Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1443 E. 2021/438 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESi

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ… 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2020
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 22/05/2020
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021

Taraflar arasındaki ticaret sicil memuru kararına itiraz istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin tasfiye halinden dönülmesi hususunun görüşüldüğü 01.12.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı ve 16.06.2019 tarihli olağan genel kurul toplantılarından, asaleten ve vekaleten toplam 192 üyenin katılımının gerçekleştiği 01.12.2018 tarihli toplantıda, 07.10.2012 tarihli toplantıda yetkisiz kişilerin katılımı ile kanuni nisap olmaksızın usulsüz şekilde alınan tasfiye kararından dönülmesine 2 ret oyuna karşılık 190 üyenin kabulü ile karar verildiğini, Bakanlık yetkilisinin TTK’nın 548. Maddesine istinaden tasfiyeden dönülmesine ilişkin gündem maddesine şerh düşmesi sebebiyle davalı müdürlüğe yapılan yapılan tescil ve ilan başvurusunun reddedildiğini, 2 ret oyuna sahip üyelerin de hak düşürücü süre içerisinde genel kurul kararlarının iptali istemiyle dava açmadığını, dolayısıyla genel kurul toplantısında alınan kararların kesinleştiğini, 16.06.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında yeniden görüşülen bu konuda toplam 148 üyenin tamamının oy birliği ile usulsüz olarak alınan tasfiyeye giriş kararının ortadan kaldırılması ve kooperatifin faal olduğu döneme dönüşünün sağlanması amacıyla 07.10.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan “tasfiyeye girilmesi” kararının iptali için dava açılması yönünde oy birliği ile karar verildiğini, bu bağlamda genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti için Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … Esas sayılı davada görüşülen tasfiyeden dönülmesi konusu ile ilgili olarak 01.12.2018 ve 16.06.2019 tarihli genel kurul toplantılarında alınan kararın usul ve esas yönünden yerinde olduğuna karar verildiğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevlisinin TTK’nın 548. Maddesi hükmüne istinaden koyduğu şerhin yerinde olmadığı ilgili madde hükmündeki özel nisabın sadece faal kooperatifler bakımından denetlenmesi gerektiği, tasfiye halindeki kooperatifler için olağan veya olağanüstü genel kurul toplantılarında nisap aranmaksızın tasfiyeden dönüş kararının alınabileceğinin belirtildiğini, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 87/9. Maddesindeki “gayrimenkul satışının görüşüleceği toplantılar hariç olmak üzere tasfiye süresince yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabi aranmayacağına” ilişkin hükmün ve kesinleşmiş mahkeme kararının davalı sicil müdürlüğü tarafından gözetilmediğini, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.03.2020 tarihli … Esas-2020/…Karar sayılı mahkeme kararının kesinleşmesinden önce ve karar kesinleştikten sonra kesinleşme şerhi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Yapı Kooperatifleri biriminin bulunduğu Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü’nün görüşüne rağmen davalı sicil tarafından ekli 07.05.2020 ve 21.05.2020 tarihli tasfiyeden dönülmesi kararının tescili taleplerinin reddine ilişkin kararın iptali gerektiğini ileri sürerek “tasfiyeden dönülmesi kararının tescil ve ilanı” taleplerinin reddine ilişkin Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün kanuna ve hukuka aykırı kararının iptali ile tasfiyeden dönülmesi kararının tescili ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sicil Müdürlüğü temsilcileri cevap dilekçesinde özetle; TTK’nın 34. Maddesindeki 8 günlük itiraz süresinin geçtiğini, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, TTK’nın 548. Maddesinde belirtilen çoğunluğu sağlayacak şekilde tasfiyeden dönülmesi kararı alınması mümkün iken Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararının gerekçesine dayanarak tescil talep edilmesinin ve ret üzerine işbu davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, müdürlük tarafından gerçekleştirilen tescil işlemlerinin kanuna, ikincil mevzuata ve hukuka uygun olduğunu, nitekim Kooperatifler Kanunu’nun 98. Maddesinde yapılan atıfla TTK’da tasfiyeden dönülmesi hususunu düzenleyen 548. Maddesi hükmü gereği sermayenin en az %60’ının olumlu oyunun aranması gerektiğini, 01.12.2018 tarihli genel kurulda tasfiyeden dönülmesine ilişkin kararın 570 üyeden 192 üyenin katılımı ile gerçekleşmiş olup bunlardan iki üyenin ret oyu ile 190 üyenin kabul oyu ile alındığı belirtildiğinden müdürlük tarafından kısmen tescil işlemleri yapılarak yönetim/tasfiye kurulu tescilinin yapıldığını ancak tasfiyeden dönüş tescilinin yapılmadığını, kooperatifin tasfiyeden dönülmesi tescilinin yapılmamasına itiraz etmediği gibi yönetim/tasfiye kurulu tesciline de itiraz etmediğini, ayrıca kooperatif genel kurulunda TTK’nın 548. Maddesine göre karar nisabı sağlanmadığından yönetim kurulu değil tasfiye yönetim kurulu tescilinin yapıldığını, Kooperatifler Kanunu’nun 81/4. Maddesinin tasfiye genel kurul toplanma şeklini belirlediğini, tasfiyeden dönüş için bu maddenin uygulanamayacağını, dayanak mahkeme kararının ise tescil ve ilan edilecek bir eda hükmünü içermediğini, davanın mahkemece usulden reddedildiğini, kararın gerekçesine dayanılarak tescil ve ilan yapılamayacağını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 12.05.2020 tarihli yazısı ise görüş niteliğinde olup bağlayıcı olmadığını, müdürlüğün Ticaret Bakanlığı’nın verdiği talimatlara uymakla yükümlü olduğunu, müvekkili yasal hasım olduğundan aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; davacı kooperatifin 07/10/2012 tarihli genel kurulda alınan karar gereğince tasfiye halinde olduğu, 01/12/2018 tarihi itibarı ile kooperatif üye sayısının 563 olduğu, 01/12/2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına 192 üyenin katıldığı, toplantı sırasında yapılan oylama sonucunda 190 üyenin kabul, 2 üyenin ret oyu ile tasfiyeden dönülmesine ilişkin karar alındığı, davacı kooperatifin ana sözleşmesinde görüşme ve karar nisabına ilişkin hükme göre toplantı yeter sayısının üye sayısının 1/4 ü karar yeter sayısının ise yarıdan fazlasının, nitelikli kararlar yönünden ise 2/3 ü olduğu, kooperatif ana sözleşmesinde yer alan bu hüküm ve 1163 sayılı sayılı Kooperatifler Kanununun 45/3, 51, 81/4. Maddeleri ile 6102 sayılı TTK’nın 418. Maddesi hükümleri karşısında TTK’nın 584. Maddesinde belirlenen özel çoğunluk şartının tasfiye halinde olan kooperatifler yönünden aranmasının gerekmediği, 01/12/2018 tarihli olağanüstü genel kurul, gerekse 16/06/2019 tarihli olağan genel kurul toplantılarının yeterli çoğunlukla yapıldığı gibi kararların da ana sözleşmede belirtilen çoğunluk sağlanmak suretiyle alındığı, bu hali ile davacı kooperatifin tasfiyeden dönülmesine ilişkin alınan olağan ve olağanüstü genel kurul kararlarının tescil ve ilanının yapılması gerektiği, tescil ve ilanın yapılmamasına ilişkin Ticaret Sicil Müdürlüğü kararlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı sicil müdürlüğünün 07/05/2020 tarihli ve 21/05/2020 tarihli işlemlerinin iptaline, davacı kooperatifin 01/12/2018 tarihli olağanüstü genel kurulunun 2. maddesi ile alınan tasfiye kararından dönülmesine ilişkin kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı sicil müdürlüğü temsilcileri istinaf dilekçesinde özetle; TTK’nın 34. Maddesi gereği kooperatifin 01/12/2018 tarihli tasfiyeden dönüş kararını da içeren genel kurul kararının 21/01/2019 tarihinde müdürlüğe tescil edildiğini, bu tescile karşı 8 gün içinde itiraz edilmediğini, dolayısıyla dava açma süresinin dava tarihi itibarıyla dolduğunu, davacının 22.04.2020 tarihli dilekçesi ile usulden reddedilen tespit davasının tescilini talep ettiğini, söz konusu başvuruya ilişkin müdürlüğün 07.05.2020 tarihli ret kararının tebliğ edildiği 11.05.2020 tarihinden itibaren 8 günlük süre dolduktan sonra 22/05/2020 tarihinde bu davanın açıldığını, davacının Bakanlık görüş yazısı ile yapmış olduğu 14.05.2020 tarihinde yapılan başvurunun da 21.05.2020 tarihli kararla reddedildiğini, kooperatif ana sözleşmesinde ve Kooperatifler Kanunu’nda tasfiyeden dönüşle ilgili bir hüküm bulunmadığından anonim şirketlere ilişkin hükmün uygulanması gerektiğini, nitekim Kooperatifler Kanunu’nun 98. Maddesinde yapılan atıfla TTK’da tasfiyeden dönülmesi hususunu düzenleyen 548. Maddesi hükmü gereği sermayenin en az %60’ının olumlu oyunun aranması gerektiğini, 01.12.2018 tarihli genel kurulda tasfiyeden dönülmesine ilişkin kararın 570 üyeden 192 üyenin katılımı ile gerçekleşmiş olup bunlardan iki üyenin ret oyu ile 190 üyenin kabul oyuna karşılık alınan kararda, sermayenin en az yüzde 60’ının oyu alınmamış olduğundan yeterli nisaba ulaşılamadığını, davacı kooperatifin sunduğu evrakın karar nisabı dışında tasfiyeden dönüşe ilişkin başka zorunlu şartları da taşımadığını, TTK’nın 548/1. Maddesine göre tasfiyeden dönülebilmesi için pay sahipleri arasında malvarlığının dağıtımına başlanılmamış olması gerektiğini, 07.10.2012’de tasfiyeye girilmesine ilişkin alınan genel kurul kararı, 19/10/2012’de tescil ve ilan olunduğunu ve 01/12/2018’de tasfiyeden dönülmesine ilişkin karar alındığını, bu aradaki tasfiye sürecinde malvarlığı dağıtımına başlanmadığını gösteren belgeleri de sunmaları gerektiğini, ancak herhangi bir belge sunulmadığını, ayrıca 01.12.2018 tarihli genel kurulunun 2. Maddesinde hem tasfiyeden dönüş kararı aldığını hem de 6. Maddesinde tasfiye yönetim kurulu seçimi yaptığını, söz konusu kooperatifin iradesinin çelişkili olduğunu ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili davalının istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, ticaret sicil müdürlüğü kararına itiraz istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davanın 8 günlük hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı, davacı kooperaitifin tasfiyeden dönüş kararının alındığı genel kurul toplantısında uygulanması gereken nisabın ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Davacı kooperatifin tasfiyeden dönülmesine ilişkin kararının hukuka uygun olduğunun Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.03.2020 tarihli ve ………Karar sayılı kararı ile tespit edildiği belirtilerek tasfiyeden dönülmesine ilişkin gerekli tescil işlemlerinin yapılmasını talep eden davacı kooperatifin 22.04.2020 tarihli talebine davalı sicil tarafından verilen 07.05.2020 tarihli yazı ile 01/12/2018 tarihli genel kurulda karar nisabının oluşmadığı bakanlık temsilcisi tarafından şerh verildiği gibi tasfiyeden dönülmesine ilişkin yeterli nisap sağlanmadığından 01/12/2018 tarihli genel kurulun 21.01.2019 tarihinde kısmi olarak tasfiye yönetim kurulunun tescil ve ilan edildiği belirtilerek 21.01.2019 tarihinde yapılan tescil işleminin iptaline ilişkin kesinleşmiş herhangi bir yargı kararına rastlanmadığından başvurunun reddedildiği, 14.05.2020 tarihli ikinci başvurunun da sicilin 21.05.2020 tarihli yazısıyla 01.12.2018 tarihli genel kurulda karar nisabının oluşmadığı gerekçesiyle reddedildiği bildirilmiştir. Davalı sicil müdürlüğü cevap dilekçesi ekinde sunduğu ekli posta döküm listesine göre davalı sicilin 07.05.2020 tarihli kararının davacıya 11.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla 22.05.2020 tarihinde açılan bu davanın TTK’nın 34. Maddesindeki 8 günlük sürenin sona erdiği 20.05.2020 sonra 22.05.2020 tarihinde açıldığını ileri sürmüştür. Davalı sicil müdürlüğünün sunduğu posta döküm belgesine göre davacıya 07.05.2020 tarihli karar 11.05.2020 tarihinde tebliğ edildiği takdirde dava 8 günlük hak düşürücü sürenin dolduğu 20.05.2020 tarihinden sonra 22.05.2020 tarihinde açılmıştır. 30.04.2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 7226 sayılı Yasa’nın geçici 1. maddesindeki dava açma süresi 15.06.2020 tarihine kadar uzatılmış olmakla davanın süresinde açıldığının kabulü gerekmiştir.
Davalı sicil müdürlüğünün davanın esasına yönelik istinaf sebepleri incelenecek olursa;
Davacı … Kooperatifinin 07.10.2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan karar ile tasfiyeye girdiği ve tasfiye kurulunun oluşturulduğu, alınan bu kararın tescil edilerek, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde 24.10.2012 tarihlili sayısında ilan edildiği, tasfiye halinde olan davacı kooperatif ile ilgili olarak alacaklıların başvuruda bulunması için 24.10.2012, 31.10.2012 ve 07.11.2012 tarihlerinde olmak üzere Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde 3 kez ilan edildiği, anılan kooperatifin 01.12.2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında gündem konusu olan tasfiyeden dönülmesi ile ilgili olarak 570 üyesi bulunan davacı kooperatifin 99 üyesinin asaleten, 93 üyesinin vekaleten katılımı ile toplam 192 ortağın katılımı ile gerçekleşen toplantıda 2 ret oyu ile birlikte oy çokluğu ile tasfiyeden dönülmesine ilişkin karar alındığı, bu karara karşı Bakanlık temsilcilerinin “TTK’nın 548. Maddesine istinaden” şerh konulduğu, 16.06.2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında 73 ortağın asaleten 79 ortağın vekaleten katıldığı, gündemin 6 ve 7 nolu maddeleri uyarınca tasfiyeye giriş kararının iptali için dava açılması ve usulsüz olduğu belirtilen tasfiyeye giriş kararına ilişkin araştırma yapmak ve her türlü girişimde bulunmak hususunda yapılan oylama sonucunda yönetim kuruluna oy birliği ile karar verildiği görülmüştür.
Davacının olağanüstü genel kurulda alınan kararın tescili için davalı sicile yapmış olduğu başvuruya dayanak Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarih ve … Esas-…Karar sayılı kararında; davacıların…. davalının …ne karşı 25.09.2019 tarihinde 07.10.2012 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan tasfiyeye giriş kararının mutlak butlanla batıl olması sebebiyle yok hükmünde olduğunun tespiti istemiyle açılan davada anılan ilk derece mahkemesince tasfiye halindeki kooperatifin genel kurul kararı ile tasfiyeden dönülmesinin mümkün olduğu, ana sözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurul toplantılarında nisap aranmayacağı, kararların katılanların oy çokluğu ile verilmesinin yeterli olduğu, alınan kararların tasfiye memurları tarafından ticaret siciline tescil edilerek ilan edilmesi suretiyle tasfiyeden çıkmasının sağlanmış olacağı, davacıların ticaret sicil müdürlüğüne alınan kararın tescili için başvuruda bulunma, talebin reddi halinde sicil müdürlüğü aleyhine dava açma hakkı var iken ve usulüne uygun genel kurul kararı ile daha önce alınan tasfiye kararından dönme kararı mevcut iken 8 yıl önce alınan tasfiyeye yönelik genel kurul kararının butlanı için dava açmada hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine dair karar verildiği, kararın tarafların istinaftan feragat dilekçesi ile kararın kesinleşmesi ile hükmün 05.05.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45/3. Maddesinde; “Toplantı nisabı anasözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantılarında ortakların en az 1/4’ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır.” Kararlar başlıklı 51. maddesinde; “Kanun veya anasözleşmede aykırı hüküm bulunmadıkça Genel Kurul kararlarında ve seçimlerde oyların yarıdan bir fazlasına itibar olunur. Kooperatifin dağılması veya diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3 ü çoğunluğu gereklidir. Anasözleşme, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler koyabilir.” Kooperatiflerin dağılması başlıklı 81. Maddesinin 4. Fıkrasında ise; “Anasözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise, tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurul toplantılarında nisap aranmaz. Kararlar oy çokluğu ile verilir.” hükmüne yer verilmiş, anonim şirket hükümlerine atıf başlıklı 98. Maddesinde; “Bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Tasfiyeden dönülmesi başlıklı TTK’nın 548. Maddesinin 1. Fıkrasında; “Şirket sürenin dolmasıyla veya genel kurul kararıyla sona ermiş ise, pay sahipleri arasında şirket malvarlığının dağıtımına başlanılmış olmadıkça, genel kurul şirketin devam etmesini kararlaştırabilir. Devam kararının sermayenin en az yüzde altmışının oyu ile alınması gerekir. Esas sözleşme ile bu nisap ağırlaştırılabilir ve başkaca önlemler öngörülebilir. Tasfiyeden dönülmesine ilişkin genel kurul kararını tasfiye memuru tescil ve ilan ettirir.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı kooperatifin onaylı ana sözleşmesinin “görüşme ve karar nisabı” başlıklı 33. Maddesinde; genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuların görüşülebilmesi için kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/4 ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması şarttır. İlk ve müteakip toplantılarda aynı nisap aranır. Genel kurulda kararlar, ortaklar cetvelinde imzası bulunanların yarıdan fazlasının oyu ile alınır. Ancak kooperatifin dağılması, diğer bir kooperatifle birleşmesi veya anasözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararlar ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 çoğunluğu ile verilir. Tasfiye Kurulunun Görevleri ve Tasfiyenin Yürütülmesi başlıklı 87/9. Maddesinde “Gayrimenkul satışının görüşüleceği toplantılar hariç olmak üzere tasfiye süresince yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmaz”.
Somut olayda davacı kooperatifin tasfiyeden dönülmesine ilişkin karar alındığı 07.10.2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında; 702 ortaktan 74 ortağın asaleten 111 ortağın vekaleten katılımıyla 185 ortağın hazır bulunduğu toplantıda 163 oy kabul, 14 oy ret yönünde kullanılmıştır.
Davacı kooperatifin ana sözleşmesinin 33. Maddesinin 2. fıkrasında kooperatifin dağılması kararının alınabilmesi için aranacak nisap belirtilmişken tasfiyeden dönülmesine ilişkin karar nisabına dair hüküm bulunmamaktadır. Kooperatifler Kanunu’nun 98. Maddesinde yapılan atıfla TTK’nın 548. maddesinde devam kararının sermayenin en az yüzde altmışının oyu ile alınması gerektiği, esas sözleşme ile bu nisap ağırlaştırılabileceği ve başkaca önlemler öngörülebileceği hükmü karşısında somut olayda kooperatifin tasfiyeden dönülmesine ilişkin alınan kararın ise kooperatif sermayesinin yüzde altmışına karşılık gelen 421 oy ile alınmadığı gözetilerek davanın reddi gerekirken ilk derece mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Şöyle ki; esasen Kooperatifler Kanunu’nun 81/4. Fıkrasının tekrarı niteliğindeki davacı kooperatifin ana sözleşmesinin 87/9. Maddesindeki nisap tasfiye süresince yapılacak genel kurul toplantılarında aranacak nisabı düzenlemekte olup bu hüküm somut olayda olduğu üzere kooperatifin tasfiyeden dönmesi için uygulanamaz. Zira, alınan karar tasfiye sürecinin devamına ilişkin değil, aksine tasfiye sürecini sona erdirilmesine ilişkin bir karardır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sicil müdürlüğünün istinaf sebeplerinin kısmen kabulüne, duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereği kaldırılarak davanın reddine, kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı sicil müdürlüğünün öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına dair davanın esası hakkında aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı … Sicil Müdürlüğü temsilcisinin istinaf sebeplerinin KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2020 tarih ve … Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcından başlangıçta alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,9 TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sicil Müdürlüğü yargılamada vekil ile temsil olunmadığından lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
C) Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
D)1-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf maktu karar harcı 54,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan istinaf başvurma harcı olan 148,60 TL ile 45,50 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 194,10 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/03/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …