Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1484 E. 2022/1637 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1484 Esas 2022/1637 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1484
KARAR NO : 2022/1637

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/10/2020
NUMARASI : 2018/71 Esas 2020/537 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Kasko Poliçesinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 30/01/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/01/2023

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan müvekkili şirkete ait aracın 18.12.2017 tarihinde karıştığı kaza sonucunda hasarlandığını, aracın maddi hasarının giderilmesi için davalı şirketin gösterdiği servise aracın teslim edildiğini, davalının 1.498,60 TL kaportada oluşan hasar bedelini ödediğini ancak kaporta altında oluşan 9.723,00 TL hasar bedelini ise ödemediğini, bu miktarı müvekkilinin kendisinin ödemek zorunda kaldığını, davalının müvekkili aracında oluşan hasardan sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya dair her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak üzere 9.723,00 TL’nin talep tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline kasko poliçesi ile sigortalı aracın 18.12.2017 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında hasarlandığının ihbarı üzerine açılan hasar dosyası sonucunda müvekkilinin kaza ile ilgili poliçe kapsamında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere aracın kaza sonrası yürütülerek getirilmesi sırasında aracın yolda stop ettiğini ve servise gelince aracın bir türlü çalıştırılamadığını, turbonun sökülmesi üzerime turbo kanatlarının hava filtresi üst kapağından aldığı parça ile hasarlandığının görüldüğünü, 1. piston kafasının aşırı ısı nedeniyle eridiğinin tespit edildiğini, turbonun hava filtresinden aldığı parça nedeniyle kanatlarının kırıldığını ve sıkışması sonucu türbo geri dönüşünden yağ emerek 1. silindirin yanma odasına yağ biriktirdiği ve buradaki yanma sonucu aşırı ısınma ile silindir bloğu ile piston üst kafası ve silindir üst kapağında hasar meydana geldiğini, hasarın kaza nedeniyle oluştuğu iddia edilmekle beraber hasarın kaza sonrasında aracın çekici marifeti ile değil kullanılarak servise getirilmesi sonucu meydana geldiğini, araç sürücüsünün ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; kasko poliçesine dayalı tazminat istemiyle açılan davada, sigortalı araçta oluşan hasarda davacının müterafik kusurunun bulunmadığı, aracın görünen hasarının az olması, poliçede de çekici teminatı ile ilgili düzenlemede basit hasar halinde çekici zorunluluğu getirilmemiş olması, çalışır aracın çekici çağrılmadan servise götürülebileceğini içermesi, sigortalı araç sürücüsünden motor kaputunun altındaki hava filtresindeki hasarı görmesinin beklenmeyeceği, ağır kusur durumunun somut olayda mevcut olmadığı, motor hasarının da poliçe teminatı kapsamında olduğu, zarar bedelinin 7.546,10 TL olduğunu belirlendiği, temerrüt tarihi için başvuru tebliğ evrakları dava dilekçesi ekinde yer almadığından ödeme için yapılan başvurunun reddine dair sigortanın 05/01/2018 tarihli yazısı temerrüt tarihi kabul edilerek taraflar arasında kasko poliçesi olması ve aracın ticari araç olması nedeniyle avans faizine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 7.546,10 TL tazminatın 05/01/2018 tarihli sigorta red kararı temerrüt tarihi sayılarak, bu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu hasar ile ilgili olarak dilekçe ekinde bulunan dekontlardan da anlaşılacağı üzere davacı tarafa 29.01.2018 tarihinde 955,13 TL, tedarikçi firmaya ise 12.02.2018 tarihinde 2.124,56 TL olmak üzere toplam 3.079,69 TL ödeme yapılmış olup bu ödemelerin bilirkişi raporunda hesaplama yapılırken dikkate alınmadığını, davacının iddiasının aksine, motorda meydana geldiği iddia edilen zararın, kaza nedeniyle değil aracın servise çekici marifetiyle getirilmesi gerekirken kullanılarak getirilmesi nedeniyle oluştuğunun dosyadaki ekspertiz raporuyla ve 19.08.2019 tarihli bilirkişi raporuyla belirlendiğini, dolayısıyla motor zararının oluşmasında davacının ağır kusurunun bulunduğunu, dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarının birbiriyle çeliştiğini, faizin dava tarihinden itibaren belirlenmesi, aksi halde hasardan ödeme yapılan 29.11.2018 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili arasındaki ilişki sözleşmeden kaynaklanmayıp haksız fiilden doğduğundan TTK’nın 21/2. Maddesindeki ticari iş karinesinden hareketle müvekkili aleyhine avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını, yasal faiz uygulanması gerektiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, kasko sigorta poliçesine istinaden sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamından; dava konusu aracın kazanın meydana geldiği yoğun yağış sebebiyle hasarlandığı 18.12.2017 tarihinde davacı sigorta şirketi nezdinde 08.02.2017 başlangıç 08.02.2018 ve bitiş tarihli Ticari Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı bulunduğu, davacı sigorta şirketince alınan 20.01.2018 tarihli kesin ekspertiz raporuna göre aracın turbosu üzerinde yapılan incelemede turbo kanatlarının hava filtresi üst kapağından aldığı parça ile hasarlandığı, 1. Gün sonra tekrar servise gidildiğinde ise motorun açıldığı 1. Piston kafasının aşırı ısı nedeniyle eridiğinin tespit edildiği, turbonun hava filtresinden aldığı parçalar sonucunda kanatlarında kırılma olduğu, bunun sonucu olarak turbonun sıkışması ile turbo geri dönüşünden yağ yemerek 1. silindire emme havalandırmasından yanma odası yağ biriktirdiği ve bu yağın yakıt ile karışması sonucunda aşırı yanma oluştuğu, bu aşırı yanmanın da silindir bloğuna, piston üst kafasına, silindir üst kapağına hasar verdiği, araç sürücüsünün kaza sonrası aracını çekici marifeti ile servise getirmeyerek motor hasarının oluşmasına neden olduğu, kanaatine varıldığı, motor hasarını ağır kusur olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun sigorta şirketine bırakıldığı, araçta işçilik malzeme ve KDV dahil toplam hasar bedelinin 3.623,18 TL belirlendiği, davalı sigorta şirketi tarafından 29.01.2018 tarihinde davacı sigortalı hesabına 955,13 TL, 12.02.2018 tarihinde onarımı yapan …. Şti. Hesabına 2.124,56 TL olmak üzere toplam 3.079,69 TL ödendiği davalı sigorta şirketinin 26.07.2018 tarihli yazısı ile bildirildiği, anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında ilk derece mahkemesince sigortalı araçta oluşan gerçek zararın tespiti için makine mühendisi ve sigorta hukukçusu bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 05.10.2018 tarihli raporda özetle; hasar gören hava emiş filtresinden kopan partiküllerin turbo fanına zarar verdiği, silindir içerisine giden yağ yakıt karışımı ile ve katı cisimler motor revizyonu gerektirecek hasara yol açtığının anlaşıldığı, araç çarpıştığında dahi çalışıyor olabileceği, kazadan sonra da kontrol amacıyla çalıştırılması yada yürütülerek getirilmemiş olsa bile serviste yapılacak ilk iş çalıştırılarak kontrol edilmesinde dahi bu trafik kazasından doğan hasarı yaratacağı, kazadan sonra aracın motor kaputu kaldırılsa bile dış muayene ile görülmesi ve tespit edilmesi çok zor olan kapalı sistemde bir hasarın mevcut olduğu, ayrıca poliçenin 7/24 yardım hizmetleri ,aracın çekilmesi hizmeti, kloz özel şartı da, araç çalışıyor durumda ise çekici çağrılmadan servise götürülebileceği yönünde bilgi içerdiği, bildirilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekilinin bilirkişi heyeti raporuna itirazı üzerine ilk derece mahkemesince makine yüksek mühendisi bilirkişi … tarafından düzenlenen 19.08.2019 tarihli raporda özetle; davacının olayda tam kusurlu olduğu , diğer araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, çarpışma esnasında çarpmanın etkisi ile ön motor kaput altında bulunan hava filtresinin muhafaza kapağının da parçalandığı ve çok küçük parçaların hava ile emilerek yüksek hızda dönen turbo kanatlarının hasar görerek kırılmasına yol açtığı, turbo sıkışmasına neden olduğu, bu durumda turbo geri dönüşünden daha fazla yağ emilerek yanma odasında yakıtla birlikte karışarak gereğinden fazla zengin karışım oluştuğu, yanma mekanizması üst sınıra çıkarak ilk pistonda aşırı ısı oluşması ile 1. piston kafasında erime, silindir bloğuna, piston kafasına, silindir üst kapağından hasar oluşturmasıyla motorun kilitlenerek piyasa tabiri ile yatak sardığı, ve motorun stop ederek çalışmaz hale geldiği, araç sürücüsünün önden çarpışma olayında temkinli hareket ederek aracı yürütmemesi gerektiği, ancak çarpma sonucu oluşan gözle görünen hasarın çok olmaması nedeni ile fark etmenin zor olduğu bu sebeple davacının da müterafik kusuru olduğu nazara alınarak KDV dahil 9.723,00 TL motor hasar bedelinin her iki tarafça yarı yarıya karşılanması gerektiği belirtilmiştir.
İlk derece mahkemesince bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için bu defa …’dan oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 13.03.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; 6102 sayılı TTK’nın 1448. Maddesine göre sigorta ettirenin zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğünün bulunduğu, sigortalı araçtaki hasarın büyük olmadığı gibi aracın yürümesine engel olacak nitelikte bir hasar da olmadığı, araç sürücüsünün motor kaputunun altına baksa dahi kırılan parçanın görünür olup olmadığının belli olmadığı gibi, sürücünün hasardan ne kadar anladığının da önem arz edeceği, kırığı fark etse dahi turboya zarar vereceğini öngörmesinin oldukça güç olacağı, kaldı ki aracın götürüldüğü serviste turbodaki arıza fark edilmeden motorun çalıştırılmaya çalışıldığı dikkate alındığında turbodaki hasarın serviste de meydana gelmesinin mümkün olduğu, davalının motordaki hasar bedeli olan 9.723,00 TL den sigorta ettirene kusur izafe edilmesinin güç olduğu, aynı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 12.08.2020 tarihli ek raporda ise; davacı tarafından sunulan onarım faturası ndaki malzemelerin tek tek değerlendirildiğinde bazı onarımların ve değişen parçaların motor hasarı ile ilgili olmadığı, faturanın motor hasarı ile ilgili olan kısmın 7.546,10 TL olduğu tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere, davalı sigortacı, davacı sigortalısının gerçek zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Somut olayda dava konusu kasko sigortalı 2013 model minibüsün 18.12.2017 günü karıştığı trafik kazası sonucunda sağ ön kesiminden aldığı darbe sonucu hasarlandığı, kazadan sonra aracın sürülerek servise götürüldüğü sırada yolda stop ettiği, servise getirildiğinde servis çalışanları tarafından araç tekrar çalıştırılmaya çalışıldığı ancak aracın çalışmaması üzerine alınan kesin ekspertiz raporunda belirlendiği üzere turbonun sökülmesi üzerine turbo kanatlarının hava filtresi üst kapağından aldığı parçalar ile hasarlandığının görüldüğü ve 1. piston kafasının aşırı ısı nedeniyle eridiğinin tespit edildiği, turbonun hava filtresinden aldığı parça sonucu kanatlarının kırılarak sıkışması sonucu, turbonun geri dönüşünden 1. silindire yağ emildiği, bu yağın yakıt ile yanması sonucu aşırı yanma oluştuğu ve silindir bloğu, piston üst kafası ile silindir üst kapağının hasarlandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, sigortalı araçta oluşan hasar sebebiyle davacı sigortalının bakiye hasar bedeli alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arsındaki ticari nitelikteki kasko sigorta poliçesinin 9. sayfasında aracın çekilmesi hizmeti başlıklı bölümde; “aracın hareketsiz kalmasına yol açan veya trafikte güvenli sürüşü engelleyen arıza veya kaza durumunda aracın aynı il içinde istenilen yetkili veya anlaşmalı servise, yılda 4 kez çekilmesi ve her bir çekim hizmeti için 1000 TL nın karşılanacağı” teminat altına alınmıştır. Devrilme yuvarlanma halinde de gerekli organizasyon için 1750,00 TL teminat verilmiştir.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan ilk bilirkişi heyet raporunda kazadan sonra da kontrol amacıyla çalıştırılması yada yürütülerek getirilmemiş olsa bile serviste yapılacak ilk iş çalıştırılarak kontrol edilmesinde dahi bu trafik kazasından doğan hasarı yaratacağı, kazadan sonra motor kaputunun kaldırılması halinde dahi hasarın görülemeyebileceği belirtilerek kaza sebebiyle davacı sigortalı kusur atfedilmemiş, makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 2. Bilirkişi raporunda ise sigortalı araç sürücüsünün önden çarpışma olayında temkinli hareket ederek aracı yürütmemesi gerektiği, ancak çarpma sonucu oluşan gözle görünen hasarın çok olmaması nedeni ile fark etmenin zor olduğu bu sebeple davacının da müterafik kusurlu olduğu tespit edilmiş, bunun üzerine raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla ilk derece mahkemesince aralarında Karayolları Genel Müdürlüğü’nden emekli makine mühendisi bilirkişinin de bulunduğu iki makine mühendisi bir sigorta hesaplamaları uzmanından oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan kök raporda sigortalı araçtaki hasarın büyük olmadığı gibi aracın yürümesine engel olacak nitelikte bir hasar da olmadığı, araç sürücüsünün motor kaputunun altına baksa dahi kırılan parçanın görünür olup olmadığının belli olmadığı gibi, sürücünün hasardan ne kadar anladığının da önem arz edeceği, kırığı fark etse dahi turboya zarar vereceğini öngörmesinin oldukça güç olacağı, kaldı ki aracın götürüldüğü serviste turbodaki arıza fark edilmeden motorun çalıştırılmaya çalışıldığı dikkate alındığında turbodaki hasarın serviste de meydana gelmesinin mümkün olduğu, davalının motordaki hasar bedeli olan 9.723,00 TL den sigorta ettirene kusur izafe edilmesinin güç olduğu belirtilmiştir. Şu halde ilk derece mahkemesince birinci ve ikinci bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin usul ve yöntemine uygun olarak alınan, Dairemizce dosya kapsamına, oluşa uygun, ayrıntılı, objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan son bilirkişi heyeti raporuyla giderildiğinin kabulü ile sigortalı araçta oluşan hasarda davacı sigortalıya atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı değerlendirilmiş, davacı tarafından sunulan onarım faturası üzerinde yapılan inceleme sonunda bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 12.08.2020 tarihli ek raporda belirlendiği üzere sigortalı aracın kaza sebebiyle oluşan motor hasarı ile ilgili olan kısmın 7.546,10 TL olduğu kabul edilmiştir. Bu çerçevede davalı sigorta şirketi vekili tarafından bulunan hasar miktarının bir kısmının davacı sigortalıya ödendiğini bildirerek istinaf dilekçesi ekinde sunulan iki adet dekont örneğine göre; 29.01.2018 tarihinde davacı sigortalı hesabına 955,13 TL, 12.02.2018 tarihinde onarımı yapan …. Şti. Hesabına 2.124,56 TL olmak üzere toplam 3.079,69 TL ödendiği belirtilmiş ise de bu ödemelerin davalı sigorta şirketince açılan hasar dosyasında alınan 20.01.2018 tarihli kesin ekspertiz raporunda belirlenen sigortalı araçta kaza sebebiyle oluşan; hava emme borusu, hava filtre kutusu, ön tampon komple panjur ve gril ile sağ motor kaput menteşesi, sağ ön çamurluk, motor kaputu, sağ far komple ve ön panelde oluşan hasar bedeli toplamı işçilik bedeli ve malzeme ile KDV dahil toplam 3.623,18 TL olarak belirlenen hasar için anılan ekspertiz raporunda belirtilen hasarların onarımını yapan …’e yapıldığının, dava konusu sigortalı aracın motorunda meydana gelen hasar bedelinin ödenmediğinin kabulü gerekmiştir. Kaldı ki söz konusu ekspertiz raporunda sigortalı aracın motorunda oluşan hasar için herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Diğer taraftan, davacı sigortalı vekili tarafından dava dilekçesinde talep tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte hasar bedeline hükmedilmesini talep etmiştir. Davacı tarafından sunulan elektronik posta yazışmalarına göre davacı sigortalının hasarın giderilmesi için yapmış olduğu başvurunun davalı sigorta şirketi tarafından 05.05.2018 tarihinde reddedildiği anlaşılmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davalı sigorta şirketince davacı sigortacısının tazminat isteminin reddedildiği 05.01.2018 tarihinden itibaren taraflar arasında kasko sigorta poliçesinin varlığı gözetilerek avans faizine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöndeki istinaf sebeplerinin de reddi gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvurusunda haksız çıkan davalı taraftan alınması gereken 515,47 TL istinaf nispi karar harcı başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, davalı sigorta şirketince fazladan yatırılan 54,40 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022

Başkan – Üye Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.