Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1194 E. 2022/967 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1194 Esas 2022/967 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1194
KARAR NO : 2022/967

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2018/580 Esas 2019/981Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2018
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Sincan Çarşı/Ankara Şubesi ile davalı … San.ve Tic.A.Ş. arasında akdedilen 31/03/2017 tarihli kredi genel sözleşmesi uyarınca davalı firmaya kullandırıldığını, akdedilen kredi genel sözleşmesini diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, davalı borçlulara keşide edilen Beşiktaş 26. Noterliğinin 12/07/2018 tarihli ihtarnamesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine kredi alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlular tarafından haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davalılar cevap dilekçesi sunmamış, davalılar adına vekilleri vekaletnamelerini ibraz etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; kredi genel sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili yönünde yapılan ilamsız takibe itirazın iptali talebiyle açılan davada davacı banka ile davalı … San. ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalılar … ve …’ın müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, ticaret sicil müdürlüğü kayıtlarının tetkikinde müteselsil kefil davalılar … ve …’ın asıl borçlu … San. ve Tic. A.Ş,nin ortağı oldukları bu kapsamda TBK 584/3 maddesinde ön görülen istisnanın gerçekleştiği, öte yandan hesap kat ihtarnamesi asıl borçluya tebliğ edilmekle TBK 586. maddenin 1. fıkrasının son cümlesindeki koşulun yerine geldiği bu kapsamda sözleşme tarihi itibari ile müteselsil kefalet koşullarının oluştuğu ve keza asıl borçlu yanında müteselsil kefiller hakkında takip yapılabileceği, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı banka tarafından davalı asıl borçlu şirkete kullandırılan ticari kredi kapsamında ödenmeyen alacağının bulunduğu, müteselsil kefil davalıların ödenmeyen kredi borcundan kefalet limiti oranında ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumlu oldukları anlaşılmakla bilirkişi tarafından takip tarihi itibariyle hesaplama yapılmak sureti ile tespit edilen ödenmemiş olan ticari krediye ilişkin asıl alacak, işlemiş faiz ve %5 gider vergisi esas alınarak ve … kapsamında kullanılan kredilerle … tarafından yapılan ödeme nedeniyle davacının takip hakkının bulunduğu gözetilerek davanın kısmen kabulü ile icra takip dosyasına davalıların itirazının 3.022.469,48 TL asıl alacak, 538.291,05 TL akdi faiz, 57.140,97 TL temerrüt faizi, 7.302,12 TL BSMV, 904,79 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.626.108,41 TL üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa %39 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, %20 icra inkar tazminatı olan 725.221,68 TL’nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, müvekkil Banka alacağı hesaplanırken, asıl alacak, anapara hesaplamalarının eksik ve hatalı yapıldığını, ayrıca … ve ilgili müvekkil bankanın faiz genelgeleri uyarınca akdi faizin %30 olarak kabul edilmesi gerekirken, akdi faiz oranının bilirkişi tarafından … nolu risk için %14,04 şeklinde baz alınarak hesaplama yapıldığı tespit edilmiş olmakla bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, akdi faizin hesaplamasındaki 16 puanlık eksiklik, hem akdi faizin hemde temerrüt faizinin de eksik hesaplanmasına sebebeyet verdiğini, bu itibarla da toplam alacak rakamının eksik hesaplandığını, işlemiş akdi faizin anaparaya eklenerek, yerleşik Yargıtay kararları, kanun ve Genel Kredi Sözleşme hükümleri gereğince temerrüt faizi işletme hakkımız bulunmakla birlikte bu meblağa işleyecek faizin tamamen hesaplama dışı bırakılmış olduğunu, borçlular ve müvekkil Banka arasında imzalanan kredi genel sözleşmeleri gereğince firma risklerinin kat edildiği tarihten itibaren işletilmesi gereken akdi ve temerrüt faiz tutarı ve ferilerinin eksik hesaplandığını, ileri sürerek açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesini asıl borçlu sıfatıyla imzalayan davalı borçlu şirkete kullandırılan kredi alacağının tahsili için işbu kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalılar ile davalı asıl borçlu şirketten İİK’nın 67. Maddesi gereği tahsili için başlatılan ilamsız icra vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9217 esas sayılı takip dosyasında; alacaklı … Bankası A.Ş tarafından borçlular … San. ve Tic A.Ş, … ve … hakkında 02.08.2018 tarihinde kredi üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özetine dayalı olarak … nolu kredi için 3.025.905,87 TL asıl alacak, 713.246,17 TL işlemiş %30,00 akdi faiz, 89.116,46 TL işlemiş %39 temerrüt faizi, 14.212,27 TL %5 BSMV, 904,79 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.843.385,56 TL alacağın tahsili talebiyle başlatılan ilamsız icra takibine davalılar vekilinin yasal sürede borca itiraz etmeleri üzerine takibin durduğu görülmüştür.
İlk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan bankacılık işlemleri konusunda uzman bilirkişi tarafından davacı banka şubesi kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle düzenlenen raporda özetle; “… San. ve Tic. A.Ş ile 31/03/2017 tarihli 4.500.000,00 TL kredi genel sözleşmesi, …, … kefalet hükmü her iki davalının da sözleşmenin imzalandığı tarih itibari ile şirket ortağı olduğunun tespit edildiği, bu anlamda eş muvafakati ayrıca aranmadığını, ihtarnamelerin … San. ve Tic. A.Ş.’ne 16/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, …, … sözleşmedeki adresler de dahil olmak üzere tebligatın yapılamadığının tespit edildiği, asıl borçluya 16/07/2018 tarihinde tebligat yapıldığı, ihtarnamede bir günlük süre verildiği, temerrüdün 18/07/2018 tarihi itibari ile oluştuğu, kefillere ise ihtarnamenin sözleşmedeki adreslere gönderildiği, ancak tebliğ edilemediği, sözleşmenin 18. maddesi çerçevesinde, aynı tarihler itibari ile tebligatın yapılmış sayılabileceği, ticari kredi ödeme planında kredi faiz oranı aylık % 1,17 olarak belirtilmiş olduğundan, yıllık % 14,04 akti faiz uygulandığı, temerrüt faiz oranı ise % 39 olarak uygulandığını, hesaplar arasındaki fark, davacı bankanın uyguladığı akti faizden kaynaklandığını, davacı banka takip talebinde % 30 akti faiz uyguladığı, ödeme planında farklı bir oran bulunduğundan hesaplamalardaki aylık % 1,17 yıllık % 14,04 akti faiz uygulandığını, bu da davacı banka ile burada yapılan hesaplamalara yansımadığı, davacı bankanın davalı asıl borçludan takip tarihi 02/08/2018 tarihi itibari ile 3.022.469,48TL asıl alacak, 538.291,05 TL işlemiş akti faiz, 57.140,97 TL temerrüt faizi 7.302,12 TL BSMV, 904,79 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.626.108,41 TL talep edebileceği, kredi Garanti Fonu kapsamında kullanılan kredide, …’nun tâki tarihinden sonra 18/12/2018 tarihinde 2.700.000,00 TL. ödeme yaptığı, ancak … kapsamında kullanılan kredilerde bankaların … adına takibe devam ve tahsil yetkilerinin bulunduğu ” ifade etmiştir.
Davacı bankanın Ankara/Sincan-Çarşı Şubesi ile davalı … San. Ve Tic. AŞ arasında imzalanan 31.03.2017 tarihli ve 4.500.000,00 TL kredi limitli genel kredi sözleşmesini, davalılar … ve … tarafından “müteselsil kefil” sıfatıyla 31.03.2017 tarihinde ve 4.500.000,00 TL kefalet limiti ile imzalamış olmakla davalıların kefaletlerinin TBK’nın 583. Maddesinde belirtilen koşullara uygun olduğundan ve genel kredi sözleşmesine kefalet tarihinde davalı asıl borçlu şirketin ortakları olan davalıların kefaleti için TBK’nın 584. Maddesi gereği eş rızası koşulu aranmayacağından davalı kefillerin kefaletleri şeklen geçerlidir. Davacı banka tarafından keşide olunan Beşiktaş 26. Noterliği’nin 12.07.2018 tarihli hesap kat ihtarının davalı asıl borçlu şirkete 16.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, kat ihtarında verilen 1 günlük atıfet süresinin dolduğu 18.07.2018 tarihi itibarıyla davalı asıl borçlunun temerrüde düştüğü, davalı kefillere ise keşide olunan kat ihtarının tebliğ edilemeyerek 16.07.2018 tarihinde iade edildiği görülmüş, bu durumda TBK’nın 586. Maddesi gereği davalı asıl borçlu şirkete kredi alacağının tahsili için keşide edilen kat ihtarı tebliğ edildiğinden davalı kefillere işbu kredi alacağının tahsili için başvuruda bulunma koşulu gerçekleşmiştir.
Uyuşmazlık, takip konusu kredi alacağı sebebiyle davacı bankaca takip talebinde talep olunan asıl alacak ve fer’ileri kadar davalı asıl borçlu ile davalı kefillerden davacı bankanın alacaklı olup olmadığı ve takip talebinde belirtilen akdi ve temerrüt faizi oranlarının istenip istenemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda dava ve takip konusu kredi alacağının tahsili için takip talebinde davacı banka tarafından akdi faiz alacağı asıl alacakla kapitalize edilmeksizin %30 akdi faiz oranı üzerinden 713.246,17 TL işlemiş akdi faiz, %39 temerrüt faizi oranı üzerinden 89.116,46 TL işlemiş temerrüt faizi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan Dairemizce dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporunda ise rapor ekinde sunulan dava ve takip konusu davalı asıl borçluya kullandırılan işletme kredisine ait ticari ödeme planında aylık %1,17 akdi faiz oranı üzerinden yıllık %14,04 akdi faiz oranı olmak üzere davalı asıl borçluya kredi kullandırıldığı belirlenmiş olduğuna göre davacı bankaca takip talebinde artık yıllık %30 üzerinden akdi faiz talep edilemez. Ayrıca, asıl borçlunun temerrüt tarihi olan 18.07.2018 tarihi itibarıyla uygulamada bulunan 11.06.2018 tarihli 2018/37 sayılı davacı banka Genelgesinde %30 olarak belirlenen ticari kredi faiz oranının, genel kredi sözleşmesinin 12. Maddesi uyarınca %50 fazlası ve davacı bankanın takip talebindeki talebinin %39 olduğu gözetilerek bilirkişi tarafından temerrüt faizi %39 olarak hesaplamaya esas alınmıştır. Davalı asıl borçlu şirketin temerrüde düştüğü 18.07.2018 tarihinde bilirkişi tarafından davalı asıl borçlu şirkete kredinin kullandırılmasında, BSMV peşin olarak ödendiğinden anaparaya eklenmiş, hesap sonucunda BSMV’den düşülerek BSMV bulunmuş olup buna göre; davacı bankanın takip tarihi itibarıyla asıl borçlu şirketten 3.022.469,48 TL asıl alacak, yıllık %14,04 akdi faiz oranı üzerinden 538.291,05 TL işlemiş akdi faiz alacağı, %39 temerrüt faizi oranı üzerinden temerrüt tarihi 18.07.2018-02.08.2018 tarihleri arasında işlemiş 57.140,97 TL temerrüt faizi alacağı, 7.302,12 TL BSMV ve 904,79 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.626.108,41 TL kredi alacağı belirlenmiştir. Davacı takip talebinde kat tarihinden temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz alacağını asıl alacakla kapitalize etmeksizin ayrı bir kalem olarak akdi faiz alacağı olarak talep ettiğinden taleple bağlılık kuralı gözetilerek bilirkişi tarafından takip tarihi itibarıyla belirlenen kredi alacağının hesaplanmasında akdi faiz alacağının asıl alacakla kapitalize edilmemesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Diğer taraftan davalı kefillere kat ihtarı tebliğ edilemediğinden takip tarihi itibarıyla temerrüde düştüklerinin kabulü ile takip tarihi itibarıyla davacı bankanın 3.022.469,48 TL asıl alacak, 555.730,28 TL işlemiş akdi faiz alacağı, 5.317,03 TL BSMV, 904,79 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.584.421,59 TL talep edebileceği, … Fonu kapsamında kullanılan kredide …’nin takip ve dava tarihinden sonra 18.12.2018 tarihinde 2.700.000,00 TL ödeme yaptığı ancak … kapsamında kullanılan kredilerde bankaların … adına takibe devam ve tahsil yetkilerinin bulunduğu belirlenmiş olup usul ve yöntemine uygun olarak alınan bilirkişi raporunda takip konusu kredi asıl alacağı ve ferileri ile birlikte akdi faiz alacağı ve temerrüt faizi alacağında hesaplamaya esas alınan akdi ve temerrüt faizi oranlarında da herhangi bir yanlışlık görülmemiş, davacı bankanın istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdikleri itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinafa başvuran davacı banka 6219 Sayılı Kanunun geçici 5. maddesi uyarınca harçtan muaf olup tahsil olunan istinaf başvuru ve karar harcı bulunmadığından iadesi yönünde hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/07/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.