Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1230 E. 2021/593 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2020
NUMARASI : …/… Esas …Karar
….
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/03/…
KARAR TARİHİ : 22/24/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/24/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacılar tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar dava dilekçesinde özetle; davalı …’ndan … ili … ilçesinde bulunan işletmeleri için 61.750,00 TL yatırım kredisi, 18.250,00 TL işletme kredisi olmak üzere toplam 80.000,00 TL kredi kullandıklarını, uygulanacak faiz oranları için … Müsteşarlığı ile davalı banka arasında protokol düzenlendiğini, iş yerlerinin kiraya verilmesi akabinde kiracının haksız işlemleri nedeni ile işlerinin aksadığını, bankanın bu arada alacağını kat ettiğini, 4743 sayılı Kanun gereğince kredilerin yapılandırılması için davalı bankaya başvuruldu ise de başvurunun kabul edilmediğini, davalı bankaca yapılan takiplerde belirtilen miktarlar kadar borçlu olmadıklarını, zira… sayılı ve … sayılı Kanunlar gereğince faizlerin yeniden yapılandırılması gerekirken yapılandırılmadığını, alacağın üzerinde tahsilat yapıldığını, buna göre borçlu olmadıklarından borçlu olmadıklarının tespiti ile fazla ödemenin reeskont faizi ile iadesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kullandığı ve geri ödemesini yapmadığı kredilere ilişkin açılan takipler nedeni ile daha önce de yargı yoluna gittiğini, asıl borçlu yönünden Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin ve kefil yönünden de Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ilamlarının bulunduğunu, öncelikle kesin hüküm nedeni ile esasa ilişkin olarak da banka kredi alacağını yasaya uygun tahsil etmiş bulunduğundan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacıların faiz oranlarının… sayılı ve … sayılı Kanunlar gereğince yeniden yapılandırılması gerekirken yapılandırılmadığı iddialarının ve icra dosyalarında talep edilen faiz miktarlarının usulüne uygun olup olmadığının Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli ve … Esas, …Karar Sayılı dosyası ve Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2003 tarihli ve … Karar Sayılı dosyası ile incelendiği anlaşıldığı, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli ve … Esas, …Karar Sayılı dosyası temyiz süresinin geçirilmesi, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2003 tarihli ve … Karar sayılı dosyası ise temyiz ve karar düzeltme yollarının tüketilmesi nedeni ile kesin hüküm niteliğinde olduğu, bilirkişi incelemesinden de anlaşıldığı üzere dosyanın mevcut hali ile, davacı taleplerinin daha önce yargı mercileri önüne geldiği ve yukarıda özetlendiği şekilde sonuçlandığı, bu nedenlerle davanın kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; olayda kesin hükmün bulunmadığını, davalı bankaca yapılan işlemlerin hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davacının davalıya kredi borcu kapsamında icra takipleri eli ile yaptığı fazla ödemenin istirdatı talebinden ibarettir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 22. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı banka tarafından iş bu davanın davacıları aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılarak 110.816,07 TL asıl alacak, 37.677,60 TL %100 faiz + % 5 bsmv, 57,36 TL noter ihtar masrafı olmak üzere toplam 148.551,03 TL’nin işleyecek faizi ve icra ferileri ile tahsilinin talep edildiği, takibin kesinleştiği, ……. fabrikası tek katlı idare binası ve sulu tarla vasıflı taşınmazın 30/06/2008 tarihinde ihalesinin yapılarak kesinleşen ihale sonucunda 709.500,00 TL’ye satıldığı, bu miktarın sıra cetveli sonrasında iş bu dosya borcuna mahsup edildiği görülmüştür.
Ankara 10. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı banka tarafından iş bu davanın davacıları aleyhine genel haciz yolu ile takip yapılarak 19.203,61 TL ipotekli takibin faizi, icra masrafı, vekalet ücreti, 22,50 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 19.226,11 TL’nin işleyecek faizi ve icra ferileri ile tahsilinin talep edildiği, takibe itiraz edildiği, takibin durmasına ancak ihtiyati haciz kararı bulunduğundan ihtiyati hacze konu 16.941,11 TL üzerinden takibin devamına karar verildiği, dosyada çeşitli haciz işlemleri bulunduğu görülmüştür.
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/12/2010 tarihli ve … Esas, …Karar Sayılı ilamının incelenmesinde, davada davacının … ve Ticaret A. Ş., davalının … A. Ş. olduğu, yargılama sonunda, “Dava, davacının kullandığı kredinin… ve … sayılı yasalar uyarınca yeniden yapılandırılmasına ilişkindir. / Taraflar arasındaki kredi ilişkisine dair belgeler, davacının başvuru dilekçeleri ve davalı tarafın bu başvurulara verdikleri cevabi yazılar ibraz edilmiş, ibraz edilen belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi kurulu tarafından sunulan rapor ve ek rapor ile… sayılı…. Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunun 2. maddesine dayanılarak hazırlanan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarının Onaylanması, Kabulü ve Uygulanmasına İlişkin Genel Şartlar Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddesi ile borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilen borçluların finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınamayacağı, 9. maddesi ile sözleşmeye konu toplam alacak tutarının %6 sının 6 aydan az olmamak üzere en az bir faiz ödemesi yapılıncaya kadar takip edilmesi, toplam ana para ve faiz ödemesi tutarının toplam ödeme dönemi sayısına bölünmesi suretiyle elde edilecek tutardan az olmamak kaydıyla en az bir ödemenin yapılmış olması koşulunu taşıdığı halde davacı şirketin 24.2.2004 tarihli dilekçe ile her yıla ait ödemelerin ancak sezon sonunda tek taksit olarak ödenebileceği ve o sezondan başlamak üzere her yıl 35.000 TL ödenmek üzere 2004,2005,2006 ve 2007 yıllarında 4 taksitte ödemeyi taahhüt ettiği şeklindeki başvurusunun Yönetmeliğin 9. maddesindeki şartlara uygun olmadığı, davacının 16.2.2007 tarihli dilekçesi ile kredi borcunun … sayılı yasa uyarınca yapılandırılmasının istendiği, … sayılı …. Yeniden Yapılandırılması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine dayanılarak hazırlanan Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşmalarının Onaylanması, Kabulü ve Uygulanmasına İlişkin Genel Şartlar Hakkındaki Yönetmeliğin 9. maddesine göre toplam alacak tutarının en az %6 sının geri ödenmiş olması, en az 6 ay süre ile izlendikleri grupta takip edilmeleri ve ödemelerin aksatılmaması kaydıyla bu sürenin sonunda bankalarca kredilerin ve diğer alacakların niteliklerinin belirlenmesi ve bunlar için ayrılacak karşılıklara ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yenilenen ve itfa planına bağlanan krediler hesabına aktarılabileceği hükmünün bulunduğu, davalı bankanın davacının talebi üzerine somut borç ödeme teklifini içerecek şekilde başvuru ve taahhüt mektubunun imzalanarak ekinde yer alan bilgi ve belgelerle birlikte en kısa sürede müracaatın yenilenmesi gerektiği şeklindeki cevabi yazının şirket yetkilisine elden tebliğ edilmesine rağmen yazı gereği yerine getirilmediğinden davacının ilgili yasadan yararlandırılmasının mümkün olmadığı mütalaa edilmiştir. / Dosya kapsamına, ibraz edilen belgelere ilgili yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak ve mahkememiz denetimine elverişli nitelikte düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacının başvurularının… ve … sayılı yasalar ile bu yasalar gereğince düzenlenen yönetmelik hükümlerine uygun nitelikte olmadığı, davacı tarafından davalı bankanın cevabi yazısında belirttiği belgeler de eklenerek yasal düzenlemelere uygun olarak başvurunun yenilenmediği, böylece açılan davanın yersiz olduğu sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile davanın reddedildiği görülmüştür. Kararın taraflarca temyiz edilmediği, 31.05.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2003 tarihli ve … Karar Sayılı ilamının incelenmesinde; davacının … A. Ş. davalıların … olduğu, davanın davalıların 80.000,00 TL asıl alacağı kabul etmekle birlikte, ferilerine itiraz etmeleri üzerine itirazın iptali davası olarak açıldığı, davacının 19/12/2000 tarihli Ankara 10. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki davalı itirazlarının iptali davası olduğu, davanın takibe itiraz etmeyen İsmail Yılmaz yönünden reddedildiği, diğer davalılar yönünden 65.333,33 TL işlemiş faiz ve 3.266,67 TL BSMV olmak üzere takibin devamına, takip tarihinden itibaren %100 faiz ve %5 BSMV uygulanmasına, 81.894,99 TL fazlaya ilişkin istemin reddine, 27.440,00 TL icra inkar tazminatının, 3.714,50 TL harcın, 152,55 TL yargılama giderinin, 5.516,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verildiği, Yargıtay’ın 27/06/2005 tarihli … Karar sayılı ilamı ile hüküm onandığı, Yargıtay’ın 12/12/2006 tarihli … Karar sayılı ilamı karar düzeltme istemlerinin reddine karar verildiği, kararın 12.12.2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı yan işbu davada, davalı bankadan kredi kullandırıldığını, 4743 sayılı kanun çerçevesinde kredilerin yapılandırılması için davalı bankaya yapılan başvurunun kabul edilmediğini, 4743 sayılı ve … sayılı kanunlar gereğince faizlerin yeniden yapılandırılması gerekirken yapılandırılmamasının hukuka aykırı olduğunu ve bu nedenle fazla tahsilat yapıldığını iddia ederek yapılan fazla ödemeler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile fazla ödemelerin iadesini talep etmiştir.
Davacı şirket kredi sözleşmesinin asıl borçlu, davalı … ise müteselsil kefili konumundadır. Davalı, davacıların taleplerinin daha evvel incelenerek kesin hükme bağlandığını savunmuş, ilk derece mahkemesince de Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı ve Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas… … Karar sayılı dosyalarının işbu dosya açısından kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 303/1 maddesi uyarınca “bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir” hükmünü içermekte olup, kesin hüküm HMK’nun 114/1-i maddesi gereğince olumsuz dava şartlarındandır.
Bu nedenledir ki kesin hüküm itirazı, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemenin de, davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden (dava şartı yokluğundan) reddetmesi gerekir.
Hemen belirtilmelidir ki kesin hüküm, şekli anlamda kesin hüküm ve maddi anlamda kesin hüküm olmak üzere ikiye ayrılır. Şekli anlamda kesin hüküm, sözü edilen karara karşı artık bütün olağan yasa yollarının kapandığı anlamına gelir. Bazı son kararlar verildikleri anda kesindirler (Örneğin HUMK. m. 427; HMK. m. 361). Yasa yolu açık olan bir karar, yasa yoluna başvurma süresi geçmekle de kesinleşir. Öte yandan, temyiz yolu açık olan bir karar temyiz edilip sonuçta onanmış ve karar düzeltme süresi geçirilmişse, ya da karar düzeltme yoluna gidilip de bu istem reddedilmişse veyahut yasa yoluna başvurmaktan feragat edilmişse verilen hüküm şekli anlamda kesinleşir. Bir hüküm bir kere şekli anlamda kesinleşirse, artık bu hükme karşı, olağan yasa yollarına başvurulamaz. Bir kararın maddi anlamda kesinleşmesi için öncelikle şekli anlamda kesinleşmesi gerekir.
Maddi anlamda kesin hükmün ilk koşulu, her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması; ikinci koşulu müddeabihin aynılığı; üçüncü koşulu ise dava sebebinin aynı olmasıdır. Kesin hükmün ikinci koşulu olan müddeabih, dava konusu yapılmış olan hak, yani dava ile elde edilmek istenilen sonuçtur. Önceki dava ile yeni davanın müddeabihlerinin (konularının) aynı olup olmadığını anlamak için hakimin, eski davada verilen kararın hüküm fıkrası ile yeni davada ileri sürülen talep sonucunu karşılaştırması gerekir. Eski ve yeni davanın konusu olan maddi şeyler fiziki bakımdan aynı olsa bile, bu şeyler üzerinde talep olunan haklar değişikse, müddeabihler aynı değil demektir. Kesin hükmün üçüncü koşulu ise dava sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebi, hukuki sebep olmayıp, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Öyle ise; her iki davanın da dayandığı maddi vakıalar (olaylar) aynı ise, diğer iki koşulun da bulunması halinde kesin hükmün bulunduğundan söz edilebilir. 6100 sayılı HMK’nun 303/1.maddesi de, “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde benzer bir tanımı içermektedir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve ….sayılı ilamlarında da vurgulanmıştır. Mahkemeler, aynı konuda, aynı dava sebebine dayanarak, aynı taraflar hakkında verilmiş olan bir kesin hüküm ile bağlıdırlar; aynı davayı bir daha (yeniden) inceleyemezler ve aynı konuya ilişkin yeni bir davada, önceki davada verilmiş olan kesin hüküm ile bağlıdırlar (Baki Kuru, a.ge., C. V, s. 5051- 5053).
Somut olaya gelince, ilk derece mahkemesince işbu dava açısından kesin hüküm teşkil ettiğine karar verilen Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasında, dosyamız davalısı banka tarafından dosyamız davacısı …’ın da aralarında bulunduğu diğer davalılara karşı dosyamız davacısı … … San. Ve Tic. A.Ş.’nin asıl borçlusu olduğu krediler nedeniyle müteselsil kefaletlerine dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile açılan davada mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmış ise de, söz konusu dosyada dosyamız davacısı … … San. Ve Tic. A.Ş. taraf olarak yer almadığı gibi mahkemece işbu davada uygulanması talep edilen 31/01/2002 tarihli Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren… sayılı Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve 30/12/2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren … sayılı Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun hükümlerinin değerlendirilmediği, böylelikle işbu davanın tarafları ve konusu ile Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyasının tarafları ve konusunun aynı olmadığı, dolayısıyla işbu dava açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceği anlaşılmıştır.
Yine, her ne kadar Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Karar sayılı dosyası ile işbu dava dosyasındaki taraflar aynı ise de söz konusu dosyada davacı yanca… sayılı ve … sayılı yasalar uyarınca icra takiplerinin ertelenmesi ve borçların faizlerinden vazgeçilerek 6’şar aylık takside bağlanarak 5 yıla yapılandırılması istemi ile açılan davada mahkemece davacıların başvurusunun… ve … sayılı yasalar gereğince düzenlenen yönetmelik hükümlerine uygun nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, söz konusu kredinin anılan yasalar kapsamında olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmadığından şekli anlamda başvuru koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın işbu dosya açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceği açıktır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek bir inceleme yapılması gerekirken davanın kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz görüldüğünden davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacıların istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2- Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas …Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacıların adli yardımdan faydalandığından istinaf karar harcı ve istinaf başvuru harcı alınmasına yer olmadığına,
5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/04/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.