Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/156 E. 2022/262 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI :…..
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/04/2022
Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yetkilisinin davalı şirkette 1993-1997 yılları arasında acentelik faaliyetinde bulunduğunu, 02/11/2001 yılında ise müvekkili ile davalı arasında yetkili acente sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında yaklaşık 24 yıldır devam eden acentelik ilişkisinin davalı tarafından ihtarname ile tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkilinin halen yürürlükte olan ve kapsamı itibariyle istihsal veya iptal zeyilnameleri yapılagelen poliçelerden şirket cari hesabına yansıtılmayıp iptal komisyon iadelerinin müvekkiline yansıtılmadığını, haksız kesintilerden kaynaklı zararın doğduğunu, ayrıca taraflar arasındaki acentelik ilişkisinin devamı süresince davalıya kazandırılan müşteri portföyünün oldukça büyük olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kar mahrumiyetine uğradığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL komisyon – komisyonlardan haksız kesintilerden kaynaklı tazminat, 3.000,00 TL potföy tazminatı-yoksun kalınan kar alacağı olmak üzere toplam 4.000,00 TL’nin haksız feshin tebliğ tarihi olan 01/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında portföy tazminatını toplam 34.738,34 TL’ye, komisyon tazminatını toplam 1.053,29 TL’ye ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin belirsiz süreli aktedildiğini, davacının müvekkilinin verimlilik ve üretim miktarları kriterlerini yerine getiremediğini, 3 ay sonra hüküm doğurmak üzere sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, sözleşme ilişkisinin bitmesinden bir gün önce dahi tanzim edilmiş poliçelerin komisyonlarının davacıya ödendiğini, müvekkiline herhangi bir portföy devrinin söz konusu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında 07/11/2001 tarihli acentelik sözleşmesi akdedildiği, davalının 29/06/2016 tarihli azilname ve fesih ihbarnamesi ile tek taraflı olarak sözleşmenin feshedildiği, sözleşme usul ve kanuna uygun olarak 3 ay önel verilmek suretiyle feshedilmiş ise de ihtarnamede herhangi bir sebep gösterilmediği, davalının cevap dilekçesi ile davacının verimlilik ve üretim miktarlarını yerine getirmemesi nedeniyle acenteliğin feshedildiği savunulmuş ise de bu savunmanın kanıtlanamadığı, sözleşmenin feshedilmesinin haklı nedene dayandığının ve feshedilmesinde davacının kusurunun bulunduğunun davalı tarafından ispat edilemediği, davacının davalı adına düzenlediği poliçeleri ibraz ettiği, ibraz edilen poliçelerin davalı tarafta da mevcut olduğu, davacının uzun süreden beri acentelik faaliyetinde bulunduğu, buna bağlı olarak kazandığı müşteri portföyünden davalının menfaat elde etmeye devam ettiği, hakkaniyet ilkesi gereği portföy tazminatı verilmesi gerektiği, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile portföy tazminatının 34.738,34 TL, komisyon alacağının 7.781,45 TL olduğu, davacının komisyon alacak talebinin 1.053,29 TL olduğu, taleple bağlılık kuralının gözetildiği, davacının feri nitelikteki faiz türü bakımından talebi reddedildiğinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 34.738,34 TL portföy tazminatı, 1.053,29 TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 35.791,63 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi (avans faizi geçmeyecek şekilde) davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; koşulları oluşmadığı halde davacı lehine portföy tazminatı ve komisyon alacağına hükmedildiğini, davacı aracılığı ile tanzim edilen sigorta poliçeleriyle ilgili olarak tahakkuk eden tüm acentelik komisyonlarının fesih tarihi ile ilişkilendirilmeksizin tüm poliçe vadelerini kapsayacak şekilde ödendiğini, sözleşme ilişkisinin bitmesinden 1 gün önce dahi tanzim edilmiş poliçelerin komisyonlarının tamamen ödendiğini, davacının herhangi bir komisyon alacağı bulunmadığını, davacının kazandırdığını iddia ettiği portföyün davacıya ait olduğunu, müvekkiline herhangi bir portföy devri olmadığı, poliçe tanzim edilen müşterilere ilişkin poliçe vadesinin bitimi ile müşteri arasındaki ilişkinin sona erdiğini, davacının müvekkili dışında birden fazla şirket acenteliği yaptığı, poliçe vadelerinin bitmesi ile başka sigorta şirketlerinden poliçe tanzim ettiğini, bu nedenle kaybettiği herhangi bir portföy bulunmadığını, fesih tarihi itibarıyla davacının tanzim ettiği poliçelerin tamamına yakınının vadesinin bittiğini, bu poliçelerden müvekkili tarafından doğrudan yenilenerek kazanç elde edilen bir poliçe bulunmadığını, portföy tazminatının sigortacılık alanında uzun vadeli sigorta branşlarında söz konusu olabileceğini, bireysel emeklilik sigortası, uzun süreli hayat sigortası, birikimli hayat sigortası gibi sigorta ürünlerinden müşteri sigorta şirketine kazandırıldığında acente ile sözleşme ilişkisi sona erse bile poliçe kapsamında prim ödemeleri devam etmekte ve sigorta şirketinin bir gelir elde ettiğini ancak bu durumda sözleşme haksız olarak feshedilmesi halinde acentenin tazminat talep edebileceğini, davacının aracılık ettiği poliçelerin kısa süreli olduğunu, taraflar arasında herhangi bir münhasırlık durumu bulunmadığını, hangi müşterilerden dolayı sigorta şirketinin sözleşmenin feshedilmesinden sonra önemli menfaat elde ettiğine ve acente portföyünün sigorta şirketin devredildiğine ilişkin somut bilgi ve belge bulunmadığını, davacının sözleşmesinin verimsizlik ve üretim yetersizliği nedeniyle sonlandırıldığını, acentenin kendi kusuruyla feshe neden olduğunu, haksız fesih durumunun söz konusu olmadığını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; acentelik sözleşmesinin haksız feshedilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davalı tarafından davacıya gönderilen fesih ihtarı, maden çalışanları zorunlu ferdi kaza sigortası sigorta poliçesi, acentelik sözleşmeleri, acente poliçe dökümleri, davalı tarafından davacı adına düzenlenen acente hesap özeti, zorunlu deprem sigortasına ilişkin ek sözleşme, davacı şirket ana sözleşmesi, yargılama aşamasında mali müşavirden alınan 17/07/2018 tarama tarihli bilirkişi raporu, mali müşavir ve sigorta hukuku uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 13/03/2019 tarihli kök, 28/08/2019 tarihli ek rapor dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında davalı defterleri üzerinde yapılan incelemeye ilişkin alınan mali müşavir bilirkişi raporunda; davalının ticari defterlerinin, dayanak belgelerin, yardımcı defterlerin birbirlerini teyit ettiği, sözleşme fesih tarihi olan 29/06/2016 tarihi itibarıyla davalının davacıya 9.346,34 TL borçlu olduğu, dava tarihi itibarıyla davalının davacıya 1.065,14 TL borcu bulunduğu, sonrasında davalının davacıya yaptığı komisyon ve geçici ödemeler ile davacıdan 1.306,71 TL alacaklı duruma geçtiği tespit edilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti kök raporunda, cari hesabın en son işlem gördüğü 02/07/2018 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 1.053,29 TL alacağı bulunduğu, acentelik ilişkisi sona erdikten sonra da davacının portföyünde olup, davalı yan tarafından poliçeleri düzenlenmeye devam olunan müşterilerle ilgili belgelerin dosyaya ibrazı ve mahkemece yeniden dosyanın tevdi halinde değerlendirme yapılabileceği, denkleştirme ilkesi gereğince son 5 yıllık faaliyet ortalaması alındığında 34.738,34 TL tazminat talep edilebileceği kanaati bildirilmiş, ek raporda ise acentelik sözleşmesinin feshi için 3 aylık süre şartına uyulduğu, 02/07/2018 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 1.053,29 TL alacağı bulunduğu, acentelik ilişkisinden sonra davacı portföyünde olup, davalı tarafından düzenlenmeye devam olunan 103 adet poliçeler dahil davacının davalıdan 7.781,45 TL alacaklı olduğu, denkleştirme ilkesi gereğince davacının komisyon isteyebileceğine karar verilirse denkleştirme ilkesi gereğince hesaplanan tutarın 34.738,34 TL olarak tespit edildiği bildirilmiştir.
Acentelik sözleşmesinin 02/11/2001 tarihinde taraflar arasında imzalandığı, davalı tarafından davacıya gönderilen 03/03/2016 tarihli ihtarname ile, herhangi bir sebep bildirilmeden acentelik sözleşmesinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç ay sonra hüküm ifade etmek üzere feshedildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı yan davalının acentelik sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, sözleşme kapsamında düzenlenen poliçeler nedeniyle ödenmeyen komisyon alacağı bulunduğunu, uzun süreli sözleşme ilişkisi kapsamında davalı şirkete devredilen müşteri portföyü bulunduğunu, bu nedenle portföy tazminatına hak kazandığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi ek raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında acentelik sözleşmesi bulunduğu, davacının davalı acentesi sıfatıyla sigorta poliçeleri düzenlediği, davalının tek taraflı ihtarnamesi ile herhangi bir sebep bildirmeden acentelik sözleşmesini feshettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, davalının acentelik sözleşmesini feshetmesinin haklı nedene dayalı olup olmadığı, feshin yasal koşullara uygun bulunup bulunmadığı, davacının acentelik sözleşmesi kapsamında düzenlediği sigorta poliçeleri nedeniyle davalıdan komisyon alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, portföy tazminatı talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecek ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde; yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacının davalıdan 7.781,45 TL komisyon alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin davalı tarafından feshedilmesi üzerine davacı davalıdan ödenmeyen komisyon alacağının tahsilini talep edebilecektir.
Öte yandan, bilindiği üzere acentenin denkleştirme tazminatı ya da diğer adıyla müşteri portföy tazminatı, sözleşmenin sona ermesi halinde, acentenin yeni bulduğu müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesine rağmen davalı şirketin önemli menfaatler sağlaması ile müşteri çevresini kaybeden ve ekonomik bakımdan güç durumda kalacak acentenin bu nedenle talep edebileceği bir tazminat niteliği taşımaktadır. Denkleştirme istemi başlıklı TTK’nun 122/1. maddesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra müvekkil, acentenin bulunduğu yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaat elde ediyorsa, acentenin sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içerisinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acentenin müvekkilden uygun bir tazminat isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin ikinci fıkrasında tazminatın acentenin son 5 yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağı, sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmiş ise faaliyetin devamı sırasındaki ortalamanın esas alınacağı, maddenin üçüncü fıkrasında ise müvekkilin feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse acentenin denkleştirme isteminde bulunamayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan hüküm karşısında somut olaya gelindiğinde, davacı acente ancak davalı müvekkilin taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesini haklı sebep olmadan feshetmesi halinde portföy tazminatı talep edebilecektir. Davalı yan yargılama aşamasındaki savunmalarında acentelik sözleşmesinin verimsizlik ve üretim yetersizliği nedeniyle feshedildiğini bildirmiştir. Bu durumda ispat yükü davalı üzerinde olup, davalı acentelik sözleşmesinin davacının acentelik faaliyetlerindeki verimsizliği ve üretim yetersizliği nedeniyle feshedildiğini usulüne uygun delillerle ispatlamakla yükümlüdür.
Yukarıda açıklandığı üzere davalı davacıya gönderdiği 03/03/2016 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki acentelik sözleşmesini herhangi bir sebep bildirmeden üç ay sonra hüküm ifade etmek üzere feshetmiştir. Bir başka anlatımla davalının yargılama aşamasında savunmalarında bildirdiği davacı acentenin verimsizliği ve üretim yetersizliği sebebine fesih ihtarında yer verilmemiştir. Öte yandan davalı yan yargılama aşamasında acentenin verimsizliği ve üretim yetersizliğine ilişkin herhangi bir delil de ibraz etmemiştir. Bu durumda davalı tarafından acentelik sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğinin kabulü ile bu kabul çerçevesinde de davacının davalıdan portföy tazminatı talep edebileceği kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca mahkemece, davalının, acentelik sözleşmesinin davacının acentelik faaliyetlerindeki verimsizliği ve üretim yetersizliği nedeniyle feshedildiğini usulüne uygun delillerle ispatlamakla yükümlü olduğu, davalının usulüne uygun delillerle ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalının acentelik sözleşmesini feshetmesinin haksız olduğu, davacının davalıdan ödenmeyen komisyon alacağı ve TTK’nun 122. maddesi uyarınca portföy tazminatı isteyebileceği, yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti ek raporu ile davacının davalıdan 7.781,45 TL komisyon alacağı, 34.738,34 TL portföy tazminatı talep edebileceğinin tespit edildiği, anılan raporun ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, portföy tazminatının TTK’nun 122/2. maddesine uygun olarak tespit edildiği, davacının komisyon alacağı talebinin 1.053,29 TL olduğu, davacı talebinin aşılamayacağı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
A)HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 2.444,93 TL istinaf karar harcından peşin alınan 759,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.685,1‬0 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022
….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.