Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1094 E. 2022/762 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2020/1094 Esas 2022/762 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1094
KARAR NO : 2022/762

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2020
NUMARASI : 2019/615 Esas 2020/180 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücen)
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2022

Taraflar arasındaki rücuen tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulü yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Yatırımları A.Ş.’ne ait … plaka sayılı ticari aracın 20.10.2017- 20.10.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortalı olduğunu, 01.09.2018 tarihinde saat 17.30 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla olay yeri … karşısına geldiğinde yol üzerinde açık bırakılan …’ye ait mazgala çarpması sonucu aracın hasarlandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı …’nin %100 kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle sigortalı araçta 5.844,58 TL hasar meydana geldiğini ve 5.844,58-TL hasar bedelinin 02.01.2019 tarihinde sigortaya ödendiğini, müvekkili şirketin TTK’nun 1472.maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olarak rücu hakkını kazandığını, rücu başvurularını içeren 03.07.2019 tarihli dilekçe ile …’ye başvuru yapıldığını, başvurusunun sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla 5.844,58-TL rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 02.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı şirketin sigortaladığı araçta meydana gelen hasarın idareye ait kanalizasyonun kapaklarının oynaması sonucu kaynakladığına dair adli yargı makamlarınca, itfaiye teşkilatınca tutulan tutanak bulunmadığını, bu bağlamda davacı şirketin yaptığı ekspertiz raporunun zarar ve idari faaliyet arasında yeterli illiyet bağını sağlamaktan uzak olduğunu, ayrıca ilgili zarara uğramasına neden olan idari işlem veya eylem; hizmetin geç işlemesi, kötü işlemesi veya hiç işlememesi şeklinde bir hizmet kusuru oluşturmalı ya da kusursuz sorumluluğa elverişli olması gerektiğini, dava konusu zararda ise bu durumlardan hiçbiri oluşmadığını ve davacı tarafça ispatlanamadığını, kazanın oluştuğunun iddia edildiği adreste kurum içi yazışmalar neticesinde kuruma ait rögar kapaklarıyla ilgili kaza tarihinde ve sonrasında herhangi bir ihbar ve bildirimde bulunulmadığını bu nedenlerle iş bu davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı … Yatırımları AŞ.’ ne ait … plaka sayılı ticari aracın 20.10.2017 – 20.10.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere davacı sigorta şirketinden kasko filo poliçesi ile sigortalı olduğu, 01.09.2018 tarihinde yol üzerinde açık bırakılan …’ ye ait mazgala çarpması sonucu aracın hasarlanmasına sebep olan trafik kazasının meydana geldiği, alınan kusur raporu ve diğer deliller değerlendirildiğinde; kazanın oluşumunda 2918 sayılı Yasanın 13. maddesine göre davalı … Genel Müdürlüğünün tamamen kusurlu olduğu, kaza neticesinde sigortalı araçta 5.844,58-TL hasar meydana geldiği, davacı tarafça bu bedelin 02.01.2019 tarihinde sigortalısına ödendiği, bu nedenle yapılan ödeme bakımından davacı şirketin TTK’nun 1472 maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olduğu ve rücu hakkının bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, 5.844,58-TL’nin ödeme tarihi olan 02/01/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava konusu hasara ilişkin olarak kusuru kabul etmediklerini, yolların bakım ve onarım sorumluluğunun müvekkil İdareye ait bulunmadığını, 5216 sayılı Yasanın 7. maddesinin (g) bendi kapsamında “Büyükşehir belediyesinin yetki alanındaki meydan, bulvar, cadde ve ana yolları yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımını sağlamak”, şeklinde olup, bu sorumluluk Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu, müvekkil idareye davanın yöneltilmesinin usule uygun olmadığını,
Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin 18. Maddesi c bendinde; “Trafiğin düzenli bir şekilde akımını sağlamak bakımından alt yapı hizmetleri ile ilgili tedbirleri almak, trafikle ilgili sorunları çözümlemek, trafikle ilgili olarak ülkeyi ilgilendiren veya mevzuat değişikliği gerektiren hususları İçişleri Bakanlığına iletmekle görevlidir.” denilmekle, bu hizmetleri sağlamakla görevlinin, yani yolun bakımından sorumlu olan kurumun … Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğunu, oysaki İdarelerini … Genel Müdürlüğünün ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğunu,
Hasar miktarının davacı tarafından tek taraflı oluşturulan ekspertiz raporuna dayandığını, davayı kabul etmemekle birlikte, eğer oluşan bir hasar var ise, gerçek zararın miktarı tespit edilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminat bedelini ve avans faizini kabul etmediklerini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Makine mühendisi bilirkişi …’dan alınan bilirkişi raporunda özetle; kurum ve kuruluşların Karayolu yapısında yapacakları çalışmalarda gerekli önlemleri alarak, aldırarak ve devamını sağlayarak, trafik akımını ve güvenliğini bozmayacak tarzda yapım ve bakım yapılması gerektiğini, dosya kapsamına göre kaza yerine ait olan açık durumdaki yağmur mazgal fotoğrafı ve kolluk görevlilerince tanzim edilen kaza tespit tutanağına göre mazgalın açık konumda bulunduğu, kaza yerinde mazgalın açık durumda olduğuna dair seyir halinde bulunan araçların sürücülerinin yönlendirecek gerekli ikaz ve işaretlerin konulmadığından kazanın oluşmasında yolun bakım ve onarımından sorumlu kuruluşun asli ve tam kusurlu olduğunu, araç sürücüsünün meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, araçtaki hasarın ekspertiz raporuyla tespit edildiğini, ekspertiz raporu ile tespit edilen yedek parça ve işçilik bedelinin kaza ile uyumlu olup, toplam araçtaki hasarın yedek parça ve işçilik dahil 5.844,58 TL olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesinde halefiyet usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tanzim edilen bedel kadar sigortacıya intikal edeceği belirtilmiş olup düzenleme ile birlikte somut olayda değerlendirildiğinde, davacı sigorta şirketince kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın maddi hasarlı trafik kazası sonucu hasar bedelinin sigortalıya ödendiğinden bahisle rücuen alacak istemine ilişkin dava açılmıştır. Kusur ve hasar uzmanı makine mühendisi bilirkişinin dosyaya sunduğu gerekçeli ve denetim ve hüküm kurmaya elverişli raporda da belirtildiği üzere olay tarihinde dava dışı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı aracı ile 01/09/2018 tarihinde … ili, … İlçesi, … Caddesinden Dikimevi istikametine yolun sol şeridinde seyri esnasında olay yeri … karşısına geldiğinde yol üzerinde açık bırakılan …’ ye ait mazgala çarpması sonucu aracın hasar gördüğü, meydana gelen olayda davalı …’nin asli ve tam kusurlu olduğu ve araçta yedek parça ve işçilik dahil 5.844,58 TL hasar meydana geldiği anlaşıldığından davacının davasının kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 399,24 TL harçtan peşin alınan 99,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 299,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.08/06/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.