Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/136 E. 2022/165 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI : ….
DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2017
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının icra takibine itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalı yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, bilirkişi raporundaki akdi ve temerrüt faiz oranlarının yerinde olduğu, davacının davalıdan alacaklı olduğu nakit miktarın bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davalının sözleşmede müteselsil kefil olduğu, kefalet sözleşmesinde depo talebine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı, davalı kefilden depo talep edilemeyeceği, kabul edilen alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra takip dosyasında nakit alacağa itirazının 99.240,12 TL asıl alacak, 17.816,53 TL işlemiş faiz, 993,20 TL BSMV ve 354,31 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 118.404,16 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın 20.000,00 TL’sine takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında, geri kalan miktarlara yıllık %27 oranında faiz, faize %5 BSMV işletilmesine, nakit alacaktan fazlaya ilişkin istemin reddine, gayrinakit alacağa yönelik istemin reddine, hükmolunan nakit alacağın %20’si oranında hesaplanan 23.680,83 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, bilirkişinin tarafsızlığını yitirdiğini, bilirkişinin kendileriyle iletişime geçerek veya yerinde inceleme yetkisini kullanarak evrak temin etmek yerine devamlı rapor düzenlemek suretiyle evrak istediğini, bilirkişi raporunu duruşma günü ya da duruşmadan kısa bir süre sonra teslim ederek davanın uzamasına sebebiyet verdiğini, bankanın … Bankasına bildirdiği en yüksek ticari kredi faiz oranının %100 fazlasının uygulanacağını, buna göre akdi faiz oranının %36, temerrüt faiz oranının ise %72 olduğunu, … … uygulanacak faiz oranlarının hatalı tespit edildiğini, belgesi sunulmasına rağmen 1.570,45 TL masrafı dikkate almayan bilirkişinin gerekli belgelerin sunulmadığını ifade ettiğini, müteselsil kefilin kefaletin tüm borcu kapsadığını, gayri nakit riskin depo edilmesinin talep edilebileceğini, davadan sonra teminat mektuplarının nakde çevrildiğini, davalının borçlu şirket yetkilisi olduğunu, kefaletin doğmuş ve doğacak tüm borçları kapsadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden ve kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın kısmen iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarları, Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2016/22177 sayılı takip dosyası, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 15/10/2017. 19/02/2018, 22/05/2018 tarihli ön raporlar, 07/08/2019 tarihli bilirkişi kök raporu, kredi çerçeve sözleşmeleri, … … üyelik sözleşmeleri, ihtarname masraf dekontu, hesap özeti, yeniden vadelendirme taahhüdü dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2016/22177 sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu ve diğer borçlular aleyhine toplam 151.333,81 TL nakit alacağın tahsili, 432.280,00 TL gayri nakit alacağın depo edilmesi talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 16/12/2016 tarihinde icra takibinde yer alan borca itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 20/02/2017 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden ve kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir. Anılan rapor ile takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalıdan alacaklı olduğu miktar tespit edilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı … … … Ltd. Şti. arasında 20/05/2014 tarihli 1.750.000,00 TL limitli, 25/02/2013 tarihli 1.500.000,00 TL limitli, 28/07/2015 tarihli 2.000.000,00 TL limitli kredi çerçeve sözleşmeleri imzalandığı, sözleşmelerde davalının sözleşme limitleri ile aynı limit ile müteselsil kefil olarak imzalarının yer aldığı, sözleşmelerde yer alan kefaletlerin sözleşme tarihlerinde yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı ile dava dışı … … … Ltd. Şti. arasında akdedilen 04/09/2013 tarihli … … üyelik sözleşmesinde davalının 20.000,00 TL limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı, kefaletin anılan tarihte yürürlükte bulunan TBK’nun 583 vd. maddelerinde yer alan şekil koşullarına uygun olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında davacı banka ile dava dışı şirket arasında kredi çerçeve sözleşmeleri, … … üyelik sözleşesi imzalandığı, kredi ve kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından kredi hesabının kat edildiği, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibindeki borcun tamamına itiraz etmesi üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava konusu icra takibi nedeniyle davalının takip tarihi itibarıyla davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacak var ise miktarı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacaklı olduğu miktar tespit edilmiş, bankanın rotatif kredide uyguladığı yıllık akdi faiz oranı %13,50 olup, kredi çerçeve sözleşmesi hükümleri uyarınca bu oranın %100 fazlası hesaplanmak suretiyle %27 oranının temerrüt faiz oranı olduğu, … … üyelik sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunda ise 5464 sayılı Kanun uyarınca uygulanması gereken akdi faiz oranının %24,24, temerrüt faiz oranının ise %30,24 olduğu tespit edilmiştir.
Davacının dava konusu icra takibinde talep ettiği temerrüt faiz oranı banka faiz genelgelerinde yer alan en yüksek faiz oranı esas alınarak hesaplanmıştır. Olması gereken temerrüt faiz oranı ise rotatif kredi borcu yönünden bankanın temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek kredi faiz oranının %100 fazlası şeklinde bulunacak oran, kredi kartı borcu yönünden ise 5464 sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenen orandır.
Rotatif kredi yönünden temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek kredi faiz oranını ispat etme külfeti alacaklı davacı üzerindedir. Davacı banka vekili ise yargılama aşamasında bankanın temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek kredi faiz oranını gösterir herhangi bir bilgi ve belge ibraz etmediği gibi, istinaf aşamasında da sunulan herhangi bir belge bulunmamaktadır. Kaldı ki, davacı vekili istinaf aşamasında da halen bankanın TC. … Bankasına bildirdiği en yüksek cari akdi faiz oranı esas alınarak temerrüt faiz oranının tespit edilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Öte yandan kredi kartı borcuna ilişkin akdi ve temerrüt faizi yönünden ise kredi çerçeve sözleşmesindeki hükümlere gitmek yasal olarak mümkün olmayıp, yasanın belirlediği oranlar uygulanmak zorundadır.
Öte yandan davacı vekili 1.570,45 TL masraf belgesi sunulduğunu belirtmiş ise de, davacı vekili dosya içerisinde 354,31 TL tutarlı noter ihtarlı masraf dekontunu 11/11/2016 tarihinde sunmuştur. Teminat mektubu komisyon tutarları ise masraf niteliğinde değildir.
Davacı yan, dava konusu icra takibinde nakit alacağın yanı sıra teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakit alacağın depo edilmesini talep etmiştir. Davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer aldığı kredi çerçeve sözleşmelerinde kefilin teminat mektubu ve çekten kaynaklanan gayri nakit alacağın depo edilmesinden sorumlu olduğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece davalı kefilin gayri nakit alacaktan sorumlu olmadığı, nakit alacak yönünden davacının kredi çerçeve sözleşmesi kapsamında kullanılan rotatif kredi ilişkisinde uyguladığı yıllık %13,50 akdi faiz oranının üzerinde bir faiz oranı uyguladığını ispatlayamadığı, kredi kartı yönünden ise yasa hükmünün uygulanması gerektiği, alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı hesaplamayı içerdiği, 354,31 TL’lik masraf dekontu ibraz edildiği gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargılama aşamasında mahkemece bilirkişi raporu alınmasına yönelik verilen ara kararda bankacı bilirkişiye banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmiştir. Dosya içerisinde yer alan bilirkişi ön ve kök raporlarından bilirkişi incelemesinin banka kayıtlarında yerinde yapılıp yapılmadığı anlaşılamamakta ise de, davacı vekilinin istinaf itirazı faiz oranlarına, masraf ve gayri nakit alacağa yönelik olduğundan bilirkişi incelemesinin banka kayıtları üzerinde yerinde yapılıp yapılmadığının raporda yer almaması sonuca etkili görülmeyip bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Burada açıklanması gereken bir diğer husus mahkeme karar gerekçesinde davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan 99.240,12 TL asıl alacak, 17.816,53 TL işlemiş faiz, 993,20 TL BSMV ve 354,31 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 118.409,16 TL nakit alacağı bulunduğu, davalının nakit alacak yönünden anılan miktara yönelik itirazının haksız olduğu yazılı ise de, hüküm kısmında davanın kısmen kabulüne denildikten sonra davalının icra takibindeki 99.240,12 TL asıl alacak, 17.816,53 TL işlemiş faiz, 993,20 TL BSMV ve 354,31 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 118.404,16 TL’ye yönelik itirazının iptaline karar verilmiştir. Toplam alacak miktarları yönünden hüküm ile gerekçe arasında çelişki var gibi görünmekte ise de, asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV ve ihtarname gideri kalemlerine ilişkin alacak miktarları tek tek yazılı olup, bu kalemler toplandığında toplam miktar 118.404,16 TL’dir. Bu durumda gerekçede yer alan toplam rakamın maddi hata içerdiği, asıl alacak, işlemiş faiz, BSMV ve ihtarname gideri kalemleri yönünden gerekçe ile hüküm arasında herhangi bir çelişki bulunmadığı anlaşıldığından gerekçe hüküm arasında yer alan toplam alacak miktarı farklılığının maddi hata niteliğinde olduğu kabul edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/02/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.