Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1222 E. 2022/865 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1222 Esas 2022/865 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1222
KARAR NO : 2022/865

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI : 2019/394 Esas 2020/240 Karar
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 16/07/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddi yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 1983 yılında kurulduğunu, ödenmiş sermayesinin 225.000,00 TL olduğunu, 07/01/2014 tarihinde …’ın vefat etmesi nedeniyle şirket ortaklık yapısının yeniden belirlendiğini, davacıların hisse toplamının %15,62 olduğunu, iş bu davaya konu 21/01/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5,6,7 nolu kararların ana sözleşme, yasa ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle 3 aylık yasal süre içerisinde davanın açıldığını, %100 aile şirketi olan şirket hissedarları arasında şirketin yönetimi, şirketin envanterinde kayıtlı menkul ve gayrimenkullerin kullanımı, şirketin yönetiminin şeffaflığı ve şirketin hesapları, gelir giderleri ile ilgili anlaşmazlıkların bulunduğunu, genel kurulda hissedarlara sunulan bilgilerin, mali tabloların ve bilançoların gerçeği yansıtmadığını, gündemin 3. maddesi görüşmesinde genel kurulda cevaplanması için bir takım sorular yöneltildiğini ancak genel geçer ifadeler ile cevapların geçiştirildiğini, gündemin 4.maddesine ilişkin, şirketin son iki senedir milyonlarca lira kar elde etmesine rağmen hissedarlarına kar dağıtımı yapmadığını, buna rağmen Savcılık soruşturması ile birlikte yönetim kurulu başkanına ödeme yapıldığını, şirketin kasasında 13.841.954,51 TL bulunmakta olup, karın ortaklara neden dağıtılmadığının belli olmadığını, şirketin üretim yapan sermayeye ihtiyaç duyan bir şirket olmadığını, kira gelirlerinin bulunduğunu, karın olağan üstü yedek akçeye ayrılmasının hukuki dayanağı ve gerekliliğinin bulunmadığını bu kararın iptalinin gerektiğini, gündemin 5. maddesinin faaliyet raporuna ilişkin olduğunu, raporda bilgilerin eksik olup, mali tablolar ve bilançolardaki rakamların gerçeği yansıtmadığını, şirketin mal varlığı ve kira gelirleri hakkında detaylı bilgilere yer verilmediğini, faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin maddenin de iptalinin gerektiğini, gündemin 6.maddesinin yönetim kurulunun ibrasına ilişkin olduğunu, yönetim kurulunun gerçeği yansıtmayan bilanço gelir gider tablosunu hazırlayıp genel kurula yanlış bilgi verilmesine rağmen genel kurul tarafından ibra edildiğini, giderlerin açıklanmadığını, şirketin yönetim kurulu üyelerinden veya ortaklardan borç aldığının izah edilemediğini, ibranın da hukuka uygun olmadığını, gündemin 7.maddesinde TTK’nun 395 ve 396’ıncı maddeleri kapsamında yönetim kurulu üyelerine şirket ile iş ve işlem yapma, şirket ile rekabet teşkil eden işleri yapabilmeye yönelik izinlerin verildiğini, izinlerin oylanmasına yönetim kurulunun da katıldığı, kendisi hakkında oy kullanarak oydan yoksunluk yasağını ihlal ettiğini, izinlerin iptalinin gerektiğini, genel kurulda reddedilen özel denetçi istemi için Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığını belirterek 16/04/2019 tarihinde yapılan 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5, 6, 7 no’lu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, şirket ortaklık yapısı 9 ortaklı ise de dava konusu genel kuruldan önce ortak sayısının 11’e yükseldiğini ve genel kurulunun 11 ortakla yapılmış olduğunu, dava dilekçesinde iptali istenen gündem maddelerinin tamamının hiçbir yönlendirme ve baskı olmadan oy çokluğuyla alındığını eşitlik ve dürüstlük kurallarına aykırılığın söz konusu olmadığını, kararların butlanına ilişkin de herhangi bir sebebin bulunmadığını, iptali istenen kararların hangi açıdan ve hangi nedenlerle iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırılık oluşturduğunun da açıklanmadığını, alınan kararların genel kurulun takdir ve yetkisinde olduğunu, gündemin 3.maddesine ilişkin olarak, davacılar vekili tarafından toplantı sırasında çeklerin hangi iş karşılığı alındığının sorulduğunu, yönetim kurulu başkanı tarafından iş merkezinin gelecek aylara ait kira gelirlerine ilişkin olduğuna dair cevap verildiğini, faaliyet raporunda ilgili dönem içerisinde iş merkezinin hangi bağımsız bölümün hangi firmaya ve hangi tarihte kiraya verildiğine dair bilgilerin bulunduğunu, hangi firmalardan kira bedellerine ilişkin çek alındığının görüleceğini, gündemin 4.maddesinde, genel kurul toplantısında vergi öncesi 13.481.954,51 TL kârın dağıtılmayarak olağanüstü yedeklere ayrılmasının teklif edildiğini, davacılar vekilinin şirketin borca batık olmaması nedeniyle karın dağıtılmasını istediğini, yapılan oylamada oy çokluğuyla karın olağanüstü yedeklere ayrılmasına karar verildiğini, 2018 yılı faaliyet raporunda da belirtildiği üzere öz kaynakların şirketin kayıtlı sermaye yeterliliğine ulaşıncaya kadar karın dağıtılmayarak olağan üstü yedeklere ayrılmasının önerildiğini, amacın önceki yıllarda geçmiş yıl zararlarının öz kaynaklarda yarattığı azalmayı karşılamak olduğunu, gündemin 5.maddesinde, faaliyet raporunun eksik bilgiler içerdiği belirtilmiş olup, hangi bilgilerin eksik olduğunun belirtilmesi halinde net cevap verileceğini, şirketlerin yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi hakkında yönetmeliğin 8.maddesinde belirtilen hususların faaliyet raporlarında yer almış olduğunu, dava dilekçesinde her ne kadar asgari unsurların olmadığı iddia edilmiş ise de bu iddianın temellendirilmediğini, inceleme yapılması halinde faaliyet raporunun sahip olması gereken asgari tüm bilgileri ve hatta iş ve işleyişi ile ilgili genel bilgileri içerdiğinin görüleceğini, gündemin 6.maddesinde ibralara ilişkin kararın hukuka uygun olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin finansal tabloların onaylanması suretiyle örtülü biçimde değil ayrı bir gündem maddesiyle açık biçimde ibra edildiğini, dolayısıyla üyelerin ibrasının finansal tablolarla ilgisinin olmadığını, gündemin 7.maddesinde, davacıların yönetim kurulu üyelerinin TTK 395 ve 396. Maddesi kapsamında şirketle iş ve işlem yapma ve şirket ile rekabet teşkil eden işler yapılabilmesine yönelik verilen izinlerin iptal edilmesini talep ettiklerini, şirket ile yönetim kurulu üyelerinin ortağı oldukları şirketler arasında herhangi bir iş ve işlem yapılmadığını, şirketin faaliyet konusunun inşaat ve taahhüt işi olmasına rağmen yıllardır inşaat işi yapılmayıp mevcut malvarlıklarının değerlendirilmesi yoluna gidildiğini, defter kayıtları ile de sabit olduğunu, rekabet teşkil edecek herhangi bir eylemde bulunulmadığını, 16/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerine rekabet teşkil eden faaliyetlerde bulunabilme konusunda oy çokluğuyla izin verildiğini, şirketin aile şirketi olduğu, ailevi sorunlar nedeniyle her yıl davacılar tarafından azınlık hakkı kötüye kullanılarak bu davaları açtıklarını, genel kurulun iptalini gerektirir herhangi bir durum olmadığını belirterek 2018 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5, 6 ve 7 numaralı kararların iptali talebinin reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı şirketin 16/04/2019 tarihli 2018 yılı genel kurul toplantısının 3.maddesinin iptali ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; bu madde de 01/01/2018-31/12/2018 faaliyet dönemine ait ayrıntılı bilanço ve ayrıntılı gelir tablosunun görüşüldüğü, davacılar vekili tarafından genel kurul toplantısı sırasında bir kısım sorular sorulduğu, bu sorulara cevapların verildiği, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda bu maddeye ilişkin olarak şirket ticari defter kayıtlarının incelenip belirlemelerin yapıldığı, 340 alınan sipariş hesapların incelendiği, bu hesapla ilgili 12.142.686,00 TL nin mahiyeti ile ilgili olarak defterde belirtilen gerçek kişi ve şirketlerden avans alındığı, şirketin … Mağazacılık A.Ş.’den aldığı avansın çek olarak alındığı, çeklerin ileri vadeli olduğu 2018 yıl sonu itibariyle tahsil edilmeyen çeklerin 101 alınan çekler hesabında kaydı bulunduğu, 331 ortaklara borçlar hesabının incelendiği, ortaklara borçlar hesabında bulunan 20.625.507,00 TL nin ortaklar borçlu hesap bakiyesinde 2017 yılına devrettiği ve şirketin …’a olan bu borcunun 02/03/2018, 26/04/2018, 31/07/2018, 20/12/2018 ve 28/12/2018 tarihli banka aracılığıyla ödenmiş olduğunun görüldüğü, kamuya ertelenmiş borçlar hesabının incelendiği, … Bakanlığı (… Genel Müdürlüğü) irtifak hakkına ilişkin olarak toplam 21.651.319,25 TL borç tahahkuk ettirildiği, 5.413,00,00 TL kısmının ödendiği, bakiyenin 16.238.319,25 TL olup bilançoda yer aldığı ve borçlanılan tutarın şirket faaliyetlerinin arasında yer alan oto işletmeciliğine ilişkin bulunduğu, usulsüz bir durumun olmadığı, bu maddeye ilişkin iptal sebeplerinin mevcut olmadığı,
Davalı şirketin 16/04/2019 tarihli 2018 yılı genel kurul toplantısının 4.maddesinin iptali ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; bu madde şirketin 01/01/2018-31/12/2018 dönemi karının görüşülmesine ilişkin olup, davacı tarafça şirketin gerek kira geliri, gerekse diğer kaynaklardan yıllarca gelir sağlayıp kar elde ettiği halde kar dağıtımının yapılmadığı, karın yedek akçeye ayrılmasının hukuki dayanağı bulunmadığı iddiasıyla iptalini talep ettiği, şirketin 2018 yılı mali verileri incelendiğinde sermayesinin 225.000.000,00 TL, öz kaynağının 174.442.155,31 TL, 92.092.489,23 TL geçmiş yıllar zararının bulunduğu, 2018 yılı kurumlar vergi beyannamesinde 13.899.880,06 TL kar ve ilaveler bulunmasına karşın , 13.209.185,55 TL geçmiş yıllar zararı bulunduğu ve tutarın kardan mahsup edilmesi sebebiyle 690.694,51 TL safi kurum kazancı kaldığı, şirketin 2018 yılında kar elde etmesine karşın geçmiş yıllardaki zararın olumsuz etkilerinin karşılandığı, TTK’nun 523/2-b bendinde bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğinde kararlı kar payı dağıtımı yönünden haklı görülüyor ise, kanunda ve esas sözleşmede ön görülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verilebileceği, şirketin finansal ihtiyaçlarını karşılamak için dönem karını dağıtmayıp olağanüstü yedeklere aktarılması kararında bir usulsüzlük bulunmadığı bu haliyle bu maddenin iptal talebinin yerinde olmadığı,
Davalı şirketin 16/04/2019 tarihli 2018 yılı genel kurul toplantısının 5.maddesinin iptali ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; bu madde yönetim kurulunun faaliyet raporunun okunmasına ilişkin olup faaliyet raporundaki bilgilerin eksik olduğu, mali tablolardaki rakamların gerçeği yansıtmadığı şeklinde itirazda bulunulmuş ise de şirketin 2018 yılı faaliyet raporunda şirketlerin yıllık faaliyet raporunun asgari içeriğinin belirlenmesi hakkında yönetmelikte belirlenen tüm konulara yer verildiği, faaliyet raporunda eksik bilgi bulunmadığı yönetmelik hükümlerine herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, mali tablolar ve bilançodaki rakamların gerçeği yansıtmadığı, şirketi kara geçirecek faaliyetlere yer verilmediği hususlarına ilişkin olarak gündemin 3 maddesinde mali tablolara ilişkin yapılan değerlendirmede açıklandığı, gündemin 5 maddesinin iptalini gerektirecek bir hususa rastlanmadığı
Davalı şirketin 16/04/2019 tarihli 2018 yılı genel kurul toplantısının 6.maddesinin iptali ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; bu madde yönetim kurulu ibrasına ilişkin olup, davacı tarafça yönetim kurulunun ibrasına, yönetim kurulu üyelerinden ve ortaklardan neden borç alındığının açıklanmadığı, borca ilişkin harcamaların nereye gittiğinin ortaya konmadığı şeklinde itirazda bulunmuş ise de gündemin 3.maddesinde ortaklara borçlar hesabına ilişkin incelemede belirtildiği, şirketin ortaklarından 2018 yılında borç almadığı, 331 hesapta yer alan borcun 2018 yılı öncesinde alınmış olduğu, 2018 yılında tekrar ortağa ödendiğinin tespit edildiği, yönetim kurulunun gerçeği yansıtmayan bilgilerinin genel kurula sunulması gibi bir durumun tespit edilemediği, yönetim kurulunun ibra edilemeyeceğine ilişkin ve ibra edilememeyi gerektirecek somut bir verinin bulunmadığı, iptali gerektirecek bir durumun olmadığı,
Davalı şirketin 16/04/2019 tarihli 2018 yılı genel kurul toplantısının 7.maddesinin iptali ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; gündemin bu maddesi TTK’nun 395. maddesi uyarınca şirket işlem yapabilmeleri ve 396. maddesi uyarınca şirketle rekabet teşkil eden faaliyetlerde bulunabilmeleri hususlarında yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin olup; TTK’nun 395 maddesi yönetim kurulu üyesinin genel kuruldan izin almadan şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamayacağı, aksi halde şirketin yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebileceği.., 396 maddesi …yönetim kurulu üyelerinden birinin genel kurulun iznini almaksızın şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremeyeceğine dair hükümlerin düzenlendiği, şirket yöneticileri için bu alanda getirilen yasağın genel kurul kararıyla geçerli olacağı, TTK’nun 436/1 maddesinde.. pay sahibinin kendisi, eşi, alt ve üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamayacağı, bu maddede her bir yönetim kurulu üyesi için ayrı ayrı oylama yapıldığı, her bir üyenin kendi hakkındaki oylamaya katılmaması halinde dahi karar hesabının altına düşülmeyeceği, alınan kararın geçerli olacağı, yönetim kurulu üyesinin TTK’nun 395-396 maddesi gereğince izin verilmesi hususunda kendi lehine oy kullanamaz ise de diğer yönetim kurulu üyeleri için yapılan oylamada oy kullanabileceği, kararın geçerli olduğu, iptal talebinin yerinde olmadığı, bu nedenlerle dava konusu genel kurul toplantısında dava konusu alınan kararların iptal talebiyle ilgili açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Gündemin 3.maddesine ilişkin mahkemece değerlendirmenin hatalı olduğunu, tüm yazılı ve sözlü beyanlarına karşılık bilançolar ve gelir tablosuna yapmış oldukları itirazların değerlendirilmeksizin, hatalı ve eksik inceleme ile oluşturulmuş bulunan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğunu,
Şirket yönetim kurulu başkanı …’ın davalı şirkete vermiş olduğunu iddia ettiği borçların gerçekliğine ilişkin hakkında devam eden ceza soruşturma süreci ve hem şirket ve hem de … hakkındaki MASAK incelemesi beklenilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu,
Davalı şirketin son 2 yılda kar elde ettiği hususunun ilk derece mahkemesince de tespit edilmiş olmasına rağmen gündemin 4.maddesine ilişkin kar dağıtılmamasına yönelik kararın hiçbir hukuki dayanağının bulunmamasına rağmen ret kararı verilmesinin de hatalı olduğunu,
Gündemin 5.maddesine ilişkin itirazlarının gerekçe sunulmaksızın genel geçer ifadeler kullanılmak suretiyle reddedildiğini, bu nedenle maddenin iptali yerine talebin reddinin hatalı olduğunu,
Gündemin 6.maddesindeki yönetim kurulunun ibrasındaki oylamanın yerinde olmadığını, oydan yoksun olan kardeşlerin oy kullanmak suretiyle birbirlerini ibra ettiklerini, TTK’nın 436.maddesine aykırı bir şekilde oy kullanıldığını, bu nedenle gündem maddesinin iptalinin gerektiğini,
Yönetim kurulu üyelerinin kardeş olduğunu, bu nedenle TTK’nın 395 ve 396.maddeleri kapsamında yönetim kurulu üyelerine verilen izinlerin TTK’nın 436.maddesi kapsamında oy kullanılması da gözetildiğinde iptali gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı şirketin 16/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 3,4,5,6 ve 7. maddeleri ile alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava konusu 16/04/2019 tarihli Genel Kurul Toplantı Tutanağının dava konusu maddelerinin incelenmesinde;
3.madde; 01/01/2018-31/12/2018 faaliyet dönemine ait ayrıntılı bilanço ve ayrıntılı gelir tablosu, divan başkanı … tarafından okunmuş, müzekere edilmiş, 2018 yılı faaliyet dönemi bilanço ve gelir tablosunun görüşülmesinde şirket ortaklarından … ve …’ın vekili tarafından toplantı tutanağında yazılan sorular sorulmuş, yapılan oylamada ayrıntılı bilanço ve ayrıntılı gelir tablosu 35.187 olumsuz oya karşılık, 189.813 oyla oy çokluğuyla kabul edilmiş, ortaklar … ve … vekili Av. … söz konusu gündem maddesine ret oyu vererek muhalefet şerhini düşürdüğü,
4.madde; 01/01/2018-31/12/2018 dönemi karı görüşülmüş, ayrıntılı gelir tablosu hesapları okunmuş ve müzakere edilmiş, 01/01/2018-31/12/2018 ayrıntılı gelir tablosunda vergi öncesi 13.841.954,51 TL karın dağıtılmayarak olağan üstü yedeklerin ayrılması teklif edilmiş, … ve … vekili tarafından bu kişiler adına karın dağıtılması teklif edilmiş, kar dağıtımı yapılması istendiği belirtilerek muhalefet şerhi düşülmüş, yapılan oylamada karın olağan üstü yedeklere ayrılmasına 35.187 olumsuz oya karşılık, 189.813 oyla oy çokluğuyla karar verilmiş,
5.madde; Yönetim kurulu faaliyet raporu okunmuş, genel kurulun oylamasına sunulmuş, şirket ortaklarından … ve … vekili tarafından “ortaklara yapılan yüksek tutarlı ödeme, gelecek yıllara ilişkin oluşan 23.954.959,00 TL gider taahhüt, alınan sipariş avansları ve alınan çeklerin mahiyeti faaliyet raporunda haziruna sunulamadığından faaliyet raporunun şirketin 2018 yılı durumunda gerçeği yansıtmadığı” şeklinde muhalefet şerhi düşülmüş yapılan oylamada 35.187 olumsuz oya karşılık, 189.813 oyla oy çokluğuyla onaylandığı,
6.madde; Yönetim kurulu üyelerinin ibrası oylamaya sunulmuş, yapılan oylamada yönetim kurulu başkanı …, kendi için yapılan oylamada oy kullanmamak üzere 35.185 olumsuz oya karşılık, 156.965 oyla oy çokluğuyla ibrasına karar verilmiş, yönetim kurulu başkan yardımcısı İdris Kahraman , kendi için yapılan oylamada oy kullanmamak üzere 35.185 olumsuz oya karşılık, 156.965 oyla oy çokluğuyla ibrasına karar verilmiş, yönetim kurulu üyesi … kendi için yapılan oylamada oy kullanmamak üzere oy kullanmamak üzere 35.185 olumsuz oya karşılık, 156.965 oyla oy çokluğuyla ibrasına karar verilmiş, yönetim kurulu üyesi …, kendi için yapılan oylamada oy kullanmamak üzere 35.185 olumsuz oya karşılık, 156.965 oyla oy çokluğuyla ibrasına karar verilmiş, şirket ortaklarından … ve … vekili Av. … söz konusu gündem maddesine ret oyu vererek muhalefet şerhini düşürdüğü,
7.madde; TTK’nun 395 maddesi uyarınca şirketle işlem yapabilmeleri ve TTK’nun 396 maddesi uyarınca şirket ve rekabet teşkil eden faaliyetlerde bulunabilmeleri hususlarında yönetim kurulu üyelerinin izin verilmesi konusunda yönetim kurulu üyeleri için ayrı ayrı oylama yapılmış, yönetim kurulu başkanı …’a, yönetim kurulu başkan yardımcısı …’a, yönetim kurulu başkan yardımcısı …’ya ve yönetim kurulu başkan yardımcısı …’a bu yönde faaliyetlerde bulunabilmeleri hususu genel kurulun oyuna sunulmuş, oylama sonucunda … ve … vekilinin kullanmış olduğu 35.187 oya karşılık, 189.813 oyla oy çokluğuyla karar verilmiş olduğu,
16/04/2019 tarihli genel kurul Hazirun cetvelinin incelenmesinde; şirketin 11 ortağının bulunduğu, ortakların tamamının asaleten ve vekaleten toplantıya katıldığı, yönetim kurulu üyeleri olan …’ın 32.848.000 sermaye miktarı karşılığı 32.848 hissesi, …’ın 32.848.000 sermaye miktarı karşılığı 32.848 hissesi, …’ın 32.571.000 sermaye miktarı karşılığı 32.571 hissesi, … 32.571.000 sermaye miktarı karşılığı 32.571 hissesi olmak üzere toplam 130.838‬ hisseye sahip oldukları, davacılar …’ın 32.848.000 sermaye miktarı karşılığı 32.848 hissesi, …’ın 2.339.000 sermaye miktarı karşılığı 2.339 hissesi olmak üzere toplam 35.187‬ hisseleri bulunduğu, kalan hisselerin ise davacı ve yönetim kurulu üyesi olmayan …, …, …, … ve …’a ait olup, bu ortakların hisselerinin ise 58.975‬ hisseye sahip oldukları görülmüştür.
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/244 esas sayılı dosyasına incelemesinde; davacılarının … ve …, davalısının … İnş. Taahhüt San. Tic. A.Ş. olup, davalı kooperatifin 21/01/2017 tarihinde yapılan 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5,6,7 ve 9 no’lu kararların iptali istemiyle dava açıldığı, davanın derdest olduğu,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/43238 soruşturma sayılı soruşturma evrakında ortak …’dan şirketin aldığı borca ilişkin borcun kaynağına yönelik ceza soruşturmasında takipsizlik kararı verildiği, karara karşı itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/560 esas 2019/556 karar sayılı karar örneğinin incelenmesinde; davacılarının … ve …, davalısının … İnş. Taahhüt San. Tic. A.Ş. Olup, davalı şirketin 25/04/2018 tarihli genel kurulunda alınan 3,4,5,6,7 ve 8 nolu kararların iptali ve dava dilekçesinin 4 maddesinde yer alan konularla ilgili davalı şirkete özel denetçi atanması istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davalı şirketin 25/04/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantısının 3,4,5,6,7 ve 8 no lu maddelerinin iptal isteminin reddine, davacıların özel denetçi atanması taleplerinin reddine karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtların elektronik ortamda aylık beratlarının usulünce ve zamanında verildiği, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiğini, iptali istenen gündem maddelerine davacı ortağın muhalefet şerhinin bulunması nedeniyle iptal talebinde bulunabileceği, şirket kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda gündem maddelerinin iptalini gerektirir bir durumun tespit edilemediği belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446.maddesinde iptal davası açabilecek kişiler belirtilmiş olup, bu kişiler; toplantı da hazır bulunup da, karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten veya toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceği, düzenlenmiştir.
Doktrinde muhalefet şerhine ilişkin kıstasın katı uygulanmasının hak kaybına neden olduğuna ilişkin eleştiriler olmakla birlikte Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin istikrarlı uygulaması oylamada aykırı oy vermenin yeterli olmadığı yönündedir. Yüksek Mahkeme mutlaka karardan sonra olmak üzere; ya madde altına ya da tutanak sonuna ya da tutanağa belirtilmek sureti ile yazılmış muhalefetin genel kurul tutanağına eklenmesi sureti ile yapılmasının iptal davası hakkının şartı olduğu kabul edilmektedir (Yargıtay 11 HD 08/10/2020 gün 2020/234-3955 e-k, 2020/287-3968 e-k, 2019/4635 2020/3447 e-k karar sayılı karar).
Davalı şirketin ortağı olan davacı tarafından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 445. ve 446. maddeleri gereğince genel kurul kararına karşı iptal davası açılmış olup, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesinde şirket genel kurulunun kararlarına karşı iptal davası açabilecekler sayılmış olup, 446. maddenin (1)-a bendinde toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile birlikte somut olay incelendiğinde; davalı şirketin 16/04/2019 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 8 no’lu gündem dışındaki diğer tüm kararlarının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğinden iptali talep edilmiştir.
Davalı şirketin 16/04/2019 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında davacı yanca, gündemin 3, 4, 5, 6 ve 7 no’lu gündem maddelerinin müzakeresine ilişkin oylamada söz konusu kararlara karşı ret oyu verdiği, gündemin 3.maddesinde şirketin faaliyet dönemine ilişkin bilanço ve ayrıntılı gelir tablosunun görüşüldüğü, davacı yan yapılan görüşmede ret oyu vererek muhalefetini tutanağa geçirttiği, 4.maddesinde kar payının dağıtılmasının görüşüldüğü, oylama öncesi davacı yanın vekilinin kar dağıtılması yapılmasını istiyoruz şeklinde muhalefet şerhi düştüğü, yapılan oylamada ret oyu verdiği, gündemin 5.maddesinde faaliyet raporunun okunduğu, “faaliyet raporunun şirketin 2018 yılı durumunda gerçeği yansıtmamaktadır” şeklinde oylama öncesi muhalefet şerhini tutanağa geçirttiği, yapılan oylamada davacı yanca gündem maddesi hakkında ret oyu verildiği, gündemin 6.maddesinde yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşüldüğü, davacı yanın gündem maddesine ret oyu vererek muhalefetini tutanağa geçirttiği, gündemin 7.maddesinde ise TTK’nun 395.maddesi gereğince şirketle işlem yapabilme ve TTK’nın 396.maddesi uyarınca şirketle rekabet teşkil eden faaliyetlerde bulunabilme hususunda yönetim kurulu üyelerine izin verilmesi hususunun görüşüldüğü, yapılan oylamada davacı yanın söz konusu gündem maddesine ret oyu verdiği dosya kapsamıyla sabittir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesi gereğince toplantıya katılan ortakların karara ret oyu kullanarak söz konusu karara muhalif kalması ve bu hususta ayrıca zapta geçirilmesi gerektiğinden, oylama öncesi yapılan görüşmeler esnasında sunulan öneriye karşı olunduğunun belirtilmiş olması ve söz konusu karara karşı ret oyu kullanmasının alınan karara karşı muhalif olacağı anlamını taşımayacağından başka bir deyişle oylama öncesi peşin muhalefetin olması söz konusu olamayacağından iptal davası açan ortakların oylama sonrası ret oyu ve ayrıca toplantı tutanağına muhalefet şerhinin de yazdırması gerektiğinden ve somut dava konusu olayda ise 09/10/2015 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında davacının 4, 5 ve 7 no’lu alınan gündem maddelerine karşı ret oyu vermesine rağmen toplantı tutanağında herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığından ve davacının söz konusu kararlara muhalefet ettiğine ve muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmediğine ilişkin iddialarını yazılı bilgi belgelerle ispatlayamadığından davacılar vekilinin buna yönelik iddiaları da yerinde görülmediğinden anılan kararların iptali isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir. Bu nedenlerle davacıların genel kurul kararının iptaline yönelik dava açabilmesi için ön şart olan davacı ortakların ilgili gündem maddelerinin oylamasında ret oyu verip ardından muhalefet şerhi yazdırmış olma şartına uyulmaması nedeniyle davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması yerinde olmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın 4, 5 ve 7 no’lu gündem maddeleri yönünden reddine karar vermek gerekmiştir (Emsal mahiyette Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 08/12/2015 tarih 2014/18887 esas 2015/13122 karar sayılı ve 02/06/2014 tarih 2014/3504 esas 2014/10251 karar sayılı içtihatları).
Gündemin 3.maddesine yönelik olarak açılan davada; dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda belirtildiği, ilk derece mahkemesinin gerekçesin de açıklandığı üzere; 01/01/2018-31/12/2018 faaliyet dönemine ait ayrıntılı bilanço ve ayrıntılı gelir tablosunun görüşüldüğü, görüşme esnasında davacılar vekili tarafından genel kurul toplantısı sırasında bir kısım sorular sorulduğu, sorulan bu sorulara cevapların verildiği, bu maddeye ilişkin olarak şirket ticari defter kayıtlarındaki bilirkişi heyetinin tespitlerine göre, 340 alınan sipariş hesapların incelendiği, bu hesapla ilgili 12.142.686,00 TL’nin mahiyeti ile ilgili olarak defterde belirtilen gerçek kişi ve şirketlerden avans alındığı, şirketin … Mağazacılık A.Ş.’den aldığı avansın çek olarak alındığı, çeklerin ileri vadeli olduğu 2018 yıl sonu itibariyle tahsil edilmeyen çeklerin 101 alınan çekler hesabında kaydı bulunduğu, 331 ortaklara borçlar hesabının incelendiği, ortaklara borçlar hesabında bulunan 20.625.507,00 TL nin ortaklar borçlu hesap bakiyesinde 2017 yılına devrettiği ve şirketin …’a olan bu borcunun 02/03/2018, 26/04/2018, 31/07/2018, 20/12/2018 ve 28/12/2018 tarihli banka aracılığıyla ödenmiş olduğunun görüldüğü, kamuya ertelenmiş borçlar hesabının incelendiği, … Bakanlığı (… Genel Müdürlüğü) irtifak hakkına ilişkin olarak toplam 21.651.319,25 TL borç tahahkuk ettirildiği, 5.413,00,00 TL kısmının ödendiği, bakiyenin 16.238.319,25 TL olup bilançoda yer aldığı ve borçlanılan tutarın şirket faaliyetlerinin arasında yer alan oto işletmeciliğine ilişkin bulunduğu, usulsüz bir durumun olmadığı anlaşılmakla bu maddeye ilişkin iptal isteminin reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Gündemin 6.maddesine yönelik olarak açılan davada; dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporunda belirtildiği, ilk derece mahkemesinin gerekçesin de açıklandığı üzere; yönetim kurulu ibrasının görüşüldüğü, davacı tarafça yönetim kurulunun ibrasına, yönetim kurulu üyelerinden ve ortaklardan neden borç alındığının açıklanmadığı, borca ilişkin harcamaların nereye gittiğinin ortaya konmadığı şeklinde itirazda bulunmuş ise de, gündemin 3.maddesinde ortaklara borçlar hesabına ilişkin incelemede belirtildiği, şirketin ortaklarından 2018 yılında borç almadığı, 331 hesapta yer alan borcun 2018 yılı öncesinde alınmış olduğu, 2018 yılında tekrar ortağa ödendiğinin tespit edildiği, yönetim kurulunun gerçeği yansıtmayan bilgilerinin genel kurula sunulması gibi bir durumun tespit edilemediği, yönetim kurulunun ibra edilemeyeceğine ilişkin ve ibra edilememeyi gerektirecek somut bir verinin bulunmadığı ve yönetim kurulu üyelerinin de kendi ibralarında oy kullanmadığı anlaşılmakla bu maddeye ilişkin iptal isteminin reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
6102 sayılı TTK’nın “Oydan Yoksunluk” başlıklı 436.maddesinde ise, pay sahibinin kendisi, eşi, alt ve üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamayacağı, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacağı, düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte davacı yanın yönetim kurulu üyelerinin ibrasına yönelik 6.maddesi ile TTK’nun 395.maddesi uyarınca şirkette işlem yapabilmeleri ve TTK’nın 396.maddesi uyarınca şirket ve rekabet teşkil eden faaliyetlerde bulunabilmeleri hususunda yönetim kurulu üyelerine izin verilebilmesine yönelik gündem maddelerinde ayrı ayrı her bir yönetim kurulu üyesi yönünden yapılan değerlendirmede kendisi hakkında değerlendirme yapılan yönetim kurulu üyesi dışındaki diğer yönetim kurulu üyelerinin oy kullanmasının TTK’nın 436.maddesine aykırı olduğu iddia edilmiş ise de, yönetim kurulu üyeleri dışında olumlu oy kullanan diğer ortakların hissesi 58.975 olup, olumsuz oy kullanan 35.187‬ hisseden de fazla olduğu da anlaşılmakla buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2020 tarih ve 2019/394 Esas 2020/240 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca farklı gerekçeyle KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL’den mahsubu ile kalan 36,30 TL’nin davacılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan posta gideri 4,50 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
B)1-Davacılar tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacılara iadesine,
2-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin kaldırma gerekçesi gözetilerek üzerlerinde bırakılmasına,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.