Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2019
NUMARASI : …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/02/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2021
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesi müşterisi tarafından bankaya ciro edilen senetlerden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, davalının senetlerin vade tarihlerinin geçmesine rağmen senet bedellerini ödemediğini belirterek toplam 21.600,00 TL bono bedelini vade tarihlerinden tahsiline kadar 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi, bono bedelinin 21.600,00 TL kısmının %0,3 oranında komisyonu ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekcesine özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı tarafın arabuluculuk süresi sonlanmadan iş bu davayı açtığını, bu nedenle öncelikle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş ise de süreç sonlanmadan bu dava açıldığından ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklenmesi yasada öngörülen bir zorunluluk olup bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde davanın usulden reddedileceği yasa hükmü olduğundan TTK’nın 5/A, HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kanuni düzenleme ile dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak belirlendiğini, arabuluculuk sürecinin tamamlanmış olmasının gerekmediğini, dava tarihinden önce arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, usul ekonomisi yönünden dava açılmasından önce başlatılan arabuluculuk sürecinin tamamlanmasının mahkemece beklenmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; bonolardan kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı yan toplam 21.600,00 TL değerindeki bonoların tahsili amacıyla işbu davayı açmış, ilk derece mahkemesince dava dilekçesi davalı yana tebliğ edilmeksizin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınması gerekir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun Tanımlar başlıklı 3/k.maddesine göre; Tüketicinin ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği,
Kanunun m. 3/l.bendine göre Tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi kapsayacağı,
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı,
Kanunun 83/2.maddesine göre; taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği,
Kanunun 73/1.maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu,
6102 Sayılı TTK’nın Ticari Davaların Görüleceği Mahkemeler başlıklı 5/1 maddesinde, aksine hüküm bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nın 4 ve 5.madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Somut uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan (HMK m.1) yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir ( Emsal mahiyette; Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 07/03/2018 tarih ve 2016/19443 esas 2018/2823 karar içtihatı).
Somut olayda, davacı bankaca alacak istemine yönelik olarak işbu dava açılmıştır. Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesi ve ekinde sunulan davaya konu kambiyo senetlerini…. Kentten almış olduğu 30/05/2016 tarihli devre mülk satışından kaynaklı olarak dava dışı şirkete düzenleyerek verildiği iddia ettiği, hal böyle olunca, mahkemece, davalı tarafın iddiası gereğince dava dışı şirket ile davalı arasındaki ilişkinin tüketici işlemi, davalının ise ticari ve meslek amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumda olduğu, dava tarihi itibariyle bu tür davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle açılan davada tüketici mahkemesi görevli olduğundan Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince açılan davada tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle usulden reddine karar vermesi gerekirken davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar vermesi yerinde görülmediğinden davacının istinaf talebinin kamu düzenine aykırılık hususu yönünden kabulü ile HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile HMK’nın 20. maddesinin hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, davacı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına inceleme sonucu karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile;
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04//2019 tarih ve …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nun 353(1)-a.3 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
3-Bir karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacıdan peşin alınan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/04/2021
Başkan- … Üye – 35087 Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.