Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1224 E. 2021/863 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI :…
DAVA : Anonim Şirket Pay Devrinin Tespit Ve Tescili
DAVA TARİHİ : 27/05/2019
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2021

Taraflar arasındaki anonim şirket pay devrinin tespit ve tescili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile … ve …’ın kardeş olup, davacının davalıların abisi olduğunu, davalı ….’nin ilk olarak 29.11.1995 yılında kurulduğunu, kuruluşta hissedarların %95 hisse ile dava dışı anne … ve %5 hisse ile … olduğunu, davalı şirket hisselerinin süreç içerisinde … ailesi içerisinde el değiştirmek suretiyle 01.02.2005 tarihinde şirket merkezini Eskişehir’e taşıdığını, … ve … kardeşlerin 06.09.2005 tarihinde hisselerinin bir kısmını diğer davalı …’a devrettiğini, davalı şirketin pay durumunun %36 …, %32 …, %32 … şeklinde olduğunu, davalı şirketin 23.05.2014 tarihinde nevi değiştirerek …. olduğunu, davalı … ….’nin 27.05.1992 tarihinde kurulduğunu, kuruluştaki pay oranlarının %40 dava dışı baba …, %30 davacı …, %30 … şeklinde olduğunu, davalı şirketin 01.02.2005 tarihinde şirket merkezini Eskişehir’e taşıdığını, davalı şirketin 30.09.2014 tarihinde nevi değiştirerek … …. olduğunu, …’ın 17.11.2006 tarihinden itibaren önce müdür ve daha sonra ortak dışı yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığını, baba …’ın sadece resmi kayıtlarda ortak olarak yer aldığını, 12.09.2018 tarihinde dava dışı baba …’ın hisselerini davalı … ve …’a devrettiğini, davalı şirketin pay durumunun %36 …, %32 …, %32 … şeklinde olduğunu, tarafları şirket bölünmesi ve hisse devri yapılmak suretiyle ortaklıklarının ayrılması kararı aldıklarını, taraflar arasında yapılan protokoller gereğince hisse devrine esas olmak üzere gerek şirketler üzerinde ve gerek şahıslar üzerinde kayıtlı taşınmazların kardeşler arasında ne şekilde paylaşılacağının kararlaştırıldığını, bunun üzerine taşınır malların şirketler arası tesliminin ve çalışanların paylaşımlarının da protokollere uygun olarak gerçekleştirildiğini, 31.03.2018 tarihinden itibaren davalı … ….nin müvekkili ve ….’nin davalılar … ve …’ın fiilen işletmeye başladığını, davalı şirketlerden ….’nin taşınmaz mal varlığının birçoğuna sahip olması nedeniyle ….’nin devreden sıfatıyla kısmi bölünme mevzuatı kapsamında bir kısım gayrimenkul ve nakdinin tefriki ile … A.Ş.’ne devralan sıfatıyla devredilmesine karar verildiğini, böylelikle davalı … A.Ş’de resmi olarak dava dışı baba … üzerinde bulunan %64 oranındaki hissenin %32’şer oranında hisselerle 26.09.2018 tarihinde davalı … ve … …’a devredildiğini, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirmiş olmasına rağmen davalı gerçek kişilerin davalı … A.Ş. hisselerini müvekkili davacıya devretmediğini, davalı … ….’nin davalı … ve … üzerinde gözüken şirket hisselerinin devrinin önlenmesi amacıyla teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı …’nin yargılama sürecinde keyfi yönetilmesi ve mal varlığının azaltılmasının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir yoluyla şirketin tüm işlemlerinin resen atanacak kayyım vasıtasıyla yürütülmesi hususunda karar verilmesini, bu talepleri uygun görülmemesi halinde şirketin mevcut yönetim kurulunun iş ve işlemlerinin resen atanacak bir kayyımın onayından sonra geçerlilik kazanacağı hususunda karar verilmesini, bu talebi de uygun görülmemesi halinde …’nin taşınır ve taşınmaz mal varlığının üçüncü kişilere satışının önlenmesi amacıyla teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı … …’nin yargılama sürecinde faaliyetlerine devam edebilmesi ve mal varlığının azalmasının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir yoluyla şirketin tüm işlemlerinin müvekkilinin münferit yetkisi ile yapabilmesi hususunda karar verilmesini, bu talebi uygun görülmemesi halinde şirketin tüm işlemlerinin mahkemece resen atanacak bir kayyım vasıtasıyla yürütülmesi hususunda karar verilmesini , davalarının kabulü ile tarafların hissedarı oldukları davalı şirketlerin bölünmesi ve ardından hisse devirleri yapılarak ortaklıklarının ayrılması hususunda düzenlenen sözleşme hükümlerinin müvekkili tarafından yerine getirilmiş olması nedeniyle davalı … ..Şti’deki davalı …’a ait %32 ve …’a %32 hissenin müvekkiline ait olduğunun hükmen tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı tarafın davalılar ile bölünme sözleşmesi yaptığı iddiasının hukuka aykırı olduğunu, hukuka uygun bir bölünme sözleşmesinin olmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan 3 adet belgenin bölünme sözleşmesi niteliğinin olmadığını, sözleşme bölünmeye ilişkin edimleri içermediği gibi kimin alacaklı kimin borçlu olduğuna ilişkin esaslı unsurları içermediğini, bu belgeleri bölünme sözleşmesi olarak kabul etmelerinin mümkün olmadığını, belgelerin şirket yönetim kurulu adına imza edilmediğini, dilekçe ekinde sunulan belgelerin hiçbirinde davalı iki şirketin hissedarlarının isimleri ve altında imzalarının yer almadığını, bu belgelerin şirket yönetim kurulu sıfatıyla imza edildiğine ilişkin hiçbir beyan ve açıklama bulunmadığını, bu belgelerin imza altına alındığı tarihte davalı … ve …’ın … …’nin ortağı dahi olmadığını, müvekkillerinin bu belgelerin düzenlendiği tarihten yaklaşık 6 ay sonra 12.09.2018 tarihinde … …’nin ortağı olduğunu, belgelerde davalı şirketlerin varlıkları dışında şirketlerle ilgisi olmayan tarafların kişisel varlıklarının da yer aldığını, belgelerde hangi şirketin hangi şirkete hangi varlığın bölüştürüleceği ve devredeceğinin de yer almadığını, belgelerde yer alan varlıkların şirkete değil kişilere devrin öngörüldüğünü, şirketin bölünme sözleşmesi, şirket ortaklarına, şirket varlıklarının yada bir ortağa ait varlığın diğer ortağa devri sözleşmesi olmadığını, bir şirketin varlığının bir ortağa devrinin hukuken mümkün olmadığını, belgelerde şirket hissedarı olmayan 3.kişilere de taksimat yapıldığını, dava konusu olayda davalı şirketlerin 13.12.2018 tarihli genel kurullarında bölünme kararları almış olmalarının geçersiz sözleşmeyi geçerli hale getiremeyeceğini, taraflar arasında kurucu ve geçerlilik unsurlarına sahip bir sözleşmenin olmadığını, davacı tarafın sözleşme olarak nitelendirdiği belgelerden hareketle bölünme sözleşmesi ve hisse devir sözleşmesi karmaşası yarattığını, davacının sözleşme olarak değerlendirdiği belgelere dayanarak davalılardan hisselerini kendisine devir etmesini talep ettiğini, hisse devir sözleşmesi ile bölünme sözleşmesi koşulları ve sonuçlarının tamamen farklı sözleşmeler olduğunu, sözleşmenin bir an için geçerli olduğu kabul edilse bile kendi edimini yerine getirmeyen davacının karşı edimleri talep etmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yasal mevzuat ve dosyaya toplanan deliller ile tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi sonucunda; davacı gerçek kişilerin davalı şirketlerin ortakları olduğu, her iki şirkette davacının %36, davalı gerçek kişilerin ise %32’şer oranında paylarının bulunduğu, her iki şirket ortaklarının paylaşma konusunda görüşmeler yaptıkları, bu kapsamda şirketlerden birinin davacıya, diğerinin ise tüm hisselerinin davalılara ait olacağı konusunda anlaştıkları, bu kapsamda dava dilekçesi ile bilirkişi raporunda da ayrıntılı belirtilen 25.03.2018 tarihli gerçek kişiler arasında adi yazılı protokol yapıldığı, her iki şirkete ait taşınır mal varlığı ile çalışanların 1/3’ünün davacıya , 2/3’ünün ise davalılara isabet edecek şirkete kalmasının kararlaştırıldığı, bilahare 28.03.2018 tarihli ve 21.04.2018 tarihli protokollerin yapıldığı, buna göre hisse devirlerine esas olmak üzere şirketler ve şahıslar üzerinde kayıtlı taşınmazların kardeşler ve şirketler arasında ne şekilde paylaşılacağının kararlaştırıldığı, paylaştırma kapsamında davacıya … ….’nin tüm hisselerinin, davalı gerçek kişilere ise ….’nin tüm hisselerinin verilmesinin kararlaştırıldığı, davalı şirketlerin taşınmaz mal varlığının çoğunluğunun ….’de bulunması nedeniyle bu şirketin kısmi bölünmesi suretiyle bir kısım gayrimenkul ve nakdin tefrik edilerek … …’ye devredilmesine karar verildiği, tüm bu hususlarda taşınır malların çalışanların paylaşımının yapılıp davacının … …’yi, davalı gerçek kişilerin ise ….’yi fiili olarak yönetmeye başladıkları, yine protokollere uygun olarak ….’ ile … … arasında devir yoluyla araçların geçişinin şirketler arası yapıldığı, …. İle … ….’ arasındaki kısmi bölünme nedeniyle ….’nin taşınmaz mal varlığının bölünerek bölünen kısmın … …’ye geçirildiği, bu bölünme nedeniyle ….’nin sermaye ve aktiflerinin kısmen azaldığı, … ….’nin ise sermaye ve aktiflerinin arttığı, yine kişilere ait görünen gerçekte şirketlere ait taşınmazların da bölünme sonucunda oransal olarak paylaşıldığı, yine telefon hatlarıyla internet adreslerinin de paylaşıldığı, Eskişehir 2. Noterliğinin 30.04.2019 tarih …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacının, davalı gerçek kişilere şirketlerdeki hisse devirlerinin karşılıklı yapılmak üzere notere davet edildiği, davalı gerçek kişilerin aynı noterliğin 08.05.2019 tarih …. yevmiye numaralı cevabi ihtarı ile bu durumu kabul etmediklerini bildirdikleri, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre davacının bu anlaşmalar gereğince üzerine düşen edim ve yükümlülükleri yerine getirdiği , davalı gerçek kişilerin şirket hisse devirlerine yanaşmadıkları, taraflar arasında düzenlenen 25.03.2018, 28.03.2018 ve 21.04.2018 tarihli belgelerin hisse devirleri amacıyla yapıldığı, buna uygun olarak hisselerin çıplak pay devri konusunda yukarıda belirtilen ve yasada düzenlenen irade ve yazılı olma şartının yerine getirildiği ve davacının davasının haklı ve hukuka uygun bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile davalı … ….’deki davalı gerçek kişiler …’a ait %32 oranındaki pay ile davalı …’a ait %32 oranındaki payların davacıya ait olduğunun tespiti ile bu payların davacı adına tesciline, karar kesinleşinceye kadar davalı … …’nin tüm işlemlerinin davacının münferit yetkisi ile yapılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmişse de davacı vekillerinin buna ilişkin istemlerinin reddine, tedbirlerin karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davacı ile davalı müvekkillerinin davalı şirketlerdeki ortaklarına son vermek için birçok görüşme yaptıklarını, bu görüşmeler esnasında tarafların payların devrinin bir kısım şartlar konusunda ön mutabakata vardıklarını, bir kısım şartlar konusunda da görüşmelerin devam ettiğini, uyuşmazlığın hukuka uygun çözülebilmesi için dava dosyasına sunulan belgeler ve bu belgelere yansıyan iradelerden anlaşılacağı üzere tarafların niyetinin davalı her iki şirketteki mal varlıkları yanında ayrıca doğrudan veya dolaylı şirketle irtibatı kurulabilecek taşınır ve taşınmaz mal varlığının aynen ve/veya değeri itibariyle 1/3 oranında paylaşmak olduğunu, tarafların hassasiyet üzerinde durduğu hususun en son ki aşamada paylaşıma konu unsurların toplam değerinin 1/3’ünün … ….’ye, 2/3’ünün ise ….’ye ait olunması yönünde olduğunu, bu denge sağlandığı takdirde davalı … ….’ndeki payların tamamının …’a, ….’ndeki payların ise eşit oranda her iki davalıya ait olacağını, taraf iradelerinden anlaşılacağı üzere pay devirlerinin usulüne uygun paylaşımının yapılmasının geciktirici koşuluna bağlandığını, bu nedenle mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararının hatalı olduğunu,
Tarafların 25/03/2018, 28/03/2018 ve 21/04/2018 tarihli belgelerde ki koşullar dışında da tarafların bazı koşullar üzerinde de görüşmeye devam ettiğini, bu hususun davacının 09/04/2019 tarihli e-mail’den de anlaşıldığını, ancak ayrılığın 09/04/2019 tarihinde yapılamadığını, davacının Eskişehir 2. Noterliğinden 30/04/2019 tarih ve 09/05/2019 tarihli iki ayrı ihtarnamede de bu hususun anlaşıldığını, bu nedenle taraflarca alınmış nihai bir anlaşmanın bulunmadığını, söz konusu her üç protokolün düzenlendiği tarihte davalı … ve …’in … ….’nde hissesinin dahi bulunmadığını, bu hisseleri 12/09/2018 tarihinde babaları …’dan devir aldıklarını,
Alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı tespitler içerdiğini, bilirkişi raporunda şirketin bölünmesinin pay devrinin nihai aşaması olduğu izlenimi yaratıldığını, bu izleminin kesinlikle yanlış olduğunu, bölünmenin aşamalardan ve yapılması gerekenlerden sadece bir tanesi olduğunu, edimlerin ifa sırasına ilişkin herhangi bir kararlaştırma yapılmadığını, önemli olan tarafların hem esas hem de usul bakımından uzlaştıkları paylaşımın bütün aşamalarının tamamlanması olduğunu, bilirkişi raporunda tespit edilmeyen ve halen dahi ifa edilmemiş bulunan koşulların davalıdan tek başına yükümlü olduğu edimler olmadığını, davacının katılımı ile ifasının mümkün olduğunu, ayrıca şirketlerin alacak ve borçlarının protokole konu edilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, taraflar arasında nihai bir anlaşmanın olmadığının da bir sonucu olmasına rağmen bilirkişi raporunda bu hususta değerlendirme yapılmamış olmasının da hatalı olduğunu,
28/03/2018 tarihli belgede, cayma hakkının düzenlendiğini, taraflar arasında nihai bir anlaşmaya varılamamakla birlikte mahkemece pay devrine ilişkin tüm koşullarda uzlaşılmış bir anlaşmanın varlığı kabul edildiği takdirde 28/03/2018 tarihli belge kapsamında davalıların cayma hakkının kullandığını davacının da bildiğini, davaya cevap dilekçesinde de ayrıca bir kez daha cayma iradesini açıkça ortaya koyduklarını,
Ortada tam iki tane borç yükleyen bir sözleşme var ise mahkeme kararının özellik göstermesi gerektiğini, mahkemece davacı …’a ait hisseler yönünden kabul kararı verilirken, davalılar yönünden de kendilerine kalan hisseler yönünden hüküm kurulması gerekirken hüküm kurulmadığını, bu yönüyle kararın hatalı olduğunu,
Kabul anlamına gelmemek kaydıyla anonim şirket paylarının kime ait olduğu hususunda ticaret sicilinde tescil yapılamayacağını, ticaret sicilin anonim şirket pay sahipliği konusunda bir işlevi bulunmadığını, senede bağlanmamış paylar ve nama yazılı pay senedi sahipleri ile intifa hakkı sahiplerinin ad soyadı ve unvanları ile adreslerinin TTK’nın 499.maddesi kapsamında pay defterine kaydedileceğinin hüküm altına alındığını, hamiline yazılı pay senetlerinin ise zilyetlik yoluyla devri gerçekleştiğinden pay defterine de kaydedilmesine olanak bulunmadığını, bu nedenle mahkemenin tescil yönündeki verdiği kararın hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesikararının usul ve yasaya uygun olduğunu, ayrıca davalılarca aynı protokoller kapsamında Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında …’a ait …’ndeki payların … ve …’a ait olduğuna karar verilmesi yönünde dava açıldığını, bu nedenlerle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı …’nin bölünmesi ve buna dayalı yapılan sözleşmeler nedeniyle davalı … … Şirketi’nin davalı gerçek kişilere ait olan %64’lük payının davacıya aidiyeti ve bu payın davacı adına tespit ve tescili davasıdır.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde; davacılarının … ve …, davalılarının … ve ….olduğu, davalı …’ın Eskişehir 2. Noterliğinin 30/04/2019 tarih ve …. yevmiye no’su ile keşide ettiği ihtarnamedeki irade beyanı, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….Karar sayılı ilamı ve dosya kapsamı dikkate alınarak davalı … uhdesinde bulunan ….’ne ait %36 oranındaki çıplak payın %18’inin …’a %18’inin …’a ait olduğunun tespiti ile davacı adlarına tescilinin talep edildiği, dosyanın halen derdest olduğu görülmüştür.
Hukukçu ve Serbest Mali Müşavir bilirkişiler ….. oluşan heyetten alınan raporda özetle; davalı ….’nin ve diğer davalı … ….’nin ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğunu, e-defter şeklindeki ticari defterlerinin e-defter beratları bulunduğunu, fiziki ticari defterlerinin gerekli açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığını, davaya konu 25/03/2018 tarihli belgenin altında her iki davalı şirketinde ortağı olan …, … ve …’ın imzalarının bulunduğu, belgede tarafların ortaklıktan ayrılma iradelerini yansıttığı, 28/03/2018 tarihli belgede gayrimenkullerin listesi ve parasal değerlerin hesaplanmasına yönelik olup, aynı kişiler tarafından imzalanmak suretiyle paylaşıma ilişkin ayrılma iradesinin desteklendiği, “Tutanak” başlıklı belgede ise, davalı eyyah ….’nin anlaşılan 2 adet tarla ile bu tarlaların değerlenmesi ve paylaşımı konusunda mutabakat yapıldığı, devir yoluyla mal varlığı geçişlerinin davalı her iki şirketin mal varlıklarına, araçların ve iş makinelerinin ortakların irade beyanları gibi birbirine devredildiğinin görüldüğü, her iki davalı şirkette kısmi bölünme yönünde genel kurul kararı alındığı, kısmi bölünme kararının 18/07/2018 tarihli Yönetim Kurulu Kararına dayanılarak … yayınlandığı, 3.ilandan sonra 13/12/2012 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulunda kısmi bölünme sözleşmesinin onaylanarak gerekli ana sözleşme tadillerinin yapıldığı ve … ilan edildiği ve ilan ile bölünme sonucu bir kısım taşınmazlarının 25/03/2019 tarihinde tapularının bölen şirket olan … ….’ne geçtiği, davalı ….’nin kısmi bölünme sonucu daha önce 11.150.000,00 TL olan tamamı ödenmiş sermayesinin 4.050.000,00 TL azalma sonucu 7.100.000,00 TL’ye azaltıldığı, azaltılan sermaye payları sonrası davacı …’ın davalı şirkette 2.556.000,00 TL, davalılar … ve …’ın ayrı ayrı 2.272.000,00 TL karşılığı hissesinin bulunduğu, ancak ortaklar pay defterinin kısmi bölünme sonucu paylar ve sermaye miktarlarının kaydedilmediği, davalı … ….’nin 6.400.000,00 TL olan tamamı ödenmiş sermayesinin 4.050.000,00 TL artımı sonrası sermayesinin 10.450.000,00 TL’ye artırıldığı, davacı …’ın bu davalı şirkette 3.762.000,00 TL, davalılar … ve …’ın ayrı ayrı 3.344.000,00 TL karşılığı hissesinin bulunduğu, her iki davalı şirketin personelleri arasında geçişlerin sağlandığı, davacı ve davalılar arasındaki ortaklıkların ayrılmasında mal varlığı geçişleri ve personel geçişleri işlemlerinin yapılmış olduğunun tespit edilmesine rağmen hisse devirlerinin yapılmadığının görüldüğü belirtilmiştir.

13/12/2018 tarihli ….’nin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında; gündemin 3 no’lu maddesi ile şirketin bölünme mevzuatı kapsamında bir kısım gayrimenkul ve nakit tefriki ile kısmi bölünme gerçekleştirilmesine, bölünme sonucu toplam 4.050.000,00 TL değerindeki taşınmazların … ….’ne devredilmesine, ve 4.050.000,00 TL sermaye azaltılmasına yönelik karar alındığı, ana sözleşme değişikliği yapıldığı,
13/12/2018 tarihli … ….’nin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında; gündemin 3 no’lu maddesi ile şirketin bölünme mevzuatı kapsamında bir kısım gayrimenkul ve nakit tefriki ile kısmi bölünme gerçekleştirilmesi sonucu toplam devredecek gayrimenkullerin değeri olan 4.050.000,00 TL için sermaye artırımı yapılmasına yönelik karar alındığı, ana sözleşme değişikliği yapıldığı,
25/03/2018 tarihli Adi yazılı belgede; mazot deposunun, demirbaşların ve araçların, iş makinelerinin, şoförlerin, diğer çalışanların, operatörlerin davaların ve kıdem tazminatlarının ödenecek her türlü cezanın 1/3 oranında paylaşılacağı,
…. binasını alacak kişinin ayrılış tarihinde Hyundai parçaları ve ekipman, programlar ve özel aletleri ile sarf malzemelerinin %100 fiyatından alacağı,
….’ni alanın …. uzantılı Google adreslerini, … ….’ni alanın … uzantılı Google adreslerini kullanacağı yönünde karar alınmış olup, söz konusu belgenin davalı şirketlerin ortakları olan …, … ve … tarafından imzalandığı,
28/03/2018 tarihli Adi yazılı belgede; tarafların anlaştığı bazı gayrimenkullerin paylaşımın yaptığı, herhangi bir tarafın cayması durumunda 500.000,00 TL ödemeyi kabul ettikleri ve belgenin yine davalı şirketlerin ortakları olan …, … ve … tarafından imzalandığı,
Tutanaktık başlıklı tarihsiz belgede ise; 56.111,66 m2 ve 48.818,48 m2 yüz ölçümlü iki tarlaya ilişkin karar alındığı, belgenin yine davalı şirketlerin ortakları olan …, … ve … ile dava dışı … tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında…. başlıklı 21/05/2019 tarihli ve 19/06/2019 tarihli düzenlenen belgelerde; işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan kıdem, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai, yıllık ücret, izin, hafta tadili, ulusal ve genel bayram tatili gibi alacaklara yönelik anlaşma tutanağı düzenlendiği, tutanakta işçi dışında …. ve … …. veekilerinin de katıldığı, tespit edilen işçilik alacaklarının 1/3’ünün … …., 2/3’ünün de ….tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır.
Eskişehir 2. Noterliğinden çekilen 30/04/2019 tarihli İhtarname başlıklı belgenin incelenmesinde; ihtar edenin …, muhataplarının … ve … olup, taraflar arasında akdedilen şirket bölünmesi ve şirket devri sözleşmesinin hükümlerinin tarafınca yerine getirilmesi nedeniyle ….’nde ki %36 hissesinin taraflarına devretmeye hazır olduğunu, ihbar ve aynı sözleşmeler gereğince %32’şer olarak sahip oldukları toplam %64 … ….’nde ki hissenin ise tarafına devretmesi gerektiğinin ihtar edildiği,
Eskişehir 2. Noterliğinden çekilen 08/05/2019 tarihli İhtarnameye başlıklı belgenin incelenmesinde; ihtar edenlerin … ve …, muhatabının … olup, Eskişehir 2. Noterliğinden çekilen 30/04/2019 tarihli ihtarname içeriğinin kabul edilmediğinin ihtar edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 484. Maddesinde pay senetlerinin hamiline veya nama yazılı olacağı, aynı yasanın 489. Maddesinde hamiline yazılı senetlerin devrinin şirket ve üçüncü kişiler hakkında ancak zilyetliğin geçirilmesi ve hükmü ifade edeceği, aynı yasanın 490.maddesinde ise nama yazılı payların ve pay senetlerinin devrine yönelik ilke düzenlenmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi …. Karar sayılı içtihatında ……. …… Ancak, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın “Hisse Senetlerinin Devri” başlıklı 415. ve 416. maddelerinde hamile ve nama yazılı hisse senetlerinin ne şekilde devredileceği düzenlenmiş olup, her iki halde de hisse devrinin noterden yapılması gerektiği, bunun sıhhat şartı olduğuna dair bir koşul belirtilmemiştir. TTK’nın 415. maddesi uyarınca, hamile yazılı senetler, elden teslim ile devredilir ve bu işlemle pay devri yapılmış olur. Nama yazılı pay senetleri ise, ciro ve teslim ile devredilir, devir şirkete karşı pay defterine kayıtla hüküm ifade eder. Anonim ortaklığın çıplak paylarının devri konusunda TTK bünyesinde bir hüküm bulunmamaktadır. Payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, çıplak payın da senede bağlanmış paylar gibi serbestçe devredilebileceği hususunda görüş birliği mevcuttur. Ancak payın serbestçe devredilebilirliğine getirilen kanuni ve iradi sınırlamalar kuşkusuz çıplak pay için de geçerlidir. Çıplak payın devri genel hükümler doğrultusunda yapılır. Uygulanacak hükümler payın bedelinin tamamen ödenmiş olup olmadığı hususuna göre değişir. Bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devri genel hüküm niteliğindeki alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşir. Alacağın temliki tasarrufi bir işlem olduğu için, bununla çıplak pay devralana geçer. Şekil olarak bedeli tam ödenmiş çıplak payın devri, payın devredildiğini içeren yazılı bir temlik beyanının devralana verilmesi ile söz konusu olur. Anonim ortaklık payı bünyesinde çeşitli alacak hakları bulundurmaktadır. İşbu alacak haklarının devredilmesi eğer pay senede bağlanmamışsa, ancak BK’da düzenlenen alacağın temliki vasıtasıyla gerçekleşebilir. Alacağın temliki de yazılı şekilde yapılır. Bedeli hiç ödenmemiş veya kısmen ödenmiş çıplak payın devrinin hukuki niteliği bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devrinden faklıdır. Zira, bedelinin tamamı ödenmiş pay tali yükümleri bir yana bırakacak olursak, pay sahibi açısından herhangi bir malvarlıksal borç içermediğinden sahip olduğu alacak hakkı niteliğindeki haklarından ötürü devri alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşecektir. Oysa, bedeli tam olarak ödenmemiş pay için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Çünkü bedeli tam ödenmemiş pay, pay sahibi dışından malvarlıksal borç niteliğindeki taahhüt edilen pay bedelinin ödenmesi borcunu içerir. Anonim ortaklıklarda pay sahibinin asli borcu, taahhüt ettiği payların karşılığını oluşturan edimin ifasıdır. Bu kural hem nakdi hem de ayni sermaye taahhüdü için geçerlidir. Pay sahiplerinin taahhüt ettikleri payların karşılığını oluşturan edimi ifa etme borçları, ortaklık dışında da bir alacak hakkı teşkil eder. Bu durumda, karşılığı tamamen ödenmemiş bir payın devri devralan kişi açısından bir borç yüklenmesi niteliğine sahip olacağından ötürü devir işleminin borcun üstlenilmesi hükümleri uyarınca, yani bir iç üstlenme sözleşmesi ve alacaklı konumundaki anonim ortaklığın onayı alınmak sureti ile yapılması gereklidir. İç üstlenme sözleşmesinin tabi olduğu şekil şartı hakkında hiç bir hüküm öngörülmemiştir. Bu nedenle, hukukumuzda hakim olan şekil serbestisi ilkesi uyarınca tarafların söz konusu nakil sözleşmesini herhangi bir özel şekle bağlı olmaksızın sözlü, yazılı veya resmi şekilde yapabilme hususunda serbest oldukları düşünülebilir. Ancak pay, sadece kendisine bağlanan borçların değil aynı zamanda hakların da kaynağını teşkil eder. Alacak haklarının devrinin alacağın devri hükümlerine tabi kılındığı düşünülecek olursa, taahhüt edilen payın karşılığını ödeme borcunun yanında, ortaklık haklarını da içeren bedeli tam ödenmemiş payın devri işleminin de yazılı şekilde yapılması zorunluluğu söz konusudur. Dolayısıyla bedeli tam olarak ödenmemiş çıplak payın devri yazılı bir devir beyanı ile birlikte anonim ortaklığın onayının alınması ile gerçekleşir. Anonim ortaklık adına devir işlemine onay vermeye eğer ana sözleşmede farklı bir düzenleme bulunmuyorsa yönetim kurulu yetkilidir. (Sevi, Ali Murat, Anonim Ortaklıkta Payın Devri , Ankara 2012, 294 vd.)
Bu durum karşısında mahkemece, TTK’nın 415. ve 416. maddeleri ile yukarıdaki ilkeler gereğince davacının talebi değerlendirilerek öncelikle, devredildiği iddia edilen hisselerin senede bağlanıp bağlanmadığı, çıplak pay olup olmadığı araştırılarak, senede bağlanmamış ve çıplak pay niteliğinde ise, çıplak payın alacağın temliki hükümleri gereğince yazılı sözleşme ile devri mümkün olduğundan devri iddia edenin iddiasını tanık ile ispat etmesinin mümkün olmadığı, senede bağlanmış ise, hisse senetlerinin devri, devir beyanı ve payın teslimi ile gerçekleştiğinden maddi vakıa olan bu hususun tanıkla ispatının mümkün olacağı nazara alınarak sonucuna göre tanık dinletme talebinin de değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından bozulmasına karar verilmiştir
Somut olaya gelindiğinde ; davacı ve davalıların davalı olan her iki şirkette ortak olduğu, davacının %36, davalıların ise %32’şer oranında davalı şirketlerde hisseleri bulunduğu, dinlenen tanık anlatımları ile dosya kapsamına göre, davacı ve davalıların her iki şirkette bulunan ortaklıklarının paylaşımı konusunda karşılıklı görüşmeler yaptıkları, yapılan görüşmeler ve birlikte aldıkları karara göre davalı şirketlerden … ….’nin davacı …’a diğer davalı şirket olan ….’nde ki hisselerin davalı … ve …’a ait olacağı konusunda anlaştıkları, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, taraflar arasında 25/03/2018 tarihli Adi yazılı protokol yapıldığı, bu protokolde davalı her iki şirkete ait mazot deposunun, demirbaşların ve araçların, iş makinelerinin, şoförlerin, diğer çalışanların, operatörlerin davaların ve kıdem tazminatlarının ödenecek her türlü cezanın 1/3 oranında paylaşılacağı ve 1/3’ünün davacıya, 2/3’ünün ise davalılara bırakılacağının kararlaştırıldığı, daha sonra 28/03/2018 tarihli ve 21/04/2018 tarihli iki ayrı protokol daha yapıldığı, bu protokollere göre davalı her iki şirketteki hisse devirlerine esas olmak üzere şirketler ve gerçek şahıslar üzerinde kayıtlı taşınmazların ne şekilde paylaşılacağı hususunun kararlaştırıldığı, yapılan bu paylaştırmalar sonucu … ….’nde ki hisselerin davacıya, ….’nde ki hisselerin ise eşit olarak her iki davalı … ve …’a verilmesinin kararlaştırıldığı, bu doğrultuda davalı şirketlerin mal varlığının büyük bir çoğunluğunun davalı ….’nde bulunmasından ötürü şirketlerin kısmi bölünmesi yönünde her iki şirketin genel kurulunda karar alındığı, bu kapsamda davalı ….’nin kısmi bölünmesi sonucu bir kısım gayrimenkul ile nakdin tefrik edilerek diğer davalı … ….’ne devredilmesi yönünde karar alındığı, alınan karar sonucu davalı ….’nin sermayesinin ve aktifinin azaltıldığı, davalı … ….’nin ise sermayesinin ve aktifinin artırıldığı, ayrıca bilirkişi raporundaki tespitlere göre her iki davalı şirkete ait taşınır mallar ile her iki şirkette çalışan personelin paylaşımının yapıldığı, şirketlere ait araçların devirlerinin karşılıklı olarak gerçekleştirildiği, ayrıca gerçek kişilere ait görünen aslında şirketlere ait taşınmazların da bölünme sonucunda oransal olarak paylaşıldığı, yine telefon hatlarıyla internet adreslerinin de paylaşımının yapıldığı, paylaşımlar sonucu davalı şirketlerden davalı … ….’nin fiilen davacı … tarafından davalı ….’nin ise davalılar … ve … tarafından fiilen yönetilmeye başlandığı, davacı … tarafından Eskişehir 2. Noterliği’nden 30/04/2019 tarih ve … yevmiye no ile çekilen ihtarname ile edimini yerini getirmesinden ötürü davalı her iki şirketteki hisse devirlerinin karşılıklı yapılmak üzere davalılar … ve …’ın notere davet edildiği, davalı … ve …’ın ise cevabi ihtarname ile söz konusu durumu kabul etmediklerini ihtar etmişlerdir.
Bu hale göre İlk Derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere; karşılıklı edimler içeren protokoller gereğince davacı …’ın üzerine düşen tüm edim ve yükümlülüklerini yerine getirdiği, bu kapsamda davalı her iki şirketin genel kurulunda kısmi bölünmeye ilişkin oy birliği ile kararlar alındığı, kısmi bölünmenin gerçekleştirildiği, fiilen davalı … ….’nin davacı tarafından, davalı ….’nin ise davalılar … ve … tarafından yönetilmeye başlanıldığı, davacı yanca davalı … ve …’ı anlaşmaları konusunda davalı şirketlerdeki hisse devirlerini karşılıklı yapılmak üzere notere davet edildiği halde davalı … ve …’ın şirket hisse devirlerini yanaşmadığı, 25/03/2018, 28/03/2018 ve 21/04/2018 tarihli Adi yazılı belgelerin davalı şirketteki hisselerin devirleri amacıyla yapıldığı, kısmi bölünme sonucu davalı … ….’nin sermayesinin artırıldığı, kısmi bölünme sonucu artırılan sermayesi yönünden herhangi bir hisse senedi de bastırılmadığı bu nedenle yukarıda belirtilen yasa ve Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin emsal içtihatı gereğince çıplak kayıt veri konusunda irade ve yazılı şartının yeterli olduğu ve somut olayda da davalı şirketlerdeki hisselerin çıplak pay devri konusunda irade ve yazılı olmak şartıyla yerine getirildiği anlaşıldığından davacanın davasının kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davalılar vekili 28/03/2018 tarihli Adi yazılı belgede tarafların protokolden dönme hakkının düzenlendiğinden cayma hakkının son ana kadar kullanabileceği iddia edilmiş ise de, taraflar arasında Adi yazılı protokollerin imzalandığı, imzalanan protokoller gereğince davalı her iki şirketin genel kurulunca kısmi bölünme kararı alındığı, söz konusu kararların ilan edilerek tescil edildiği, bu kapsamda davacının tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında imzalanan Adi yazılı protokollerdeki edimlerini yerine getirdiği gibi davalılar … ve … tarafından söz konusu protokolden cayıldığına ilişkin davacıya çekilmiş herhangi bir ihtar veya bu anlama gelecek bilgi belgenin dosyaya sunulmadığından davalılar vekilinin buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Diğer yandan, dosya kapsamında sunulan ara buluculuk tutanaklarına göre; her iki davalı şirkette çalışan personelin açacağı işçilik alacaklarına ilişkin davalar sonucu ödenmesine karar verilecek olan tazminatın 1/3’ünün davalı … ….’nce, 2/3’ünün ise davalı ….’nce karşılanacağı karar altına alındığından şirketlerin alacak ve borçları hakkında bir mutabakata vardığı anlaşılmakla buna yönelik istinaf başvurusu da yerinde değildir.
Ayrıca protokollerin imzalandığı tarih itibariyle her ne kadar davalı … ve … davalı … ….’de hissedar değil ise de dosya kapsamında dinlenen tanık anlatımlarına göre her iki davalının her iki şirketle ortak olduğu dava dışı …’ın resmiyette ortak olduğu protokolden kısa bir süre sonra hisseleri davalı … ve …’a devrettiği her iki davalının ortak sıfatıyla her iki şirketten kısmi bölünmeye ilişkin şirketlerin genel kurullarında olumlu oy kullanıldığı, anlaşılmakla davalılar vekilinin buna yönelik istinaf itirazı da yerinde değildir.
Davalılar vekilinin anonim şirket paylarının kime ait olduğu hususunda ticaret sicilinde tescil yapılamayacağına ilişkin istinaf başvurusuna gelince; davacı yanca, davalı … ….’nde ki davalılar … ve … adına kayıtlı hisselerin iptali ile kendi adına tescili talep edilmiş olup, kısmi bölünme sonucu davalı … ….’nin sermayesinin artırıldığı, kısmi bölünme sonucu artırılan sermayesi yönünden herhangi bir hisse senedi de bastırılmadığı anlaşılmakla söz konusu hisselerin davalı şirketin pay defterine tesciline yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı yanın buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Davalı yanca karşılıklı edimler içeren sözleşmeler kapsamında davacının davasının kabul edilmesine rağmen davalı ….’ deki davacı hisselerinin müvekkilleri adına tespit ve tesciline, karar verilmediği iddia edilmiş ise de, davalılarca dosya kapsamında bu yönde herhangi bir talepte bulunulmadığı gibi süresi içerisinde açılmış herhangi bir karşı dava bulunmamaktadır kaldı ki davalılarca aynı protokoller gereğince Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esass sayılı dosyasında bu yönde açılmış ve halen derdest olan dosya bulunduğundan davalılar vekilinin buna yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan alınması gerekli olan 456.857,28 TL harçtan peşin alınan 114.214,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 342.642,96TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/06/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.