Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1229 E. 2022/1097 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi

ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2020
NUMARASI : …
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/09/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, … faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde şehir şebekeleri ve tevsi işlerinin yapılması kapsamında kullanılan … boruların, malzemelerin ve işçilik bedellerinin haksız yere tahsil edilmiş olması sebebiyle haksız kesilen bedelin tahsili talebi ile açılan alacak davasının kabulüne ilişkin verilen kararın icra takibine konulması sonucu müvekkilinin ödeme yaptığını belirterek şimdilik 262.352,40 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin hazırlanan bilançolar kapsamından kesinleştirildiğini, davacının geçmişe yönelik herhangi bir hak ve alacak talep edemeyeceğini, işbu davaya dayanak icra dosyasında borçlunun … … Müdürlüğü olduğunu, ödeme dekontundan da ödemenin … tarafından yapıldığının anlaşıldığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, İHDS’den önce doğan ve davacı tarafından yapılan ödemeden … hükümleri de nazara alınarak davalının sorumlu olduğu, ödemeye esas mahkeme kararındaki uyuşmazlığın İHDS’den önceye ilişkin bulunduğu, yapılan ödemenin hisse satış sözleşmesinin 9.4. maddesinin atfıyla İHDS’nin 7.4. maddesi uyarınca davalıya rücu edilebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 262.352,40 TL’nin 29/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, işbu davaya dayanak icra dosyasında borçlunun … … Müdürlüğü olduğunu, ödeme dekontundan da ödemenin … tarafından yapıldığının anlaşıldığını, rücuya dayanak mahkeme kararında davacının taraf olmadığını, davacının icra takibinde de borçlu sıfatı bulunmadığını, İHDS ve hisse devir sözleşmesi kapsamında dava konusu işlemin davacı şirket sorumluluğunda bulunduğunu, İHDS tarihinden önceki döneme ait … faaliyetinden kaynaklı hangi iş ve işlemlerin sorumluluğunun müvekkiline ait olduğunun belirlendiğini, İHDS tarihinden önceki döneme ait bütün sorumluluğun müvekkiline ait olduğu mantığının hatalı bulunduğunu, devre esas bilançolar ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, hisse devir tarihine kadar sonuçlanmamış ve İHDS hükümleri gereği … … Müdürlüğü takip ve sorumluluğunda bırakılan dosyaların tutanak ve ekindeki liste ile belirlendiğini, devir öncesinde sonuçlanmış ve ödemesi yapılmış dosyaların bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2008 tarih 2006/16 Esas 2008/42 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı … …. Ltd. Şti., davalısı … … … … Müdürlüğü ve … … Müdürlüğü-… … … Müdürlüğü olup, 24/06/2005 tarihinden önce şehir şebekeleri ve tevsi işlerinin yapılması kapsamında kullanılan … boruların, malzemelerin ve işçilik bedellerinin haksız yere tahsil edilmiş olması sebebiyle haksız kesilen bedelin tahsili talebiyle 24/06/2005 tarihinde açılan davada yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 464.610,66 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Anılan karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin incelemesinden geçerek kesinleşmiştir.
… 4. İcra Müdürlüğünün 2008/5718 sayılı icra takip dosyası ile, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2008 tarih 2006/16 Esas 2008/42 Karar sayılı ilamına dayanılarak alacaklı … …. Ltd. Şti. tarafından borçlular … … … … Müdürlüğü ve … … Müdürlüğü aleyhine toplam 742.220,48 TL’nin tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, davacının icra dosyasına 12/11/2009 tarihinde 647.639,90 TL, 30/04/2010 tarihinde 262.352,40 TL yatırdığı görülmüştür.
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1034 Esas 2018/106 Karar sayılı karar ile davacı tarafından davalı aleyhine yukarıda anılan icra dosyasına 12/11/2009 tarihinde yatırılan 647.639,90 TL ile rücuya dayanak karar nedeniyle yapılan harç ve masrafın tahsili talebiyle açılan davanın kısmen kabulüne, 656.076,65 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Yargılama aşamasında hesap bilirkişiden 23/10/2019 tarihli kök, 07/05/2022 tarihli ek rapor alınmıştır.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı … …. Ltd. Şti. tarafından şehir şebekeleri ve tevsi işlerinin yapılması kapsamında kullanılan … boruların, malzemelerin ve işçilik bedellerinin haksız yere tahsil edilmiş olması sebebiyle haksız kesilen bedelin tahsili talebi ile 24/06/2005 tarihinde … … … … Müdürlüğü ve … … Müdürlüğü-… … … Müdürlüğü aleyhine açılan davalarda yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, bu kararın icra takibine konulması nedeniyle icra dosyasına 12/11/2009 tarihinde 647.639,90 TL, 30/04/2010 tarihinde 262.352,40 TL ödendiği dosya içeriğiyle sabittir.
İşbu dava icra dosyasına 30/04/2010 tarihinde ödenen 262.352,40 TL’nin rücuen tahsili talebiyle açılmıştır.
Rücuya dayanak karar ve icra dosyasında … … Müdürlüğü davalı ve borçlu olarak yer almakta ise de, kararda … … Müdürlüğü ibaresinin yanında … … … A.Ş. … Müdürlüğü, icra dosyasında ise borçlu kısmında … … Müdürlüğü ibaresinin yanında vekilin adresi … … İl Müdürlüğü binası olarak gösterilmiştir. Bir başka anlatımla, davalı … … Müdürlüğü doğrudan açılan davada ve bu dava sonucu verilen karara dayalı olarak başlatılan icra takip dosyasında taraf değildir. Bu durumda, her ne kadar icra dosyasındaki tahsilat makbuzunda borçlu olarak … … Müdürlüğü ibaresi yer almakta ise de, vekilin adresinden de açıkça anlaşılacağı üzere takip dosyasında ödeme yapan davacıdır.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; … faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki davanın davacısı olan … …. Ltd. Şti. bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın … tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı icra dosyalarına ödediği tüm bedelin rücuen tahsilini davalıdan talep edebileceğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir. Rücuen alacağa dayanak dava … … Müdürlüğü aleyhine açılmadığından ve takip doğrudan … … Müdürlüğü aleyhine başlatılmadığından somut uyuşmazlıkta sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi öncelikle uygulanacaktır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 17.921,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 4.480,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.440,97‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/09/2022

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.