Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1304 E. 2021/322 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : ….
KARAR NO : ….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ … BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2020
NUMARASI : …..
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 15/05/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2021

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı hak düşürücü süre nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve çocukları tarafından …… hakkında Kazan Asliye Hukuk Mahkemesinde …..sayılı tazminat davası açıldığını, dava görülmekte iken tasfiyeye devam edildiğini ve tasfiyenin tamamlandığını, anılan mahkemece şirket ihyası davası açmak üzere davacıya yetki verildiğini iddia ederek şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kanunda öngörülen süre içerisinde davayı açmadığını, bu nedenle öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, bununla birlikte ticaret sicilden terkini sağlanan bir şirket hakkında ihya davası ikame edebilmek için davacının ihya davası açmaktaki gerekçesini bildirmesinin zorunlu olduğunu, ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerinin usulüne uygun bir şekilde yapıldığını, şirketin herhangi bir malvarlığı bulunmadığını belirterek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde; ihyası istenen şirketin 6102 sayılı kanun hükümlerince 02.07.2012 tarih….sayılı genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, bu durumun 10.07.2012 tarih …..sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan olduğunu, şirketin 10.07.2012 tarih….. sayı, 17.07.2012 tarih…… TTSG’de tasfiyeden dolayı alacaklılara çağrı ilanını yapıldığını, yasal sürenin dolmasına müteakip 08.07.2013 tairih……sayılı genel kurul kararı ile tasfiye kapanışı gerçekleştiğini, keyfiyetin 30.07.2013 tarih ….. sayılı TTSG’de yayınlandığını, terkin işleminin usulüne uygun şekilde yapıldığını, şirketin borç, alacak ve davalarının kurum tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını bildirerek yasal hasım olduklarından vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalarını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ihyası istenen şirketin ……sayılı kanun hükümlerince 02.07.2012 tarih …. sayılı genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, bu durumun 10.07.2012 tarih… sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan olduğu, şirketin 10.07.2012 tarih… sayı, 17.07.2012 tarih … sayı ve 24.07.2012 tarih … sayılı TTSG’de tasfiyeden dolayı alacaklılara çağrı ilanını yapıldığı, yasal sürenin dolmasına müteakip 08.07.2013 tairih …. sayılı genel kurul kararı ile tasfiye kapanışı gerçekleştiği, keyfiyetin 30.07.2013 tarih ….. sayılı TTSG’de yayınlandığı, terkin işleminin usulüne uygun şekilde yapıldığınının bildirildiği, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunsa da, TTK’nın Geçici 7/15. maddesi uyarınca ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği düzenlenmiş olduğu, şirketin terkin edildiği 30.07.2013 tarihinden davanın açıldığı 15.05.2019 tarihine kadar 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçeleriyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihyası istenilen şirket hakkında açılmış ve derdest bir dava var iken tasfiye kapanışı yapılışının hukuka aykırı olduğundan 6102 sayılı kanunun geçici 7.maddesindeki hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanamayacağını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nun 547/2 maddesi uyarınca …. ek tasfiyesi için ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevaptan, ihyası istenen şirketin 6102 sayılı kanun hükümlerince 02.07.2012 tarih …. sayılı genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, bu durumun 10.07.2012 tarih… sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan olduğu, şirketin 10.07.2012 tarih… sayı, 17.07.2012 tarih … sayı ve 24.07.2012 tarih … sayılı TTSG’de tasfiyeden dolayı alacaklılara çağrı ilanını yapıldığı, yasal sürenin dolmasına müteakip 08.07.2013 tairih …. sayılı genel kurul kararı ile tasfiye kapanışı gerçekleştiği, keyfiyetin 30.07.2013 tarih…. sayılı TTSG’de yayınlandığı anlaşılmıştır.
Kazan Asliye Hukuk Mahkemesinin….sayılı dosyasının incelenmesinde, dosyamız davacısı … tarafından ihyası istenilen ……ı 23/06/2008 tarihinde maddi manevi tazminat davası açıldığı, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 21/04/2010 tarih….. sayılı kararıyla bozulmasına üzerine Kazan Asliye Hukuk Mahkemesinin….. sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği, mahkemece 23/02/2019 tarihinde davacıya dava dışı….. ihyası için dava açılmak üzere süre verilmesi nedeniyle işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Nitekim 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 547.maddesinde “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda dava dışı şirket 02/07/2012 tarihinde tasfiye kararı almış, davalı … tasfiye memuru olarak atanmış ve şirketin 30/07/2013 tarihi itibariyle tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de, davacı tarafından ihyası istenen şirket hakkında alacak istemine ilişkin olarak Kazan Asliye Hukuk Mahkemesinin ….ı dosyasında dava açıldığı, dosyanın derdest olduğu anlaşıldığından, davacının Kazan Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı derdest davada taraf teşkilinin sağlanması açısından şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olup, şirketin ihyasına karar verilmesi gereklidir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken somut olayda uygulama yeri bulunmayan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun Geçici 7/15. maddesi gereğince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, TTK’nın 547/(2). maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanması gerekli olduğundan şirketin son tasfiye memuru olan davalı …. tasfiye memuru olarak atanmış, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğundan tasfiye süreci sona ermeden tasfiye toplantısı yaparak şirketin sicilden terkinini sağlayan tasfiye memurunun açılan dosyada yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, ihyasına karar verilen şirketin son tasfiye memuru olduğu anlaşılan davalı ….. tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2020 tarih ve ….sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1- Davanın KABULÜNE,
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün ….. sicil sırasında kayıtlı ….. Kazan Asliye Hukuk Mahkemesinin …. sayılı dosyasında yürütülen yargılama ile sınırlı olmak üzere TTK’nın 547.maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri sonuçlanıncaya kadar İHYASINA,
2-İhyasına karar verilen şirkete TTK’nın 547/(2). maddesi uyarınca tasfiye memuru olarak….
3-Kararın kesinleşmesini müteakip Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil ve ilanına,
4-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davalı …. alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacının yaptığı 54,40 TL peşin harç ile 135,30 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 189,70 TL yargılama giderinin davalı …. alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … . alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcı ile 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 19,00 TL’ posta giderinin davalı … alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/03/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.