Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :08/07/2020
NUMARASI ….
DAVA : Şirket genel kurulunun toplantıya çağrı izni verilmesi
DAVA TARİHİ : 29/01/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2021
Taraflar arasındaki şirket genel kurulunun toplantıya çağrı izni verilmesine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in 04/01/2016 tarihinde toplam 100 paylı 50.000 TL sermayeli davalı …Ş.’e ait 50.000,00 TL tutarındaki 100 adet payı …den devralmak suretiyle tek pay sahibi olduğunu, …Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı davalı …Ş. yönetim kurulunun 3 yıllığına seçildiğini, 03/02/2017 tarihi itibari ile yönetim kurulunun görev süresinin sona erdiğini, müvekkilinin hisseleri devir aldığı tarihten bu yana önceden seçilmiş ve süreleri dolmuş olan yönetim kurulu üyeleriyle herhangi bir iletişim kurma imkanı olmadığını iddia ederek TTK. madde 412 uyarınca tek pay sahibi olarak müvekkil talebi neticesinde 03/02/2017 tarihi itibari ile yönetim kurulu görev süresi sona eren …Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı Davalı …Ş.’nin genel kurulunu toplamak adına gündem düzenlemek ve toplantı için çağrı yapmak ve genel kurulu toplamak üzere kayyım atanmasına karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesini ıslah ederek yönetim kurulunun toplanamadığını, şirkette tek pay sahibi olan müvekkiline TTK 410. maddesi uyarınca genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmamış ve yazılı beyanda bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; celp edilen ticaret sicil kaydına göre davacının davalı şirketin ortak ve yetkilisi olmadığı, TTK 410. ve devamı maddelerinde şirketin olağan ve olağanüstü genel kurul toplantılarına çağrı yapılmasını isteme ve bu konuda mahkemede dava açarak yetki verilmesini talep etme hakkının şirket yönetim kurulu ile şirket pay sahiplerine ait olduğu ve davacı davalı şirketin gerek yönetim kurulu üyesi gerekse de pay sahibi olmadığından dava açma ve aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçeleriyle davanın HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin önceki yönetim kurulu üyeleriyle iletişim kurma olanağı bulunmadığından işbu davanın açıldığını, anonim şirketlerde hisse devrinin gerçekleşmesi için ticaret sicil gazetesinde tescil edilmesinin kurucu unsur olmadığından mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacının ortağı olduğu şirketin yönetim kurulunun toplanamaması nedeniyle davacıya TTK 410.maddesi uyarınca şirketin genel kurul toplantısının yapılması için genel kurulu toplantıya çağırma izni verilmesi konularına ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
6102 sayılı TTK’nın anonim şirketlerde genel kurulun toplanmasına ilişkin çağrı usulünü düzenleyen 410. maddesinde, genel kurulun, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabileceği, tasfiye memurlarının da görevleri ile ilgili konular için genel kurulu toplantıya çağırabilecekleri, yönetim kurulunun devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkan bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında mahkemenin izni ile, tek bir pay sahibinin genel kurulu toplantıya çağırabileceği ve mahkemenin vereceği kararın kesin olacağı, TTK’nın 411. maddesinde, sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahiplerinin, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilecekleri, esas sözleşmeyle, çağrı hakkının daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabileceği, yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurulun en geç kırkbeş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılacağı, aksi hâlde çağrının istem sahiplerince yapılacağı düzenlenmiş olup, TTK’nın 412. maddesinde ise, pay sahiplerinin çağrı veya gündeme madde konulmasına ilişkin istemlerinin yönetim kurulu tarafından reddedildiği veya isteme yedi iş günü içinde olumlu cevap verilmediği takdirde, aynı pay sahiplerinin başvurusu üzerine, genel kurulun toplantıya çağrılmasına şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinin karar verebileceği düzenlemeleri yer almaktadır.
Düzenlemeler ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde, davacının, davalı şirketin ortağı olduğunu ve süresi dolmuş yönetim kurulu üyeleri ile iletişim kuramaması nedeniyle TTK’nın 410.maddesi gereğince davalı şirketin genel kurulunu toplantıya çağırma yetkisi verilmesi istemiyle işbu davayı açtığı, ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiş olup, verilen bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, 6102 sayılı TTK’nın 410. maddesi uyarınca genel kurulun toplantıya çağrılmasına yönelik izin istemine ilişkin verilecek kabule yahut reddine ilişkin mahkeme kararları kesin niteliktedir (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2017 tarih ve … Karar sayılı içtihatı). Kesin olan kararlara karşı HMK’nın.346/(1) maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karardır (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 247).
Tüm bu nedenlerle HMK’nın m.352’deki düzenleme gereğince mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden red kararına karşı temyiz yolu açık değildir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İlk derece mahkemesi hükmü 6102 Sayılı TTK’nın 410.maddesi gereğince kesin olduğundan davacı vekilinin istinaf dilekçesinin USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcı ve 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı toplamı olan 203,00 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 6102 sayılı TTK’nın 412. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 26/05/2021
….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.