Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/1090 E. 2022/879 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

…..

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019
NUMARASI …..
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2018
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :22/06/2022

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı SGK tarafından sigortalısının 06/02/2003 tarihinde yüksek gerilim hattına temas ederek yaralanması sonrasında davacı kurum tarafından ödenen tedavi giderlerinin rücuen tahsil için Fatsa 1.ASHM’nin 2010/706 E. sayılı dosyasında davalı … Genel Müdürlüğü ve diğer davalılar aleyhine dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın temyizen kesinleştiğini, bu nedenle davacı SGK tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını ve icra emrinde borçlunun açıkça … olarak belirtilmesine rağmen davalı borçlu yetkililerinin hukuken sorumluluğun müvekkiline ait olduğundan bahisle tebligatı merciine iade ettiklerini, bu nedenle icra hukuk mahkemesine yaptıkları şikayet başvurusunun reddedildiğini ve verilen kararın da istinaf incelemesi sonucunda kesinleştiğini, bu nedenle Ordu 1.İcra Müdürlüğü’nün 2016/1326E. sayılı takip dosyasına asıl alacak ve fer’ileri dahil toplam 20.777,89-TL ödendiğini, taraflar arasında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin (İHD) 7.4 ile 7.6 maddeleri gereğince dağıtım faaliyetinin yürürtülmesinden doğan hukuki sorumluluğun davalı Şirkete ait olduğunu iddia ederek 20.777,89-TL ödemenin davalıdan herbir ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ve yargılama giderleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ödemenin 2 yıllık zamanaşımına tabi olup davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında imzalanan İHD’nin 7.5 maddesi gereğince dağıtım faaliyetinin davacı Şirket tarafından yürürtüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemin bütün sorumluluğunun davacıya ait olduğu, yine devre esas bilançonun düzenlenmesinden önce sonuçlanmış her türlü işlemin sorumluluğunun davacı şirkete ait olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava dışı SGK tarafından kurum sigortalısının hak sahibi olan eşine yaralanması nedeni ile mevzuat gereğince yapılan ödemelerin rücuen davalıdan tahsili için Fatsa 1.ASHM’nin yukarıda bahse konu dosyasında açılan davada davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine davalı … tarafından ilamlı takipte tebliğ edilen icra emrine konu borcun ödenmemesi üzerine davacı tarafından takip alacaklısı SGK’ya takip konusu borcun fer’ileri ile birlikte 2 kısmi ödeme şeklinde 2017 yılında icraen ödendiği, bu durumda ödeme ve dava tarihine nazaran 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği, 06/02/2003 tarihinde gerçekleşen olayın gerçekleştiği dönemin taraflar arasında İHDS’nin imzalandığı tarihten önceki bir dönem olup sözkonusu dönemde … faaliyetinin bizzat davalı … tarafından yürürtülmekte olduğunun sabit olduğu, bu nedenle de dava konusu rücuen alacak istemine konu ödemeden davalı kurumun bilirkişi raporunda hesaplandığı miktar ile sınırlı olarak hukuken sorumlu ve davacının davalıya karşı rücu hakkını haiz olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile dava konusu 19.817,92-TL alacağın 19.617,92-TL ‘lik kısmı yönünden ödeme tarihi olan 31/05/2017, bakiyesi yönünden ise; 18/01/2017 tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının ödediğini iddia ettiği tutarı rücuya esas davadaki diğer davalılara rücu edip etmediğinin araştırılmadığını, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun kusur dağılım oranlarının dikkate alınmadığını, gerekçeli kararın eksik inceleme sonucu tesis edildiğini, dava konusu alacağın sözleşmenin 7.maddesi kapsamına girmediğini, dilekçelerde yeralan bilanço düzenlemelerine ilişkin açıklamaların değerlendirilmediğini, verilen kararın şirket açısından sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, talep edilen alacağın hisselerinin tamamının …’a ait olduğu dönemde gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, müvekkili tarafından tekrar ödeme yapılmasının mükerrer ödemeye yol açacağını, hisse satış sözleşmesi, ihale şartnamesi, İHDS hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davacının ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ödenen bedelin tamamını ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte talep edemeyeceğini, ödeme döneminde müvekkiline ihbar yapılmadığından icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu olmadığını, ilam sonrası faiz, icra takibi ve buna ilişkin giderler kısmına ilişkin ilamın takibe konu edilmesinde davacı kusurlu olduğundan müvekkiline rücuun mümkün olmadığını, ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilemeyeceğini, müvekkili kurum aleyhine hükmedilen harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinde de hatalar olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacağın eksik hesaplandığını, ek rapora yönelik itirazların mahkemece değerlendirilmediğini, Ordu İcra Hukuk Mahkemesine şikayet başvuru sırasında yapılan masrafların da davalıdan tahsilini gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tamamen kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/03/2014 tarih 2010/706 Esas 2014/226 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı …. hakkında tazminat nedeniyle açılan davada davanın davalılar … ile … yönünden husumet yokluğundan reddine, davanın davalılar … (… A.Ş.) ile … … yönünden kısmen kabulüne, 4.524,18 TL’nin 4.408,07 TL’sine 05/06/2003 tarihinden, 115,41 TL’sine 08/11/2004 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … (… A.Ş.) ile davalı … …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına karar verildiği, kararın Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 10/11/2015 tarih 2014/13359 Esas 2015/19029 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Ordu 1. İcra Müdürlüğünün 2016/1326 sayılı icra takip dosyası ile yukarıda anılan mahkeme ilamına dayanılarak alacaklı … Başkanlığı tarafından, borçlular … İşletme Müdürlüğü ile … … aleyhine ilama dayanarak icra takibi başlatıldığı, davacının icra dosyasına 31/05/2017 tarihinde 19.617,92 TL yatırdığı görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı SGK tarafından yüksek gerilim hattına temas nedeniyle meydana gelen kazada zararın tazmini talebiyle … İşletme Müdürlüğü ve diğerleri aleyhine açılan davada, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının kesinleşen karar nedeniyle icra dosyasına 31/05/2017 tarihinde 19.617,92 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesine dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelindiğinde; rücu talebine konu Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/03/2014 tarih 2010/706 Esas 2014/226 Karar sayılı dosyasının davacısı SGK vekili tarafından … İşletme Müdürlüğü ve diğerleri aleyhine tazminat davası açılmıştır. Davacı … … A.Ş ile davalı … Genel Müdürlüğü arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesi 24/07/2006 tarihinde imzalanmıştır. Bu durumda rücu talebine dayanak dava konusu kaza 06/02/2003 tarihli olup, işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından önceki tarihlidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra takibi nedeniyle yapılan ödeme işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Fatsa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği miktarı davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmadığından davacının davayı davalıya ihbar yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, hisse satış sözleşmesinin 9.4. maddesinde “…İşletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde hisse satış sözleşmesi karşısında işletme hakkı devir sözleşmesinin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Buna göre ilk derece mahkemesinin kararında ödeme tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacının ilama dayalı başlatılan Ordu 1. İcra Müdürlüğünün 2016/1326 takip dosyasına ödeme yaptığı anılan dosyada yer alan 31/05/2017 tarihli tahsilat makbuzundan anlaşılmıştır. Bu durumda davalı vekilinin davacının ödeme yaptığını ispatlayamadığına yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.
Ancak, davacı yanca dava dilekçesinde, icra dosyasına ödenen 19.617,92 TL’nin yanında rücuya esas ilama dayalı olarak başlatılan icra dosyasında icra emrinin iptali talebiyle Ordu İcra Hukuk Mahkemesine müracaat için 255,00 TL gider avansı, 47,00 TL başvuru harcı, nispi harç ve vekalet harcı, İcra Hukuk Mahkemesinden doğan vekalet ücreti ödemesi için 689,17 TL, İcra Hukuk Mahkemesinin istinafı için 168,80 TL istinaf harcının da ödenmesi talep edilmiş olup, mahkemece söz konusu ödemelerden icra dosyasına ödenen 19.617,92 TL ile İcra Hukuk Mahkemesine müracaat için gider avansı olarak ödenen 200,00 TL toplamından oluşan 19.817,92 TL’nin tahsiline karar verilmiş ise de, davacının İcra Hukuk Mahkemesine dava açarken ödediği 200,00 TL gider avansı ile yine İcra Hukuk Mahkemesinde yapılan yaptığı ve dava dilekçesinde belirtilen diğer masraflara davalıdan talep hakkı bulunmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmüş, aynı nedenle davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
B)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2019 tarih ve 2018/96 Esas 2019/732 Karar sayılı kararının faiz başlangıç tarihi yönünden HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, sair istinaf itirazlarının reddine,
C)1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
19.617,92-TL’nin ödeme tarihi olan 31/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı nisbi 1.340,10 TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 354,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 985,26 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvuru harcı ile 354,84 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 168,80 TL posta ve tebligat gideri ile 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 768,80 TL yargılama giderinin kabul red oranı gözetilerek 725,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından 38,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranı gözetilerek 2,12 TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT 13/1.m. gereğince nisbi 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT 13/1.m. gereğince nisbi 1.159,97 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Davalının peşin yatırdığı 338,44 TL nispi karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 51,50 TL posta gideri ile 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 200,10 TL yargılama giderinin kabul ret oranı gözetilerek 11,17 TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 22/06/2022

……

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.