Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1276 E. 2021/607 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI : …
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 01/09/2018
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin asıl iştigal konusunun Ankara’da … marka araçların satış sonrası hizmetleri, yedek parça satışı ve kaporta, boya, onarım hizmetleri, 2. el araç satışı yetkili servis olarak hizmet verdiğini, son 4-5 yıl öncesine kadar inşaat işlerinde taahhüt ve müteahhitlik işlerini de yaptığını, müvekkilinin bu şirketin % 25 oranında pay sahibi, kurucu ortağı ve halen iş bölümü bakımından şirketin faaliyet konusu araç bakım onarım servisindeki çalışmalarına devam ettiğini, müvekkilin hissedarı olduğu davalı şirketin 2017 yılı Genel Kurul Toplantısının 03.06.2018 tarihinde şirket merkezinde yapıldığını, müvekkilinin Genel Kurul Toplantısına bizzat katılarak alınan kararlara karşı muhalefet şerhi koyduğunu, davalı şirketin 2017 yılı Genel Kurul Toplantısında alınan kararların usul ve yasaya, dürüstlük kurallarına aykırı olması nedeniyle Genel Kurulda alınan kararların iptalini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şirketin ortağı olmakla birlikte aynı zamanda müdürü olduğunu, aralarında uzun zamandır husumet olduğunu, şirket yönetim kurulunda alınan tüm kararlara itiraz ettiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin olağan genel kuulunda alınan kararların usulüne uygun olarak alındığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava konusu olayda, davalı şirkete ait cari oran, likidite oranı ve nakit oranlarının referans değer olarak genel kabul görmüş oranların oldukça altında olduğu, işletmenin borçlarını ödemesinde likidite sorunu yaşayabileceği, şirketin, mevcut bulunan sermayesi ile karşılaştırıldığında yüksek oranda mali (banka kredisi) ve ticari borcunun (Satıcılar) bulunduğu, karın dağıtılmamasına ilişkin Yargıtay kararları ile oluşmuş bulunan şartların mevcut olmadığı, dolayısıyla karın dağıtılmamasına ilişkin kararın iptalini gerektirici bir sebep bulunmadığı gerekçesiyle 03.06.2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan dönem karının dağıtılmayarak şirket özkaynaklarında bırakılması yönündeki (e) bendindeki kararın iptali şartları oluşmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kural olarak kar payının dağıtılması gerektiğini, şirketin likitide sıkıntısı bulunmadığını, kar payının sermayeye eklenmesinin hiçbir objektif gerekçesi bulunmadığını, müvekkilinin şirketin 2017 yılı defter ve kayıtlarını inceleme fırsatı olmadan genel kurul yapıldığını, davacı tanıklarının bu iddiayı doğruladığını, bilirkişinin dosyada davacının şirket kayıtlarını incelemek üzere istediğine dair bir delil bulunmadığını beyan ettiğini, hükme esas alınan raporun denetime elverişli olmadığını, husumet konularının detaylı incelenmediğini, konunun niteliği gereği tek bir bilirkişiden rapor alınarak uyuşmazlığın aydınlatılmasının mümkün olmadığını, muhasebe konusunda uzman bilirkişi yanında şirketler hukuku konusunda uzman bilirkişinin de seçilerek rapor alınması gerektiğini, bilançoların detaylı incelenmediğini, bilançonun gerçeği ne kadar yansıttığının tespit edilmediğini, finansal tablolar ile kayıtların uyuştuğu şeklinde soyut tespitte bulunulduğunu, bilirkişi raporuna itirazlar değerlendirilmeden, ek rapor alınmadan tek bir bilirkişinin hazırladığı rapor hükme esas alınarak karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı limited şirket genel kurulunda alınan kararların iptali isteminden ibarettir
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Yargılama aşamasında mali müşavir bilirkişiden alınan 11/07/2019 tarihli bilirkişi raporu, dava konusu 03/06/2018 tarihli davalı şirket genel kurul toplantı tutanağı, davalı şirket ticaret sicil kaydı, dava konusu genel kurulda alınan kararların ilan edilmediğine ilişkin .. .. Müdürlüğü yazı cevabı, davalı şirket müdürler kurulu kararı, dava konusu genel kurul çağrısının ortaklara tebliğine dair tebliğ listesi, davalı şirket defterlerinin davacıya teslimi ve iade alınmasına ilişkin tutanak suretleri, davalı şirket ortaklar kurulu kararı, şirketin defter ve kurumlar vergisi beyannameleri dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, davalı şirketin bilançosu, ayrıntılı gelir tablosu, kurumlar vergi beyannamesi, ayrıntılı mizan, ticari defter ve kayıtlarının birbiriyle uyumlu olduğu, dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptal şartlarının oluşmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Davacı yan davalı şirketin 03/06/2018 tarihli genel kurul toplantısında gündemin b bendi ile faaliyet raporunun okunması, c bendi ile finansal tabloların okunması, d bendi ile yönetim kurulunun ibra edilmesi, e bendi ile karın sermayeye ilave edilmesi, dağıtılmaması yönünde alınan kararların yasaya aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda genel kurul toplantısında alınan kararların iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davalı şirketin 03/06/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacının davalı şirketin 03/06/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında gündemin c ve e bendi ile alınan kararlara muhalefet ettiği, muhalefet şerhinin genel kurul toplantı tutanağına geçirildiği, b ve d bendi ile alınan kararlara yönelik muhalefetinin ise bulunmadığı, işbu davanın TTK’nun 445. maddesi hükmü uyarınca 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı vekilinin istinaf itirazı gündemin b bendi ile alınan faaliyet raporunun okunması, c bendi ile finansal tabloların okunması ve e bendi ile karın sermayeye ilave edilmesi, dağıtılmaması yönünde alınan kararlara yöneliktir.
Gündemin b bendi uyarınca alınan karara karşı davacının herhangi bir muhalefeti tutanakta yer almamaktadır. Öte yandan gündemin b bendi ile şirketin 2017 yılı faaliyet raporu okunmuş olup, anılan bent uyarınca alınan herhangi bir kararda bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu genel kurulun b bendinin iptali koşulları oluşmamıştır. Öte yandan gündemin c bendi ile şirketin 2017 yılı finansal tabloları okunmuştur. Dosya içerisinde yer alan, davacının imzasını inkar etmediği 06/02/2018 tarihli tutanaktan davalı şirkete ait belge ve defterler davacıya incelenmek üzere teslim edildiği, dava konusu genel kurul tarihinden sonra 21/06/2018 tarihinde davacıya teslim edilen davalı şirketin 2012-2016 yıllarına ait yevmiye defterleri ile kurumlar vergisi beyannamesi, gelir tablosu özetine ait belgelerin davacı tarafından davalı şirket müdürüne iade edildiği anlaşılmıştır. Öte yandan dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden davacının davalı şirketin ortağı ve müdürü olduğu görülmüştür. Davacının şirkete ait 2017 yılı defter ve belgelerini incelemek isteyip incelemesinin engellendiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge de dosyaya sunulmamıştır. Bu durumda dava konusu genel kurulda gündemin c bendi ile alınan karara ilişkin iptal koşullarının oluşmadığının kabulü gerekir.
Dava konusu genel kurulda gündemin e bendi ile karın sermayeye ilave edilmesi, dağıtılmaması yönünde karar alınmıştır. Sermaye şirketlerinde şirket ortaklığının amacı şirketin sağlayacağı kardan yararlanmaktır. Genel kurul bilançoya göre ortaya çıkan kazancı keyfi olarak dağıtmaktan kaçınamaz. Genel kurulun kar dağıtmamaya yönelik kararının iptal edilebilmesi için karın uzun süredir dağıtılmıyor olması ve gerekçesiz şekilde ortağın kardan mahrum edilmesi amacıyla dağıtılmaması gerekmektedir. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davalı şirkete ait cari oran, likitide oranı ve nakit oranlarının referans değer olarak genel kabul görmüş oranların altında olduğu, işletmenin borçlarını ödemesinde likitide sorunu yaşayabileceği tespit edilmiştir. Bu durumda karın dağıtılmamasına, sermayeye ilave edilmesine ilişkin kararın iptal koşulları oluşmamıştır.
Hal böyle olunca mahkemece davalı şirketin dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini gerektirir koşulların oluşmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/04/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.