Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/925 E. 2021/663 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2019
NUMARASI : ….
DAVA : Ortaklığın Tespiti – Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/05/2021

Taraflar arasındaki ortaklığın tespiti ve şirketin feshi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacılar vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı şirketin tek hisse sahibi … …’ın çok yakın arkadaş olduğunu, müvekkilleri ile davalı şirketin tek hisse sahibinin 2003 yılında … … Ticaret Ltd. Şti.’ni kurduğunu, şirkette davacılar ile dava dışı … …’ın eşit oranda ortak olduğunu, müvekkilleri ile … …’ın 2013 yılında … yetkili … açmak istediklerini, ancak yapılan görüşmelerde açılacak şirketin tek ortaklı olması ve başka şirketle ortaklığının bulunmaması gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenle … …’ın … … Ticaret Ltd.Şti.’den ayrıldığını ve ortak sermaye ile müvekkillerinin de gizli ortağı olduğu … Ltd. Şti.’ni kurduğunu, şirketin 2013 yılında faaliyete başlandığını ve ticari kredi kullandığını, müvekkillerinin de kredinin kefilleri olduklarını, … …’ın 2017 yılında vefatı ile geriye mirasçı olarak kızı ve eşinin kaldığını, müvekkillerinin ortaklıklarına son verildiğini, müvekkillerine ait şirket hatlarını kapattırıldığını, müvekkillerince şirketin yeni hissedarıyla görüşme talep edilmiş ise de yeni hissedarların buna yanaşmadığını, bunun üzerine Ankara 25. Noterliğinin …. yevmiye no’lu 24/05/2018 tarihli ihtarnamesini keşide ederek ortaklığın tasfiyesi için görüşme teklif ettiklerini, ancak yeni hissedarların bunu da kabul etmediklerini, müvekkillerinin davalı şirketin gizli ortağı olduğunun açık olduğunu, bu itibarla müvekkillerinin davalı şirketin 1/3 ayrı ayrı eşit hisse ile ortak olduklarının tespitine ve şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili firmanın 10.11.2017 tarihinde vefat eden … … tarafından kurulduğunu, … Mobil Cihazları Yetkili Servisi olarak faaliyet gösterdiğini, … …’ın vefatından sonra mirasçıları olan eşi … … ve kızı … …’ın şirketin mirastan dolayı ortağı olduklarını ve ilgili teknik servisi … …’ın idare ettiğini, şirketin tüm edinimlerini kendisinin yerine getirdiğini, … …’ın vefatından sonra davacılar tarafından müvekkili şirketin kendilerine ait olduğu noktasında haksız ve hukuki altyapısı olmayan talepler ile müvekkili şirketin yasal ortakları olan … … ve … …’a baskı yapılmaya başlandığını, davacıların müteveffa … …’ın eski ortakları ve aile dostları olduğunu, aralarında borç alma verme, kefil olma veya alım satım yaparak ticari ilişkiler içinde olduklarını, … …’ın vefatından sonra borçlarının davacılara ödendiğini, davacıların gizli ortak olduklarını ispatlamalarının gerektiğini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; bir limited şirketin ne şekilde kurulabileceği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 585. vd. maddelerinde açıklandığı, burada açıklanan işlemlerin yerine getirilmesi geçerlilik koşulu olup, bu işlemler yerine getirilmeden, şirketin kurucu ortağı olmak mümkün olmadığı, somut uyuşmazlıkta, anılan yasal düzenlemeye göre işlem yapıldığı iddia olunmadığı, davalı şirketin gizli ortağı olduğu iddia olunmuşsa da, bu hususu ispatlar nitelikte geçerli bir delil ibraz edilemediği, bu nedenle davacıların, davalı şirketin gizli ortağı olduklarını ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Tanıkları dinlenmeden, deliller toplanmadan karar verildiğini, taraflar arasında güven ilişkisi nedeniyle hiçbir ticari işlem ve borcun yazılı sözleşme ve senetle yapılmadığını, buna rağmen tanıkların dinlenmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Her ne kadar ticaret sicilinde şirketin tek hisse sahibinin … … gözükse de müvekkillerinin bu şirketin gizli ortağı olduğunu ve her üçünün de şirkette eşit hisseye sahip olduğunu, … yetkilileri ve tarafların tüm tanıklarının bu ortaklığı bildiğini, şirket adına kredi kullanıldığını, müvekkillerinin de kullanılan ticari kredilere kefil olarak imza attıklarını, şirketin 2013 yılında ticari faaliyete başladığını, … …’ın şirketin sadece para işleri ile ilgilendiğini, bunun dışında kalan tüm işlerin müvekkillerince yapıldığını,
…’un vefatı ile birlikte eşi … …’ın müvekkillerinin şirkette olan ortaklığının sona erdiğini, kendilerine “bu şirket artık sadece bana ait, size olan hakkınızı verdim, bundan sonra herhangi bir ortaklığınız yoktur” diyerek fiili ortaklığı sona erdirdiğini, müvekkillerinin şirket adına olan hatlarını kapattırdığını,
Ayrıca, mahkemece tüm delillerin değerlendirilmediğini, eksik incelemeye dayalı hüküm tesis edildiğini, banka kayıtlarını, ajanda kayıtlarının şirket ortakları arasındaki mesajlaşmaların, SGK kayıtlarının, telefon kayıtları ile … …’ın emniyette verdiği ifadeler dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusuna karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı şirketin gizli ortağı olduğunun tespiti ile neticesinde şirketin feshine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı … Ltd. Şti.’nin sicil özetinin incelenmesinde; 06/12/2013 tarihinde 100.000,00 TL sermaye ile sicile tescil edildiği, kurucu ortağının … … olup, 14/11/2017 tarihli karara göre ortaklarının … … ve … … olduğu, şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olmak üzere … …’ın seçildiği,
6102 Sayılı TTK’nın Esas sermaye payının geçişi hâlleri “Devir” başlıklı 595/1.maddesinde; esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılacağı ve tarafların imzalarının noterce onanacağı, ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerinin; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtileceği, son fıkrasında ise; başvurudan itibaren 3 ay içinde genel kurulun reddetmediği taktirde devre onay vermiş sayılacağı,
6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halinde duruşma yapılmadan karar verileceği düzenlenmiştir.
Düzenlemeler ile birlikte somut olaya gelince; davacı yanca açılan davada davalı şirketin gizli ortağı olduğunun tespiti ile şirketin feshine karar verilmesine yönelik olarak işbu dava açılmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, davacılar dava açarken delil olarak banka kredi sözleşmeleri, ajanda kayıtları, şirket ortakları arasındaki mesajlaşmalar, SGK kayıtları, banka kayıtları, tanık beyanı, davalı şirketin halen ortağı olan … …’ın emniyet müdürlüğünde vermiş olduğu ifadelerine dayanmış olmasına rağmen mahkemece davacıların dayanmış olduğu bu delillerden hiçbirisi toplanmadan açılan dava reddedilmiştir.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli nitelikteki delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olduğu anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7751 Sayılı Yasa’nın 35.maddesi ile değişik 353/(1)-a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2019 tarih ve …. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya tarafa iadesine,
5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/05/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.