Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1219 E. 2022/864 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1219 Esas 2022/864 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1219
KARAR NO : 2022/864

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2020
NUMARASI : 2020/67 Esas 2020/259 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/09/2017
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve annesinin … Hizmetleri Limited Şirketi’nin ortağı olduklarını, müvekkilinin şirketteki hisselerini davalı …’e 90.000,00 TL bedel ile devrettiklerini, bu miktarın 8.100,00 TL kısmının şirketin kira borçlarından mahsup edileceğini, 42.535,00 TL kısmı ile şirket tarafından kullanılan …bank A.Ş. Kazım Karabekir Şubesindeki kredi borcunun kapatılacağını, buna karşın davalı asilin kredi borcunu kapatmadığını, kredi borcuna karşılık teminat olarak verilen senetteki imzanın davalı asile ait olmadığının ortaya çıktığını, müvekkilinin kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olması nedeniyle Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2009/14644 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi sonucu kredi borcunu ödemek durumunda kaldığını, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı 54.700,00 TL miktara karşılık 18.11.2008 tarihli rücu belgesi aldığını, bu nedenle öncelikle müvekkilin ödemek zorunda kaldığı hisse bedeline karşılık olmak üzere 10.000,00 TL miktarın 17/03/2008 itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde ise, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı 54.700,,00 TL kredi borcuna karşılık olmak üzere davalının 1/3 kefalet hissesine isabet eden 18.233,33 TL miktarın, 21.10.2009 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davaya karşı cevap verilmediği, duruşmadaki beyanlarında açılan davayı kabul etmediklerini, davanın reddini talep ettikleri görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; taraflar arasında … Hizmetleri Limited Şirketi’nin pay devrine ilişkin 17/03/2008 tarihli sözleşme imzalandığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3. maddesinin b bendinde şirketin … Bank Ankara Şubesine olan borcunun davalı tarafından ödeneceğinin belirtildiği, her ne kadar limited şirket pay devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için imzaların noterce onaylanması gerekmekte ise de bu kapsamda noterde pay devri yapıldığından taraflar arasındaki 17/03/2008 tarihli sözleşme geçerli kabul edildiği, bu sözleşme kapsamında devir bedelinden şirketin … Bank Ankara Şubesine olan borcu düşüldüğü ve bu bedelin davalı tarafça ödeneceği hüküm altına alınmasına rağmen davalı bu bedeli ödediği, bu borcun tahsiline ilişkin Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2009/14644 esas sayılı dosyasında başlatılan takip üzerine dosya borcu dosya borçlusu olan davacı … tarafından 54.700,00 TL ödenerek dosya infaz edildiği, taraflar arasındaki 17/03/2008 tarihli sözleşme gereği bu bedelin davalı tarafından ödenmesi gerekmekte olup, bu kapsamda icra tehdidi altında ödeme yapan davacı davasında haklı görüldüğünden taleple bağlı kalınarak ve ödeme tarihi olan 18/11/2009 tarihi temerrüt tarihi kabul edilerek davacının davasının kabulü ile; 10.000,00-TL’nin 18/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davanın zaman aşımına uğradığını, ilk derece mahkemesince zaman aşımına ilişkin itirazlar dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, söz konusu sözleşmenin 14.08.2008 tarihinde müvekkili … ile … ve … tarafından imzalandığını,
Davacının asıl borçludan evvel davalı müvekkiline borcun ödenmesi maksadıyla rücu ettiğini, dava konusu kefalet sözleşmesine göre tarafların birlikte kefalet hükümleri gereğince sorumlu olacaklarını, TBK’nın 1.maddesi ve 818 sayılı Kanunun 488. maddesinde birlikte kefalet halinde, kefillerin kendi borçları bakımından adi kefil sıfatıyla, diğer kefillerin borçları ödemiş olması bakımından ise kefile kefil sıfatıyla sorumlu olacakları söylendiğini, 489. maddeye göre ise kefile kefil alacaklıya karşı kefilin taahhüdünü temin edeceği ve sorumluluğu adi kefilin sorumluluğu gibidir, denildiğini ve hüküm altına alındığını,
Söz konusu hükümler göz önünde bulundurulduğunda, davacı kefil tarafından borç ödendiği vakit davalı müvekkilinin kefile kefil sıfatı ile adi kefil gibi değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle de rücu hakkına sahip olan davacının öncelikle asıl borçlu olan … Hizmetleri Ltd. Şti.’ne başvurması gerekeceğini, ancak davacı tarafın tamamen kötü niyetli davranarak asıl borçlu olan şirkete karşı değil, kefile kefil sıfatına haiz olan ve adi kefil gibi değerlendirilmesi gereken müvekkiline karşı borcu yönelttiğini, oysa ki rücu talebini ilk önce asıl borçluya karşı yönlendirmesi gerekeceğini, asıl borçludan alacağını temin edemezse müvekkiline karşı rücu talebinde bulunması gerektiğini, Kanun hükümleri ortada olmasına rağmen, ilgili kanun hükümleri dikkate alınmadan ve olaya hangi kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin gerekli incelemeler yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket hisse devrinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı ile davalı arasında … Hizmetleri Limited Şirketi’nin pay devrine ilişkin 17.03.2008 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 3.maddesinde, …’a ait dava dışı şirketteki hisselerinin tamamının 90.000,00 TL bedelle davalı …’e devrinin kararlaştırıldığı, devir bedelinin 8.100,00 TL’sinin … Büyükşehir Belediyesine ait olan kira borcuna, 42.535,00 TL’sinin … Bank Ankara Kazım Karabekir Şubesinde olan krediyi kapama borcu olacağı, kalan 39.365,00 TL’sinin ise nakit olarak … tarafından ödeneceğinin kabul edildiği,
Dava dışı … Hizmetleri Limited Şirketi’nin 21/10/2008 tarihli 13 no’lu ortaklar kurulu kararıyla …’a ait 1.500 hissenin Ankara 15. Noterliğinin 21/10/2008 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi gereğince …’e devrinin kabul edildiği,
Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2009/14644 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … Bank A.Ş, borçlularının …, …, …, … Hizmetleri Limited Şirketi olup, genel kredi sözleşmesi kapsamında 48.328,89 TL asıl alacak üzerinden yapılan takip sonucu 18/11/2009 tarihinde … tarafından 54.700,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Somut olaya gelince; davacı ile davalı arasında … Hizmetleri Limited Şirketi’nin pay devrine ilişkin 17.03.2008 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşme gereğince davalının sözleşmenin 3.maddesinde belirtilen banka borcunun ödememesi ve banka tarafından takip yapılması nedeniyle borcun bankaya ödendiğinden bahisle hisse devrinden kaynaklı olarak ödenmeyen hisse bedelinin tahsili, olmadığı taktirde ise genel kredi sözleşmesi kapsamında kefilin borcu ödediği iddiasına dayalı rücu istemine ilişkin işbu dava açılmıştır.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, davacı yan ile davalı arasında 17/03/2008 tarihinde dava dışı … Hizmetleri Limited Şirketi’nde davacı adına bulunan hisselerin davalıya devri yönünde sözleşme yapıldığı, sözleşmeye göre … Bank’a olan 42.535,00 TL borcun hisse devri karşılığında davalı tarafından ödeneceğinin kararlaştırılmış olmasına rağmen davalı yanca kredi borcunun ödenmediği, dava dışı banka tarafından takip yapıldığı, takip dosyasına davacı yanca 54.700,00 TL ödeme yapılmak suretiyle kapatılmıştır. Taraflar arasında imzalanan 17/03/2008 tarihli Hisse Devir Sözleşmesinde söz konusu bedelin davalı tarafından ödenmesi kararlaştırılmış olmasına rağmen davalı tarafından ödenmediğinden davacı yanca cebri icra tehdidi altında söz konusu bedelin ödendiği, hisse devir sözleşmesi gereğince davacı yanın söz konusu bedeli davalıdan talep ve dava hakkı bulunduğu anlaşıldığından davacı yanın talebi de gözetilerek açılan davanın kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, dava konusu borcu muhatabının dava dışı şirket olduğu davalı yanca iddia edilmiş ise de, taraflar arasında imzalanan 17/03/2008 tarihli sözleşmede açıkça bankaya olan borcun davalı olan … tarafından ödeneceği kararlaştırılmış olmakla davalı yanın buna yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.
Diğer yandan, taraflar arasında imzalanan hisse devir sözleşmesi, devre yönelik ortaklar kurulu kararı, takip dosyası dikkate alındığında davacı yanca açılan davanın taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi de dikkate alınarak 10 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde işbu davayı açtığı anlaşılmakla buna yönelik zaman aşımı itirazı da yerinde değildir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 683,10 TL harçtan peşin alınan 170,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,33 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.22/06/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.