Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1261 E. 2022/863 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1261 Esas 2022/863 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1261
KARAR NO : 2022/863

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2020
NUMARASI : 2018/990 Esas 2020/35 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 26/07/2016 tarihli talimatı ile davalı banka nezdindeki … IBAN nolu hesabından toplam 17.816,18-TL tutarındaki KDV, KDV2 ve muhtasar Beyanname Tahakkuk Fişlerine ilişkin ödeme yapılması için talimat yazıldığını, talimat yazısının davalı bankanın Balgat Şubesine faks yolu ile iletildiğini, talimat konusu işlerden 7.821,21-TL tutarındaki muhtasar ödemesinin yapılıp, KDV, KDV2 ödemelerinin yapılmadığını, ödeminin yapılmadığı 29/07/2016 tarihinde fark edildiğini, tahakkuk işlemlerinin tekrar bankaya iletildiğini, tahakkukların gecikmeli olarak tahsil edildiğini, davalı bankaya iletilen talimatın yerine getirilmemesi sonucu 08/03/2017 tarih ve 30001 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 193 sayılı GVK mülga mükerrer 121.maddesi ile mükelleflere tanınan vergi indiriminden faydalanılamadığını beyanla, müvekkili şirket tarafından uğranılan 76.732,24 TL zararın talep tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili bankanın, davacı Firma’nın 26/07/2016 tarihinde ibraz ettiği toplam 17.816,18 TL tutarındaki talimatın ekinde, 7.821,21 TL tutarındaki vergi ödemesine ilişkin 1 adet tahakkuk fişinin bulunduğunu, 9.994,97-TL tutarındaki 2 adet vergi ödemesine ilişkin tahakkuk fişlerinin ise yazılı talimata eklenmediğini, davacı tarafın 13/03/2016 tarihli Ticari Müşteri Sözleşmesinin 9.madde hükümleri gereğince talimatın eksik olmasından sorumlu olduğunu, davacı tarafın ilgili işlemi ile 9 ay sonra yapılan yasal düzenleme arasında illiyet bağı olamayacağını, davacının talebi ile vergisel rakamların mali mevzuat ve hukuksal açıdan mesnetinin olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı tarafından davalı bankaya yazılan 26/07/2016 tarihli talimat yazısı incelendiğinde; Ek-1 KDV2, Ek-2 KDV, Ek-3 muhtasar olarak belirtildiği, ancak bilirkişilerce yapılan incelemede söz konusu, kayıtlarda eklerine rastlanılmadığı, davacı tarafından eklerin sunulduğuna ilişkin herhangi bir delil ibraz edilemediği, ayrıca Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 30/09/2019 tarihli yazısı uyarınca davacı kurumun talimat sonrasına ilişkin 2016/07-09 kurum geçici vergi tutarı ödemediğinden vergi indiriminden yararlanamadığı anlaşıldığından söz konusu zararla ilgili davalının herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
08/03/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 193 Sayılı GVK’nun mülga mükerrer 121.maddesi ile mükelleflere vergi indirimi uygulamaya başladığını, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin vergi indiriminden yararlanabilmesinin koşullarının düzenlendiğini, kanunda açık bir şekilde yer aldığı üzere indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son 2 yıla ait vergi beyannamelerini kanuni süresi içerisinde verilmiş vergi beyannameleri üzerine tahakkuk eden vergileri kanuni süresi içerisinde ödemiş olmaları gerektiğini, ilk derece mahkemesinin kararındaki gerekçenin aksine yalnızca 26/07/2016 tarihinde davalı banka tarafından talimatların yerine getirilmemesi neticesinde yaşanan gecikmenin müvekkili şirketin bu istisnadan faydalanmasının engellendiğini,
Müvekkili şirket tarafından davalı bankaya gönderilen talimatta eklerin yer aldığını, bu hususun dilekçede açıkça dile getirildiğini, davalı bankanın genel müdürlüğünün cevabının tarafsız olmasının mümkün olamayacağını, müvekkili tarafından yazılan talimatta yapılması gereken işlemlerin tek tek yazıldığı gibi dilekçenin eklerinin de belirtildiğini ve talimat ekleri ile birlikte bankaya iletildiğini, yazı incelendiğinde Ek-1 KDV2, Ek-2 KDV3, Ek-3 Muhtasar olarak belirtildiğinin açık olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı bankanın basiretli tacir gibi davranmadığını,
Müşteri tarafından verilen talimat verilmesi ile kontrolü yapmakla yükümlü iken sorumluluğu müvekkili şirkete yüklemeye çalıştığını, bu nedenle oluşan zarardan davalı banka sorumlu iken yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Mali müşavir bilirkişiden alınan raporunda özetle; davacı tarafın gönderdiği talimat ve eklerinin incelenmesi sonucunda, dava konusu 06/2016 dönemine ait Muhtasar Beyanname, KDV ve KDV2 Beyannameleri Tahakkuk Fişlerinin talimat ekinde yer aldığı, davalı bankanın gönderdiği talimatın ekinde sadece 06/2016 dönemine ait Muhtasar Beyanname Tahakkuk Fişinin yer aldığı … Bankası Genel Müdürlüğünden … iş nolu evrakların istenilmesi gerektiğini, gönderilmesi neticesinde talimat ekinde 06/2016 KDV ve KDV2 beyannamelerinin bulunup bulunmadığının aydınlatılabileceği, hem davalı hem de davacının göndermiş olduğu … Bankası Balgat Şubesi … IBAN nolu hesap ekstresinin incelenmesi sonucunda 26/07/2016 tarihinde sadece talimat ekinde yer alan 06/2016 dönemine ait Muhtasar Beyanname Tahakkuk Fişi’nin ödendiği, yine aynı hesap ekstresinin incelenmesinde 29/07/2016 tarihinde sadece 06/2016 dönemine ait KDV-2 Beyannamesi Tahakkuk Fişi’nin Gecikme Zammı ile ödendiği, hem davacı şirketin hem de davalı bankanın unutulduğu ve 29/07/2016 tarihinde ödendiği iddiasında bulunduğu 06/2016 dönemine ait KDV Beyannamesi Tahakkuk Fişi’nin ödemesine hesap ekstresinde rastlanmadığı, davacı şirketin 12/04/2018 tarihinde 2017 takvim yılana ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamesi’ni verdiği ve beyannamede %5 vergi indiriminden faydalandığı ancak 18/04/2018 tarihinde “Geçmiş Dönemde Kanuni Süresinde Ödenmeyen Vergiler Bulunduğundan %5 indirimli Kurumlar Vergisinin Beyannameden Çıkarılması nedeniyle 2017 takvim yılı Kurumlar Vergisi Düzeltme Beyannamesinin verildiği … vergi nolu … Yapı A.Ş.’nin mükellefi bulunduğu … Vergi Diresi’nden %5’lik vergi indiriminden faydalanamamasının gerekçelerinin tespit edilmesinin istenilmesi belirtilmiştir.
Mali müşavir bilirkişiden alınan ek raporda özetle; davacının %5 vergi indiriminden faydalanamaması sebebinin dava konusu olan Haziran/2016 dönemi KDV beyannameleri vadesinde ödense idi, 8 Mart 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6824 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına dair Kanunu’nun 4.maddesiyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun mülga mükerrer 121.maddesinin (d) fıkrası gereğince; geç ödenen Temmuz-Eylül/2016 dönemi Kurum Geçici Vergi tutarının (51,51TL) vergi aslı (vergi cezaları dahil) 1.000 TL altında olması nedeniyle %5 vergi indiriminden faydalanabileceği, ancak Yapı Kredi Bankasın Genel Müdürlüğü’nden alınan … nolu işe ait evraklar ve ekleri arasında Haziran/2016 dönemi KDV beyannamelerinin bulunmadığı ve ödemelerinin vadesinde gerçekleşmediği belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı yanca davalı bankaya gönderilen 26/07/2016 tarihli talimatın eksiksiz yerine getirilmemesinden ötürü vergi indiriminden faydalanamadığından bahisle şirketin uğradığı zararın tahsiline yönelik olarak işbu dava açılmıştır.
Dava dosyasında yer alan 26/07/2016 tarihli talimat yazısının incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı bankaya hitaben “nezdinizdeki ….İban hesabınızdan ekte tahakkuk fişleri sunulan ve toplam tutarı 17.816,18 TL olan KDV, KDV-2 ve Muhtasar Beyannameler Tahakkuk Fişleri tutarının ödenmesi için gereğinin rica edildiği, Ek-1 KDV-2 Tahakkuk Fişi 9.963,47 TL, Ek-2 KDV Tahakkuk Fişi 31,50 TL, Ek -3 Muhtasar Tahakkuk Fişi 7.821,21 TL olup, toplam 17.816,18 TL olduğu, söz konusu talimat yazısının bankaya ulaştığı hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı dosya kapsamıyla sabittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, talimat yazısında Ek-1 ve Ek-2’de belirtilen KDV-2 ve KDV Tahakkuk Fişleri’nin talimat yazısı ekinde bulunmadığından söz konusu bedellerin ödenmemesinden ötürü oluşan zarardan kimin sorumlu olduğuna ilişkin olup, . Vergi Dairesi Müdürlüğünün 30/09/2019 tarihli yazısına göre davacı şirketin … kurum geçici vergi tutarı olan 10.046,48 TL’nin geç ödenmesinden ötürü davacı şirketin vergi indiriminden yararlanamadığının belirtildiği, talimat yazısı ekindeki ödenmeyen Ek-1 KDV-2 Tahakkuk Fişi 9.963,47 TL ve Ek-2 KDV Tahakkuk Fişi 31,50 TL olmak üzere toplam 9.994,97‬ TL’nin yatırılmadığı, aradaki fark olan 51,51 TL’lik Temmuz- Eylül 2016 dönemi kurum geçici vergi tutarının 51,51 TL olup vergi aslı 1.000,00 TL’nin altında olması nedeniyle %5 vergi indiriminden faydalanmayı engel teşkil etmeyeceği, bu hale göre davacı şirket tarafından davalı bankaya 26/07/2016 tarihinde talimat yazıldığı, yazılan talimatta yerine getirilmesi gereken işlemlerin ve miktarının belirtildiği, talimat ekinde yer alan bir kısım belgelerin eksik olup olmadığı hususunun ispatının davalı bankada bulunduğu, davalı bankaca talimat yazısı kendilerine ulaştıktan sonra talimatta belirtilen bir kısım iş ve işlemlerin yer almadığına ilişkin herhangi bir tutanak tutulmadığı gibi davacı müşterinin de uyarılmadığı ve talimatın da gereği yerine getirilmediğinden oluşan zarardan davalı bankanın sorumlu olduğu anlaşıldığından açılan davanın kabulü yerine reddi kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/01/2020 tarih ve2018/990 Esas 2020/35 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile
76.732,24 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 5.541,58 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.310,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.231,1‬0 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.310,48 TL peşin harç ile 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.346,38‬ T harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan posta, davetiye ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.308,5‬0 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davanın kabul edilen kısmı yönünden, istinaf karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre takdir ve tayin olunan 10.775,19 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından dosyada kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B)1-Davacı taraftan istinaf karar harcı olarak alınan 54,40 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa gönderim giderinin 32,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 181,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.22/06/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.