Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1414 E. 2021/702 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :19/09/2018
NUMARASI …
DAVA : Şirket Hisse Tespit ve Tescil
DAVA TARİHİ : 12/08/2014
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2021

Taraflar arasındaki şirket hisse tespit ve tescil istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili vakıf ile davalı arasında hiperbarik oksijen kabin/ekipmanlarının alımı/kullanımı, işletilmesi ve bu manada kurulacak şirkete ortaklık (gerekirse şirket hisse devri), bu şirketin/işyerinin açılması, tüm masraflarının karşılanması, kiralarının ödenmesi anlamında protokol ve inanç sözleşmesi yapıldığını, bu nedenle …. kurulduğunu, akdedilen inanç sözleşmesi/protokol neticesinde hiperbarik oksijen kabin ekipmanlarının bedelinin müvekkili tarafından karşılandığını, fiilen cihazın da karşı tarafa teslim edildiğini, cihazın toplam bedelinin 340.000,00 Euro olduğunu, bu cihazın davalı tarafından 2 yıldan fazla süredir kullanıldığını, söz konusu şirket merkezinin içine yapılan mobilya gibi tüm alımlar, masraflar ve yerin kira ödemelerinin müvekkili tarafından karşılandığını, davalının ….. %69’luk payına müvekkil vakıf adına ortak edildiğini, sermayesinin müvekkili tarafından ödendiğini, tüm masrafların da müvekkili tarafından yapıldığını, davalının kurulan bu şirketin %60’lık hissesini müvekkiline istenildiği zaman masrafsız devretmeyi taahhüt ettiğini, inanç sözleşmesinde şirketin kar ve zararının müvekkiline bildirileceği ve müvekkilinin şirketin muhasebesini denetleyeceğinin belirtildiğini, ancak şirketi fiilen ve resmen yöneten davalının ihtarnameye rağmen taahhütlerine uymadığını, hisse devrini vermediğini, kar paylaşımı yapmadığını, muhasebeyi denetletmediğini, mahkeme yoluyla yaptırılan tespitte şirketin halen mevcut olduğunun, adreste faal olarak çalıştığının, müvekkiline ait ekipmanların çalışır vaziyette olduğunun tespit edildiğini iddia ederek inanç sözleşmesi/protokol gereği …. hissesinin müvekkili adına devir ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ….’nin 14/05/2012 tarihinde kurulduğunu, kuruluşunun 17/05/2012 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, şirketin 300.000,00 TL sermayeli ve kuruluşta %30 hissesinin müvekkili adına, %70 hissesinin diğer ortak …’na ait olduğunu, söz konusu şirketin tıp merkezi işletmek amacıyla kurulduğunu, ve diğer ortak …’nun doktor olduğunu, ilgili yönetmeliğe göre tüzel kişilerin tıp merkezi işletebilmeleri için %51 hissesinin doktora ait olması gerektiğini, şirketin tek faaliyetinin … Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezinin işletilmesi olduğunu, bu işletme için müvekkilinin ortağı olduğu ….’nin davacının hissedarı olduğu…. 10/10/2012 tarihli sözleşme ile bir adet hiperbarik oksijen kabininin kiralandığını, yıllık kira bedeli olarak ….’nin yıllık karının %1’i olarak kararlaştırıldığını, şirketin ve tıp merkezinin kurulduğu ilk zamanlarda diğer işleri nedeniyle yönetimden uzak kalan müvekkilinin işçilerin paralarının ödenmediğini, … ve Vergi dairesine yüksek miktarda borçlanıldığını fark ettiğini, bunun üzerine şirketi ve tıp merkezini ayakta tutmak için kendi imkanları ile borçları ödeyerek tıp merkezinin masraflarını üstlendiğini, tıp merkezinin zor duruma düşmesine sebep olan …’na düşen %69’luk payı 19/12/2012 tarihinde devir aldığını, bu hususun 08/01/2013 tarihinde sicil gazetesinde ilan edildiğini, bu tarih itibariyle şirketin %99 hissesinin müvekkiline ait olduğunu, %1’lik hissesinin …’na ait olduğunu, bu arada müvekkili ile davacı arasında inanç sözleşmesi imzalandığını, davacı vakfın başkanı ile müvekkilinin meslektaş olup uzun yıllardır tanışıklığın verdiği güven ilişkisine dayanılarak inanç sözleşmesinin yapıldığını, inanç sözleşmesinin yapılış amacının davacının o tarihlerde özel üniversite kurabilmek için …. yapacağı başvuruyu güçlendirmek ve başvuru makamı nezdinde vakfın böyle bir tıp merkezi işlettiği izlemini yaratmak olduğunu, sözleşmenin göstermelik bir sözleşme olduğunu ve sözleşme hükümlerinin uygulanamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının taraflar arasında imzalanan inanç sözleşmesi ve ortaklık taahhüdüne dayalı olarak dava dışı ….’nin %69’luk hissesinin devrini talep ettiği, şirketin hali hazırda %99 ortağının davalı, %1 ortağının …’na ait olduğu, işbu davanın şirkete veya şirket ortaklarının tamamına karşı açılması gerektiği halde sadece davalıya karşı açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ret sebebinin açık ve anlaşılabilir olmadığını, dava dilekçesindeki talepler konusunda yargılama yapılmadığını, bilirkişi raporunun eksik olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacı ile davalı arasında imzalanan protokol ve inanç sözleşmesine dayalı olarak kurulan ….’nin %69’luk hissesinin davacıya devir ve tescili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
T.C. Anayasası’nın 36/1. maddesinde “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” düzenlemesine; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re’sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Davacı yan işbu davada, davalı ile arasındaki inanç sözleşmesi gereğince dava dışı …. ‘nin % 69 hissesinin adına devri ve tesciline karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. İşbu davada payın şirket pay defterine de tescili istendiğine göre husumetin hisseleri devralındığı ileri sürülen limited şirkete de yöneltilmesi gerekir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 18/09/2014 tarih…. Karar sayılı emsal ilamı). Hal böyle olunca mahkemece, davanın 2014 yılında açıldığı ve bu zaman zarfında yargılama yapıldığı gözetildiğinde hisselerinin devri ve tescili talep edilen …. ‘ne karşı dava açılarak işbu dava ile birleştirilmesinin sağlanması gerekirken usulünce taraf teşkili sağlanmadan hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereği kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2018 tarih…. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.