Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1176 E. 2022/810 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1176 Esas 2022/810 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1176
KARAR NO : 2022/810

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2020
NUMARASI : 2019/69 Esas 2020/373 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/12/2015
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/06/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … Bankası tarafından müvekkili aleyhine açılan ve Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/345 esasına kayıtlı dosyasından yapılan yargılamada 25/07/2003 tarihinde mal varlığının üstüne ihtiyati tedbir konulduğunu, tedbir kararı kapsamında, söz konusu dava sonucuna kadar faiz gelirinden mahrum kalınmaması için mahkemenin müvekkilinin … Bankasında bulunan hak ve alacaklarının … Bankası Adliye Şubesi Nezdinde bulunan paranın müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, bu karar doğrultusunda, davalı banka nezdinde bulunan mevduat tutarı 58.245,18 TL olarak müvekkiline ödendiğini ve bu tutarın müvekkili tarafından tedbir kararı süresince mevduatına uygulanan faiz oranları incelendiğide bu oranların davalı bankanın normal hesaplara uygulamış olduğu faiz oranlarına nazaran son derece düşük olduğunu tespit ettiğini, davalı bankanın Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin tedbir kararı ile mevduata uygulanması gereken faiz oranı neticesinde oluşacak toplam miktar ile uyguladığı faiz oranları neticesinde oluşan miktar arasındaki fark kadar müvekkili aleyhine zenginleşmiş olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000 TL’nin 19/10/2005 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 07/05/2018 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 2.000,00 TL olarak açtıkları davalarını 48.746,09 TL artırarak 50.746,09 TL’nin 19/10/2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili bankanın Adliye Sarayı Ankara şubesinde mahkeme emanet hesabı olarak açılan hesaplara işletilen faiz oranlarına istinaden alacak talebiyle açtığı işbu davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının … Bankası eski çalışanı olup, işvereni ile arasındaki yargı sürecinde, işverenin talebi ile tüm malvarlığı, hak ve alacakların üzerine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/498 esas sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbir kararı sonrasında, Mahkeme tarafından davacıya işvereni tarafından ödenmeyen ve … Bankası hesaplarında bulunan meblağların müvekkili banka nezdinde 3 ay vadeli şekilde hesap açılmasına karar verildiğini, müvekkili banka ile arasında herhangi bir iş akdi bulunmayan davacının aynı dönemde müvekkili banka tarafından mevduata uygulanan faiz oranının işbu davaya konu mahkeme emanet hesabı olarak açılmış hesaplara da uygulanması talebinin kabul edilmez nitelikte olduğunu, bankaların akdi ilişki içinde olduğu müşterilerine uygulanan vadeli hesap faiz oranlarının her banka tarafından serbest piyasa koşullarında tespit edildiğini, davacının davaya konu hesaplar çerçevesinde müvekkili banka müşterisi olmayıp bu kapsamda olmayan hesaplar için vadeli mevduat faizi talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu incelendiğinde bankanın uyguladığı faiz oranı ile merkez bankasının uyguladığı faiz oranlarının bilirkişi tarafından ayrı ayrı hesaplanarak davacının zarar ettiğinin anlaşıldığı, davalı banka tarafından bildirilen faiz oranlarının TCMB tarafından bildirilen faiz oranlarından yüksek olması karşısında oluşan farklılıktan tacir olup basiretli davranmakla yükümlü olan davalının sorumlu tutulması gerektiği, bankanın davacı yararına çalışmak ve mahkemece tedbir amaçlı vadeli hesaba yatırılan paranın değerini korumak hususlarında özen yükümlülüğü altında bulunduğu, davacının davalının gerekli ve yeterli özeni göstermediği iddiasının yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile bilirkişi tarafından davalı banka tarafından bildirilen faiz oranlarına göre hesap edilen 29.893,00 TL alacaktan 2.000,00 TL’sine 15/12/2015 tarihinden, bakiyesine ise 07/05/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kısmen kabul kısmen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davacının Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/498 Esas sayılı dosyasından yazılan müzekkere uyarınca müvekkili bankanın Adliye Sarayı/Ankara şubesinde hesap açılmış olup, açılan hesabına uygulan faiz oranın düşük olmadığını, faiz oranlarının diğer mahkemelerin taleplerine de aynı şekilde faiz uygulandığını, akdi ilişki bulunmadığından mevduat faizinin uygulanamayacağını, cari faiz uygulandığını, bilirkişi raporlarında çelişki olduğunu, bireysel hesaplara uygulanan faiz oranlarının bankalar arası rebaket ortamında farklılık gösterdiğini açıklayarak yerel mahkeme tarafından usul ve yasaya aykırı verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; bankacılık işlemlerinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/06/2018 tarih ve 2017/293 Esas sayılı dosyasında alınan 24/11/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda, davacının dava dışı … Bankasındaki parasını Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu tedbir kararı gereği 2003/498 hesap ismi altında 3 ay vadeli olarak mevduat hesabına yatırıldığı, ancak hesabın mahkeme adına açıldığından emanet hesaplara uygulanan düşük faiz oranları uyguladığı ve kazanç kaybı söz konusu olduğu, Mahkemece verilen tedbirin amacının, davacının yargılama boyunca parayı kullanamayacağından, davacının parasının değer kaybına uğramaması olduğu, bu nedenle davacının faiz hesaplarına Kamu Bankalarınca Merkez Bankasına bildirilen mevduatlara fiilen uygulanan faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplamalar yapıldığı ve davacının toplamda 42.637,06 TL kazanç kaybının olduğu,
Ankara 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/06/2018 tarih ve 2017/293 Esas sayılı dosyasında alınan ek raporda, davacının hesaplarına Kamu Bankalarınca Merkez Bankasına bildirilen mevduatlara fiilen uygulanan faiz oranları uygulanmak üzere yeniden hesaplama yapıldığı ve davacının toplam zararının 50.746,09 TL olduğu belirtilmiştir.
Bankacı …’dan alınan bilirkişi raporunda özetle: Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/498 esas sayılı dosyasında davacının hak ve alacaklarına tedbir konulduğu, hak ve alacağı olan 6.683,28 TL, 11.921,00 TL, 1.568,66 TL’nin dava süresince 3 ay vadeli olarak mevduat hesabına yatırıldığı, davalı bankanın Adliye Sarayı Şubesinde 3 ayrı vadeli hesap açıldığı, 19.05.2015 tarihinde davacı tarafından hesapların kapatıldığı, davalı banka tarafından bildirilen faiz oranlarına göre 29.893,00 TL, TCMB tarafından bildirilen faiz oranlarına göre 19.474,07 TL kazanç kaybı olduğu belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince davacının … Bankası’ndan doğmuş hak ve alacaklarının Türkiye … Bankası Adliye Sarayı Şubesi’ne açılacak 3 ay vadeli hesapta tutulmasına yönelik karar verildiği, davacıya ait paranın davalı bankanın Adliye Sarayı Şubesine yatırıldığı, davalı bankaca Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin talimatına rağmen yatırılan paraya düşük faiz uygulanmasından ötürü uğranılan zararın tahsiline yönelik işbu dava açılmıştır.
Dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyetlerinin rapor ve ek raporlarında da belirtildiği üzere; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davacının doğmuş hak ve alacaklarının … Bankası Şubesine aktarılması ile aktarılan bu miktara 3 ay vadeli hesapta tutularak faiz uygulanması talimatına rağmen davalı bankaca düşük faiz uygulandığı, ilk derece mahkemesince en son alınan raporda davacıya ana para dahil 88.188,18 TL ödenmesi gerekirken 58.245,18 TL ödenmek suretiyle 29.893,00 TL eksik faiz ödemesi yapıldığı anlaşıldığından açılan davanın kısmen kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabul kısmen reddine yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.15/06/2022

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.