Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1245 E. 2022/861 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1245 Esas 2022/861 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1245
KARAR NO : 2022/861

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2020
NUMARASI : 2018/862 Esas 2020/205 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … Montaj İzolasyon Taahhüt İnşaat Turizm Nakliye Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında 28.09.2012 tarihli 5.000.000 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi ile 21.04.2017 tarihli 7.500.000 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı şirkete krediler kullandırıldığını, diğer davalılar … ve …’nın sözleşmelerde müteselsil kefil olarak imzalarının bulunduğunu, davalı …’nın kefalet limitinin 5.000.000 TL olduğunu, kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10213 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız olduğundan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkillerince takibe haklı olarak itiraz edildiği, davacının dava dilekçesinde davalı …’nın kefalet limitinin 5.000.000,00 TL olduğu belirtilerek kefalet limiti ile sınırlı olarak itirazın iptali talep edilmiş ise de takip talebinde kefalet limiti ile ilgili herhangi bir sınırlama yapılmadığını, bu nedenle takibe haklı olarak itiraz edildiğini, müvekkili …’nın yalnızca 28.09.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ni kefil olarak imzaladığını, bu sözleşme uyarınca kullanılan kredinin büyük kısmının ödendiğini, ödenmeyen kısmının 2.932.273,47 TL olduğunu, sonraki tarihli sözleşmeden kaynaklı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili … yönünden kefil olduğu kredi sözleşmesinden kalan miktarın dışındaki talebin haksız ve kötü niyetli olduğunı, talep edilen %50 temerrüt faizinin fahiş olduğunu, borçlu şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; … referans sayılı taksitli ticari kredi ile ilgili olarak yapılan hesaplamada; kredinin 19.01.2018 tarihinde 2.677.064,93 TL olarak kullandırıldığı, her bir taksit tutarı 10.000 TL’den ilk üç taksitin ödendiği, sonraki taksitlerin ödenmediği, son ödenen taksit itibariyle kalan ana para borcunun 2.647.064,93 TL olduğunun anlaşıldığı, banka takip talebinde bu tutar asıl alacak olarak esas alınmakla, bankanın bu kredi için takip tarihindeki asıl alacak tutarı 2.647.064,93 TL olarak kabul edildiği, banka hesap kat tarihi itibariyle işlemiş akdi faizi asıl alacağa ilave etmediğini hesaplamada bu hususun göz önünde bulundurulacağını, bankanın alacağı hesaplanırken, ödenen son taksit tarihindeki kalan ana paraya 19.04.2018 tarihinden temerrüt tarihine kadar %17,50 akdi faiz ve ödenmeyen 4,5,6 ve 7. taksitlere geri ödeme planında belirtilen ödeme tarihlerinden hesap kat tarihine kadar %35 temerrüt faizi hesaplanacağını,
Geri ödeme planında taksit tutarının 10.000,00 TL ve ödeme tarihi her ayın 19. günü olarak belirtildiğini, ödenmeyen 19.05.2018 tarihli taksite hesap kat tarihine kadar 90 gün için, 19.06.2018 tarihli taksite 59 gün için, 19.07.2018 tarihli taksite 29 gün için temerrüt faiz tutarları belirtilmiş olup, buna göre hesap kat tarihi itibariyle oluşan gecikme faizi alacağının ( 875 + 573,61 + 281,94 ) = 1.730,55 TL olarak bulunmuş ise de, davacı bankanın hesap kat ihtarında gecikme faizini borçlu lehine 1.396,25 TL olarak belirttiğinden bu tutar esas alınacağını,
Ödenen 3 nolu son taksit tarihi ( 19.04.2018) itibariyle kalan ana para alacağı 2.647.064,93 TL olup bu tutara 19.04.2018 tarihinden 31.08.2018 temerrüt tarihine kadar olan dönem için akdi faiz hesabı ( 2.647.064,93 x 134 x 17,50 / 36.000 ) = 172.426,86 TL olarak yapıldığı, işlemiş akdi faiz bankaca ana paraya ilave edilmediğinden 2.647.064,93 TL’ye 31.08.2018 temerrüt tarihinden 04.09.2018 takip tarihine kadar temerrüt faizi hesabı (2.647.064,93 TL x 5 x 35 / 36.000 ) = 12.867,67 TL olup davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağı, 2.647.064,93 TL asıl alacak, 172.426,86 TL kat tarihi itibariyle tahakkuk eden akdi faiz, 1.396,25 TL kat tarihi itibariyle tahakkuk eden gecikme faizi, 12.867,67 TL asıl alacağa takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi, 9.334,53 TL BSMV olmak üzere toplam 2.843.090,24 TL,
… referans sayılı taksitli ticari kredi ile ilgili olarak yapılan hesaplamada; kredinin 07.02.2018 tarihinde 2.984.250,86 TL olarak kullandırıldığı, taksit ödemelerine 07.02.2019 tarihinde başlanacağı, hesap kat tarihi itibariyle geciken herhangi bir taksit bulunmadığı, takip talepnamesinde ikraz tutarı asıl alacağa esas kabul edilmekle bankanın bu kredi için takip tarihindeki asıl alacak tutarı 2.984.250,86 TL olarak kabul edildiği, banka hesap kat tarihi itibariyle işlemiş akdi faizi asıl alacağa ilave etmediğinden hesaplamada bu husus göz önünde bulundurulacağı, bankanın alacağı hesaplanırken, 2.984.250,86 TL’ye kredi kullandırım (07.02.2018) tarihinden hesap kat tarihine kadar %18,50 akdi faiz hesaplanacak, hesap kat tarihi itibariyle geciken taksit bulunmadığından kat öncesi gecikme faiz hesabı yapılmayacağı,
Kredi kullanım tutarı 2.984.250,86 TL olup bu tutara 07.02.2018 tarihinden 17.08.2018 hesap kat tarihine kadar olan dönem için akdi faiz hesabı ( 2.984.250,86 x 191 x 18,50 / 36.000 ) = 292.912,51 TL olarak yapıldığı, işlemiş akdi faizin bankaca ana paraya ilave edilmediğinden 2.984.250,86 TL’ye 31.08.2018 temerrüt tarihinden 04.09.2018 takip tarihine kadar temerrüt faizi hesabı ( 2.984.250,86 TL x 5 x 37 / 36.000 ) = 15.335,73 TL olup davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacağı, 2.984.250,86 TL asıl alacak, 292.912,51 TL kat tarihi itibariyle tahakkuk eden akdi faiz, 15.335,73 TL asıl alacağa takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi, 15.412,41 TL BSMV olmak üzere toplam 3.307.911,51 TL olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, Ankara 22. İcra Müdürlüğü 2018/10213 sayılı takip dosyasında; …8876 sayılı kredi ile ilgili olarak, (2.647.064,93 TL asıl alacak + 172.426,86 TL kat tarihine kadar işlemiş akdi faiz + 1.396,25 TL kat tarihine kadar işlemiş gecikme faizi + 12.867,67 TL takip tarihine kadar temerrüt faizi + 9.334,53 TL BSMV) = 2.843.090,24 TL üzerinden itirazın … Ltd. Şti ve … yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %35 temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanmasına, davalı … yönünden talebin reddine, ..8720 sayılı kredi ile ilgili olarak (2.984.250,86 TL asıl alacak + 292.912,51 TL kat tarihine kadar akdi faiz + 15.335,73 TL takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi + 15.412,41 TL BSMV) = 3.307.911,51 TL üzerinden itirazın davalılar … Makine Ltd. Şti ve … yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %37 temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanmasına, … yönünden talebin reddine, itirazın iptaline karar verilen 6.151.001,75 TL’Nin %20si oranında icra inkar tazminatının davalılar … Makine Ltd Şti ve …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, reddedilen kısımlar yönünden davacı banka takipte haksız ise de açıkça kötü niyetli sayılmadığından davalılar vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalı …’nın da borçtan sorumlu olduğunu, davaya konu kredilerin 28/09/2012 tarihli ve 21/04/2017 tarihli genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırıldığını, davalının da 2012 tarihli sözleşmede kefaletinin bulunduğunu, bu nedenle borçtan sorumlu olup, halen kefaletinin de geçerli olduğunu,
Mahkemece, bilirkişi raporundan bağımsız olarak teknik inceleme ve değerlendirmeden uzak olarak eksik hesaplama sonucu reddedilen kısımlar yönünden kararın kaldırılması gerektiğini, müvekkili banka tarafından talep edilen faiz oranının hukuka ve yasaya uygun olmasına rağmen mahkemece hangi sebeple daha düşük değer üzerinden hesaplama yapıldığının anlaşılamadığını,
İlk derece mahkemesinin temerrüt tarihine ilişkin tespitlerinin de hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda da açıkça belirtildiği üzere temerrüt faizinin hesap kat tarihi itibariyle işletilmesi gerektiğinin açık olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemesince eksik inceleme neticesinde müvekkillerini hak kaybına uğratacak şekilde hüküm kurulduğunu, dava konusu kat ihtaramelerinin müvekkil şirkete ve müvekkillere usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, dava konusu kat ihtarnamelerinin müvekkillerine ve müvekkili şirkete usulsüz olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen; müvekkilleri hakkında haksız ve fahiş miktarlarda faiz oranı ve faiz tutarı hükmedildiğini, banka kredilerine ilişkin takiplerde temerrüt faizinin uygulanabilmesi için kredi asıl borçlusuna usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesi gerektiğini,
Emsal Yargıtay kararları doğrultusunda temerrüt faizinin başlangıç tarihinin en erken takip tarihi olabileceğini,
Her ne kadar ilk derece mahkesince kötü niyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de davacı tarafça dava dilekçesinde de belirtildiği üzere alacak kalemlerinin likit alacaklardan oluştuğunu, bu sebeple davacı tarafın banka olması, müşteri verilerini elinde saklama ve bilme yükümlülüğü dikkate alındığında müvekkili …’dan kötü niyetli olarak alacak talebinde bulunulduğuıaı ispatı gerektirmeyecek şekilde sabit olduğunu, alacaklı tarafça hangi sözleşme dayanak yapılarak kredi kullandırıldığı bilinmesine ve/veya bilinmek zorunda olunmasına rağmen tamamen kötü niyetli olarak takip konusu krediler hakkında hiçbir sorumluluğu bulunmayan müvekkiline takip yöneltiltiğini, yerleşmiş Yargıtay kararları ve içtihatlar gereğince bankaların basiretli iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü bulunduğunu, sözleşmelerin hakim tarafı olup sözleşme kapsamında ki tarafları ve taraf sorumluluklarını bilmekle yükümlü olup, borcun dayanağı olan kredi sözleşmelerinde hakim taraf olan bankanın söz konusu kredilerin hangi sözleşme kapsamında kullandırıldığı bilecek konumda olduğunu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile bankanın kötü niyetli olduğunu, söz konusu dosya kapsamında müvekkilinin borç altına sokabilecek olan rakam göz önünde bulundurulduğunda kötü niyetin ispat edilip edilememesi zaruri olamayacağını, bu nedenle davacı bankanın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini ve ayrıca davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı banka ile borçlu … Montaj İzolasyon Taahhüt İnşaat Turizm Nakliye Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında 28.09.2012 tarihli 5.000.000,00 TL limitli ve 21.04.2017 Tarihli 7.500.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı, davalı müteselsil kefil …’nın her iki sözleşmeyi, davalı …’nın ise 5.000.000,00 TL limitli 28.09.2012 tarihli sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı,
Beşiktaş 3.Noterliği’nin 20.08.2018 tarih, … yevmiye no’lu kat ihtarnamesinin incelenmesinde, ihtar edenin … A.Ş, muhataplarının … Montaj İzolasyon Taahhüt İnşaat Turizm Nakliye Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, … ve … olup, … nolu Kredi Hesabından kaynaklı 2.932.273,47 TL ile, … nolu Kredi Hesabından kaynaklı 3.291.809,00 TL’nin bir iş günü içinde ödenmesinin ihtar edildiği, kat ihtarında 17/08/2018 hesap kat tarihi itibariyle her iki kredi yönünden de %50 fazla temerrüt faizinin talep edildiği, hesap kat ihtarının asıl borçlu ve kefillere 29.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, bir günlük ödeme süresi dikkate alındığında borçluların temerrüdünün 31.08.2018 tarihinde gerçekleştiği,
Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2018/10213 sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … A.Ş., borçlularının … Montaj İzolasyon Taahhüt İnşaat Turizm Nakliye Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, … ve … olup, … nolu Kredi hesabından kaynaklı (2.647.064,93 TL asıl alacak + 271.627,18 TL kat öncesi işlemiş faiz + 51.740,71 TL kat sonrası işlemiş faiz + 16.154,90 TL BSMV) = 2.986.317,72 TL ile, … nolu Kredi hesabından kaynaklı (2.984.250,86 TL asıl alacak + 292.912,51 TL kat öncesi işlemiş faiz + 58.027,10 TL kat sonrası işlemiş faiz + 17.546,99 TL BSMV ) = 3.352.737,46 TL’nin tahsilinin talep edildiği, davalıların takibe itirazları üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Bankacı bilirkişi …’den alınan rapor ve ek raporda özetle; davacı … A.Ş., ile davalı … Montaj İzolasyon Taahhüt İnşaat Turizm Nakliye Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında 28/09/2012 tarihli ve 21/04/2017 tarihli iki ayrı genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalılardan …’nın sadece 28/09/2012 tarihli sözleşmede kefaletinin bulunduğunu, diğer davalı …’nın her iki sözleşmede kefaletinin yer aldığını, davacı bankaca hesabın 17/08/2018 tarihi itibariyle kat edildiğini, hesap kat ihtarında 1 iş günü içerisinde ödemenin yapılmasının istendiğini, davalıların 31/08/2018 tarihi itibariyle temerrüte düştüğünü, davaya konu kredilerin 21/04/2017 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığını, bu sözleşmede davalılardan …’nın herhangi bir kefaletinin bulunmadığını, genel kredi sözleşmesinin 33/2.maddesi gereğince kredi ana para, dönem faizi ve teferruatının vadesinde ödenmediği takdirde hiçbir ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın borçlarının tamamının muaccel olacağının düzenlendiğinden davalıların 17/08/2018 kat tarihi itibariyle temerrüte düştüğünü, dava konusu kredilerin ayrıca BCH şeklinde çalışan kredilerden olmadığını, temerrüt tarihi itibariyle akdi faizin sözleşme gereğince fiilen uygulanan faiz olup, ilk kullanılan kredi için %17,50, ikinci kullanılan kredi için %18,50 olduğunu, temerrüt faizinin de %35 ve %37 olacağını, takip tarihi itibariyle dava dışı asıl borçlu şirket ile davalı …’nın .. no’lu kredin yönünden 2.647.064,93 TL ana para, 271.055,38 TL akdi faiz, 13.552,77 TL BSMV, 43.150,78 TL temerrüt faizi, 2.157,54 TL BSMV olmak üzere 2.976.981,40 TL, … no’lu kredi yönünden ise 2.984.250,86 TL ana para, 292.912,51 TL kat öncesi akdi faiz, 14.645,63 TL BSMV, 57.515,22 TL temerrüt faizi (%37), 2.875,76 TL BSMV, 492,39 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 3.352.199,98 TL alacaklı olduğunun belirtilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halinde duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte somut olaya gelince; davacı … A.Ş., ile davalı … Montaj İzolasyon Taahhüt İnşaat Turizm Nakliye Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davalılardan …’nın sadece 28/09/2012 tarihli sözleşmede kefaletinin bulunduğunu, diğer davalı …’nın her iki sözleşmede kefaletinin yer aldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, kat ihtarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durdurulduğu ve eldeki işbu itirazın iptali davası açılmıştır.

Dosya kapsamına göre taraflar arasında 28/09/2012 tarihli ve 21/04/2017 tarihli iki ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılardan …’nın her iki sözleşmede, davalı …’nın ise yalnızca 28/09/2012 tarihli sözleşmede müteselsil kefil bulunduğu anlaşılmakla, dava ve takibe konu alacağa konu kredilerin hangi sözleşme kapsamında kullanıldığının açık bir şekilde tespiti,
Yine, sözleşmenin 33.2maddesinde; “temerrüt faizinin …..temerrüt tarihinden itibaren borç ödeninceye kadar bankanın temerrüt tarihindeki kısa, orta ve uzun vadeli ticari kredilerden cari kredi faiz oranı en yüksek olanının %100 fazlası nispetinde bulunacak oran üzerinden temerrüt faizinin belirleneceği” düzenlemesi de gözetilerek; davalıların temerrüte düştüğü tarihin açık ve net bir şekilde belirlenerek banka alacağı yönünden temerrüt tarihi itibariyle bankanın kendi müşterilerine fiilen uyguladığı ticari kredilerde uygulanan en yüksek faiz oranının özellikle Merkez Bankasına bildirilen faiz oranları hariç (ilgili bankanın duyurusu dışında) ticari sırlarla saklı kalmak kaydıyla, en az üç adet kullandırılan ticari krediye ilişkin faiz oranlarının tespit edilmesi, bu hususta bankacı bilirkişiye bankada yerinde inceleme yetkisi verilmesi, yerinde inceleme sonucu incelenen bilgi belgelerden ticari sırlar saklı kalmak kaydıyla elde edilen belgelerin rapora eklenmesi ile davalıların takip tarihi itibariyle borcunun denetim ve hüküm kurmaya elverişli şekilde rapor alınması gerektiğinden bu aşamada Dairemizce denetim yapılması mümkün değildir.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli nitelikteki delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince ayrı ayrı KABULÜNE,
2-Ankara 7. Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2020 tarih ve 2018/862 Esas 2020/205 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan toplam 54,40 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davalılar tarafından yatırılan toplam 54,40 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde davalılara iadesine (Dairemizce davalıların adli yardım talebi kabul edilmiş olmakla),
6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-Eskişehir 5. İcra Müdürlüğü’nün 08/07/2020 tarih ve 2020/2787 Esas sayılı takip dosyasına davacı banka tarafından sunulan teminatın İİK’nın 36. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi ve HMK’nın 362/g.maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/06/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.