Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2020/106 E. 2022/191 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2019
NUMARASI …
DAVA TARİHİ : 26/08/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2022

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … ve … tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ile düzenledikleri genel kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefilinin davalı … olduğunu, davalı borçlunun genel kredi sözleşmesine dayanarak kullandığı kredi bedelini ödememesi üzerine Ankara 26.İcra Müdürlüğü’nün 2018/12717 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların icra takibinin sonuçlarından kurtulmak ve mal kaçırmak amacıyla borca, faize ve feri’lerine itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı bankadan 20.000,00 TL bedelli kredi kullandığını, davalı eşi …’in zirai kredi borcunu ödediğini, bu krediden ötürü 2019/432 Esas sayılı davada 12.213,89 TL üzerinden ve 2019/431 Esas sayılı dosyasında ise 9.926,77 TL üzerinden iki ayrı dava açıldığını, borcunun yukarıda belirttiği şekilde olduğunu, diğer davalı eşininde söz konusu borca kefil olduğunu, şu aşamada krediyi ödeme olanağının bulunmadığını, delillerin toplanarak yukarıda belirttiği şekilde davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı bankadan davalı eşi …’ın 20.000,00 TL bedelli kredi kullandığını, kullanılan bu kredi ile kendisinin zirai kredi borcununun ödendiğini, şu aşamada krediyi ödeme olanağının bulunmadığını, bu krediden ötürü 2019/432 Esas sayılı davada 12.213,89 TL üzerinden ve 2019/431 Esas sayılı dosyasında ise 9.926,77 TL üzerinden iki ayrı dava açıldığını, borcunun yukarıda belirttiği şekilde olduğunu, davalı eşi …’ın borcu tek kalemde 20.000,00 TL olduğunu, kendisinin de bu borca kefil olduğunu, yukarıda belirtilen şekilde davanın kabulüne karar verilmesi istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının başlattığı icra takibinin dayanağı olan 25.02.2014 günlü sözleşmeden davalı …’in borçlu, diğer davalının müteselsil kefil olduğu davacırır, Ankara 26.İcra Müdürlüğü’nün 2018/12719 sayılı dosyasında 9.428,72 TL asıl alacak, 1.613,24 TL gecikme faizi, 80,66 TL BSMV, 826,26TL temerrüt faizi, 41,31TL BSMV ve 223,69 TL gecikme faizi olmak üzere 12.213,89 TL üzerinden takip başlattığı, davalılar 780,00 TL borç bulunduğu gerekçesiyle itiraz ettikleri, ancak yanıt süresi içinde davayı kabul ettikleri, kabulün, davayı sonlandıran taraf işlemi olmakla davanın kabulüne, davalıların takibe itirazı yerinde bulunmadığından Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2018/12717 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Takip dosyasına karşı itirazlarını sunduğunu ve itirazlarında ödemiş olduğu borç dekontlarını gönderdiğini, borcunun talep edilen miktarda olmadığını bildirdiğini, delil olarak Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2018/12719 Esas ve 2018/12717 Esas sayılı icra takip dosyalarının incelenmesini delillerimin toplanmasını talep ettiğini, ilk derece mahkemesince deliller toplanmadan yatırmış olduğu borçları göz önüne almadan davayı kabul ettiğinden bahisle karar verdiğini, araştırma yapmadan ve deliller toplanmadan verilen kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talebi doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Takip dosyasına karşı itirazlarını sunduğunu ve itirazlarında ödemiş olduğu borç dekontlarını gönderdiğini, borcunun talep edilen miktarda olmadığını bildirdiğini, delil olarak Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2018/12719 Esas ve 2018/12717 Esas sayılı icra takip dosyalarının incelenmesini delillerimin toplanmasını talep ettiğini, ilk derece mahkemesince deliller toplanmadan yatırmış olduğu borçları göz önüne almadan davayı kabul ettiğinden bahisle karar verdiğini, araştırma yapmadan ve deliller toplanmadan verilen kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talebi doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 26.İcra Müdürlüğü’nün 2018/12717 sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … A.Ş, borçlularının … ve … olup, 9.428,72 TL asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.213,89 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlular tarafından kısmi itiraz yapılarak borcun 780,00 TL’sinin kabul edilerek fazla istenen kısım yönünden borca itiraz edildiği ve takibin kısmi olarak durdurulduğu görülmüştür.
6100 Saylı HMK’nın “Davaya Son Veren Taraf ve İşlemler” başlıklı HMK’nın 308 ve 309. Maddelerinde Kabul düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre kabul HMK’nın 308 ve 309. Maddesi uyarınca istemde bulunanın talep sonucuna muvafakat etmesidir. Davayı kabul, HMK’nın 310. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye değin yapılabilecek olup karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurmaktadır.
Düzenleme ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davalı yanca dava dosyasına sunulan cevap dilekçelerinde ve 11/11/2019 tarihli celsede açıkça davacı bankadan 20.000,00 TL kredi kullanılarak davalılardan …’in zirai kredi borcunun kapatıldığı, kullanılan bu krediden ötürü haklarında davacı banka tarafından 2019/432 Esas sayılı davada 12.213,89 TL üzerinden ve 2019/431 Esas sayılı dosyasında ise 9.926,77 TL üzerinden iki ayrı dava açıldığını borcun 20.000,00 TL olduğunu belirtmek suretiyle delillerin toplanarak açılan davanın yukarıda belirtilen şekli ile kabulüne karar verilmesi istenmiş olmakla, davalıların cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarına göre açılan davanın kayıtsız şartsız kabul edildiğine ilişkin herhangi bir beyanlarının bulunmadığı, bu hale göre açılan davanın davalılarca kabul edildiğinin kabulünün mümkün olmadığından ilk derece mahkemesince açılan davanın kabule göre kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan, 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halinde duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Dosya kapsamı gözetildiğinde davalılarca ileri sürülen dava ve takip dosyalarının celbi ile bankacı bilirkişiden yerinde inceleme yapılmak suretiyle varsa davalılarca yapılan ödemelerde düşüldükten sonra davalıların davacı bankaya borcu bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınmamış olması usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli nitelikteki delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … ve …’in istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince ayrı ayrı KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2019 tarih ve2019/432 Esas 2019/924 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalı … tarafından yatırılan toplam 69,53 TL istinaf nispi karar harçlarının istek halinde davalı …’e iadesine,
5-Davalı … tarafından yatırılan toplam 69,53 TL istinaf nispi karar harçlarının istek halinde davalı …’e iadesine,
6-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-a. ve 362/(1)-g maddeleri gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile kesin olmak üzere karar verildi.23/02/2022

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.