Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/161 E. 2022/63 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2019
NUMARASI ….
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 02/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/02/2022

Taraflar arasındaki rücuen alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi maksadıyla 4046 sayılı Kanun uyarınca kamu tüzel kişiliğinin nev’inin değiştirilmesi suretiyle kurulduğunu, davalı ile 24/07/2006 tarihinde akdedilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile elektrik dağıtım ve perakende satış işinin müvekkili tarafından yerine getirildiğini, 28.06.2013 tarihinde ise davalının özelleştirilmesine ilişkin sürecin tamamlanarak müvekkili şirkete ait davalı hisselerinin özelleştirildiğini, faaliyetlerin davalı … tarafından yürütüldüğü dönemde, Kartal 2. İş Mahkemesinin 2006/346 Esas sayılı dosyası ile açılan davada davanın kabul edilerek kararın kesinleştiğini, anılan karara dayalı olarak İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2007/12232 Esas ve 2007/12238 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takip dosyasına, müvekkili tarafından ödeme yapıldığını, ödenen tutardan davalının sorumlu olduğunu iddia ederek şimdilik 16.950,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; rücu davalarında zamanaşımı süresinin 2 yıl olması nedeniyle, ödemenin yapıldığı yıl göz önünde bulundurulduğunda dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında 31.03.2006 tarihinde bilanço düzenlemeleri yapıldığını ve 31.12.2007 tarihinde ve Şirketin devrine ilişkin bilanço düzenlemelerinde de borç ve alacak devir işlemlerinin tekrarlandığını, … İdaresi Başkanlığının özelleştirme ile ilgili mali konulardaki talimatları doğrultusunda 30.04.2013 tarihinde … … tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilanço düzenlemelerinin yapılarak geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, dağıtım şirketinin muhasebe kayıtlarında yer alan son ay faturası dışında … ve bağlı şirketleri, … ve …’a olan borçlarının … AŞ’a aktarıldığını, ticari borçların … AŞ’a aktarılması sırasında hazır değerler tutarı ticari borçlardan mahsup edilerek aktif-pasif farkı sermaye artışı yapılması / zarar hesabına kayıt yoluyla dengelenmesi çerçevesinde devir sürecinin mali yönüyle ilgili işlemlerin ikmal edilerek … …’ın özel sektöre devrinin gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğinden, geçmiş yıllara ilişkin olarak …’tan herhangi bir talepte bulunulamayacağı, kabul anlamına gelmemekle birlikte, üçüncü kişilerle mülkiyet hakkına dayalı ihtilafların sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca …’a bildirilmesinin gerektiğini, davacı tarafından davanın hiçbir aşamasının bildirilmediğini, bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının davaya ilişkin faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkının olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olduğu, rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 20.931,06 TL’nin 16.950,00 TL’sine 23/01/2009, 3.981,06 TL’sine 22/01/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince hükmedilen alacağa, ıslah edilen kısım yönünde ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesinin yasaya ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ile Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, davacı müvekkilinin mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden dava konusu edilen alacaklara ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini bildirerek faizin başlangıç tarihi olarak ödeme tarihinin esas alınması gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 16.950,00 TL alacağın ödeme tarihi 23/01/2009, 3.981,06 TL alacağın ödeme tarihi 28/01/2009’dan itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dayanak karara istinaden açılan bir rücu davasında dayanak kararın yok sayılması, diğer davalı … Ltd. Şti.’nin sorumluluğunun da müvekkil şirkete yükletilmesi gerekçeli kararda belirtilen İHDS hükümlerine, hukuka ve dosya içeriğine aykırı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, rücu davasına konu mahkeme kararında bahsi geçen alacak türünün müvekkili kuruma bırakılan alacaklardan olmadığını, dava dışı ödeme yapılan kişinin İHDS’nin 7. maddesi anlamında 3. Kişi sayılmasının mümkün olmadığını, zira davacı ile dava dışı şahıs arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, devre esas mizan kayıtları esas alınarak devir bilançosu düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, dağıtım şirketinin bilançosundaki tüm unsurların özelleştirme bedeli içerisinde değerlendirilmekte olduğunu, müvekkili tarafından tekrar ödenmesi halinde mükerrer ödeme yapılmış olacağını, yapılan ödemelerin özelleşen şirketin şu andaki hissedarları tarafından yapılmadığını, hisselerin tamamının müvekkiline ait olduğu dönemde gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, müvekkiline rücuya esas dava ihbar edilmediğinden İHDS’nin 7.2 maddesi çerçevesinde müvekkilinin icra giderleri, icra vekalet ücreti ve işlemiş faizden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili aleyhine avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Kartal 2. İs Mahkemesinin 2006/346 Esas sayılı kararının incelenmesinde; dava tarihinin 03/08/2006, davacısının … davalıların…. olduğu, davacının davalılar nezdindeki çalışmalarından dolayı 01/01/1997 ile 05/06/2006 tarihleri arasındaki dönem yönünden işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ettiği, yerel Mahkemece 28/06/2007 tarihli kararla davanın kabulüne karar verilerek, 9.793,54 TL kıdem tazminatının, davalı … Ltd. Şti.’nin sorumluluk sınırı 5.533,11-TL. olmak üzere 14.07.2006 tarihinden itibaren en yüksek banka faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, 431,92-TL., yargılama gideri, 158,72-TL. harç, 1.175,22-TL. vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 21/11/2008 tarih 2007/32469 esas 2008/31603 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.
İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2007/12232 Sayılı ve aynı icra müdürlüğünün 2007/12238 Esas sayılı dosyalarının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu …… aleyhine başlatılan ilamlı takiplerde rücuya esas davada hükmedilen işçilik alacakları ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin tahsilinin talep edildiği, davacı…. tarafından 23/01/2009 tarihinde 14.600,00 TL ödendiği anlaşılmıştır.
Somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin “Üçüncü Kişilerin Hak İddialarını Düzenleyen” 7. maddesi gereğince yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığından, tazminata dayanak olan Kartal 2. İs Mahkemesinin 2006/346 Esas sayılı dosyasının davacısı …’un bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda bulunduğu ve davacı şirketin açılan davayı ve yapılan icra takibini davalı şirkete ihbar yükümlülüğü bulunmadığından aynı sözleşmenin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince de ödemiş olduğu tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmakla ilk derece mahkemesince davanın kabulüne yönelik kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Ayrıca davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde Hisse Satış Sözleşmesinin öncelikle uygulanması gerektiği yönündeki itirazı; Hisse Devir Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla ; 22. maddenin “f” bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla hükümleri gözetildiğinde bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Öte yandan davalı tarafın zaman aşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından ve dosyamız davacısı …’ın rücuya esas davada da taraf olup mahkemece tüm davalıların müteselsilen sorumlu oldukları belirtilmiş olmakla davacının da ilam gereğince ödeme yaptığı gözetildiğinde bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine ( Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir.

Davacı vekilinin ise faizin ödeme tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğine dair, davalı vekilinin ise açılan davada avans faizi uygulanamayacağına yönelik istinaf taleplerine gelince; rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. sayılı emsal kararı). Davacının yaptığı ödeme tutarını ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile talep etme hakkı bulunduğundan davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi kabul edilmiş; açıklanan gerekçe ile de davalı vekilinin istinaf başvurusu reddedilmiştir.

Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise faiz başlangıcı yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.429,80 TL istinaf karar harcın peşin alınan 357,45 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.072,35 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

B)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun faiz başlangıç tarihi yönünden HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi gereğince kabülü ile,
Ankara 10. Asliye Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarih ve 2016/963 Esas 2019/946 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
C)1-Davanın kabulü ile 16.950,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 23/01/2009, 3.981,06 TL alacağın ödeme tarihi olan 28/01/2009’dan itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 289,47 TL peşin harç, 70,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 388,67 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 668,70 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan avansın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
D)1-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 153,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 02/02/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.