Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1244 E. 2021/560 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : …
DAVACILAR : 1- …….
KARŞI TARAF
DAVALILAR :…..
TALEP : Davalı Şirketlere Kayyım Atanması ve İcranın Geri Bırakılmasına Yönelik İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İtiraz
TALEP TARİHİ : 07/02/2020
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2021

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir istemine ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ara kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili 28/07/2020 tarihli talep dilekçesinde özetle; davalı şirketlerin tümüne mümkünse müşterek bir yönetim kayyımı atanmasına ve ayrıca hukuken yok hükmünde olan davalı şirketlerin 01/07/2015 tarihinden bu yana alınmış genel kurul kararlarının TTK 449.maddesi uyarınca yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 6100 Sayılı HMK’nın 389/(1). maddesinde; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, Türk Medeni Kanunu’nun 403/(2). maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeleri yer aldığı, 01/07/2015 tarihinden sonra alınan davalı şirketlerin tüm yönetim ve genel kurul kararlarının incelenmesinde 25/05/2022 tarihine kadar davalı şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin … ve… olduğu, …’ın 1 yıl için Yönetim Kurulu Başkanı, …’nın 1 yıl için yönetim kurulu başkan vekili olarak seçildiği, bu nedenle davalı şirketlerde yönetim boşluğu oluşmadığı gerekçeleriyle davacı tarafın davalı şirketlere yönetim kayyımı atanması talebinin ve icranın geri bırakılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı taraf davalı şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan … ve … hakkında 01/07/2015 tarihinde iflas kararı verildiğini, bu tarih itibarıyla yönetim kurulu üyeliklerinin düştüğünü, anılan tarihten bu yana hukuken yönetim kurullarının bulunmadığını, müflislerin yeniden anonim şirket yönetim kurulu üyesi olamayacaklarını, davalı şirketlerin yönetim kurulu toplantı nisapları bulunmadığından iflas tarihi itibariyle yönetim kurullarının bir karar almasının mümkün olmadığını, ayrıca mal varlıkları masaya dahil olduğundan sahip oldukları hisselerden doğan oy haklarının da sadece iflas idaresi tarafından kullanılabileceğini, buna rağmen iki müflis yönetim kurulu üyesinin Ankara 21. İcra Müdürlüğüne 29/04/2016 tarihinde başvurarak anonim şirketi yönetim kurulu üyesi olabileceklerini ve genel kurullarda oy kullanabileceklerine ilişkin yetki belgesi aldıklarını, bu yetki belgesine istinaden genel kurulları toplantıya çağırdıklarını, hukuken mümkün olmamasına rağmen genel kurul toplantılarında yine kendilerini yönetim kurulu üyesi olarak seçtirdiklerini, iflas nedeni ile yönetim kurulu toplantı nisabı bulunmayan hatta teşkil etmemiş bulunan yeni yönetim kurulu kararlarıyla şirket taşınmazlarını ya kendi kurdukları şirkete ya da değerinin 15 ilâ 1/20 fiyatına danışıklı olarak üçüncü şahıslara sattıklarını, bu satış işlemleri ile ilgili olarak bir çok davada teminatsız tedbir kararları verildiğini, davalı şirketlerin yönetiminde hala yetkisiz şahıslar bulunduğundan her an için yeni işlemlerin tesis edilmesinin mümkün olduğunu, 17/09/2020 tarihli ara kararın eksik incelemeye dayalı ve gerekçesiz olduğunu, şirketlerin organsız olduğunu, organsız olması sebebiyle yönetim kayyımı atanması gerektiğini, derdest davada 01/07/2015 tarihinden itibaren davacı şirketin yetkili yönetim organı bulunmadığından bu tarihten sonra verilen vekaletnamelerinde hukuki sonuç doğurmadığını, davalı şirketlerin yönetim organını olmadığını, Ankara BAM 18 HD kararının temyizi üzerine verilen Yargıtay 12. HD kararı nazara alındığında artık kesinleşmiş mahkeme kararında anlaşıldığından mahkemece sadece ticaret kayıtlarına bakılarak davalı şirketlerin yönetim organının 2022 yılına kadar mevcut olduğu yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, istinafa konu ara karada genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılmasına yönelik tedbir taleplerinin reddine ilişkin herhangi bir gerekçe gösterilmediğini, yine içi boşaltılmak dışında bir faaliyet için kullanılmayan davalı şirketlerin faaliyetlerinin durdurulması yönünde tedbir talepleri yönünde mahkemece bir karar verilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davalı şirketlerin faaliyetlerinin tedbiren durdurulmasına, şirketlere müşterek bir yönetim kayyımı atanmasına, 01/07/2015 tarihinden itibaren alınmış genel kurul kararlarının TTK 449. maddesi uyarınca yürütülmesinin geri bırakılmasına, davalı şirketlerin yönetim organı olmayıp davayı takip için davayı takip için atanan avukatlarında davayı takip yetkisi bulunmadığından fiil ehliyetinden yoksun davalı şirketlerin işbu davayı yürütebilmeleri için her aşamada dikkate alınması gereken dava şartı noksanlığının giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
Davacılar dava dilekçesinde özetle; davalı şirketlerin iki yönetim kurulu üyesi hakkında Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, 01/07/2015 tarihli kararıyla verilen şahsi iflas kararı tarihi 01/07/2015 itibariyle, davalı şirketlerde alınan tüm yönetim kurulu kararları ve genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti ile şirketlere kayyım atanması ve ileride telafisi imkansız zararlara meydan verilmemesi için, kayyım atanıncaya kadar şirket faaliyetlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece 31/10/2019 tarihli ara karar ile davacının davalı şirketlere kayyım atanması talebi ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 26/12/2019 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı ile “davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/10/2019 tarihli ara kararının HMK’nun 353/1-a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın iflas masasının ihtiyati tedbir talebi hakkında görüşü alındıktan sonra olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine” karar verilmiş, karar gereği ilk derece mahkemesince dava dilekçesi ve tedbir talebi konusunda iflas idare memurlarından görüş alınmış, İflas İdare Memurlarını temsilen … 03.02.2020 tarihli dilekçesiyle; davanın tarafları arasında iflas masası yönünden menfaat çatışması bulunmadığından, ikinci alacaklılar toplanmasınca alınan karar gereğince davanın iflas masası tarafından takip ve davacıların ihtiyati tedbir talebine muvafakat edildiği belirtilmiştir.
Davacılar vekili 07.02.2020 tarihli dilekçesinde özetle; davalı şirketin 19.08.2019 tarihli genel kurul hazirun cetvelinin oluşturulmasına ilişkin işlemin ve …. numaralı maddelerinde alınan kararların iptaline karar verilmesini, tedbiren söz konusu kararların icrasının durdurulması ile şirket yöneticilerinin yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılarak yönetim kayyımı atanmasını talep etmiş, mahkemece 10/02/2020 tarihli ara karar ile kayyım atanması ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, davacının TTK’nun 449. Maddesine dayalı icranın geri bırakılmasına yönelik talebinin de aynı kapsamda değerlendirilerek talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece verilen 10/02/2020 tarihli kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizce …,… Karar sayılı ilamı ile “İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir talep eden davacı … vekilinden kayyım talebinin yönetici-temsil kayyımlarından hangisine ilişkin olduğu açıklattırılıp dava konusu 01/07/2015 tarihinden sonra alınan davalı şirketlerin tüm yönetim ve genel kurul kararları celp edilip, ihtiyati tedbir talep eden davacı … vekilinin davalı şirketlerde yönetim boşluğu oluştuğu iddiası da değerlendirilerek ihtiyati tedbir talebi hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Dairemiz kararı doğrultusunda davacılar vekili 28/07/2020 tarihli dilekçesinde davalı şirketlerin tümüne mümkünse müşterek bir yönetim kayyımı atanmasına ve ayrıca hukuken yok hükmünde olan davalı şirketlerin 01/07/2015 tarihinden bu yana alınmış genel kurul kararlarının TTK 449.maddesi uyarınca yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece 17/09/2020 tarihli ara karar ile talebin reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 389/(1). maddesinde; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
Türk Medeni Kanunu’nun 403/(2). maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 426. maddesinde vesayet makamının, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re’sen temsil kayyımı atayacağı, kayyım atamasının yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel olmayacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeleri yer almaktadır.
Somut olayda, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden … vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki 17/09/2020 tarihli ara kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir talep eden davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi.15/04/2021

….

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.