Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1425 E. 2022/1359 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1425 Esas 2022/1359 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1425
KARAR NO : 2022/1359

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2014/1515 Esas 2020/371 Karar
TEMLİK ALAN DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2014
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı temlik alan davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalıların 1.362.507,02 TL nakit alacağa yönelik itirazlarının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hesap kat ihtarnamesinde ödenmesini istediği miktardan daha düşük miktar üzerinden icra takibi başlattığını, bu durumun alacağın likit olmadığını ortaya koyduğunu, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi doğrultusunda müvekkilinin davacıya borca mahsuben bazı taşınmazları üzerinde ipotek tesis ettiğini, bazı müşteri çeklerini ciro edip, davacı lehine tahsil edildiğinde borçtan düşülmek üzere davacıya verildiğini, davacının ipotek ve çeklere dayalı olarak icra takipleri başlattığını bildirerek davanın reddini, %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, alacağı temlik eden banka ile davalılar arasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan akdi ilişki bulunduğu, davalı şirketin asıl borçlu olduğu, davalı … ve dava dışı … ile alacağı temlik eden banka arasında müteselsil kefalet ve hesap rehin sözleşmesinin bulunduğu, alacaklı bankanın alacağını … A.Ş.’ye temlik ettiği, bankanın takip talebinde uygulanmasını istediği %12,48 oranındaki mahrum kalınan kar payı oranının sözleşmede belirlenen ve benzer krediler için uygulanan oranın altında kaldığı, bu sebeple yapılacak hesaplamada uygulanmasının yerinde olduğu, hesap kat ihtarının asıl borçlu şirket ve davalı kefile 14/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği, 2 günlük ödeme süresinin gözetilmesi halinde davalıların 17/05/2014 tarihinde temerrüde düştüğü, asıl borçlu şirket tarafından kredi sözleşmesinin teminatı olarak gösterilen iki ayrı taşınmaz üzerinde toplam 500.000 TL üzerinden ipotek tesis edildiği, asıl borçlu yönünden yapılan davaya konu takipte ipotek bedelinin düşülerek takibin yapılması gerektiği, bankacı bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplamanın dosya kapsamına ve sözleşmeye uygun olduğu, davalı …’nin sorumluluğunun kefalet limitinde kaldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıların icra takibine yönelik itirazlarının kısmen iptali ile takibin davalı asıl borçlu yönünden 773.640,95 TL, davalı kefil yönünden 918.514,25 TL asıl alacak, 21.334,02 TL kar payı olmak üzere 939.848,27 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %12,48 oranında kar payı uygulanmasına, 187.969,65 TL icra inkar tazminatının (davalı … Ltd Şti. 154.728,19 TL’si ile sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Temlik alan davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılara verilen çeklerden bir kısmının takip tarihinden sonra lehtarlar tarafından bankaya ibraz edildiğini, çeklerin karşılığının olmaması nedeniyle 1.120,00 TL çek tazmin bedeli ödendiğini, bu nedenle nakdi borç miktarı olan 1.362.507,02 TL üzerinden dava açıldığını, bilirkişi raporunun eksik inceleme içerdiğini, İİK’nun 45. madde hükmünün yanlış yorumlandığını, rehinle temin edilmiş olan 500.000,00 TL’lik kısım takip tarihindeki borçtan düşüldüğünü, bu borç düşürülmesinin kanuna aykırı olduğunu, rehin tutarının borcu ödemeye yetmediği hallerde alacağın iflas veya haciz yollarıyla takip edilebileceğini, ipotek tutarının alacak miktarından düşülerek takip yapılması yönünde değerlendirme yapılmasının kanun hükmüne aykırı sonuçlar doğmasına sebebiyet verdiğini, tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydıyla alacağın tamamının rehin ile karşılanamadığı hallerde alacağın tamamı için, rehinli kısım dahil olmak üzere genel haciz yoluyla takip yapılabileceğini, alacağı rehin ile tahsil edilemeyeceği belirginken tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeden tüm alacak için yapılmakta olan icra takibinde rehinle temin edilen kısmın düşülmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde nakdi alacağa vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;

Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2014/11417 sayılı icra takip dosyası, genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, yargılama aşamasında iki kişilik bankacı bilirkişi heyetinden alınan 12/10/2015 tarihli kök, 13/03/2016 tarihli birinci ek, 13/06/2016 tarihli ikinci ek, 26/02/2017 tarihli üçüncü ek rapor, bankacı bilirkişiden alınan 17/11/2017 tarihli kök, 09/04/2018 tarihli birinci ek, 12/09/2018 tarihli ikinci ek, 05/03/2019 tarihli üçüncü ek, 17/06/2019 tarihli dördüncü ek rapor, 3 kişilik bankacı bilirkişi heyetinden alınan 06/01/2020 tarihli rapor, alacak temlik sözleşmesi, Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2014/16802, 2014/11821, 2014/16807, 2014/16806, 2014/11254, 2014/16803, 2014/11161, 2014/16805, 2014/16804 sayılı icra takip dosyaları, ipotek resmi senedi, tahsilat bildirimleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2014/11417 sayılı icra takip dosyası ile, temlik eden davacı alacaklı tarafından davalı borçlular ve dava dışı borçlu aleyhine toplam 1.361.387,02 TL nakit alacağın tahsili, 21.280,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi istemi ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 24/06/2014, davalı …’ye 20/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde olacak şekilde 27/06/2014 tarihinde takibe konu borca itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 24/10/2014 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Temlik eden davacı banka ile davalı şirket arasında 19/03/2014 tarihli 1.500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı …’nin sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefaletin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerindeki şekil koşullarına uygun olduğu görülmüştür.
Temlik eden davacı banka tarafından davalı şirket ve diğer borçlular aleyhine Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2014/11161 sayılı icra takip dosyası ile 500.000,00 TL alacağın tahsili talebiyle 11/06/2014 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmıştır.
Anılan icra takip dosyasında dayanak olan ipotek resmi senetleri incelendiğinde, davalı şirketin taşınmazı üzerinde temlik eden davacı banka lehine 17/06/2013 tarihinde 250.000,00 TL limitli, 17/06/2013 tarihinde 250.000,00 TL limitli, fekki bankaca bildirilinceye kadar üst sınır ipoteği tesis edildiği görülmüştür.
Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2014/16802, 2014/11821, 2014/16807, 2014/16806, 2014/11254, 2014/16803, 2014/16805, 2014/16804 sayılı icra takip dosyaları ile temlik eden davacı banka tarafından davalı şirket ve diğer borçlular aleyhine, çeklere dayalı olarak alacağın tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatılmıştır.
Temlik eden davacı vekili 16/09/2015 tarihli dilekçesi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte yapılan satışlarla ipotekli taşınmazların toplam 190.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben banka tarafından satın alındığını bildirmiştir.
Birinci bilirkişi heyeti kök ve birinci ek raporunda, takip tarihi itibarıyla taleple bağlı kalınarak davacı bankanın davalılardan toplam 1.294.047,39 TL nakit alacağı bulunduğu, takip tarihinden sonra, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte 191.200,00 TL ile nakdi kredilere mahsuben 358.567,40 TL tahsilat yapıldığı, toplam 549.767,40 TL tahsilatın infaz sırasında dikkate alınması gerektiği, tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takibi başlatıldığından İİK’nun 45. maddesi yönünden bir usulsüzlük bulunmadığı tespit edilmiştir.
Birinci bilirkişi heyeti ikinci ek raporunda, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalılardan toplam 1.294.047,39 TL nakit alacağı bulunduğu, takipten sonra, davadan önce 358.567,40 TL tahsilat yapıldığı, dava tarihi itibarıyla 961.088,73 TL asıl alacak, 22.322,88 TL kar payı alacağı olmak üzere davacının toplam 983.411,61 TL alacaklı olduğu, davadan sonra yapılan 191.066,80 TL tahsilatın infazda dikkate alınacağı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Alınan üçüncü ek raporda, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalı şirketten toplam 1.294.047,39 TL, dava tarihi gayri nakdi alacak dahil 1.004.691,61 TL alacak bulunduğu, 190.000,00 TL ipotekli taşınmazın satışıyla yapılan tahsilat mahsup edildiğinde davacının 814.691,61 TL alacaklı olduğu, davacının davalı …’den takip tarihi itibarıyla toplam 1.294.047,39 TL, dava tarihi 983.411,61 TL nakit alacağı bulunduğu, davadan sonra ödenen 1.066,80 TL kira bedelinin infaz sırasında dikkate alınması gerektiği tespit edilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan ve banka kayıtları üzerinde yerinde yapılan incelemeyi içeren ikinci bilirkişi kök raporunda, davacının davalı şirketten takip tarihi itibarıyla toplam 1.326.602,79 TL alacaklı olduğu, dava tarihi itibarıyla ise toplam 326.390,88 TL alacağı bulunduğu, 12/05/2014 tarihinde bankanın 1.120,00 TL çek sorumluluk bedelini ödediği belirtilmiş, 09/04/2018 tarihli birinci ek raporda, takip tarihi itibarıyla alacak miktarı kök rapordaki miktar ile aynı olacak şekilde hesaplandıktan sonra dava tarihi itibarıyla davacının alacağı toplam 1.029.361,55 TL olarak hesaplanmıştır.
Alınan ikinci ek raporda, davacının takip tarihi itibarıyla toplam 1.138.091,13 TL, dava tarihi itibarıyla ise toplam 1.018.988,68 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Üçüncü ek raporda, davacının takip tarihi itibarıyla toplam 1.138.091,13 TL, dava tarihi itibarıyla ise toplam 812.473,79 TL alacaklı olduğu, dava tarihinden önce, takipten sonra toplam 358.567,40 TL tahsilat yapıldığı tespit edilmiştir.
Alınan dördüncü ek raporda, davacının davalı asıl borçludan ipotek limitleri mahsup edildiğinde takip tarihi itibarıyla 828.091,13 TL, dava tarihi itibarıyla toplam 503.788,20 TL alacağı bulunduğu, davalı kefil …’den ise takip tarihi itibarıyla toplam 1.328.091,13 TL, dava tarihi itibarıyla ise toplam 1.025.244,83 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan üçüncü bilirkişi heyeti raporunda, davacının davalı asıl borçlu şirketten takip tarihi itibarıyla ipotek limitleri mahsup edildiğinde 773.640,95 TL alacağı bulunduğu, davacının bu miktar üzerinden takip başlatması gerektiği, davacının davalı kefilden takip tarihi itibarıyla toplam 1.252.360,95 TL nakit alacağı bulunduğu, takipten sonra yapılan ödemeler mahsup edildiğinde dava tarihi itibarıyla toplam 939.848,27 TL nakit alacağı bulunduğu, dava tarihinden sonra 190.000,00 TL ipotek satış bedeli ile 1.200,00 TL kira gelir tahsilinin infazda gözetilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunu, davalıların icra takibinde nakit alacağa yönelik itirazının haksız olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, yukarıda özetlenen kararda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalının kredi borcunu ödememesi üzerine davacı bankanın kredi hesabını kat ettiği, alacağın tahsili talebiyle dava konusu icra takibini başlattığı, davalıların icra takibinde borca itiraz ettiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Temlik alan davacı vekilinin istinaf itirazı kapsamında uyuşmazlık, ipotek limitinin takip tarihi itibarıyla hesaplanan borcu karşılamaya yetmemesi halinde İİK’nun 45. maddesi uyarınca ipotek limitinin hesaplanan alacak miktarından mahsup edilip edilemeyeceği, İİK’nun 45.maddesinin yanlış uygulanıp uygulanmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Temlik alan davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, İİK’nun 45/1. maddesi “Rehinle temin edilmiş olan bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere davacı banka, tamamı rehinle temin edilmiş olan alacağı var ise sadece rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaparak alacağının tahsilini talep edebilecek, rehin tutarı borcu ödemeye yetmediği takdirde ise, rehin tutarını aşan alacak kısmı yönünden iflas veya haciz yoluyla takip yapabilecektir. Bir başka anlatımla alacak rehinle temin edilmiş ise, davacı banka davalı borçlu aleyhine rehin ile teminat altına alınan alacak miktarı yönünden ilamsız icra takibi yapamayacaktır.
Yukarıda açıklandığı üzere davacı banka lehine, davalı şirketin taşınmazları üzerinde toplam 500.000,00 TL limitli ipotek tesis edilmiştir. Yargılama aşamasında alınıp, hükme esas alınan üçüncü bilirkişi heyeti raporu ayrıntılı ve denetime elverişli niteliktedir. Anılan rapor ile takip tarihi itibarıyla davacının davalı şirketten 1.252.360,95 TL alacağı bulunduğu hesaplanmıştır. Buna göre davalı şirketin ipotek limiti olan toplam 500.000,00 TL takip tarihi itibarıyla olan 1.252.360,95 TL borcu ödemeye yetmemektedir. Davacı yan İİK’nun 45/1. maddesinin ikinci cümlesi uyarınca, ancak rehin tutarını aşan borç miktarı üzerinden davalı şirket aleyhine genel haciz yoluyla takip yapabilecektir.
Bu durumda mahkemece, takip tarihi itibarıyla hesaplanan davacı alacağının ipotek limitini aşan miktarı yönünden davalı şirket aleyhine genel haciz yoluyla takip yapabileceği, ipotek limiti ile teminat altına alınan alacak yönünden ise davacının davalı şirket aleyhine icra takibi başlatmasının İİK’nun 45. maddesine aykırı olduğunun gözetilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Temlik alan davacı vekilinin istinaf itirazlarının kamu düzenine aykırılık yönünden incelenmesine gelindiğinde; yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporları ile takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce toplam 358.567,40 TL borcun ödendiği tespit edilmiştir.
Takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce ödenen 358.567,40 TL yönünden alacaklı bankanın itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar ise dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği gibi, bu husus aleyhe hüküm kurma yasağının istisnalarından biridir.
Mahkemece dava tarihi itibarıyla davacının davalı …’den 918.514,25 TL asıl alacak, 21.334,02 TL mahrum kalınan kar olmak üzere toplam 939.848,27 TL nakit alacağı bulunduğu hesaplanmıştır. Davacı vekilinin davalı … hakkında kurulan hükümdeki hesaplamaya yönelik açık bir istinaf itirazı bulunmamaktadır.
Yapılan yargılama sonunda davalı … yönünden dava tarihinden önce ödenen 358.567,40 TL mahsup edilerek dava tarihi itibarıyla davacının anılan davalıdan alacaklı olduğu miktar hesaplanmış ise de, davalı asıl borçlu şirket yönünden takip tarihi itibarıyla alacak miktarı hesaplanıp, ipotek limiti mahsup edilmekle yetinilmiştir. Bir başka anlatımla mahkemece davalı şirket hakkında davacının, dava tarihinden önce, takip tarihinden sonra ödenen 358.567,40 TL yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilmeyerek yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle dava tarihi itibarıyla davacının davalı şirketten alacaklı olduğu miktar hesaplanmamıştır.
Yapılacak hesaplama basit hesaplama niteliğinde olup, uzmanlık gerektirmediğinden duruşma açılarak yeniden bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmemiş, Dairemizce re’sen hesaplama yapılmıştır.
Dairemizce yapılan hesaplamaya göre, hükme esas alınan üçüncü bilirkişi heyeti raporu ile takip tarihi itibarıyla davacının davalı şirketten 1.252.360,95 TL alacağı bulunduğu hesaplanmıştır. Davacı vekilinin ipotek limiti mahsup edilmeden önce tespit edilen alacak miktarına yönelik herhangi bir istinaf itirazı bulunmamaktadır.
Davacı davalı şirketten takip tarihi itibarıyla 1.252.360,95 TL alacaklıdır. Anılan miktardan İİK’nun 45. maddesi uyarınca ipotek limiti olan toplam 500.000,00 TL mahsup edildiğinde takip tarihi itibarıyla davacı davalı şirketten 773.640,95 TL alacağın tahsilini talep edebilecektir.
Dava konusu icra takibi 18/06/2014 tarihinde başlatılmış, işbu dava ise 24/10/2014 tarihinde açılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce olacak şekilde, davacı 26/06/2014 tarihinde 22.921,07 TL, 22/07/2014 tarihinde 8.820,49 TL, 24/07/2014 tarihinde 70.234,54 TL, 31/07/2014 tarihinde 69.393,69 TL, 01/08/2014 tarihinde 38.235,41 TL, 11/08/2014 tarihinde 42.768,52 TL, 15/08/2014 tarihinde 49.900,27 TL, 18/08/2014 tarihinde 56.293,41 TL olmak üzere toplam 358.567,40 TL tahsilat yapmıştır. Yapılan tahsilatların davacının davalı şirketten takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktardan, tahsilat tarihine kadar işleyecek olan kar payları da hesaplanıp, öncelikle kar paylarından, fazlaya ilişkin kısmın ise asıl alacak miktarından mahsup edilerek davacının davalı şirketten dava tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktar hesaplanacaktır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıl 360 gün üzerinden esas alınıp hesaplama yapılmıştır. Davalılar vekilince anılan hesaplama yöntemine yönelik açık bir istinaf itirazı bulunmadığından Dairemiz yılın 365 gün olarak esas alınıp hesaplama yapılması gerektiği görüşünde ise de, istinafa gelen davacı aleyhine, kamu düzenine aykırılık oluşturan hususlar dışında değerlendirme yapılamayacağı gözetilerek Dairemizce yeniden yapılan hesaplamada yıl 360 gün olarak esas alınmıştır.
Buna göre, 18/06/2014 takip tarihi itibarıyla davacının davalı şirketten 773.640,95 TL asıl alacağı bulunmakta olup,
– 18/06/2014 takip tarihinden tahsilatın yapıldığı 26/06/2014 tarihine kadar 8 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında,
773.640,95 TL asıl alacak x 8 gün x 12,48 / 36000 =2.145,56 TL kar payı alacağı, (773.640,95 TL asıl alacak + 2.145,56 TL kar payı = ) 775.786,51 – 22.921,07 TL tahsilat = 752.865,44 TL asıl alacak,
– 26/06/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 22/07/2014 tarihine kadar 26 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında,
752.865,44 TL asıl alacak x 26 gün x 12,48 / 36000 =6.785,82 TL kar payı alacağı, (752.865,44 TL asıl alacak + 6.785,82 TL kar payı = ) 759.651,26 – 8.820,49 TL tahsilat = 750.830,77 TL asıl alacak,
– 22/07/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 24/07/2014 tarihine kadar 2 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında,
750.830,77 TL asıl alacak x 2 gün x 12,48 / 36000 =520,57 TL kar payı alacağı, (750.830,77 TL asıl alacak + 520,57 TL kar payı = ) 751.351,34 – 70.234,54 TL tahsilat = 681.116,80 TL asıl alacak,
– 24/07/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 31/07/2014 tarihine kadar 7 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında,
681.116,80 TL asıl alacak x 7 gün x 12,48 / 36000 =1.652,84 TL kar payı alacağı, (681.116,80 TL asıl alacak + 1.652,84 TL kar payı = ) 682.769,64 – 69.393,69 TL tahsilat = 613.375,95 TL asıl alacak,

– 31/07/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 01/08/2014 tarihine kadar 1 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında,
613.375,95 TL asıl alacak x 1 gün x 12,48 / 36000 =212,63 TL kar payı alacağı, (613.375,95 TL asıl alacak + 212,63 TL kar payı = ) 613.588,58 – 38.235,41 TL tahsilat = 575.353,17 TL asıl alacak,
– 01/08/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 11/08/2014 tarihine kadar 10 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında,
575.353,17 TL asıl alacak x 10 gün x 12,48 / 36000 =1.994,55 TL kar payı alacağı, (575.353,17 TL asıl alacak + 1.994,55 TL kar payı = ) 577.347,72 – 42.768,52 TL tahsilat = 534.579,20 TL asıl alacak,
– 11/08/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 15/08/2014 tarihine kadar 4 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında,
534.579,20 TL asıl alacak x 4 gün x 12,48 / 36000 =741,28 TL kar payı alacağı, (534.579,20 TL asıl alacak + 741,28 TL kar payı = ) 535.320,48 TL – 49.900,27 TL tahsilat = 485.420,41 TL asıl alacak,
– 15/08/2014 tahsilat tarihinden bir sonraki tahsilatın yapıldığı 18/08/2014 tarihine kadar 3 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında,
485.420,41 TL asıl alacak x 3 gün x 12,48 / 36000 =504,83 TL kar payı alacağı, (485.420,41 TL asıl alacak + 504,83 TL kar payı = ) 485.925,04 TL – 56.293,41 TL tahsilat = 429.631,63 TL asıl alacak,
– 18/08/2014 son tahsilat tarihinden dava tarihi olan 24/10/2014 tarihine kadar 67 gün süreyle %12,48 mahrum kalınan kar hesaplandığında, dava tarihi itibarıyla, 429.631,63 TL asıl alacak ile, 429.631,63 TL asıl alacak x 67 gün x 12,48 / 36000 = 9.978,91 TL kar payı alacağı olmak üzere toplam 439.610,54 TL alacağı bulunmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce ödenen 358.567,40 TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yarar dava şartının anılan miktar yönünden oluşmadığı, takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce ödenen miktarların davacının davalı şirketten alacaklı olduğu miktarlardan mahsup edilerek dava tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktarın hesaplanması gerekirken, bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Öte yandan davacı vekili istinaf başvurusunda davalı şirket hakkında kurulan hükme yönelik açık istinaf itirazlarını ileri sürdükten sonra, ilk derece mahkemesi kararının davalı şirket ile sınırlı olmaksızın kaldırılmasını talep etmiştir. Bu durumda davalı … yönünden takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce yapılan ödemeler mahsup edilmiş ise de, ödenen miktar yönünden açılan davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddi yerine esastan reddine karar verilmesi de isabetsiz olduğundan davalı … yönünden de kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu husus re’sen gözetilerek hükmün kaldırılması gerekmiştir.
Dava tarihinden sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takip dosyasında davacının 191.200,00 TL tahsilat yaptığı dosya içeriğiyle sabittir. Dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce infaz aşamasında gözetilmesi gerektiğinden Dairemizce yeniden kurulan hüküm sırasında anılan husus da gözetilmiştir.
İlk derece mahkemesince davalı … hakkında dava tarihinden önce, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler mahsup edilerek davacının anılan davalıdan dava tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktar tespit edildiği halde hükümde hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yeniden kar payı işletilmesine karar verilmesi de mükerrer kar payı işletilmesine yol açacağından usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle, mahkemece davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararda kamu düzenine aykırılık yönünden isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davacı yararına icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 6. Asliye Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2020 tarih ve 2014/1515 Esas 2020/371 Karar sayılı kararının kamu düzenine aykırılık gözetilerek KALDIRILMASINA, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalıların Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2014/11417 sayılı dosyasına yönelik itirazlarının davalı asıl borçlu şirket yönünden 429.631,63 TL asıl alacak, 9.978,91 TL kar payı olmak üzere toplam 439.610,54 TL, davalı kefil yönünden 918.514,25 TL asıl alacak, 21.334,02 TL kar payı olmak üzere 939.848,27 TL yönünden iptaline, takibin anılan miktarlar üzerinden ve davalı şirket yönünden hüküm altına alınan 429.631,63 TL asıl alacağa, davalı kefil yönünden hüküm altına alınan 918.514,25 TL asıl alacağa dava tarihi olan 24/10/2014 tarihinden itibaren yıllık %12,48 oranında kar payı işletilmek suretiyle, tahsilde tekerrür olmamak üzere devamına,
2-Fazlaya ilişkin 358.567,40 TL kısım yönünden davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
3-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Hüküm altına alınan (davalı asıl borçlu şirket yönünden 439.610,54 TL ile davalı kefil yönünden 939.848,27 TL) miktar üzerinden %20 oranında hesaplanan 187.969,65 TL icra inkar tazminatının (davalı şirket 87.922,10 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
6-Dava tarihinden sonra ödenen 191.200,00 TL’nin icra müdürlüğünce infaz aşamasında re’sen gözetilmesine,
7-Alınması gereken 64.201,03 TL nispi karar ve ilam harcından (davalı şirket 30.029,79 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) dava dosyasında peşin alınan 16.461,35 TL harç ile 6.806,90 TL icra peşin harcının mahsubu ile kalan 40.932,78 TL harcın (davalı şirket 6.761,54 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınıp Hazineye gelir kaydedilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 16.461,35 TL peşin harç, 25,20 TL başvurma harcı ile 6.806,90 TL icra peşin harcının davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yapılan 341,20 TL tebligat ve posta gideri, 3.900 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.241,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 2.922,44 TL’sinin (davalı şirket 1.368,42 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 121.383,31 TL vekalet ücretinin (davalı şirket 64.545,48 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
11-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilen kısım gözetilerek 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
12-Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına reddedilen kısım gözetilerek 80.076,20 TL vekalet ücretinin (davalı … lehine 10.254,62 TL vekalet ücreti ile sınırlı olmak üzere) davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
13-HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında posta masrafı olarak yapılan 63,50 TL yargılama masrafının davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 43,80 TL’sinin (davalı şirket 20,49 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/11/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.