Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1198 E. 2021/333 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2020
NUMARASI ….
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 25/11/2019
KARAR TARİHİ : 04/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/03/2021

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulün yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı sicil müdürlüğü temsilcileri tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Üniversitenin Tıp Fakültesi Hastanesinde yemek hizmetlerinin yürütülmesi işini üstlenen … …. San. Tic. AŞ şirketi işçilerinden … … ve …. emekli olmaları sebebiyle talepleri üzerine ödenen kıdem tazminatının rücuan tahsili istemiyle anılan şirket aleyhine açılan Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…. Esas sayılı dava dosyasında Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce … … AŞ’nin ticaret sicilinden re’sen silindiğinin bildirildiğini, adı geçen mahkemece ihya davası açmak üzere taraflarına iki hafta kesin süre verildiğini ileri sürerek … …..’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde, işbu davanın ihya istemine konu şirket hakkında daha önce verilmiş ihya kararlarının bulunması sebebiyle hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, son olağan genel kurul toplantısını 30/10/2007 tarihinde yapmış olan şirketin bu tarihten sonra genel kurul toplantısını yapmamış olması sebebiyle şirketin TTK’nın geçici 7. Maddesine göre usulüne uygun olarak sicilden terkin edildiğini, şirketin Müdürlüğe bildirilen son adresine ihtarın tebliğinin yapıldığını ancak “bu sokak yok” açıklamasıyla tebliğin iade edildiğini, ihtarın yanı sıra 07/10/2003 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde şirkete 2 ay içinde bildirimde bulunmadığı takdirde münfesih sayılacağının ilanen bildirildiğini, süresi içinde başvurmayan şirketin 28.01.2014 tarihli ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan ile sicilden re’sen terkin edildiğini, davanın açıldığı tarih itibarıyla 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, şirketin ek tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili yasal hasım olduğundan aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; TTK’nun geçici 7. Maddesinin 15. Numaralı bendindeki hüküm gereği haklı sebepler bulunması halinde terkin edilen şirketin ihyası hususunda hukuki yararı bulanan kişilere ihya imkanı tanımış olup, 5 yıllık dava süresi geçmiş gibi görünüyor ise de şirkete ait malların 10 yıl sonra hazineye intikal edeceği öngörüldüğünden menfaati olanların iş bu davayı 10 yıl içinde açabileceklerinin kabulü gerektiği, davacının ihyası istenilen şirket aleyhine ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili amacıyla dava açtığı, dava konusu alacağın tahsili için şirketin ihyasında davacının hukuki yararının bulunduğu, uyuşmazlıkta ihyası istenen şirketin TTK’nun geçici 7.maddesi ile yönetmeliğe göre münfesih olduğu tespit edilen şirketin sicilden resen kaydının silindiği, TTK’nun geçici 7/4.maddesine göre ise kapsam dahilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilinde kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar gönderileceği yazılı olmasına rağmen gönderilen ihtar ihyası istenen şirkete adres yetersizliği nedeniyle tebliğ edilemediği, terkin işleminde bu nedenle davalı sicil müdürlüğünün kusurlu olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu olmadığı, her ne kadar davalı, söz konusu şirket hakkında birden fazla ihya davası açıldığını ve kabul kararı verildiğini, iş bu davayı açmakta hukuki menfaat bulunmadığını iddia etmiş ise de; her ihya kararı ayrı bir dosya ile sınırlı olduğundan davalının bu savunmasına itibar edilmediği, toplanan delillere göre davacının işçilere yapılan haksız ödemeler nedeniyle ihyası istenen şirket aleyhine alacak davası açıldığı, fakat aleyhine dava açılan şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla münfesih olduğu, yapılan ihtar ve ilanlara rağmen durumu düzeltmediği iddiasıyla şirketin sicilden resen kaydının silindiği, davacının iş bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu, sicilden resen kaydı silinen şirketin ihyası gerektiği gerekçesiyle şirket aleyhine açılan dava ile sınırlı olmak üzere ihyasına, şirketin tasfiyesini yapmak üzere tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ:
Davacı vekili, mahkemece müvekkili aleyhine atanan tasfiye memurunun ücretinin yatırılmasına ve yargılama giderlerine hükmedilmesine karar verilmesi hatalı olduğu gibi müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin de hukuka aykırı olduğunu, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, ileri sürerek açıklanan bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Sicil Müdürlüğü temsilcileri katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; şirket hakkında daha önceden verilmiş ihya kararı olması sebebiyle bu davanın açılmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın reddi gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, 6102 sy. TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re’sen terkin edilen … …. San. Tic. AŞ’nin ihyası istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ancak aynı maddenin 2. Fıkrasına göre şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmü uygulanmayacaktır. Yine aynı maddenin 15. Fıkrası gereğince sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Davacı vekili, müvekkiline yemek hizmeti sunan ihyası istenen şirketin işçilerine emeklilik sebebiyle ödenen kıdem tazminatının ihya istemine konu şirketten rücuan tahsili istemiyle açılan davada şirketin re’sen terkin edildiğinin öğrenildiğini, mahkemece şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiğini ileri sürmüştür.
Dosya kapsamı itibarıyla davacı tarafından aralarında ihyası istenen şirketin de bulunduğu şirketler aleyhine 19/04/2019 tarihli dilekçe ile işçi alacaklarının rücuen tahsili istemiyle Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde ….Esas sayılı dava dosyasında derdest alacak davasının açıldığı, Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtlarına göre münfesih olmalarına ve sayılmalarına rağmen TTK’nın 7. maddesi uyarınca Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından şirkete yapılan 08.11.2013 tarihli ihtar ve 07.10.2013 tarihli ve 8420 sayılı…. Gazetesinde yayımlanan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan şirketin ticaret sicilinden 23.01.2014 tarihinde re’sen silindiğinin tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili katılma yolu ile istinaf başvuru dilekçesi ekinde sunulan Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22.03.2017 tarih ve… Karar sayılı kararında; davacı Mustafa Geyikceli tarafından 14. İş Mahkemesi’nde görülen ….Esas sayılı davada ihya davası açmak üzere süre verildiği belirtilerek davalı Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü aleyhine … … San. Ve Tic. AŞ’nin TTK’nın geçici 7. Maddesi gereği açılan ihya davasının kabulü ile … … ..AŞ nin TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca ihyasına karar verilmiş, ihya istemine dayanak iş mahkemesinde görülen davanın infazı ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmemiş, bu karar istinaf edilmeksizin 10.11.2017 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda dava tarihi itibarıyla ihya istemine konu şirket faal, eş deyişle ticaret sicilinden terkin edilmemiş olduğuna göre davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 11. HD’nin 04.11.2019 tarih ve … Esas sayılı emsal nitelikteki kararı da bu yöndedir. O halde davalı sicil müdürlüğü vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak hukuki yarar dava şartı bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak HMK’nın 114/1-h maddesinde yer alan hukuki yarar dava şartı yokluğu sebebiyle aynı Yasa’nın 115/2. Maddesi gereği davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurmak gerekmiştir. Kaldırma kararının sebebine ve biçimine göre davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) 1-Davalı vekilinin istinaf başvusunun KABULÜNE,
2-HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın HMK’nın 114/1-h maddesinde yer alan hukuki yarar dava şartı yokluğu sebebiyle aynı Yasa’nın 115/2. Maddesi gereği USULDEN REDDİNE,
2-Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yargılamada davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekil ile temsil olunmadığından lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. Maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı taraftan alınan 54,40 TL karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvurma harcı..TL tebligat gideri ve 59,50 TL dosya gönderme ücreti olmak üzere toplam 208,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-istinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
D)1-Kaldırma kararının sebep ve biçimine göre davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına,
2-Davacı idare harçtan muaf olduğundan istinaf karar harcının iadesine yer olmadığına,
3-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04.03.2021

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.