Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1310 E. 2021/597 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
..
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2020
NUMARASI :…
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/06/2019
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/05/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takiplerine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalı davaya süresinde cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalının davacı bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak 80.000,00 TL bedelli rehin bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan 59.652,73 TL alacağı olduğu, İİK’nun 45. Maddesi uyarınca davacının yalnızca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, davacının ise aynı tarihte rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin yanı sıra dava konusu ilamsız icra takibini başlattığı, yargılama aşamasında rehnin satılmasıyla borcun ödendiği, davacının dava konusu takibi yapmakta haksız olduğu, icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsili talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; başlatılan icra takiplerinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapıldığını, mahkemece belgeler toplanmadan itiraza uğrayan bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verildiğini, rehin paraya çevrildikten sonra gelen tutar ile borcun kapanmadığını, borçlunun bankaya ödeme yaptığını, faiz indirimi yapılarak borcun kapatıldığını, davanın borçlunun borcu kabulü ile konusuz kaldığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını, borçlunun ödeme yaparak borcunu açıkça kabul ettiğini, itirazından vazgeçmiş sayılacağını, davalının dava açılmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili lehine yargılama giderleri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, Ankara 25. İcra Müdürlüğünün…. sayılı takip dosyaları, yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 06/01/2020 tarihli bilirkişi raporu, taşıt rehni sözleşmesi, rehin ihale belgeleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 25. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 32.670,46 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 13/05/2019 tarihinde icra takibinde yer alan borca ve ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 10/06/2019 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Ankara 25. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 19.871,71 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 13/05/2019 tarihinde icra takibinde yer alan borca ve ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 10/06/2019 tarihinde açıldığı görülmüştür.
Ankara 25. İcra Müdürlüğünün…. sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 13.726,67 TL alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 13/05/2019 tarihinde icra takibinde yer alan borca ve ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 10/06/2019 tarihinde açıldığı görülmüştür.
İcra takiplerine dayanak 02/03/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinin davacı banka ile davalı arasında 60.000,00 TL limitle akdedildiği görülmüştür.
Davalı adına kayıtlı traktör üzerinde, davalının davacı bankaya olan borçlarını teminat altına almak üzere 80.000,00 TL limitli taşıt rehni sözleşmesi imzalanmıştır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın dava konusu 3 takip dosyası nedeniyle toplam 59.722,54 TL alacaklı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takiplerine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı banka ile davalı arasında 02/03/2015 tarihli 60.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından kredi hesabının kat edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalıdan dava konusu icra takiplerine dayanak genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı, alacağın rehin ile teminat altına alınıp alınmadığı, rehin ile teminat altına alınmış ise davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmasının İİK’nun 45.maddesine aykırı olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı vekilinin istinaf itirazı, lehine yargılama gideri, vekalet ücreti, icra inkar tazminatı hükmedilmesine yöneliktir.
Davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık durumu tespit edilerek yargılama giderlerinin taraflardan hangisinin üzerinde bırakılacağı, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceğinin tespiti gerekir.
İİK’nun 45/1. maddesi “Rehinle temin edilmiş olan bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” hükmünü içermektedir.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere davacı bankanın rehinle temin edilmiş olan alacağını sadece rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaparak tahsilini talep edebilecektir. Bir başka anlatımla alacak rehinle temin edilmiş ise, davacı banka davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapamaz.
Somut olayda yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile takip tarihi itibarıyla davacı bankanın davalıdan 59.722,54 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davacı banka lehine davalının borçlarını teminat altına almak üzere tesis edilen taşıt rehni limiti ise 80.000,00 TL’dir. Yani davacının rehin miktarını aşacak şekilde davalıdan herhangi bir alacağı bulunmamaktadır.
Öte yandan yargılama aşamasında davacı banka davalıdan borcun tahsil edildiğini bildirmiştir. Rehin ile teminat altına alınan alacağın borçlu tarafından yargılama aşamasında ödenmesi alacağını yalnızca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla talep edebilecek olan davacı bankanın başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin yapılmasını yasal olarak mümkün hale getirmeyeceği gibi, davalı borçlunun dava konusu icra takiplerinde açıkça borca itirazdan vazgeçmeye ilişkin herhangi bir beyanı da bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca davacı bankanın alacağının rehin ile teminat altına alındığı, rehin miktarını aşacak şekilde herhangi bir alacağının bulunmadığı, takip tarihi itibarıyla davacının sadece rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılamayacağı, takip koşullarının oluşmadığı, davacının açılan işbu itirazın iptali davasında haksız olduğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmemesi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 22/04/2021

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.