Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1235 E. 2022/1049 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1235 Esas 2022/1049 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1235
KARAR NO : 2022/1049

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2017
NUMARASI : 2014/611 Esas 2017/40 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Teminat Mektubu Bedelinin Depo Edilmesi (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2013
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2022

Taraflar arasındaki teminat mektubu bedelinin depo edilmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı şirket yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalıların sözleşmede müteselsil kefil olarak er aldığını, müvekkilinin davalı şirket lehine kesin teminat mektubu verdiğini, borçlu şirketin nakit riskini ödemediğini, kredi hesabın kat edildiğini, müvekkilinin teminat mektup bedelinin iadesi veya depo edilmesi için ihtarname düzenlediğini belirterek 50.000,00 TL teminat mektubu bedellinin bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen, davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde müşterinin teminat mektubu bedelini bankaya yatırmayı taahhüt ettiğine yönelik hüküm bulunduğu, davalı kefiller yönünden ise sözleşmede teminat mektubu bedelinin depo edilmesine yönelik açık hüküm bulunmadığı gerekçesiyle davalı şirket hakkındaki davanın kabulüne, muhatabı … olan 31/05/2012 tarihli … numaralı 50.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubu bedelinin davacı bankada açılacak faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine, diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmeyerek nakit riskini ödemediğini, teminat mektubu bedelinin depo edilmesi talebiyle dava açıldığını, genel kredi sözleşmesinin 38. maddesinde bankanın dilediği anda teminat mektubunun tamamını veya bir kısmını ihbar tarihinden itibaren derhal iadesini isteme hakkına sahip olduğunun düzenlendiğini, kefalet sözleşmesinin 12. Maddesinde kefilin banka ve müşteri arasındaki genel kredi sözleşmesinin kefaletin niteliğine aykırı olmayan maddelerinin tamamının uygulanmasını ve maddelerde yer alan hususları aynen kabul ve taahhüt ettiğine ilişkin düzenleme yer aldığını, sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde teminat mektup bedelinin depo edilmesinde kefillerinde asıl borçlu ile aynı derecede sorumlu olduğunun anlaşılacağını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kefiller yönünden kaldırılmasına, kefiller hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Yargılama aşamasında bankacı bilirkişiden alınan 25/06/2014 tarihli bilirkişi raporu, genel kredi sözleşmesi sureti, hesap kat ihtarı, kesin teminat mektubu sureti dosya içerisinde yer almaktadır
Dava konusu 31/05/2012 tarihli 50.000,00 TL bedelli teminat mektubu, davacı banka tarafından muhatap … adına davalı şirket lehine düzenlenmiştir.
Genel kredi sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin davacı ile davalı şirket arasında akdedildiği, 01/12/2011 tarihli 1.000.000,00 TL limitli sözleşmede diğer davalıların aynı limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının yer aldığı, kefaletin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 484 vd. maddelerinde yer alan koşullara uygun olduğu görülmüştür.
Davacı yan genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı şirket lehine düzenlenen kesin teminat mektubundan kaynaklanan gayri nakit alacağı bulunduğunu iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı şirket yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların sözleşmede müteselsil kefil olarak imzasının yer aldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu kapsamında uyuşmazlık, dava konusu 50.000,00 TL bedelli teminat mektubu bedelinin davacı tarafından davalı kefiller … ve …’dan deposunun talep edilip edilemeyeceği hususundan kaynaklanmaktadır.
Davalıların kefaletinin geçerli olduğu genel kredi sözleşmesi kapsamında düzenlenen teminat mektubundan kaynaklanan gayri nakdi alacağın depo edilmesinin kefilden talep edilmesi ancak sözleşmede bu yönde açık bir hüküm bulunması halinde mümkündür.
Davacı vekilini 26/11/2015 tarihli yazılı beyan dilekçesinde depo talebine ilişkin genel kredi sözleşmesinde ayrıca düzenlenmiş bir hüküm bulunmamakla birlikte müvekkili bankanın kredi sözleşmesi kapsamında verdiği teminat mektubuyla ilgili olarak sözleşmenin feshi durumunda nakit riski talep etme hakkı olduğu gibi gayri nakdi riski depo etme hakkının da usul ve yasa kapsamında bulunduğunu bildirmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 01/12/2011 tarihli sözleşmede ise teminat mektubu bedelinin kefil tarafından depo edileceğine ilişkin açık herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Sözleşmenin 38/3-12. maddesinde yer alan depo hükmü müşteriye yönelik olup, kefil hakkında uygulanamayacaktır. Kefil 3. kişinin borcunu teminat altına alarak yükümlülük altına girdiğinden kefile yükümlülük getiren düzenlemelerin sözleşmede açıkça yer alması gerekir. Bu nedenle sözleşmede yer alan müşteri hakkında yer alan hükümlerin kefil hakkında da uygulanacağına ilişkin hükmün varlığı kefilin teminat mektubundan kaynaklanan gayri nakdi alacaktan sorumlu olduğu sonucunu doğurmayacaktır (Emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/03/2020 tarih ve 2017/11-36 Esas 2020/290 Karar sayılı ilamı).
Hal böyle olunca mahkemece davacının teminat mektubu bedellerinin depo edilmesini davalı kefillerden talep edemeyeceği gözetilerek davalı kefiller hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davalı kefiller hakkındaki davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 15/09/2022

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.