Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1377 E. 2022/1122 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1377 Esas 2022/1122 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1377
KARAR NO : 2022/1122

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2020
NUMARASI : 2019/142 Esas 2020/152 Karar
DAVACI :
DAVALI :
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2022

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1/4 payla davalı şirket ortağı olduğunu, şirketin 1998 yılında kurulduğunu, müvekkili tarafından şirket aleyhine bir çok davalar açıldığını, bu davaların Ankara 8. Asliye Ticaret 2010/728 esas sayılı davanın kar payı dağıtımına ilişkin olup şirketin direngen olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1265 Esas sayılı dosyasının kar payı dağıtımına ilişkin olup halen derdest olduğunu, Ankara 4.Asliye Ticaret 2014/16 Esas; sermaye artırım kararının iptaline ilişkin olup davanın kabulüne ve sermaye artırım kararının iptaline karar verildiğini, Ankara 14.Asliye Ticaret 2016/49 Esas sayılı dosyasının ikinci sermaye artırım kararının iptaline ilişkin olup davanın derdest olduğunu, davalı şirketin sermaye artırım kararlarının amacının müvekkilin şirketteki payını ve varlığını ortadan kaldırmak olduğunu, Ankara 8.Asliye Ticaret 2010/564 Esas; davalı şirket tarafından müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkin olup davanın kabulü ile ortaklar kurulu kararının iptaline karar verildiğini, şirket ortağı … ve …’ın sahip oldukları hisseleri 1.850 TL gibi düşük bir bedelle muvazaalı olarak diğer şirket ortaklarına devrettiklerini, bu devir işleminin genel kurulda görüşülerek müvekkilinin karşı oyuna rağmen kabul edildiğini, alınan kararın açıkça kanuna aykırı olduğunu, zira müvekkili ile davalı şirket ve şirket ortakları arasında devam eden hukuk ve ceza davaları olduğunu, ayrıca devir bedelinin muvazaalı olduğunu, şirket kayıtları ve malvarlığı incelendiğinde bu muvazaanın açıkça anlaşılabileceğini, ayrıca hisse devrinin müvekkil dışındaki diğer şirket ortakları arasında yapıldığını, bu durumun eşit işlem ilkesini ihlal ettiğini, davalı şirket müdürleri hakkında devam eden ceza ve hukuk davaları bulunmakta olup işbu davalar nedeniyle şirket müdürlerinin yetkilerinin devamına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek 23.12.2018 tarihli olağan genel kurul gündeminin 3/a-b maddelerinde alınan kararların butlanının tespitine, aksi halde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 3/a nolu kararda şirket paylarının devrinin görüşüldüğünü, şirket pay devrinin ana sözleşmede belirtilen koşullara ve kanun hükümlerine uygun yapıldığını, şirket hisselerinin kanunen devredilebilir nitelikte hak olduğunu, hisse devirlerinin noterden yapıldığını, ayrıca şirket genel kurulunda görüşülerek 3/4 çoğunlukla kabul edildiğini, hisse devrinin TTK ve şirket ana sözleşmesine uygun şekilde gerçekleştiğini, davaya konu 3/b nolu kararda şirket müdürünün ve yetkilerinin değiştirilmeyerek devamına ilişkin karar verildiğini, dava dilekçesinde şirket müdürünün yetkisine ve müdürlüğüne ilişkin hali hazırda devam eden davalar olduğundan bu kararın iptalinin talep edildiğini, davacının aynı konuda açmış olduğu davalar nedeniyle derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının içeriği doldurulmamış ve hukuken kanıtlanmamış nedenlerle iptal talebinde bulunmasının mümkün olmadığının bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, TTK’nın 595. maddesine göre pay devrinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması, tarafların imzalarının noterce onaylanmış olması ve pay devrine ortaklar kurulunun onay vermesi gerektiği, somut olayda, pay devrine onay veren genel kurul tarihinin 23.12.2018 olduğu bu tarih itibariyle taraflar arasında imzalanmış yazılı pay devir sözleşmesi bulunmadığı, pay devir sözleşmesinin genel kurul toplantısından bir gün sonra 24.12.2018 tarihinde yapıldığı, bilirkişi raporunda karar tarihi itibariyle imzaları noterce onaylanmış yazılı bir sözleşme bulunmadığı, başka bir anlatımla kanuna uygun şekilde gerçekleşmiş pay devri bulunmadığından genel kurul toplantısında alınan 3/ a maddesinin iptal edilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, TTK 595. maddesi hükmünde pay devrine onay veren ortaklar kurulu kararının mutlaka hisse devir sözleşmesinden sonra alınması gerektiği veya başka bir anlatımla hisse devir sözleşmesinden önceki onay işleminin geçerli olmayacağı şeklinde bir sonuca varılması mümkün olmadığından bilirkişi raporundaki değerlendirmeye iştirak edilmediği, ön onay veya peşin onay işleminin sırf bu nedenle kanun nazarında hükümsüz kabul edilemeyeceği, hisse devir konusunun 24.12.2018 tarihli ortaklar kurulunda ikinci kez görüşüldüğü ve kabul edildiği, TTK 598. maddesi uyarınca gerçekleşen tescil işlemi ve şirket pay defterindeki değişiklik işlemlerinin bu 24.12.2018 tarihli karar dayanak gösterilerek yapıldığı, gelinen durum itibariyle hisse devrine onay veren ortaklar kurulu kararının iptalini gerektiren bir durum olmadığı, kaldı ki iptali istenen karara yönelik davacının alınmış karara yönelik muhalefeti bulunmadığı, davacının oylama öncesindeki beyan ve düşüncelerinin peşin muhalefet niteliğinde olduğu, bu yönüyle de 3-a maddesinin iptali için yasal koşulların oluşmadığı; davaya konu 3-b maddesinde şirket müdürlerinin yetkilerinde bir değişiklik yapılmadan aynen devam edilmesine ilişkin gündem maddesinin görüşüldüğü davacı ortağın gündem maddesine ilişkin düşüncelerini oylama öncesinde beyan ettiği, sonrasında yapılan oylamanın görüşülen konuya ilişkin olmadığı, hisse devrine ilişkin olduğu, tutanağın yanlış tanzim edildiğine ilişkin dava dilekçesinde her hangi bir iddiada bulunulmadığı, dolayısıyla iptali istenen gündem maddesine yönelik genel kurulca alınmış icra edilebilir bir karar bulunmadığı, tutanağın yanlış tanzim edildiği, müdürlük yetkilerinin aynen devamına ilişkin gündem maddesinin görüşülerek oy çokluğu ile kabul edildiği farz edilse dahi şirket müdürleri hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı, devam eden davalar bulunmasının azil nedeni veya yeniden seçime engel bir hal olmadığı şirket müdürünün görevini kötüye kullandığı veya şirket menfaatlerini ihlal ettiğine dair somut bir iddia öne sürülmediği, sonuç olarak 3-b maddesinin iptali için yasal koşulların oluşmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı dışındaki şirket ortaklarının kanuna, esas sözleşme hükümlerine, dürüstlük kurallarına ve eşit işlem yapma ilkesine aykırı, şirketin temel yapısını bozucu ve şirket sermayesinin korunması hükümlerini ihlal eder nitelikte ve muvazaalı olarak birbirlerine şirket hisse devri yaparak yasaya aykırı şekilde örtülü olarak kar dağıttıklarını ve para aktarımı sağladıklarını, müvekkilinin dava konusu genel kurulun 3/a maddesi yönünden gerekçesi belirtilmek suretiyle red oyu kullandığını, söz konusu kararın usul ve esas açısından yasaya aykırı olup, butlan ile malul olduğunun tespiti ile iptalinin gerektiğini, şirket ortakları arasında hukuk ve ceza davaları devam ettiğinden hisse devri yapılmasının mümkün olmadığını, yapılan devirlerin TTK’nın 595 maddesine aykırı olduğunu, şirket müdürleri hakkında devam eden ceza davaları nedeniyle şirket müdürlerinin yetkilerinde bir değişiklik olmadığının kabulünün mümkün olmadığını, şirketin kurulduğundan bu yana hiç kar dağıtımı yapılmadığını, bu durumun müktesep hakkın ihlali olduğunu, müvekkili dışındaki diğer ortakların çoğunluk gücünü kullanmak suretiyle müvekkilinin ortaklıktaki payını küçültmek amacı ile sürekli sermaye arttırımı yaptıklarını, mahkemece alınan bilirkişi raporundaki genel kurul kararının iptali yönündeki görüşlerin isabetli olup bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davalı şirketin 23.12.2018 tarihli genel kurulda alınan 3/a ve 3/b maddelerinin iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ticaret sicil kayıtları, davalı şirketin ana sözleşmesi, dava konusu genel kurul kararı vs.deliller dosya arasında mevcuttur.
Davaya konu 23.12.2018 tarihli genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde, toplantı tarihi ve gündem maddelerinin ortaklara toplantı öncesinde usulen bildirildiği, toplantı gün ve saatine ilişkin Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanmış bir çağrı ilanına rastlanmamakla birlikte sermayenin tamamının toplantıya katıldığı, toplantıda daha önce ilan edilen gündem maddelerinin görüşüldüğü gündemin dışına çıkılmadığı, iptali istenen 3/a maddesinde; şirket ortakları arasında yapılan hisse devirlerinin görüşülüp oy çokluğu ile kabul edildiği, 3/b maddesinde ise; şirket müdürlerinin yetkilerinde bir değişiklik yapılmaksızın aynen devam edilmesinin görüşülüp oy çokluğuyla kabul edildiği, davacının her iki gündem maddesi yönünden ise red oyu kullandığı görülmüştür.
24.12.2018 tarihli Ankara 45. Noterliğinin … yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesinin incelenmesinde; şirket ortaklarından …’ın şirkette bulunan 40 payın 32’sini …’a 800 TL bedelle, 8’ini …’a 200 TL bedelle devrettiği anlaşılmıştır.
24.12.2018 tarihli Ankara 45. Noterliğinin … yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesinin incelenmesinde; devreden … sahip olduğu 24 payın 12’sini …’a 300 TL bedelle, 11’ini …’a 275 TL bedelle, 11’ini…’a 275 TL bedelle devrettiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı TTTK’nun 445.maddesinde; “(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı yasanın 446.maddesinde “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu,
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu
üyelerinden her biri,
iptal davası açabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Aynı yasanın 447.maddesinde de; ” (1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,kararları batıldır. ” hükmüne yer verilmiştir.
Gelen ticaret sicil kayıtlarına göre davacı, davalı şirketin ortaklarından biridir.Dava açma hak ve yetkisine sahiptir. Dava konusu genel kurul toplantı tarihi 23/12/2018 olup dava yasada öngörülen 3 aylık süre içerisinde 25/03/2019 (haftasonu tatili nedeniyle) tarihinde açılmıştır.
Mahkemece dava konusu genel kurulda alınan 3-b no’lu gündem maddesinde şirket müdürlerinin yetkilerinde bir değişiklik yapılmadan aynen devam edilmesine ilişkin gündem maddesinin görüşüldüğü ancak, sonrasında yapılan oylamanın görüşülen konuya ilişkin olmadığı, hisse devrine ilişkin olduğu, dolayısıyla iptali istenen gündem maddesine yönelik genel kurulca alınmış icra edilebilir bir karar bulunmadığından bahisle 3-b no’lu gündem maddesinin iptali istemiyle açılan davanın reddi gerektiğine ilişkin gerekçe yazılmış ise de;
“Genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde 3-b no’lu gündem maddesinde “şirket müdürlerinin yetkilerinde bir değişiklik olmadığı ve aynen devam edilmesine ilişkin gündem maddesinin görüşülmesine geçildi” denildikten sonra devamında davacı vekilinin söz alarak “öncelikli vekil edenim pay sahibi tarafından şirkete karşı, ortaklara karşı ve özellikle müdür olan ortaklara açmış oldukları davalar ve ceza şikayetleri söz konusu olup, bu sebeplerle bu kişilere müdür sıfatıyla şirketi temsil ve ilzam etmesini kabul etmiyoruz” şeklinde beyanda bulunduğu ve devamında ise oylama yapılarak 3-b maddesinin oy çokluğu ile kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece 3-b maddesinin devamında yapılan oylamanın görüşülen konuya ilişkin olmadığı, hisse devrine ilişkin olduğu kabul edilmiş ise de, hisse devirlerine ilişkin oylamanın 3-a maddesinde yapıldığı ve oy çokluğu ile kabul edildiği anlaşılmakta olup, 3-a maddesinde görüşülen ve oylanan hususun 3-b maddesinde yeniden görüşülmesinin hayatın olağan akışına aykırı olmakla 3-b maddesinin 3.fıkrasında yapılan oylamanın şirket müdürlerinin yetkisinin devamına ilişkin olduğunun kabulü gereklidir.
Ancak, 6102 Sayılı TTK’nun 446.maddesi gereğince toplantıya katılan ortağın karara red oyu kullanarak söz konusu karara muhalif kalması ve bu hususun ayrıca zapta geçirilmesi gerektiğinden, oylama öncesi yapılan görüşmeler esnasında sunulan öneriye karşı olunduğunun belirtilmiş olması ve söz konusu karara karşı red oyu kullanmasının alınan karara karşı muhalif olacağı anlamını taşımayacağından, başka bir ifadeyle oylama öncesi peşin muhalefetin olması söz konusu olamayacağından iptal davası açan ortağın oylama sonrası red oyu ve ayrıca toplantı tutanağına muhalefet şerhini de yazdırması gerektiğinden somut olayda 23/12/2018 tarihli genel kurulda davacının gündemin 3-b maddesinde alınan karara karşı red oyu vermesine rağmen, oylamalar sonrasında toplantı tutanağında herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığı, böylelikle usulüne uygun muhalefetin bulunmadığı anlaşılmakla 3-b no’lu karar yönünden davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Yargıtay 11 HD’nin 08/12/2015 tarih 2014/18887 E. 2015/13122 K.yine aynı dairenin 02/06/2014 tarih 2014/3504 E. 2014/10251 K.sayılı kararları emsal niteliktedir).
Dava konusu genel kurulun 3-a maddesi yönünden ise, yine davacının karara karşı red oyu vermesine rağmen oylamalar sonrasında toplantı tutanağında herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığı, davacının oylama öncesindeki beyan ve düşüncelerinin peşin muhalefet niteliğinde olduğu, bu haliyle 3-a maddesinin iptali için yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince 3-a maddesi yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçe yönünden kaldırılmasına, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun gerekçe yönünden HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca KABULÜ ile,
Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih ve 2019/142 Esas
2020/152 Karar sayılı kararın HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
2-Dava şartı yokluğu sebebiyle HMK’nın 115/2. maddesi gereği davanın USULDEN REDDİNE,
3-Alınması gerekli olan 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile artan 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan takdiren 3.400,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgili taraflarına iadesine.
B)1-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Dava reddedildiğinden HMK’nun 332. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinden bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/09/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.