Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/965 E. 2021/460 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2017
….
DAVA :…
DAVA TARİHİ : 13/04/2011
KARAR TARİHİ : 08/02/2017
BİRLEŞEN ANKARA 14.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …
…. SAYILI DOSYASINDA:
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 27/05/2011
BİRLEŞEN ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN….
….
DAVA : Şirket müdürünün azli
DAVA TARİHİ : 02/05/2011
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021

Taraflar arasındaki kayyım atanmasına ilişkin asıl dava ile şirket müdürünün azli istemine ilişkin birleşen dava ile şirket müdürünün verdiği zararın tazmini istemine ilişkin birleşen sorumluluk davalarının yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen şirket müdürünün azli istemiyle açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen sorumluluk davasının kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı asıl davada davalılar-birleşen davalarda davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
ASIL DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin %50, davalılar …ile …’un %25’er hisse sahibi oldukları davalı …..Ltd. Şti’nin, müvekkili ile davalı …’un münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürleri olduklarını, geçen yıldan itibaren davalı …’un 3. Kişilerle mal ve hizmet alımı olmaksızın şirketi borçlandırıcı işlemlere giriştiğini ve şirket kasasından nakit çıkışlar gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine davalıya usulsüz işlemlere son verilmesi ve nakit çıkışların iadesi için ihtar gönderildiğini, ancak buna rağmen davalı tarafından 3. Kişilerle muvazaalı işlemlere devam edildiğini, şirket çeklerinin bu amaçla kullanılmak üzere şirket kasasından alındığının tutanakla tespit edilmesi üzerine davalıya tekrar ihtar gönderildiğini, bu hususları görüşmek üzere 03.03.2011 tarihinde ortaklar kurulu toplantısı yapılacağının davalılara bildirilmesine rağmen davalıların toplantıya katılmayacaklarını bildirdiklerini, toplantının ertesi gün davalı …tarafından şirket çalışanlarına saldırıda bulunularak, 3. Kişilere muvazaalı borç ilişkileri yaratmakta kullandığı belgeleri, bazı çek ve senetler ile senet iade bordrolarının asıllarını şirketten alarak ayrıldığını, bu konuda tutanak tutulduğunu, davalılar tarafından müvekkili aleyhine hırsızlık, güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik suçlarından dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, hırsızlık suçundan yapılan soruşturma sonunda takipsizlik kararı verildiğini, taraflar arasındaki uzlaşma protokolü neticesinde bu şikayetlerden vazgeçildiğini, ortaklar arasında imzalanan bu protokole rağmen protokol hükümlerinin yerine getirilmediğini, tekrar ortaklar kurulu daveti yapılmışsa da bu toplantıdan sonuç alınamadığını, ortaklar arasındaki bu güvensizlik sebebiyle şirketin devamı ile ilgili karar alınmadığını ileri sürerek şirket müdürü …’un tek imza ile temsil yetkisinin alınarak şirketi temsil ve ilzam için çift imza ile temsil sistemine geçilmesine, ortaklar arasındaki muarazanın giderilmesine kadar şirketin yönetimi için tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin 3. Kişilerle mal ve hizmet alımı olmaksızın şirketi borçlandırıcı işlemlere giriştiğine dair iddiasının asılsız olduğunu, aksine müvekkili tarafından şirketin ticari hesap ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda davacının şirket adına gelen paraları sahte evrak tanzim etmek veya ettirmek suretiyle kendi şahsi hesaplarına aktardığının, müvekkili adına sahte imzalar ile çek ve senetler düzenlediğinin/ düzenlettiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine derhal emniyeti suiistimal ve özel evrakta sahtecilik suçlarından suç duyurusunda bulunulması üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan…hazırlık soruşturmasının derdest olduğunu, ayrıca davacının şirket müdürlüğünden azli için ve şirkete vermiş olduğu zararın tazmini için açılan davaların derdest olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN….. DAVASINDA;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının dava dışı …..Ltd. Şti’de ortak olduklarını, şirket müdürü olarak davalı ile birlikte …….’un da seçildiğini, şirket işlerinde yaşanan aksaklıklar nedeniyle müvekkili tarafından yapılan araştırmada davalının şirket paralarını sahte evrak ile kendi şahsi hesabına aktardığının belirlendiğini, müvekkilinin sahte imzası ile çek ve senetler düzenlediğini, sahte imzalar ile para transferleri yapıldığını, naylon faturalar ile şirketin dolandırıldığını ileri sürerek davalı şirket müdürünün azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların aslında oğlu olan şirket müdürü ve ortağı …….ile ilgili olduğunu, bu iddiaların tarafının müvekkili olmayıp aksine …olduğunu savunarak davanın…. Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN ….
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının …..Ltd. Şti’nin ortağı olduğunu, şirketin ticari hesapları ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda davalı ortağın şirket adına gelen paraları, sahte evrak da tanzim etmek ve ettirmek suretiyle kendi şahsi hesaplarına aktardığının tespit edildiğini, savcılığa suç duyurusunda bulunulması üzerine başlatılan hazırlık soruşturmasının derdest olduğunu, müvekkilinin imzası atılarak sahte çek ve senet düzenlediğini, düzenlenen sahte evrakın işleme konularak şirketin borçlandırıldığını, yapılan bu işlemlerle şirketin zarara uğratıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğü iddiaların büyük bir bölümünün doğrudan doğruya şirketin müdürü ve oğlu olan …’u ilgilendirdiğini, davacının suç duyurusunda bulunduğu soruşturma dosyasında 07.03.2011 ve 30.03.2011 tarihli dilekçeleri ile şikayetlerinden vazgeçtiğini, davacının şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığı gibi çek senet düzenleme yetkisinin de bulunmadığını, şirket müdürü … …hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu savunarak davanın reddi ile …’a ihbarını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davalarda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve toplanan tüm delillere göre; limited şirketi ortağı olan davacı ve davalıların şirketi kötü yönettikleri ileri sürülerek şirket müdürleri .. …ile …’ın tek imza ile şirketi yönetmelerine ilişkin yetkilerinin kaldırılarak çift imza ile şirketi ilzam ve temsil etmeye yetkilendirilmesi, …’ın ise haksız işlemleri nedeniyle şirkete vermiş olduğu zararların giderilmesi amacıyla hakkında açılan sorumluluk davası olduğu, asıl ve birleşen davaların açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre değerlendirildiğini, tarafların iddia, savunma ve beyanlarını değerlendirmek amacıyla öncelikle … ile … …adına sahte imza atılarak şirket adına işlemlerde bulunulduğu, çek ve senetlerin yazıldığı iddiasının araştırılması amacıyla grafolog bilirkişi .. … imza incelemesine ilişkin olarak rapor aldırıldığı, alınan raporda, … Ankara … Şubesi’ne hitaben yazılmış 03/12/2010 tarihli 650.000,00-TLlik 06/12/2010 tarihli 520.000,00-TLlik 2 adet virman talimat dilekçesindeki …. …adına atılı imzaların sahte olduğunun, şirket karar defterinde alınan bir kısım kararlarda …. …adına atılan imzaların sahte olduğunun, bunun dışında iddia edilen diğer imza ve virman talimatlarındaki imzaların …. …’a ait olduğunun tespit edildiği, ayrıca grafolog …. hazırlamış olduğu 26/12/2011 tarihli raporunda, şirket karar defterinin …. Sayfasındaki ve sırasındaki 05/11/2008 tarihli …’nin hissesinin …’a devrettiğine dair karar ile 130. Sayfadaki ve sıradaki şirket ortakları …. …ile …’ın 3 yıl süre ile münferit imzaları ile şirketi temsil etmelerine dair, karardaki …’a ait imzanın sahte olduğu, …. …adına atılan … … Şubesi’ne hitaben atılmış talimattaki imzalarında …. …’a ait olmadığının belirlendiği, 6762 sayılı TTK’nın şirket yöneticilerine özen yükümlülüğünü getirdiği 336. Ve 528. maddelerinde şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde gerekli araştırma ve incelemeyi yaptığı, şirketin …’ın eylemleri sonucunda uğramış olduğu zararı tespit ettiği, davalı …. …’un şirketi münferiden temsil etme yetkisinin kaldırılmasına ilişkin talep ile davalı …’ın da aynı şekilde imza yetkisinin kaldırılmasına ilişkin talebin şirket genel kurulunun 27/06/2012 tarihinde gerçekleştirilen ortaklar genel kurulunda …’ın şirkete tekrardan müdür olarak seçildiği, davacı …’un alınan kararda olumlu oy kullandığı, …’ın görev süresinin ise zaten 27/04/2014 tarihinde sona erdiği gerekçeleriyle açılan …. E. Sayılı dava dosyasındaki davada, davanın reddine birleşen Ankara 10. ATM’nin …. Sayılı dava dosyasında ise konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ancak davalı …’ın haksız işlem ve eylemleri ile şirketi zarara uğrattığı tespit edildiğinden ve bu zarar miktarının ise muhasebeci bilirkişi …. tarafından hesaplandığı dikkate alınarak ve talebe bağlı kalınarak 50.000,00-TLnin temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte şirket ortağı davalı …’dan alınarak ….. Ltd. Şti.’ne verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl dava davalıları birleşen dava davacı vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde özetle; birleşen sorumluluk davasında davalı …’ın müvekkillerinin imzasını taklit ederek sahte imzalar ile işlemler yaptığını, usulsüz işlemleri ile şirketin 3.027.305,12 TL’sini zimmetine geçirdiğinin bilirkişi raporlarıyla belirlendiğini, yargılama sırasında, usulsüz işlemler sırasında kullanıldığı anlaşılan çekler, banka talimatları ile bilhassa bu işlemlerin yapıldığı sahte imza ile açılmış banka hesaplarına dair kayıt ve belgeler getirtilmiş ise de, mahkemece sunulan bilirkişi raporu yeterli görülerek, bu kayıt ve belgelerde özellikle imza yönünden bu yöndeki taleplerine rağmen ayrıca bir inceleme yaptırılmadığını, bu yönü itibarıyla karar eksik kalmakla beraber, sayılı hususlar ile bilirkişi raporunda tespiti yapılan alacaklar yönünden ayrıca itirazda bulunma ve her türlü talep ve dava yoluna başvurma hakkını saklı tuttuklarını, yapılan tespitlere karşın yeterli dahi görülemeyecek bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği halde müvekkilleri lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, Birleşen şirket müdürünün azlinin talep edildiği dava dosyasında dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği ve mahkemece dava konusu talebin 27.06.2012 tarihli kararda yerine getirildiği gerekçesiyle karar vererek davanın açıldığı tarihte haklı bulunduğu sonucuna varmış ise de müvekkilleri aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmettiğini, davanın açıldığı tarihte müvekkillerinin haklı olduğu gözetilerek müvekkilleri lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle kısmi istinaf başvurularının kabulü ile müvekkilleri aleyhine olan tüm yönleri yanında ayrıca birleşen davalarda eksik ve hatalı şekilde karara bağlanan yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hükmün kaldırılmasına, asıl davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde davanın kabulüne, mahkemece aksi kanaatte olunacak ise konusuz kalan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, birleşen Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….. Sayılı davanın kabulüne yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl dava, şirket müdürünün münferit imza yetkisinin alınarak şirketin çift imza ile temsil edilmesi, birleşen dava limited şirket müdürü olan davalının azline, birleşen dava ise davalı şirket müdürü tarafından zarara uğratılan limited şirketin zararının tahsili istemlerine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl davanın reddine, birleşen şirket müdürünün azli istemiyle açılan davada konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen sorumluluk davasının kabulü ile zararın davalı şirket müdüründen tahsili ile şirkete verilmesine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davalara konu olaylar ile ilgili olarak davacı … ve …….’un şikayeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonunda açılan kamu davasında … ile …….’ın katılan,… sanık sıfatıyla yargılandığı kamu davasında Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 27.12.2013 tarih ve …. Karar sayılı kararıyla sanık üzerine atılı özel belgede sahtecilik ve tacir ile şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı sebebiyle nitelikli dolandırıcılık suçlarına konu iddiaların hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, sanığın üzerine atılı suçların yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle atılı suçlardan beraatine karar verilmiştir. Bu karar Yargıtay 15. CD’nin 15.04.2019 tarih ve …. Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın söz konusu soruşturma dosyası kapsamında … ile…..adına sahte imza atılarak şirket adına işlemlerde bulunulduğu, çek ve senetlerin yazıldığı iddiasının araştırılması amacıyla grafolog bilirkişi …. imza incelemesine ilişkin olarak alınan 02.05.2011 tarihli grafoloji raporunda; …. ait 13.07.1993 tarihli … yevmiye nosunu içeren 287 sayfadan ibaret Karar Defterinin …. Sayfasındaki “…” Karar sayılı Karar Metni altındaki ve aynı karar defterinin 130. Sayfasında yer alan (şirket müdürlerinin atanmasına ilişkin) “130” Karar sayılı karar metni altındaki … …ve … isim yazılarının alt kısımlarına tersim olunmuş imzaların … ve …elinden çıkmış olduğu, … … Şubesine yazılan 14.10.2010, 15.10.2010 ve 18.10.2010 ve 07.12.2010 tarihli (virman yapılmasına ilişkin) “talimat dilekçeleri” içeriklerindeki …….isim yazılarının alt kısımlarına tersim olunmuş imzaların da …eli mahsulü olduğu, alacaklısı …Ltd. Şti., borçlusu …..Ltd. Şti. Olan 25.02.2010 tanzim ve 30.04.2010 ödeme tarihli 25.000,00 TL tutarındaki senedin “Ödeyecek” imzalarının bulunduğu bölümün yırtık vaziyette olması ve bu bağlamda teşhis donelerini içermemesi sebebiyle bu konuda sağlıklı bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, 30.05.2010 ödeme tarihli 50.000,00 TL tutarındaki senedin Ödeyecek bölümüne atılı imzanın …eli ürünü olduğu, öncelikle Alınan raporda, … Ankara … Şubesi’ne hitaben yazılmış 03/12/2010 tarihli 650.000,00-TLlik virman talimatı altındaki imzanın …….adına sahte olarak atılmış olduğu, 06/12/2010 tarihli 520.000,00-TLlik virman talimatındaki …….adına atılı imzanın ıslak imza olmadığı, …. …’un başka bir amaçla, başka bir belgeye atmış olduğu imzasının fotokopi yoluyla ve/veya bilgisayar ortamında söz konusu dilekçe altına taşınması suretiyle sahte olarak oluşturulmuş olduğu, karar defterinin 85. Sayfasındaki 85 sayılı karar metni altındaki …….ve … adına atılı, 101. Sayfasındaki 101 Karar sayılı Karar Metni altındaki …….adına atılı, 118. Sayfasındaki 118 Karar sayılı Karar metni altındaki imzanın … adına atılı imzanın adı geçen şahıslara ait olmayıp sahte olarak atılmış olduğu, …. hitaben yazılmış 13.01.2010 tarihli ve 300.000,00 TL bedelli ve 01.12.2010 tarihli ve 2.419.569,21 TL içerikli (paranın hesaba aktarılmasına ilişkin talimat dilekçelerindeki imzaların … elinden çıkmış olduğu, sahte imza atılarak düzenlenmiş belgelerin iğfal kabiliyetini haiz olduğu belirtilmiştir.
Asıl davada davalılar birleşen davalarda davacı vekilinin istinaf sebepleri birleşen dava dosyalarında ilk derece mahkemesince verilen kararlara ilişkin olup yapılan istinaf incelemesi sonunda;
a)Birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dava dosyasında, …..Ltd. Şti’nin %25 hissedarı davacı…. tarafından, anılan şirket ortağı ve yetkili müdürü olan davalıya karşı şirket müdürlüğünden azli istemiyle açmış olduğu davada ilk derece mahkemesince şirket genel kurulunun 27/06/2012 tarihinde gerçekleştirilen ortaklar genel kurulunda davalı …’ın şirkete tekrardan müdür olarak seçildiği, davacı …’un alınan kararda olumlu oy kullandığı, …’ın görev süresinin ise zaten 27/04/2014 tarihinde sona erdiği gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak yargılamada vekil ile temsil olunan davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereği davacı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir.
Somut olayda davacı …, dava dışı …….dava dışı …..Ltd. Şti’nin %25’er hissedarı, davalı … ise %50 pay sahibi olup 04.06.2009 tarihinde alınan ortaklar kurulu kararı ile dava dışı …….ile davalı …’ın müdürü olarak seçildikleri …..Ltd. Şti’yi üç yıl süre ile münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındıkları, bu kararın 10.06.2009 tarihinde ticaret siciline tescil edilerek 15.06.2009 tarihinde ise …’nde yayınlandığı anlaşılmıştır. Gerçekten de dava açıldıktan sonra birleşen dava dosyasındaki yargılama sırasında davacı …’un da imzasının bulunduğu 06.09.2012 tarihli ……Ltd. Şti. Ortaklar kurulu tarafından alınan ve ilan edilen bu kararda; şirket ortaklarından … ve …’un şirket müdürler kuruluna atanmalarına, şirket müdürler kuruluna atanan …’ın başkan olarak, …’un üye olarak 7 ay süre ile şirketi her konuda birlikte müştereken temsil ve ilzam etmelerine, 22.04.2013 tarihli alınan ortaklar kurulu kararı ile de 1 yıl süreyle …’un ve …’ın şirket müdürü olarak müştereken şirketi temsil yetkili olduklarına dair karar alınmış, davalı …’ın görev süresi yine yargılama sırasında 22.04.2014 tarihi itibarıyla sona ermiştir. Şu halde şirket müdürünün azli istemiyle dava açan şirket ortağı davacı yargılama sırasında şirketin ortaklar kurulu toplantısına iştirak edip azlini istediği davalı …’ın şirket müdürü olarak görev yapması için oy kullanmış ve alınan kararı imzalamış olmakla çelişkili davranış yasağını ihlal etmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesince konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davacı şirket ortağı aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, birleşen davada davacı vekilinin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
B) Birleşen Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı sorumluluk davasında verilen karara yönelik davacı vekilinin istinaf sebeplerine gelince;
Birleşen Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan sorumluluk davasında; davacı vekili şirketin ticari hesapları ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda davalı ortağın şirket adına gelen paraları, sahte evrak da tanzim etmek ve ettirmek suretiyle kendi şahsi hesaplarına aktardığının tespit edildiğini, savcılığa suç duyurusunda bulunulması üzerine başlatılan hazırlık soruşturmasının derdest olduğunu, müvekkilinin imzası atılarak sahte çek ve senet düzenlediğini, düzenlenen sahte evrakın işleme konularak şirketin borçlandırıldığını, yapılan bu işlemlerle şirketin zarara uğratıldığını iddia ederek uğranılan zarar miktarı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle 50.000,00 TL olarak gösterdiği dava değeri üzerinden davasını harçlandırmış, uğranılan bu miktar zararın davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince usul ve yöntemine uygun olarak alınan Dairemizce, objektif, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 28.04.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda tespit edildiği üzere dava dışı ……Ltd. Şti.’nin incelenen açılış kaydı bulunan ancak kapanış kayıtları olmayan 2010 yılına ait ticari defterler üzerinde yapılan incelemeye göre davalı … …’ın, …..Ltd. Şti’nin hesabından şahsi hesabına aktarıp iade etmediği toplam 2.905.512,41 TL ile bu meblağa 2011 yılı başından itibaren, dava tarihi olan 13/04/2011 tarihine kadar işleyen faiziyle birlikte davalı şirket müdürü ve ortağı …’ın dava tarihi itibarıyla ……Ltd. Şti.’ne 2.905.512,41 TL +121.792,71 TL=3.027.305,12 TL borçlu olduğu, davanın ise 50.000,00 TL üzerinden açıldığı ve yargılama sırasında ıslah edilmediği gözetildiğinde birleşen sorumluluk davasının ilk derece mahkemesince 50.000,00 TL üzerinden kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Zira, dava dilekçesinde bildirilen 50.000,00 TL üzerinden açılan ve yargılama sırasında alınan bilirkişi heyet raporunda davalı şirket müdürünün dava tarihi itibarıyla şirkete toplam 3.027.305,12 TL borçlu bulunduğu belirlendiği ve davalının da bu rapora istinaden verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmadığı halde bilirkişi heyet raporu ile belirlenen bu miktar üzerinden davasını ıslah etmeyerek davanın kabulü yönünde ilk derece mahkemesince verilen karara karşı eksik incelemeye dayalı olarak kararın verildiğine dair ileri sürülen istinaf sebebinde de davacının esasen hukuki yararı bulunmamaktadır. Ne var ki ilk derece mahkemesince davacı şirket ortağı tarafından açılan davanın kabulüne karar verildiği, dolayısıyla HMK’nın 326. Maddesi gereği yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi hükmü gereği 7.300,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, birleşen dava dosyasında bu yönde olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması doğru görülmemiş, birleşen dosyada davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin kabulü ile birleşen dava dosyasında ilk derece mahkemesince verilen kararın bu sebeple kaldırılması gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin….Esas sayılı dava dosyasında davacı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına yer olmaksızın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine, birleşen Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….Esas sayılı dava dosyasında davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin esastan reddine, istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulü ile duruşma açılmasına gerek görülmeksizin ilk derece mahkemesince verilen karar HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesi hükmü gereği hesaplanan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Birleşen Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyasına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B)1-Birleşen Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyasında davacı vekilinin öteki istinaf sebeplerinin reddine, istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden KABULÜNE, sair istinaf sebeplerinin reddine,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Birleşen Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyası yönünden verilen 08/02/2017 tarih ve …. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
i)….. Sayılı dava dosyası üzerinde yapılan yargılama neticesinde davanın REDDİNE,
1-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-Alınması gerekli 31,40 TL harçtan peşin alınan 18,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı …….kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, …’a verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapıla yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kalan var ise karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
ii)Birleşen Ankara 10. ATM’nin …. K. sayılı dava dosyası üzerinde yapılan yargılama neticesinde davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
1-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-Alınması gerekli 31,40 TL harçtan peşin alınan 18,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca 1.980,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
iii) Birleşen Ankara 14. ATM’ni…..K. Sayılı dava dosyası üzerinde yapılan yargılamada, talebe bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 50.000,00-TLnin ….. alınarak yönetim kurulu üyesi olduğu …. İNŞAAT.. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
1-Alınması gerekli 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 742,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.673,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan 16,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 742,50 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan var ise karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
5-Yargılamada vekil ile temsil olunan davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesi gereği hesaplanan 7.300,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
C)1-Birleşen Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esas sayılı dava dosyasında verilen karara karşı istinafa başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf maktu karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Birleşen dosyada davacı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, tebligat gideri 77,00 TL ve dosya gönderme ücreti 64,96 TL toplamı olan 240,06 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-İstinafa incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinafa başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/03/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.