Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1412 E. 2021/536 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2019
NUMARASI …. …
DAVA :Hisse Devir Bedelinin Tahsili
DAVA TARİHİ : 02/12/2011
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/04/2021

Taraflar arasındaki hisse devir bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının temsil ettiği 4 …. Şirketi arasında sınırlı sorumlu limited şirket sözleşmesi imzalandığını, merkezi ….devredildiğini, akabinde müvekkilinin tüm hisselerini davalı gerçek kişiye devretmek üzere hisse satış sözleşmesi düzenlendiğini, 2.391,500 AED (Arap Emirlikleri Drahmisi) olarak bedel belirlendiğini, 1.468,000 AED’lik kısmın akdin imzalanması ile birlikte çek olarak elden teslim edildiğini, kalan kısmın ise iki parçaya ayrılarak 825,750 AED’lik kısmın şirket iş makinesinin monte edilip çalıştırılmasından sonra, kalan kısmın ise işçilerin iş makinesinin kullanımı konusunda eğitilmesinden sonra ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin makineyi şirket merkezine götürdüğünü, kurulum için yer gösterilmesini beklediğini, haricen yapılan araştırmada makinenin kurulumu yapılmadan üçüncü kişiye satıldığının öğrenildiğini, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme konusu makineyi üçüncü kişiye satarak ifayı imkansız hale getiren ve hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacağı ödemeyen davalıların sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 10.000,00 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilememiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava tarihinden itibaren geçen 8 yıl süresinde davacı vekilinin davalıların tebligata yarar açık adresini bildirmediği, yapılan tüm uğraşlara rağmen dilekçenin tebliğinin sağlanamadığı, davacının kime karşı dava açtığını ve davalının adresini bildiğinin varsayılması gerektiği, yasa koyucunun her türlü gecikmenin önlenmesini amaçladığını, HMK’nun 119/2 maddesi gereğince davacının 8 yıllık sürede davalıların yurt dışı tebligata yarar açık adreslerinin bildirilmediği ve dava dilekçesindeki zorunlu unsurlardan olan davalıların adreslerinin tamamlanmadığı gerekçesiyle HMK’nun 119/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, yargılama aşamasında birçok kez davalıların adreslerinin bildirildiğini, dava dilekçesi ve eklerinin Arapça yeminli tercümesi yaptırılarak Arapça diline yeminli tercümesi yapılmış yurt dışı tebligat formuyla birlikte mahkemeye ibraz edildiğini, tüm bu uğraşlara rağmen tebligat yapılamaması halinde Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümleri uyarınca ilanen tebliğ yapılmasının talep edildiğini, mahkemece talepleri doğrultusunda işlem yapılmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirket hisse devir bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı yan, hisse devir bedelinin ödenmediği iddiası ile yabancı şirket ve yabancı uyruklu gerçek kişi aleyhine işbu şirket hisse devir bedelinin tahsili talepli davayı açmıştır. Dava dilekçesinde davalıların ayrı ayrı …’nde bulunan adresleri yazılmış ise de, yargılama aşamasında dava dilekçesinde bildirilen adrese Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığı ile dava dilekçesi tebliğe gönderilmiş ise de, gönderilen tebligatların yapılamadığı anlaşılmıştır.
Davalılara dava dilekçesinin tebliğ edilememesi üzerine davacı vekilince bu kez, davalıların adresi olarak .. ……., mahkemece yeniden bildirilen adrese Adalet Bakanlığı aracılığı ile dava dilekçesi tebliğe gönderilmiş ise de, açık adres bildirimi yapılmadığı gerekçesiyle tebligatların yapılamadığı, mahkemece yeniden aynı adrese dava dilekçesinin tebliğ edilmeye çalışıldığı, … Büyükelçiliği’nin yazısı doğrultusunda gerekli tercümeler yapılarak tebligatın Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne gönderildiği, tebligatın yapılamadığı görülmüştür.
Anılan yazışmalardan sonra davacı vekilince 02/05/2016 tarihli dilekçe ile davalıya ait yeni bir adres bulunduğu mahkemeye bildirilmiş, bildirilen adres yazılarak davalılara dava dilekçesine ilişkin tebligat yapılmak üzere yeniden Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, yazılan müzekkereye … mukim kişilere yapılacak tebligat talebinin işleme konulabilmesi için davalıların açık adresinin belirtilmesinin gerektiği bildirilerek cevap verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece 06/12/2017 tarihli ara inceleme tutanağında, davalıların tebligata yarar yeni adreslerini bildirmek üzere davacı vekiline bir haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde adresin bildirilmemesi halinde davanın HMK’nun 119/2. Maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtarına ilişkin muhtıra çıkarılmasına karar verilmiş, anılan muhtıra üzerine davacı vekilince 26/02/2018 tarihli yazılı beyan dilekçesi ile davalıların tespit edilen ve daha önce tebligat yapılamayan adresleri bildirilerek Adalet Bakanlığı aracılığıyla davalıların ikamet adreslerinin bulunduğu …’nde davalının adreslerinin araştırılması, bu araştırma sonucu adresin öğrenilememesi halinde ilgili makamlar aracılığıyla …’nde ilanen tebligat yapılması talep edilmiş, mahkemece davacıya gönderilen muhtıra doğrultusunda HMK’nun 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davalı gerçek kişi yabancı uyruklu, davalı şirket ise yabancı şirkettir. Bu nedenle Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümleri uyarınca davalılara yurt dışında ilanen tebligat yapılamayacaktır. Kaldı ki ilanen tebligat mahkemece yapılacak tüm araştırmalara rağmen davalıların adresinin tespit edilememesi halinde uygulanabilecek bir yoldur.
Dava dilekçesinde davalı tarafın gerçek adresinin gösterilmesi ve gerekli tebligat giderlerinin verilmesi davacı tarafa ait bir görev ve yükümlülük ise de, davalı tarafın adresinin davacı tarafından bilinmemesi veya bilinen adreste davalıya tebligat yapılamaması halinde dosyadaki bilgi ve belgelerden de yararlanılarak davalının bilinen en son adresinin tespiti için zabıta araştırması yaptırılması, kamu kurum ve kuruluşlarından adres sorulması ve bu yolla davalı tarafın tebligat adresinin bulunması, dava dilekçesi ve duruşma oturum gününün davalı tarafa tebliğe çıkarılması işlemleri mahkemenin görevidir. Mahkeme kendi görevine giren bu işlemlerin yapılması için davacı tarafa süre veya kesin süre veremeyecek olup, ancak adres tespit edildikten sonra tebligat masraflarını yatırması için süre verebileceği kuşkusuzdur (Emsal Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08/10/2020 tarih 2017/11600 Esas 2020/5969 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda ise mahkemece, kendilerine tebligat yapılamayan yabancı uyruklu davalı gerçek kişi ve davalı yabancı şirket yönünden davanın açıldığı tarihten itibaren davacı vekiline süre ve kesin süre verilmek suretiyle davalıların adresleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Davalıların adresinin tespiti mahkemenin görevi olup, mahkeme kendi görevine giren bu işlemlerin yapılması için davacı tarafa süre veya kesin süre veremeyecektir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, dosyadaki bilgi ve belgelerden de yararlanılarak davalıların bilinen en son adresinin tespiti için davalı yabancı şirketin merkezinin … … olduğu, davalı gerçek kişinin de anılan ülkede oturduğu bildirildiğinden ülkemiz ile … arasında karşılıklılık esasının bulunup bulunmadığı tespit edilip, karşılıklılık esasının bulunması halinde Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne yazılacak müzekkere ile istinabe yoluyla davalıların adres araştırması yapılarak davalıların tebligat adreslerinin tespiti, dava dilekçesi ve duruşma oturum gününün davalılara tebliğe çıkarılmasının sağlanmasından ibarettir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın açılmamış sayılması yönündeki kararında isabet görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2019 tarih ve…. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/04/2021

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.