Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/198 E. 2022/272 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/198 Esas 2022/272 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/198
KARAR NO : 2022/272

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2018/671 Esas 2019/993 Karar
DAVACI :
DAVALI :
DAVA : Rücuen Alacak
DAVA TARİHİ : 24/09/2018
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2022

Taraflar arasındaki rücuan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 24.07.2006 tarihinde işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde 02.11.2004 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden işçinin mirasçıları tarafından açılan tazminat davası sonucu verilen karar nedeniyle ödenen bedelin tahsili için SGK tarafından açılan rücuan tazminat davasının kabulüne ilişkin Silivri 1. Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince verilen 19.02.2015 tarih ve 2013/324 Esas-2015/101 Karar sayılı kararın temiyz edilmekle Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 14.12.2017 tarih ve 2015/24739 Esas-2017/89445 sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiğini, ilam nedeniyle Bakırköy 10. İcra Müdürlüğü’nün 2015/10196 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde 19.01.2018 tarihinde 33.602,14 TL, ayrıca 24.02.2015 tarihinde 209,30 TL temyiz yoluna başvuru harcı ile 100,00 TL temyiz posta gideri, 23.03.2015 tarihinde 1003,07 TL temyiz peşin harcı, 24.04.2015 tarihinde 1.003,07 TL temyiz karar harcı ödendiğini, ödenen bedelden davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 33.602,14 TL’nin ödeme tarihi olan 19/01/2018 tarihinden, 209,30 TL temyiz yoluna başvuru harcı ile 100,00 TL temyiz posta giderinin ödeme tarihi olan 24.02.2015 tarihinden, 1003,07 TL temyiz peşin harcının ödeme tarihi olan 23.03.2015 tarihinden ve 1.003,07 TL temyiz karar harcının ödeme tarihi olan 24.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davacının icra dosyasına yatırdığı bedel dışında da alacak talep ettiğini, davacının haklı olduğu düşünülse dahi müvekkilinin sadece mahkeme kararında belirtilen tutardan sorumlu olacağını, icra takip giderleri, vekalet ücreti, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan rücuen alacak istemiyle açılan davada davalının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığından reddi gerektiği, dava dışı SGK’nın talebine konu iş kazasının, İHDS’nin imzalanmasından önce 02.11.2004 yılında gerçekleştiği, bu nedenle sorumluluğun davalıya ait olduğu, sadece taşınmazın mülkiyetini ilgilendiren uyuşmazlıklarda ihbar yükümlülüğünün bulunduğu, diğer uyuşmazlıklara ilişkin ihbar yükümlülüğünün düzenlenmediği, somut olayda davalıya ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı, yargılama aşamasında alınan hesap bilirkişi raporu ile davacının davalıdan talep edeceği alacak miktarının belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen tazminat ile ilgili yapılan ödemenin; 33.602,14 TL’nin ödeme tarihi olan 19/01/2018 tarihinden itibaren, temyiz başvuru harcı 209,30 TL nin ödeme tarihi olan 24/02/2015 tarihinden, temyiz posta masrafı 100 TL’nin ödeme tarihi 24/02/2015 tarihinden, temyiz karar harcı1.003,07 TL’nin 863,84 TL’sinin ödeme tarihi olan 18/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; BK’nın 73. Maddesindeki iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporuna itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu ödemelerin …’ın devir tarihinden önce 28.05.2013 tarihinden önce yapıldığını, davacı tarafından ödenene bedelin kusur oranı olan %30’un dışında kalan kısmı olan %70 için diğer kusurlulara kusurları oranında rücu edilip edilmediği hususuna davacı tarafından 25.01.2019 tarihli dilekçe ile yargılama sırasında sadece müvekkiline karşı rücu davası açıldığının, diğer kusurlulara karşı herhangi bir işlem yapılmadığının ifade edildiğini, davacının hakkını kötü kullandığını, müvekkilinin o tarihte bu davadan haberdar olmadığı gibi tüm bedelin … tarafından ödenmesi yönünde de bir talimatının bulunmadığını, sözleşmenin 7/2. Maddesi gereği ihbarda bulunulmadığından davacının icra dosyasına yatırdığı bedel dışında da alacak talep ettiğini, davacının haklı olduğu düşünülse dahi müvekkilinin sadece mahkeme kararında belirtilen tutardan sorumlu olacağını, icra takip giderleri, vekalet ücreti, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; dayanak Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2013/324 Esas sayılı dava dosyasında davacı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davalılar …, … İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine, davacı kurumun sigortalısı dava dışı …’in 02.11.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefatı nedeniyle sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ve ödemelerin davalılardan rücuan tazmini istemiyle açılan davada mahkemece 19.02.2015 tarih ve 2013/324 Esas-2015/101 Karar sayılı kararı ile rücuya esas iş kazasında davalı …’ın %30, davalı işveren şirketin ise %50 oranında kusurlu olduklarının Yargıtay ilamı ile onanarak kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile toplam 14.684,19 TL kurum zararının 21.03.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı kuruma verilmesine karar verildiği, kararın davalılar vekilleri taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 14.12.2017 tarih ve 2015/24739 Esas-2017/8945 Karar sayılı kararıyla onandığı, söz konusu ilamın icra takibine konulması üzerine Bakırköy 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/1558 Esas sy. dosyasında takip borçlusu- davalı … tarafından 19.01.2018 tarihinde 33.602,14 TL, ödendiği, ayrıca 24.02.2015 tarihinde 209,30 TL temyiz kanun yoluna başvuru giderlerinin ve 100,00 TL posta masrafının, 23.03.2015 tarihinde 1.003,07 TL temyiz karar harcının ödendiği, anlaşılmıştır.
Öncelikle dava 24/07/2006 tarihli işletme hakkının devri sözleşmesine dayandığına göre davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6098 sy. TBK’nın 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin davacının ödeme yaptığı tarihler itibarıyla dolmadığı anlaşılmış olmakla davalı vekilinin zamanaşımı define itibar edilmemiştir.

Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı 24/07/2006 tarihinden önceki döneme isabet eden rücuya esas mahkeme kararının davacısının sigortalısının 02.11.2004 tarihinde geçirdiği iş kazasında vefatı sebebiyle hak sahiplerine yapılan ödemelerin rücuen tahsili istemine ilişkin olup eldeki dava işletme hakkı devir sözlemesinin imzalandığı tarihten önceki olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki (İş Mahkemesi sıfatıyla) davanın davacısı kurum da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Rücuen alacağa dayanak mahkeme ilamı ile meydana gelen iş kazasında davalı …’ın % 30, davalı işveren … İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin %50 oranında kusurlu oldukları belirlendikten sonra hüküm altına alınan maddi tazminatın …’ın yanı sıra davanın yönetildiği diğer davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Anılan kararın temyizi aşamasında harç giderleri davacı … tarafından yatırılmıştır. Mahkemece hüküm altına alınan bedelin tamamı dava dışı SGK’ya davacı … tarafından ödenmiştir. Ödenen bedelden ise İHDS hükümleri uyarınca davalı …’ın sorumlu olduğu iddiasıyla işbu dava açılmıştır. Dosya içeriğinden rücuya esas davanın diğer davalıları ve mahkeme kararında meydana gelen iş kazasında kusurlu olduğu belirtilen diğer sorumlular tarafından davacı …’a herhangi bir ödeme yapıldığına ilişkin bir bilgi ve belge dosyaya sunulmuş değildir. O halde ilk derece mahkemesince davacının dava dışı SGK’ya yaptığı ödeme ile mahkeme kararının temyizi aşamasında yatırılan harç bedelinin tamamının davalıdan talep edebileceği anlaşıldığından ödenen miktarın davalıdan tahsiline hükmedilmesi isabetlidir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davalı taraftan alınması gereken 2.375,50 TL nispi karar harcından başlangıçta alınan 593,88 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.781,62 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.