşin yatırılan harç ile icra takip dosyasına yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 282,49 TL peşin harç toplamı 1734,08 TL harcın davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi gereği hesaplanan 11.850,00 TL vekalet ücretinin; davalı …’ın 5.100,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı … hakkında açılan cezai şart alacağının tahsili istemiyle açılan davada reddolunan 10.000,00 TL üzerinden yargılamada vekil ile temsil olunan anılan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. ve 13/2. maddeleri gereği belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan toplam 715,50 -TL ( dava açılış masrafı, tebligat gideri ve posta gideri olmak üzere ) yargılama giderinin 210,41 TL’sine kadar olan kısmından davalı …’ın sorumlu olması kaydıyla davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde, yatırana iadesine,
C) 1-İstinafa başvuran davalılar tarafından yatırılan 1.407,00 TL istinaf nispi ve 44,40 TL maktu karar harcı toplamı olan 1.451,40 TL’nin kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalılar tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı, 23,50 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 144,80 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi 07/04/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.