Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1311 E. 2022/1187 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1311 Esas 2022/1187 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1311
KARAR NO : 2022/1187

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2020/13 Esas 2020/399 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2022
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan sermaye artırım kararının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı bulunduğunu, müvekkiline dava konusu genel kurul tarihinden önce sadece YMM raporlarının tebliğ edildiğine, güncel hesapların belirsiz olduğunu, güncel bilançonun kullanılmadığını, müvekkilinin davalı şirketin işleyişi, borçluluk durumu, yatırımları gibi durumlar hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığını, davalının sermaye artırımına ihtiyacının olmadığını, müvekkilinin hisse oranının düşürülmesi için sermayenin artırıldığını, mali tabloların gerçeği yansıtmadığını belirterek 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesi ile alınan kararın iptaline, olağanüstü genel kurul kararına istinaden alınan 10/12/2019 tarih ve 300 numaralı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sermaye artırımı halinde yeni çıkarılan paylar üzerinde her pay sahibinin mevcut payları oranına göre pay alma hakkı bulunduğunu, davanın kötü niyetle ikame edildiğini, olağanüstü genel kurul kararının iptali koşullarının oluşmadığını, 10/12/2019 tarih ve 300 numaralı yönetim kurulu kararının batıl olması için gerekli koşulların bulunmadığını, YMM raporlarına yönelik itirazların gerçeği yansıtmadığını, davacıya bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırıldığını, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin kararın Kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, çağrı usulü ve genel kurul toplantısına ilişkin hükümler bakımından kanuna ve ana sözleşmeye aykırı bir durum bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısının 3. gündem maddesi oylamasında red oyunu kullanmış olduğu anlaşılmış ise de, 3. gündem maddesine yönelik maddenin görüşülmesi ve oylanması sırasında muhalefetinin bulunmadığı, davacının 3. gündem maddesinin görüşülmesine geçilmeden önce, 2. gündem maddesinde muhalefet şerhini tutanağı geçirdiği, TTK’nun 446/1. maddesinde ön görülen alınan karara yönelik muhalefetin tutanağa geçirilmesine ilişkin yasal koşulun gerçekleşmediği, yapılan peşin muhalefetin iptal davası açılmasına imkan vermeyeceği, şirket ana sözleşmesinin 13/d maddesi atfı ile TTK’nun 421. maddesi kapsamında dava konusu edilen kararın toplantı ve karar nisaplarına uygun olarak alındığı, TTK’nun 447. maddesinde ön görülen butlan sebeplerinin gerçekleşmediği, davalı şirketin 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında sermaye artırımına ilişkin 3. gündem maddesi ile alınan karara yönelik butlan ve iptal koşulları gerçekleşmediğinden bu karara istinaden şirket yönetim kurulu tarafından alınan ve dava konusu edilen 10/12/2019 tarihli 2019/300 sayılı rüçhan haklarının kullanılmasına ilişkin esaslarının belirlenmesine dair oy birliği ile alınmış olan kararda da butlan ve iptal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının sermaye artırımını gerçekleştirmesi halinde maddi durumu elverişsiz olan müvekkilinin bu sermaye artırımına katılamayacağını, azınlık haklarının olumsuz etkileneceğini, diğer ortakların müvekkilinin ortaklık haklarını etkisizleştirmek istediğini, sermaye artırımı için gerekli bir sebep bulunmadığını, sermaye artırımının objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, oylamada hangi ortağın hangi yönde oy kullandığının ve hatta oy kullanıp kullanmadığının belirsiz olduğunu, tutanağın yasal düzenlemedeki yazılı koşulları taşımadığını, alınan kararın geçersiz bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu toplantıda sermaye artırımına ilişkin alınan karara Bakanlık temsilcisinin talimat ve yönlendirmesi ile usulüne uygun şekilde muhalefet şerhi sunduğunu ve ret oyu kullandığını, Bakanlık temsilcisinin talimatı olmaksızın hareket edemeyeceğinin göz ardı edildiğini, muhalefet şerhini usulüne uygun olarak tutanağa geçirmek veya tutanağa eklemenin toplantı başkanı ve Bakanlık temsilcisinin sorumluluğunda bulunduğunu, şekli bir bakış açısı ile müvekkilinin hak arama hürriyetinin engellendiğini, bilirkişi raporunda da davalı şirketin sermaye artırımının gerçekçi ve somut bir gerekçeye dayanmadığının açıklandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davalı şirketin 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan sermaye artırım kararının iptali ile bu karara istinaden alınan 10/12/2019 tarih ve 300 numaralı yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava konusu 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı, 10/12/2019 tarih ve 2019/300 Karar sayılı yönetim kurulu kararı, davalı şirket pay defteri, bilanço, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantı ilanı, hazirun cetveli, ana sözleşmesi, ticaret sicil kayıtları, davalı tarafından davacı ve diğer iki ortağa rüçhan haklarının kullanılmasına ilişkin gönderilen ihbarname sureti, yargılama aşamasında hesap, mali müşavir ve inşaat mühendisi bilirkişi heyetinden alınan 14/08/2020 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı vekilinin istinaf talebinde yer alan ihtiyati tedbir talebi Dairemizin 09/12/2020 tarih 2020/1311 Esas sayılı ara kararı ile reddedilmiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporunda; davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, muhalefet şerhinin toplantı başlamadan önce verildiği, dava şartının gerçekleşmediği, aksi kanaat halinde alınan sermaye artırım kararının gerçekçi ve somut bir gerekçeye dayanmadığından davacının kararın iptali talebinin yerinde olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davalı şirkette davacının 1.226.154.303 adet hissesi bulunmakta iken, dava dışı …’un 6.866.464.099, dava dışı … A.Ş.’nin 4.168.924.631 adet hissesi bulunduğu, tüm ortakların dava konusu 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında vekaleten temsil edildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Dava konusu 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 2. maddesinde toplantı sonunda tutanağın imzalanması konusunda toplantı başkanlığına yetki verilmesine karar verildiği, davacı … vekilinin gündem maddelerine geçilmeden önce olağanüstü genel kurula itiraz, muhalefet şerhi verildiği ve genel kurul toplantı tutanağına geçirilmesini istediği belirtilerek buna göre davacı vekilinin muhalefet şerhinin tutanağa yazıldığı, sonrasında gündemin 3. maddesi ile yapılacak sermaye artırımının ve şirket esas sözleşmesinin şirket sermayesini düzenleyen 6. maddesinin artırılacak sermayeye istinaden ekte yer alan tadilinin görüşülmesi ve onaylanmasının belirtildiği, yapılan görüşme sonucunda şirket ana sözleşmesinin sermaye başlıklı 6. maddesinin tadil edilmesine, 11.035.388.730 adet payın (%90) olumlu oyu, 1.226.154.300 adet payın (%10) olumsuz oyu ile oy çokluğuyla karar verildiği tutanağa geçirilmiştir.
Dava konusu davalı şirketin 10/12/2019 tarih ve 2019/300 karar sayılı yönetim kurulu kararının yeni pay alma (rüçhan) haklarının kullanılması esaslarının belirlenmesi konulu karara ilişkin bulunduğu görülmüştür.
Davacı yan, davalı şirketin 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesi ile alınan sermaye artırım kararının iptali gerektiğini, anılan karara istinaden davalı şirketin 10/12/2019 tarih ve 2019/300 karar sayılı yönetim kurulu kararının geçersiz olduğunu iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında alınan karara yönelik butlan koşullarının gerçekleşmediği, peşin muhalefetin iptal davası açılmasına imkan vermeyeceği, dava konusu yönetim kurulu kararında da iptal ve butlan koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacının davalı şirketin %10 hissesine sahip ortağı olduğu, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısına katıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. Maddesi ile alınan sermaye artırım kararında ve yönetim kurulu kararında butlan koşullarının oluşup oluşmadığı, iptal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesi ile alınan kararda 11.035.388.730 adet payın (%90) olumlu oyu, 1.226.154.300 adet payın (%10) olumsuz oyu ile oy çokluğuyla karar verildiği belirtilmiştir. Davacının toplantıya katılmakla birlikte ret oyu verdiğine ilişkin bir kayıt tutanak da yer almıyor ise de, sermayenin %10’una sahip 1.226.154.300 adet payın olumsuz oy kullandığı açıkça belirtilmiştir. Hazirun cetveli incelendiğinde davacının payının 1.226.154.300 adet olduğu, kalan sermayenin ise diğer iki ortağa ait bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda toplantıya katılan davacının pay adedi karşısında dava konusu karara olumsuz oy kullandığı ortadadır.
Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu gündemin 3. maddesi ile alınan kararın görüşülmesine geçilmeden önce toplantıya katılan davacı vekili yapılan olağanüstü genel kurula itiraz ve muhalefet şerhini vererek muhalefet şerhinin genel kurul toplantı tutanağına geçirilmesini istemiş ve muhalefet tutanağa geçirilmiştir. Davacı vekilinin muhalefetinin tutanağa geçirilmesinden sonra dava konusu gündemin 3. maddesi görüşülerek sermaye artırımına ilişkin oy çokluğu ile karar verilmiştir.
TTK’nun 445. maddesi ” (1)446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” Anılan yasanın 446. maddesi “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b)Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c)Yönetim kurulu, d)Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.”, 447. maddesi ise “(1) Genel kurulun, özellikle; a)Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b)Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c)Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,kararları batıldır.”, 418. maddesi “(1)Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz. (2)Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.” hükümlerini içermektedir.
Dosya içerisinde yer alan ticaret sicil kayıtlarına göre davacı, davalı şirketin %10 oranında hissesine sahip ortağı olduğundan dava açma hak ve yetkisine sahiptir. Dava konusu olağanüstü genel kurul toplantı tarihi 10/12/2019 olup, işbu dava TTK’nun 445. maddesi uyarınca 3 aylık hak düşürücü süre içesinde 07/01/2020 tarihinde açılmıştır. Davalı şirketin merkezi ve ticaret sicilinde kayıtlı olduğu yerin Ankara olması nedeniyle ilk derece mahkemesi işbu davaya bakmak yönünden görevli ve yetkilidir.
Dava konusu toplantı tutanağının içeriğine göre alınan kararlar yönünden yapılan incelemeye gelindiğinde, davalı şirketin toplam hisse miktarının 12.261.543.033 olduğu, toplantıda tüm payların temsil edildiği, TTK’nun 418. maddesine göre genel kurulların, bu kanunda veya esas sözleşmede aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan haller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanmasının gerekmesi karşısında toplantı nisabı sağlandığından, nisap yönünden ana sözleşmeye ve yasaya bir aykırılık tespit edilememiştir. Toplantıda alınan sermaye artırım kararı yönünden olması gereken karar nisabı ise toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu yani yarıdan fazlasıyla verilmesi gerektiğinden karar nisabı 12.261.543.033/2=6.130.771.517 olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu sermaye artırım kararı 11.035.388.730 adet payın olumlu oyu ile alındığından karar nisabında da ana sözleşmeye ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesi ile alınan kararda kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık bulunmadığı gibi, yokluk ve butlan müeyyidesine tabi olması da söz konusu olmadığından iptalinin istenebilmesi için muhalefet şerhinin usulüne uygun olarak tutanağa geçirilmesi zorunludur.

Dava konusu 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesinin görüşülmesine geçilmeden önce, davacı vekilinin olağanüstü genel kurula itiraz ve muhalefet şerhi vererek muhalefet şerhini tutanağa geçirttiği, daha sonra gündemin 3. maddesi görüşülüp maddeye ilişkin yapılan oylamada olumsuz oy kullandığı anlaşılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nun 446. maddesi gereğince toplantıya katılan ortağın karara red oyu kullanarak söz konusu karara muhalif kalması ve bu hususun ayrıca zapta geçirilmesi gerektiğinden, oylama öncesi yapılan görüşmeler esnasında muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi, daha sonra alınan karara karşı red oyu kullanmasının alınan karara muhalefet ettiği anlamını taşımayacaktır. Açıklanan şekilde muhalefet peşin muhalefet niteliğindedir.
İptal davası açan ortağın oylama sonrası red oyu ve ayrıca toplantı tutanağına muhalefet şerhini de yazdırması gerekmektedir. Dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında yer alan davacı muhalefeti ise dava konusu madde yönünden peşin muhalefet niteliğinde olup, iptal davasında muhalefete ilişkin yasal koşul gerçekleşmemiştir (Yargıtay 11 HD’nin 08/12/2015 tarih 2014/18887 E. 2015/13122 K., yine aynı Dairenin 02/06/2014 tarih 2014/3504 E. 2014/10251 K.sayılı kararları emsal niteliktedir).
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince 10/12/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündemin 3. Maddesi ile alınan kararda butlan koşullarının gerçekleşmediği, muhalefet şerhine ilişkin iptal davası yasal koşulun oluşmadığı, sermaye artırım kararına ilişkin olarak şirket yönetim kurulu tarafından alınan dava konusu 10/12/2019 tarih ve 2019/300 sayılı kararda da iptal ve butlan koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/10/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.