Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1405 E. 2022/1114 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1405 Esas 2022/1114 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1405
KARAR NO : 2022/1114

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/10/2020
NUMARASI : 2019/155 Esas 2020/582 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :29/09/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … Tic.Şti.arasında 30/11/2015, 29/11/2016 ve 23/03/2017 tarihlerinde GKS’leri akdedildiğini ve kredi kullandırıldığını, sözleşmelere davalılar … Ltd.Şti. ile …’nın müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının alındığını, …’nın asıl borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle kefalette eş rızasının gerekmediğini, hesapların kat edilerek noterlik kanalıyla ihtarname keşide edilmesine rağmen borçların ödenmediğini, muaccel hale gelen borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibine başlanıldığını, borçluların borcun tamamına itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından yetkisiz icra müdürlüğünde takip yapıldığını, yetkili icra dairesinin Ankara Batı İcra Dairesi olduğunu, açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ve müvekkillerinin takip talebinde belirtilen borcunun bulunmadığını, takipte belirtilen faiz miktarı ve oranını kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; sözleşmelerin imzalandığı tarihte davalı gerçek şahsın dava dışı asıl borçlu şirketin ortağı olduğu, kefalet sözleşmesinde TBK.583 maddesinde belirtilen kefilin sorumlu olduğu miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olduğuna dair ibarenin kefillerin el yazısı ile yazılarak isim ve ıslak imzanın atıldığı, bu hali ile kefaletin geçerli olup limit kapsamında davalı kefillerin borçtan sorumlu olduklarının anlaşıldığı, bu durumda davacının davalılar aleyhine yaptığı takipten dolayı bilirkişi raporunda belirtilen miktarlar kadar davacının talebinin haklı olduğu, bu miktarlardan fazla olan kısımlar yönünden davacının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı tarafından davalılar aleyhine Ankara 5.İcra Müdürlüğü’nün 2019/2825E. Sayılı takip dosyası ile yapılan takibe davalıların vâki itirazının ; davacı bankanın davalı … Tic. Ltd. Şirketi aleyhine yaptığı takipten dolayı: ……… no’lu TTK kredi yönünden: 58.613,99-TL asıl alacak, 2.307,04-TL işlemiş akdi faiz, 252,16-TL işlemiş temerrüt faizi, 154,32-TL BSMV olmak üzere toplam 61.327,51-TL, ……… no’lu TTK kredi yönünden: 239.000,00-TL asıl alacak, 7.329,34-TL işlemiş akdi faiz, 1.926,53-TL işlemiş temerrüt faizi, 684,19-TL BSMV ve 350,94-TL masraf olmak üzere toplam 249.291,00-TL, ……… no’lu Çek taahhüt kredisi yönünden: 8.860.00-TL asıl alacak, 51,38-TL işlemiş akdi faiz, 72,59-TL işlemiş temerrüt faizi, 12,74-TL BSMV olmak üzere toplam 8.996,71-TL, olmak üzere toplam 319.615,22-TL yönünden iptali ile; ……… no’lu Ticari taksitli kredi yönünden asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık % 29,52, ……… no’lu kredi yönünden asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık % 55,20, ……… no’lu Çek taahhüt kredisi yönünden asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık % 57,80 oranında ayrı ayrı işleyecek temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı bankanın davalı … aleyhine yaptığı takipten dolayı: (tahsilde tekererrür olmamak kaydıyla) ……… no’lu TTK kredi yönünden: 58.613,99-TL asıl alacak, 2.834,12-TL işlemiş akdi faiz, 150,20-TL BSMV olmak üzere toplam 61.598,31-TL, ……… no’lu TTK kredi yönünden: 239.000,00-TL asıl alacak, 11.757,15-TL işlemiş akdi faiz, 632,16-TL BSMV ve 350,94-TL masraf olmak üzere toplam 251.740,25-TL, ……… no’lu Çek taahhüt kredisi yönünden: 8.860.00-TL asıl alacak, 182,15-TL işlemiş akdi faizi, 11,58-TL BSMV olmak üzere toplam 9.053,73-TL, olmak üzere toplam 322.392,29-TL yönünden iptali ile; … no’lu kredi Ticari taksitli kredi yönünden asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık % 29,52, ……… no’lu kredi yönünden asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık % 55,20, ……… no’lu çek taahhüt kredisi yönünden asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık % 57,80 oranında ayrı ayrı işleyecek temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İİK 67/2.m. gereğince hüküm altına alınan toplam alacağın %20’si oranında hesaplanan 64.478,45-TL icra-inkâr tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … Şirketi 63.923,04-TL icra-inkar tamzinatı ile sınırlı sorumlu olduğuna) karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan 15/04/2020 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, davalı kefilin sözleşmedeki adresine çıkartılan tebligatın geçerli olması nedeniyle temerrüdün takip tarihinden önce oluştuğunu, bu nedenle bilirkişi raporundaki aksi yöndeki tespitin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tamamen kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İcra dosyası, kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi, tebliğler, hesap ekstreleri, vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Ankara 5. İcra Müdürülüğünün 2019/2825 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ….tarafından borçlu kefiller … ve … aleyhine genel kredi sözleşmesinden dolayı toplam 325.284,42 TL alacak için icra takibi yapıldığı, borçluların süresinde itirazları üzerine takibin durduğu, İİK’nın 67.maddesinde öngörülen bir yıllık yasal süre içerisinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Ticaret sicil kaydının incelemesinde; müteselsil kefil …’nın asıl borçlu … İnşaat şirketinin kurucu ortağı olduğu anlaşılmıştır.
15/04/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile asıl borçlu … İnşaat Şirketi arasında değişik tarihli ve limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşme kapsamında asıl şirkete kredi verildiği, davalıların kefaletinin TBK 583 maddede belirtilen koşulları taşıdığı, sözleşme limitinin 1.500.000,00 TL olup bu miktardan sorumlu oldukları, hesap kat ihtarnamesinin kefil … şirketine 18/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, …’ya çıkartılan ihtarnamenin bila tebliğ iade edildiği, ihtarnamede 7 günlük süre öngörüldüğü, buna göre takip tarihi itibariyle 306.473,99 TL asıl alacak, 7.464,67 TL işlemiş akdi faiz, 15.774,93 TL işlemiş temerrüt faizi, 1.161,93 TL BSMV, 350,94 TL ihtarname masrafı olmak üzere 331.226,36 TL toplam alacak bulunduğu bildirilmiştir.
Dosya kapsamından, davacı banka ile davalı dava dışı asıl borçlu… San. Ve Tic. Ltd. Şti arasında 30/11/2015 – 23/03/2017 tarihleri arasında toplam 4.000.000,00 TL limitli 4 adet GKS imzalandığı, davalı kefiller …’nın kefalet limitinin 2.500.000,00 TL, davalı … inşaat şirketinin kefalet limitinin ise 1.500.000,00 TL olduğu, asıl borçluya verilen kredinin ödenmemesi nedeniyle hesap kat edilerek çıkartılan ihtarnamenin kefil … şirketine 18/01/2019 tarihinde tebliğ edilerek verilen 7 günlük sürenin sonunda temerrüdün gerçekleştiği, kefil …’nın çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade edildiği, bu nedenle davalı … yönünden temerrüt tarihinin icra takip tarihi olduğu, kefaletlerin yasada ön görülen unsurları taşımaları nedeniyle geçerli oldukları, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere banka tarafından akdi faiz oranının yıllık %14,76 ve %27,60 çek taahhüt kredisi faiz oranının ise %28,90 olarak ve temerrüt faizinin ise sözleşmedeki düzenlemeye uygun olarak tespit edildiği, buna göre yapılan hesaplama sonucunda her üç kalem krediden dolayı yapılan takip nedeniyle takip tarihi itibariyle davalı kefil … şirketinden talep edilebilecek toplam alacak miktarının 319.615,22 TL kefil … yönünden 322.392,29 TL olduğu, davacı yanca müvekkili bankaca uygulanan fiili faiz oranında bilirkişi raporunda tespit edilen oranlardan daha yüksek olduğuna dair delil sunulmadığı, bilirkişi raporuyla da tespit edilen alacak miktarının dosya kapsımına uygun olduğu anlaşılmakla davalı şirket yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazlarının davalı şirket yönünden bu nedenle reddi gerekmiştir.
Davalı … yönünden yapılan değerlendirmede ise; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile değiştirilen 341/2. fıkrasında öngörülen kesinlik sınırı üç bin Türk Lirasıdır. 01/01/2020 tarihinden itibaren ise bu sınır 5.390,00 TL’dir. Davacı yanca dava değeri 325.284,42 TL olarak gösterilmiş ve harçta bu miktar üzerinden yatırılmış olup, mahkemece davalı … yönünden kabul edilen miktar 322.392,29 TL, reddedilen miktar ise 2.892,13 TL olması nedeniyle istinafa konu 07/10/2020 tarihli karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararlara karşı HMK’nun m.346/1 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, HMK’nun 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince de bu yönde karar verilebilir. Bu karar usule ilişkin nihai bir karardır. (Tolga Akkaya, Medeni Usul Hukukunda İstinaf sayfa 176) HMK’nun m.352’deki düzenleme gereğince mahkeme kararının kesin olması nedeniyle davacı vekilinin davalı … yönünden istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu usulden red kararına karşı miktar gözetildiğinde temyiz yolu açık değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/01/2018 tarih ve 2017/3597 Esas 2018/5 Karar sayılı ilamı).

Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacının davalı şirket hakkındaki istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı … hakkındaki istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A) İlk derece mahkemesi kararının HMK’nın 341/(2). maddesi gereğince davalı … yönünden kesin olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
B) 1-Davacı vekilinin davalı … yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 29/09/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
.