Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1272 E. 2022/957 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1272 Esas 2022/957 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1272
KARAR NO : 2022/957

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI : 2015/803 Esas 2020/270 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/11/2015
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2022

Taraflar arasındaki anonim şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekilleri tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ortağı olan müvekkili şirketin davalı şirket yönetimine noterden gönderdikleri ihtarname ile talep edilmesi üzerine davalı şirketin 01/09/2015 tarihinde olağanüstü genel kurulunun yapıldığını, toplantı sırasında davalı şirket yönetiminin toplantı gündemine ilişkin bilgileri 01/09/2015 tarihli 63 sayılı yazı ile müvekkili şirket yetkilisine verdiğini, genel kurulda sunulan faaliyet raporuna göre şirketin yedi ayda 236.453,63 TL zarar ettiğinin açıklandığını, şirketin 2015 yılında da önceki yıllarda olduğu gibi gayrifaal olduğunu, buna rağmen yönetim kurulunun üç üyesine toplam olarak ayda net 6.500 TL ödeme yapıldığını, şirketi kontrol altında tutan … ailesinin genel kurul kararı dışında aile fertlerine hizmet akdi ile çalışan gibi yüksek ücret verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, ücret ödenen yönetim kurulu üyelerinden birinin İstanbul’da ikamet ettiğini, diğerinin ise yine bu ailenin kontrolünde olan başka bir şirketin genel müdürü olduğunu, ücret ödenen diğer bir görevlinin ise bu şirkette sekreter olarak çalıştığını, yapılan giderlerin şirket faaliyeti ile ilgisinin olmadığını, davalı şirket yöneticilerinin usulsüz sermaye artışı ile elde ettikleri kaynak ile gayrimenkul aldıklarını, bu gayrimenkullerden birinin kontrollerinde olan … Enerji A.Ş’ye, diğerini ise bilinmeyen bir kişiye kiraya verdiklerini, kira gelirlerinin faaliyet raporunda yer almadığını, buna göre bedelsiz olarak kiraya verildiğini, davalı şirketin ödenmiş sermayenin %30’unu yitirdiğini, yıl sonuna kadar %50’sinin kaybedileceğini, gayrifaal şirketin … aile fertlerine ve yakınlarına ödenen ücretler sebebi ile sermayesini kaybettiğini, … ailesinin kontrolünde olan … Enerji A.Ş’nin çoğunluk oyu ile gündemin 3. maddesinde yer alan bilanço gelir gider tablosu ve faaliyet raporunun kabul edildiğini, gündemin 4. maddesinde sorulan şirketin aktifinde yer alan gayrimenkullerin ve araçların alış fiyatı ve nerede kullanıldığına ilişkin sorulara cevap verilmediğini, şirket sermayesindeki azalmanın ne şekilde tamamlanacağı konusunda doğru bilgi verilmediğini, 2015 mali yılına ilişkin şirket kayıtlarını inceleme hakkı verilmesi talebinin, kayıtlar üzerinde inceleme yapmak üzere özel denetçi atanması talebi ile şirket aktifinde azalmaya sebep olan, tasarrufları ile şirketin karlılığını azaltan yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri ve diğer sorumlular hakkında sorumluluk davası açılması talebinin oy çokluğu ile reddedildiğini, bu kararların kanuna, ana sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek, davalı şirketin 01/09/2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunda alınan kararların 3 ve 4. maddelerinin iptaline karar verilerek, 2015 mali yılına ait şirket kayıtlarını inceleme hakkı verilmesine, özel denetçi atanmasına, özel denetçi raporu sonuçlarına göre şirket aktifinde meydana gelen kayıtların sorumlulardan tahsili amacıyla sorumluluk davası açılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … Ulaştırma Hiz. Tic. AŞ’nin 2014 yılında ünvan değişikliğine giderek şimdiki unvanını alan müvekkili şirketin yurt içi ve yurt dışı eşya nakli hizmeti için kurulduğunu, 2008-2010 yılları arasında faal olarak çalıştığını, zarar etmesi sebebi ile 31/10/2010 tarihinde faaliyetini geçici olarak durdurduğunu, sonraki yıllar genel kurullarının yapıldığını, 14/10/2014 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda oy birliği ile alınan kararla şirket sermayesinin yükseltildiğini, 31/12/2014 tarihi itibari ile sermayenin tamamının ödendiğini, şirketin geçmiş yıl faaliyetleri ile ilgili olarak genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin oy birliği ile ibra edildiğini, 2014 yılı faaliyetlerine ait olağan genel kurul toplantısının yapıldığını, şirket bilanço, gelir-gider tabloları ile yönetim kurulu faaliyet raporunun oy çokluğu ile kabul ve ibra edildiğini, davacı şirketin 2015 faaliyet yılının bitmesine beş ay kala kötü niyetli olarak olağanüstü genel kurul talep ettiğini, şirket yönetiminin davacının talep ettiği tüm hususların aynen gündeme alınmasına karar vererek, tarafları 01/09/2015 tarihli olağanüstü genel kurula davet ettiğini, davacının isteği doğrultusunda hazırlanan gündem maddelerinin ayrı ayrı müzakereye açıldığını, davacının talep ettiği tüm iddialara tek tek cevap niteliği taşıyan 01/09/2015 tarihli 063 sayılı cevabi yazının davalı şirket yetkilisine elden teslim edildiğini, toplantı sırasında gündem maddelerinin tek tek ele alınıp, müzakere edilip gerekli açıklamalar yapılarak oylandığını, gündemin 1 ve 2. maddesinin oy birliği ile, dava konusu 3 ve 4. maddelerine ilişkin kararların oy çokluğu ile alındığını, taleplerin oy çokluğu ile reddedildiğini, davacıya incelemek istediği tüm hesapların toplantı öncesi gönderildiğini, bu sebeple özel denetçi atanması talebinin fiilen ve hukuken davacıya faydasının bulunmadığını, davacının dilekçesindeki iddialarının yerinde olmadığını, şirket giderleri ile … ailesinin ve yakınlarının ilgisinin bulunmadığını, araçların yönetim kurulu başkanının kullanımında olduğunu, şirket çalışanı Burçin Alan’ın müvekkili şirket çalışanı olmadığını, davacı şirketin geçmiş yıl faaliyetlerine ilişkin yaptığı şikayete yönelik savcılık tarafından Kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, ibra edilen görevlilerin sorumlu tutulamayacağını, yöneticilerin yasaya ve anasözleşmeye aykırı davranarak şirketi zarara uğrattıklarının ispatlanamadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi kök ve ek raporuna göre; anonim şirket genel kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, TTK’nın 446. Maddesinde belirtilen dava şartının sağlandığı, davacının iptalini istediği genel kurulda alınan kararlara karşı muhalefet şerhini toplantı tutanağına geçirttiği, bilirkişi heyet raporunda da ayrıntılı olarak irdelendiği üzere gündemin 3. maddesine ilişkin olarak “bilanço gelir-gider tablosu ve faaliyet raporunun kabulüne” yönelik alınan karara ilişkin olarak davacı taraf gündemde yer almamasına rağmen yedi aylık faaliyet dönemine ilişkin bilanço, gelir-gider tablosu ve faaliyet raporunun görüşülerek karara bağlanmasının hukuka aykırı olduğundan bahisle iptalini istemiş ise de; şirket yönetim kurulunun, ortakların talebi üzerine genel kurulu toplantıya çağırması durumunda talep eden ortakların gündemine ayrıca bir madde eklemesinde, TTK 413. maddesinde yasal bir engel bulunmadığı, davacı tarafın şirket bilançosunda bazı hususların hiç veya gereği gibi belirtilmediği veya bilançonun şirketin gerçek durumunun görünmesine engel hususlar içerdiğini iddia etmesi halinde sorumluluk davası açmasına da engel bir durum bulunmadığı, buna göre genel kurulun gündemin 3. maddesine ilişkin olarak aldığı kararın iptalini gerektirecek bir sebep bulunmadığı, dava konusu genel kurulun gündemin 4. Maddesine yönelik aldığı kararlar incelenecek olursa; 4-a maddesinde karara bağlanan şirketin aktifinde yer alan gayrimenkullerin ve araçların hangi amaçla kimler tarafından kullanıldığı, bunların kimlerden hangi tarihte, alındığına ilişkin bilgilerin davacı şirket temsilcisine verildiği, şirket sermayesinde meydana gelen eksilmenin tespit edilmesi ve sermayenin nasıl tamamlanacağına ilişkin olarak 4-b maddesine yönelik alınan kararda yönetim kurulu başkanı tarafından yapılan açıklamanın şirketin mali durumuna göre yeterli olmasa da bu hususun şirket kayıtlarını inceleme konusunda sonraki bentde alınan 4-c ve özel denetçi atanmasına ilişkin 4-d maddesi ile birlikte değerlendirilebileceği, şirket kayıtlarını inceleme hakkı verilmesi konusunda 4-c maddesinde alınan kararla ilgili olarak; her ortağın şirketin verdiği bilgi ile yetinmeyip, ayrıca inceleme hakkına da sahip olduğu, bu hakkın kanunda gösterilen haller dışında, esas sözleşme veya şirket organları tarafından alınacak karar ile sınırlandırılamayacağı, buna göre dava konusu genel kurulda 4-c maddesi ile alınan inceleme hakkı verilmesinin reddine ilişkin kararın yasaya aykırı olduğu, kararın 4-d maddesinde şirkete özel denetçi atanmasının reddi kararının değerlendirilmesi sonucunda; TTK 438 ve devamı maddelerde hangi hallerde özel denetçi atanacağının yazılı olduğu, buna göre özel denetçi atanabilmesi için kurucuların veya şirket ortaklarının kanunu ve esas sözleşmeyi ihlal ederek şirketi ve pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir şekilde ortaya konulması gerektiği, davacı tarafça bu hususun ikna edici bir şekilde ortaya konulamadığı, genel kurulda özel denetçi atanmasına yönelik talebin reddine ilişkin kararda mevzuata ve esas sözleşmeye aykırılık olmadığı, gündemin 4-e maddesinde karara bağlanan şirket yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasına yönelik talebin reddi incelendiğinde; davacı tarafça şirket yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ederek sorumluluklarını gerektirecek davranışlarının olduğu davacı tarafça ispatlanamadığından, bu talebe yönelik alınan genel kurul kararının iptalini gerektirecek bir hususa rastlanmadığı, gerekçesiyle dava konusu 01/09/2015 tarihli genel kurulunda alınan kararlardan 4-c bendinde yer alan “inceleme hakkı verilmemesi” hakkındaki kararın iptaline, diğer kararlara yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu davacının taleplerinde hukuki yarar bulunmayıp mahkemece inceleme hakkına dair genel kurul kararının iptaline ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerektiğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yöneticilerin tüm kusurlu davranışlarının tespiti ancak şirket kayıt ve belgelerinin detaylı incelenmesiyle mümkün olacağından öncelikle genel kurulun özel denetçi atanmaması kararının iptali gerektiğini, ayrıca davalı şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davasını açılmasını gerektirir gerekli ve yeterli kanıtın dosyada bulunduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkette %42 pay sahibi olmasına rağmen davalı şirketin yönetiminde temsil edilmediğini, davalı şirket yöneticilerinin müvekkili şirketin bilgi alma ve inceleme hakkını engellediklerinin mahkeme kararıyla sabit olduğunu, zira, dosyada bulunan bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere; aynen dava dilekçesinde açıklandığı gibi, davalı şirket yöneticilerinin şirkette herhangi bir ticari faaliyet yürütmedikleri, şirkete sermaye olarak müvekkil şirketten aktardıkları 1.150.000,00 TL yi şirket işlerinde değil, yine kendi hakimiyetlerindeki diğer şirketten varlık alımında kullandıkları, şirket varlıklarını “genel yönetim gideri” adı altında yöneticilerin kendilerine ve yakınlarına ücret, ikramiye, sgk primi, özel araç giderleri, özel şoför giderleri vs kalemlerde sarf ettiklerinin anlaşıldığını, nitekim hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlendiği üzere; şirketin 2015 yılında herhangi bir faaliyeti bulunmadığı halde…. … ve ……..Mart-Aralık 2015 döneminde) huzur hakkı yanında brüt ücret aldıkları, bunun yanında ………,………. ve……. nın personel olarak çalıştırıldığının belirtildiğini, yöneticilerin şirket kaynaklarını kendi menfaatlerine kullandıkları, şirketi basiretli ve tedbirli bir yönetici gibi yönetmedikleri ve şirketi sürekli zarara uğratarak sermayeyi erittiklerinin dosya kapsamıyla sabit olduğunu, bu durumda şirket yöneticilerinin şirkete zarar verdiği hususunun dosya kapsamıyla ispatlandığını, 15.12.2019 tarihli raporda yer alan ve sadece şirket giderlerinin %97,5 inin genel yönetim giderlerine dair olduğuna, mal ve hizmet satış geliri ve gideri bulunmadığına ilişkin tespitlerin bile, yöneticilerin şirkette bir ticari faaliyet yürütmediklerini ve bu şirketi kendilerine gelir kapısı ettiklerini gösterdiğini, yöneticilerin bu davranışlarının kanuna, ahlaka ve ana sözleşmeye uygun olmadığını, dolayısıyla, hiçbir faaliyeti olmayan şirkette kendilerine 4 adet binek araç edinen, hem Yönetim Kurulu Huzur hakkı hem çalışan ücreti alan, tavan ücretten sgk primlerini ödeyen ve şirket varlıklarını eriten bu kişiler hakkında, sorumluluk davası açılması gerektiğini ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını, olağan genel kurulda alınan 3. Ve 4. maddelerdeki Kararların iptaline, davalı şirketin 2015 yılına ait faaliyet kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere şirkete özel denetçi atanmasına, şirket zararlarının karşılanması için davalı şirket yöneticilerine sorumluluk davası açılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davalı anonim şirketin 01.09.2015 yılında yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4 no’lu kararların iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu genel kurulda alınan kararlardan 4-c bendinde yer alan “inceleme hakkı verilmemesi” hakkındaki kararın iptaline, diğer kararlara ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği ve TTK’nın 445.maddesi hükmünde belirtildiği üzere; kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kurallarına aykırı olup genel kurul kararlarına karar tarihinden itibaren 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açılabilir. TTK’nın 446. Maddesinin 1. Fıkrasının “a” bendinde; toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahibinin genel kurul kararının iptali istemiyle dava açabilecektir.
Öncelikle, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığı 01/09/2015 tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü sürede, 27.11.2015 tarihinde açılmış, TTK’nın 446/1. Maddesi gereği davacı ortak adına toplantıya vekaleten Mehmet Adan iptalini talep ettiği dava konusu genel kurul kararlarından 3 ve 4 no’lu kararlara karşı olumsuz oy kullanarak usulüne uygun olarak TTK’nın 446/1/a maddesi uyarınca muhalefet şerhini sunmuştur.
Dosyada yer alan davacı tüzel kişi ortak tarafından davalı şirkete keşide edilen ve 2015 yılına ilişkin olağanüstü genel kurul toplantı yapılmasına ilişkin çağrıda bulunulan Ankara 35. Noterliği’nin 13.07.2015 tarihli ihtarnamesine cevaben davalı şirket tarafından Ankara 56. Noterliği’nin 20.07.2015 tarihli cevabi ihtarnamesi ile toplantı çağrısının kabul edildiği, en geç 45 gün içinde işbu toplantının yapılacağı bildirilerek dava konusu olağan üstü genel kurul toplantısının 01.09.2015 tarihinde yapılmıştır.
Dosyada yer alan dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısına ait hazirun cetveline göre, davalı anonim şirketin davacı tüzel kişi ile birlikte dava dışı … Enerji Elektrik Üretim Gıda Nak. İnş. Turizm ve Tic. AŞ olmak üzere iki tüzel kişi ortağı bulunan davalı şirketin, 3.500.000,00 TL sermaye karşılığı 3.500 adet hissesinin 1.470.000,00 TL karşılığı 1470 adet hisseye davacı tüzel kişi ortağın, 2.030.000,00 TL sermaye karşılığı 2030 adet hisseye dava dışı tüzel kişi ortağın sahip oldukları, anlaşılmıştır. Dava konusu 01.09.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında ise; 3.500.000,00 TL olan şirket sermayesi 3.500 adet paya bölünmüş olup tüm payların vekaleten; davacı tüzel kişi adına şirket yetkilisi …….., dava dışı tüzel kişi şirket … Enerji..AŞ adına şirket temsilcisi ……… …………. tarafından temsil edildiği görülmüştür.
Dava konusu 2015 yılına ait olağanüstü genel kurulda alınan ve iptaline karar verilmesi istenen 3 no’lu kararın; bilanço gelir-gider tablosu ve faaliyet raporunun kabulüne , 4. Maddesine yönelik aldığı kararlar incelendiğinde; 4-a maddesinde karara bağlanan şirketin aktifinde yer alan gayrimenkullerin ve araçların hangi amaçla kimler tarafından kullanıldığı, bunların kimlerden hangi tarihte, alındığına ilişkin bilgilerin davacı şirket temsilcisine verildiği, şirket sermayesinde meydana gelen eksilmenin tespit edilmesi ve sermayenin nasıl tamamlanacağına ilişkin, 4-b maddesinde şirket sermayesinde meydana gelen eksilmenin tespit edilmesi, eksilen sermayenin ne şekilde tamamlanacağı hususunda bilgi verilmesine ilişkin, 4-c maddesinde 2015 mali yılına ait şirket kayıtları üzerinde inceleme hakkı verilmesinin reddi kararına, 4-d maddesinde şirketin 2015 yılı faaliyet ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere özel denetçi atanmasının reddi dair kararına, 4-e maddesinde şirketi zarara uğratan şirket yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasına ilişkin teklifin reddi kararına dair olduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarında özetle; dava konusu genel kurulu kararının 4. maddesinde şirket ortaklarının kayıtları inceleme hakkı verilmesi konusunda alınan kararın iptalinin gerektiği, 3 nolu karar ile 4 nolu kararda diğer hususlara ilişkin alınan kararların iptalini gerektirecek bir sebep bulunmadığı belirtilmiştir.
İstinafa başvuran davacı vekilinin istinaf sebepleri incelenecek olursa; davacı vekili dava konusu genel kurulda alınan 3 no’lu bilanço gelir-gider tablosu ve faaliyet raporunun kabulüne, 4-c maddesindeki şirkete özel denetçi atanmasının reddi kararı ile şirket yönetim kurulu üyeleri ve denetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılmasına ilişkin talebin reddi kararını istinaf etmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekirse; davacı vekili iptalini istediği genel kurulda alınan 3 no’lu bilanço gelir-gider tablosu ve faaliyet raporunun kabulüne ilişkin karara karşı istinaf sebeplerini ileri sürmemiş, sadece bu kararın iptaline karar verilmesini istemiştir. HMK’nın 355. Maddesi gereği kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre dosya kapsamında alınan Dairemizce ayrıntılı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunan bilirkişi heyet kök ve ek raporunda da belirlendiği üzere; davacı tarafın gündemde yer almamasına rağmen yedi aylık faaliyet dönemine ilişkin bilanço, gelir-gider tablosu ve faaliyet raporunun görüşülerek karara bağlanmasının hukuka aykırı olduğundan bahisle iptalini istemiş ise de; şirket yönetim kurulunun, ortakların talebi üzerine genel kurulu toplantıya çağırması durumunda talep eden ortakların gündemine ayrıca bir madde eklemesinde, TTK 413. maddesinde yasal bir engel bulunmamaktadır. Davacı tarafın şirket bilançosunda bazı hususların hiç veya gereği gibi belirtilmediği veya bilançonun şirketin gerçek durumunun görünmesine engel hususlar içerdiğini iddia etmesi halinde sorumluluk davası açabilecektir. Buna göre genel kurulun gündemin 3. maddesine ilişkin olarak aldığı kararın, yasaya, esas sözleşmeye, dürüstlük ve afaki iyi niyet kuralına aykırılığı söz konusu olmadığından butlanını veya iptalini gerektirecek bir sebep bulunmadığının kabulü ile davacı vekilinin istinafının reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin genel kurulda alınan 4-d maddesindeki şirkete özel denetçi atanmasının reddi kararına ilişkin istinaf sebebi ele alınacak olursa; 6102 sayılı TTK’nın 438. maddesi uyarınca pay sahibi ortağın özel denetim talebi genel kurulca reddedilirse 3 ay içerisinde ilgililerce şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesine başvurmak suretiyle özel denetçi atanmasını istemesi mümkündür. Bu durumda özel denetim talebinin reddine ilişkin genel kurul kararına karşı davacı ortağın iptal davası açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. O halde özel denetime ilişkin talebin reddine dair genel kurul kararın iptali için dava açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddi gerektiği gözetilmeksizin ilk derece mahkemesince yazışı şekilde esastan reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu durumda davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple, davalı vekilinin istinaf başvurusunun da HMK’nın 355. Maddesi gereği kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme gereği kabulü ile genel kurulda alınan özel denetçi atanmasına ilişkin talebin reddine dair 4-d kararına karşı açılan davada HMK’nın 114/1-h bendi uyarınca hukuki yarar dava şartı yokluğu sebebiyle aynı Yasa’nın 115/2. Maddesi gereği davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekili son olarak genel kurulda alınan ve şirketi zarara uğratan şirket yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerine karşı sorumluluk davası açılmasına ilişkin talebin reddine dair genel kurulda alınan 4-e kararını da istinaf etmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek heyet raporunda; davalı şirketin 2015 yılına ait usulüne uygun tutulduğu belirlenen ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre; şirketin mal/hizmet satışından kaynaklanan herhangi bir gelirinin bulunmadığı, şirket aktifinde yer alan gayrimenkullerden kaynaklanan 42.682,01.-TL’lık kira gelirleri, 47.100,17.-TL’lık faiz geliri, 20.402,83.-TL diğer olağandışı gelir ve karlardan olmak üzere toplam 110.185,00.-TL’lık toplam gelir kaydının bulunduğu, şirketin mal/hizmet satışından kaynaklanan herhangi bir giderinin bulunmadığı, 532.427,90.- TL Genel Yönetim Gideri, 1.241,10.-TL karşılık gideri, 37,96.-TL Kambiyo Zararları, 0,36 Faiz Giderleri 12.191,56.-TL Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar olmak üzere toplam 545.898,90.-TL’lık toplam giderinin bulunduğu, şirketin 2015 yılında; 435.713,87 TL zarar beyan ettiği, Şirket giderleri içindeki en yüksek payın %97,5 (532.427,90.-TL) ile Genel Yönetim Giderlerine ait olduğu, Genel Yönetim Giderlerinin ise büyük oranda Ücret giderleri ile Huzur hakkı ödemelerinden kaynaklandığı, 2015 yılı içerisinde 50.541,96.-TL’lık Huzur Hakkı Ücretinin ödendiği, 230.283,84.-TL’sı ise Brüt Ücret ödemesinin yer aldığı, …… …, ………’a ve …….. …’a (30.06.2015’e kadar) Brüt Ücret yanında Huzur Hakkı ödemesinin de bulunduğu, Şirket aktifinde 85.000,00.-TL ve 80.000,00.-TL kayıtlı değer üzerinden 2 adet ………. Marka Binek Araç ile, 54.100,00 ve 54.100,00.-TL kayıtlı değer üzerinden 2 adet ………. Marka Binek Araç’ın kayıtlı olduğu, Şirket aktifinde, 714.000,00.-TL kayıtlı değer ile Ankara’da ve yine 714.000,00.-TL kayıtlı değer ile İstanbul’da olmak üzere 2 adet toplam 1.428.000,00.-TL’lık gayrimenkul kaydının bulunduğu, sözkonusu gayrimenkullerin, davalı şirketin çoğunluk ortağı … Enerji AŞ’den satın alındığı, Şirket bilanço verilerinden şirketin önceki yıllarda da sürekli zarar ettiği, belirlenmiştir. Bununla birlikte sırf şirketin zarar etmiş olması veya mali durumunun bozulması yönetim kurulunun sorumluluğunu gerektiren bir durum değildir. Zira, TTK’nın 553. Maddesi uyarınca şirketin yönetim kurulu üyeleri ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluklarının söz konusu olabilmesi için kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal etmiş olması gerekmektedir. Bu bağlamda davalı şirketin yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin kusurlarıyla anasözleşmeden ve kanundan doğan yükümlülüklerini ihlal ettikleri dosya kapsamı itibarıyla somut olarak ispatlanmadığı gibi TTK’nın 553. Maddesinde davacı pay sahibi ortak da varsa şirketin zararı hakkında davalı şirket yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerine karşı şirketin zararının tazmini için sorumluluk davası açma hakkına sahiptir. Bu sebeple davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yersizdir.
Davalı vekilinin istinaf sebebi ise genel kurulda alınan 4-c no’lu davacı ortağın inceleme hakkı verilmesinin reddine ilişkin kararın mahkemece iptaline ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın, ‘Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı’ başlığını taşıyan 437. maddesinin 5. fıkrasıyla, bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi alamayan pay sahibinin, reddi izleyen on gün içinde, diğer hâllerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabileceği ve başvuru üzerine mahkemece verilen kararın kesin olduğu hususları hüküm altına alınmıştır. Davalı anonim şirketin ortağı olan davacının talebi üzerine, şirket genel kurulu, davacı ortağın talebi üzerine bildirilen gündemde yer alan diğer konuların yanı sıra 2015 mali yılına ait şirket kayıtları üzerinde inceleme hakkı verilmesi talebini görüşmek üzere toplanmış ve dava konusu genel kurulda bu husustaki talebin reddine karar verilmiştir. Bu durumda, davacının, TTK’nın 437/5. maddesinde öngörülen usule göre, şirket kayıtlarının incelenmesi talebinin reddine dair karara karşı mahkemeye başvurması yeterli olup, ayrıca bu husustaki genel kurul kararının iptalini istemekte ise hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacının genel kurul kararının iptali istemekte hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek hüküm verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, dava konusu genel kurulda alınan şirkete özel denetçi atanması talebinin reddine dair alınan 4-d nolu kararın iptali isteminin reddi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 355. Maddesi gereği kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme gereği davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yine genel kurulda alınan şirketin 2015 yılı mali kayıtları üzerinde inceleme yapılmasının reddine dair 4-c no’lu kararının iptali istemine ilişkin karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin bu sebeplerle ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak, dava konusu 01.09.2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda alınan davalı şirketin 2015 yılı mali kayıtları üzerinde inceleme yapılmasının reddine dair 4-c no’lu kararının ve davalı şirkete özel denetçi atanması talebinin reddine dair alınan 4-d nolu kararın iptali istemiyle açılan davada davacı ortağın HMK’nın 114/1-h bendi gereği hukuki yararı bulunmadığından aynı Yasa’nın 115/2. Maddesi gereği alınan bu kararlar yönünden ayrı ayrı davanın usulden reddine, davacı vekilinin diğer kararlara ilişkin iptal isteminin reddine, dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, davacı vekilinin dava konusu genel kurulda alınan 4-d no’lu karar yönünden istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, davalı vekilinin ise 4-c no’lu karar yönünden, ayrıca HMK’nın 355. Maddesi gereği 4-d no’lu karar yönünden istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.07.2020 tarihli ve 2015/803 Esas-2020/270 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Dava konusu 01.09.2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan şirketin 2015 yılına ait mali kayıtları üzerinde inceleme yapılması talebinin reddine dair 4-c no’lu karar ile şirkete özel denetçi atanmasına ilişkin talebin reddine dair 4-d no’lu kararın iptali istemiyle açılan davada davacı tarafın HMK’nın 114/1-h bendi gereği hukuki yararı bulunmadığından bu kararlara karşı açılan davaların aynı Yasa’nın 115/2. Maddesi gereği ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,
2-Dava konusu genel kurulda alınan öteki kararların iptali istemiyle açılan davanın REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gerekli olan 80,70 TL maktu harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 53,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 300 TL tebligat ve posta gideri, 800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.100 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2. Maddesi gereği ve 3. Maddesi gereği ret sebebi ortak olduğundan belirlenen 5.100,00 TL tek maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansı, kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
C)1-Davacı tarafından ve davalı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL’şer istinaf maktu karar harcının, kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran taraflara ayrı ayrı iadesine,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru gideri, 22,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 170,60 TL istinaf giderinin kaldırma kararının niteliği gözetilerek davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
3-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru gideri, 48,50 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 197,10 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/04/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.