Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1359 E. 2021/733 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI :…..
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2017
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/06/2021

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ….. asıl borçlu, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları 21.02.2014 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi alacağının, davalı-borçlulara keşide ve 22.12.2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ olunan Akyurt 1. Noterliği’nin 20.12.2016 tarihli ihtarnamesine rağmen ödenmediğini, kredi alacağının tahsili için davalı-borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu … aleyhine ayrıca başlatılan kambiyo senetlerine özgü takibin mükerrer takip olarak kabul edilemeyeceğini, icra takibinde ödeme emrine itiraz eden davalı-borçluların borcun ve fer’ilerinin varlığına itiraz etmediklerinden ortada geçerli bir itirazın da bulunmadığını ileri sürerek davalıların hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının aksine takibe yapılan itirazın geçerli olduğunu, kefalet sözleşmelerinin kefil olan müvekkillerine okutulmadan imzalatıldığını, sözleşmedeki faiz oranlarının fahiş olduğunu, ayrıca davalıların sözleşmede belirtilen limitlerin fazlasından sorumlu tutulmasının da mümkün olmadığını, bütün bankalar gibi davacı banka da bankacılık kanunları gereği her 3 ayda bir borçlu cari hesap {…} kredi ekstresi göndermesi gerektiği halde davacı bankanın kredi dönemi süresince, kullanılan kredi faizini, komisyon, vergiler ve her türlü ödemeyi gösterir … belgesini göndermediklerini, böylece kredinin durumunu takip hakkı ve gerekirse itiraz hakkının kullanılması engellendiğini, bankanın … belgelerini ve diğer ihtarnameleri tebliğ ettiğine dair tebliğ şerhli belgeler ile birlikte ispatlaması gerektiğini, davalılar tarafından ödenen bedellerin, hakkaniyete uygun biçimde ve bankacılık esaslarına göre güncel ve makul faiz oranlarına hesaptan düşülmesi gerektiğini, bunun İçin de davacı bankanın istenilen belgeleri dosyaya sunması gerektiğini, yapılan ödemelerin hiçbir şekilde ana paradan düşülmediğini, tarafın kasıtlı olarak zarara uğratıldığını, davacı yanın, hesap katma ilişkin ihtarnamenin yanında tebliğ şerhini de dosyaya sunması gerektiğini, tebliğ edilmeyen hesap katının hukuki sonuç doğurmayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve 22/04/2019 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre; davacı bankanın dava dışı….. asıl borçlu, davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı 21/02/2014 tarih ve ….. nolu, 150.000,00 TL limitli imzaladığı genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı şirkete kredi kullandırıldığı, davalı kefiller …, … ve …’in kefalet limitinin 172.500,00 TL olduğu, sözleşme limitinin 09/03/2015 tarihinde 222.500,00 TL artırılması üzerine davalı kefillerden …’in aynı tarihte 409.750,00 TL miktarla müteselsil kefil olarak sorumluluk miktarını artırdığı, davalı kefillerden …’in kendisine ait olan Ankara İli……. kendi adına yaptığı ve yapılacak sözleşme taahhütleri ile bilcümle işlem gereği kullanmış ve kullanacak olduğu, her türlü kredi ile gerek kefalet ve garanti sözleşmeleri gerekse keşideci, ciranta ve/veya aval veren sıfatıyla kambiyo senetlerinden doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını da teşkil ettiği hususunun belirtildiği, diğer bir ifade ile ipoteğin ipotek veren kefil …’in kefaletten doğan şahsi sorumluluğunun da teminatını oluşturduğu, davacı banka tarafından keşide edilen hesap kat ihtarlarına ilişkin noter ihtarnamelerinin davalı kefillere usulünce 22/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, verilen sürenin dolmasıyla davalıların 27/12/2016 tarihinden itibaren temerrüde düştükleri, davalı banka tarafından davalı kefil …’e ait taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğe istinaden Akyurt İcra Müdürlüğü’nün…..esas sayılı takip dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı, söz konusu taşınmazın 12/02/2019 tarihinde satışı nedeniyle 74.403,55 TL icra müdürlüğü tarafından tahsilat yapılmış olduğu, ancak davalı kefil …’in kredi teminatı olarak verdiği 500.000,00 TL’lik ipotek kefaletinin de (şahsi sorumluluğunun da) teminatını teşkil ettiğinden İİK’nın 45.maddesi uyarınca davacı bankanın bu kefil yönünden dava konusu takip bakımından takip hakkının bulunmadığı, bu nedenle dava konusu ….. esas sayılı takip bakımından davalı kefil … yönünden açılan davanın reddi gerektiği, diğer davalı kefiller yönünden ise bilirkişiler kurulu tarafından yapılan hesaplamalar doğrultusunda diğer yürütülen takipler nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacı bankanın Akyurt İcra Müdürlüğü’nün……. esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip ve Ankara 23. İcra Müdürlüğü’ nün…… esas sayılı takip dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yaptığı takipler nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; davalı kefiller …’in ve …’in Akyurt İcra Müdrülüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının iptali ile; takibin davalı kefil … yönünden 231.226,06 TL asıl alacak, 1.141,03 TL işlemiş faiz, 57,05 TL BSMV olmak üzere toplam 232.424,14 TL alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa (231.226,06 TL) yıllık %32 temerrüt faizi ve faizin %5’i nispetinde BSMV yürütülmesine, b)Davalı kefil … yönünden 172.500,00 TL kefalet miktarı, 153,33 TL işlemiş faiz, 7,67 TL BSMV olmak üzere toplam 172.661,00 TL alacak üzerinden takibin devamına, takip tarihinden itibaren kefalet miktarı üzerinden (172.500,00 TL) yıllık %32 temerrüt faizi ve faizin %5’i nispetinde BSMV yürütülmesine, c)Davalı kefil … hakkında açılan davanın reddine, fazlaya ilişkin tüm taleplerin reddine, e) Hükmolunan alacağın (232.424,14 TL) %20’si oranında takdir edilen 46.484,83 TL icra inkar tazminatının davalılar … ve …’den (34.398,77 TL’sinden davalı …, 12.085,53 TL’sinden davalı … sorumlu olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine, f)Akyurt İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı takip dosyasında davalı … tarafından ipotek verilen taşınmazın satışından yapılan tahsilatların icra müdürlüğü tarafından infaz aşamasında dikkate alınmasına, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı-borçlu … dava konusu kredi sözleşmesinin kefili olduğu gibi aynı zamanda ipotek borçlusu olduğunu, davalı borçlu aleyhine tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla başlatılan icra takibinde davalının vermiş olduğu ipoteğin 88.100,00 TL ye satılarak müvekkili banka hesabına 74.403,55 TL gönderildiğini, dolayısıyla ipotek teminatının borcu karşılamaya yetmediği gibi taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotek bedelinin çok aşağısında satıldığını, bu nedenle adı geçen davalının kefil sıfatıyla dosya borcundan sorumluluğunun devam ettiğini, ancak ilk derece mahkemesince adı geçen davalı yönünden davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalı-borçlulara karşı başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle diğer davalı -kefiller yönünden davanın kısmen kabulü ile ilamsız icra takibine vaki itirazın kısmen iptaline, aynı zamanda ipotek borçlusu olan davalı kefil … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı bankanın dava dışı ….. asıl borçlu sıfatıyla imzaladığı 21/02/2014 tarih ve 400 nolu, 150.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesini davalı …’in 172.500,00 TL kefalet limitinden sorumlu olmak üzere müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, kefalet sözleşmesinin TBK’nın 583. Maddesindeki nitelikli kefalete ilişkin şekli unsurlarını taşıdığı gibi TBK’nın 584. Maddesi hükmü gereği 21.02.2014 tarihinde davalı-kefilin eşi ….. davalının kefaletine onay verdiği anlaşılmış olmakla davalının kefaletinin geçerli olduğu, davalı kefilin aynı zamanda kendisine ait olan Ankara İli, …… paylı zemin kat 1 nolu meskeninin tamamı üzerinde toplam 500.000,00 TL’lik 1.derecede ipotek tesis ettiği, davacı banka tarafından keşide edilen hesap kat ihtarlarına ilişkin Ankara 1. Noterliği’nin 19.12.2016 tarihli kat ihtarının dava dışı asıl borçlu şirkete 23.12.2016 tarihinde, davalı kefile ise 22.12.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup dava dışı asıl borçlu şirket tarafından kredi borcu ödenmediğine göre TBK’nın 586/1. Maddesindeki kefile başvuru koşulunun gerçekleştiği, davalı kefilin kat ihtarnamesinde verilen 3 günlük atıfet süresinin dolduğu 26.12.2016 tarihi itibarıyla temerrüde düştüğü, davalı kefil aleyhine tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla 28.12.2016 tarihinde Akyurt İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı ilamsız icra takibi, yine aynı tarihte tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla Akyurt İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılmış olup, davalı-kefilin ilamsız icra takibine süresinde vermiş olduğu ödeme emrine itiraz dilekçesinde aynı kredi alacağı için hakkında Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı icra takip dosyası ile mükerrer icra takibi başlatıldığını ileri sürerek takibe itiraz etmesi üzerine işbu takibin durduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, kefil ve aynı zamanda ipotek borçlusu olan … aleyhine dava konusu ilamsız icra takibi başlatılıp başlatılamayacağı, davalının -kefil sıfatıyla dava konusu ilamsız icra takip dosyasında talep olunan kredi alacağından sorumlu tutulup tutulamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
İİK.nun 45.maddesi hükmüne göre rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir. İİK’nun 45. maddesine göre, alacak ipotek ile teminat altına alınmış ise alacaklı öncelikle ipoteğe müracaat etmeli, buradan alacağını tahsil edemez veya ipoteğin teminat altına aldığı miktarı aşan bir kısım olursa bu miktar için ilamsız icra takibi yapmalıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirilecek olduğunda; davalı ipotek borçlusu … yönünden dosya kapsamındaki ipotek resmi senet örneğine göre ipotek meblağı 500.000 TL olup ipotek resmi senedinin “…’in T.C. … … AŞ ile kendi adına yaptığı ve yapılacak sözleşme taahhütleri ile bilcümle işlem gereği kullanmış ve kullanacak olduğu, her türlü kredi ile gerek kefalet ve garanti sözleşmeleri gerekse keşideci, ciranta ve/veya aval veren sıfatıyla kambiyo senetlerinden doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını da teşkil ettiği” belirtilmiş olmakla ipoteğin ipotek veren kefil …’in kefaletten doğan şahsi sorumluluğunu da teminat altına almaktadır. Gerek dava konusu ilamsız icra takip dosyasında gerekse ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile adı geçen davalı hakkında tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla aynı tarihte,-28.12.2016 tarihinde- başlatılan iki ayrı icra takibinde 231.226,06 TL asıl alacak, 1.225,18 TL BSMV ve 14.608,81 TL (yıllık %32 temerrüt faizi oranı üzerinden) asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %32 temerrüt faizi oranı ve faizin %5 BSMV si ile birlikte ilamsız icra takibinde davalıdan kefalet limiti 172.500,00 TL ile sınırlı olarak tahsili talep edilmiştir. Davalı hakkında ipotek borçlusu sıfatıyla yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde ipotek resmi senedinde belirtilen ipotek bedeli 500.000,00 TL nin çok altında altında 18.07.2018 tarihinde taşınmaz 88.100,00 TL ‘ye satılmış, davacı bankaya satış sonrası harç ve masraflar düşüldükten sonra 74.403,55 TL ödenmiştir. Şu halde davacı banka tarafından işbu dava konusu ilamsız icra takibinin başlatıldığı tarih itibarıyla aynı tarihte başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibine dayanak ipotek meblağı olan 500.000,00 TL dava konusu ilamsız icra takibindeki kredi borcu miktarı üzerinde olduğuna, eş deyişle takip borcunu karşılayacak miktarda olduğuna göre öncelikle davalı borçluya karşı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılıp taşınmaz satıldıktan sonra elde edilen alacağın kredi borcunun altında kalması halinde davalı borçluya karşı ilamsız icra takibi başlatılması mümkün olacaktır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesinde ve işbu itirazın iptali davası açıldıktan sonra davalıya karşı başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla tahsil edilen alacağın icra müdürlüğünce infazda değerlendirilmesine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinafa başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,9 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/06/2021

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.