Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/880 E. 2021/430 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2019
NUMARASI : ….
DAVA : Genel Kurul Kararının butlanı ve İptali
DAVA TARİHİ : 25/06/2018
KARAR TARİHİ :24/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2021

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı şirket vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette % 22 paya sahip hissedar olduğunu, davalı şirket tarafından 29/05/2018 tarihinde yapılan olağan genel kuruluna pay sahibi müvekkilini temsilen Mali Müşavir … ‘in iştirak ettiğini, yapılan genel kurulda genel kurul tutanağının tamamının kanuna aykırı tutulduğunu ve genel kurul tutanağının 7. Maddesindeki huzur hakkı ücretinin butlanla malul olup hukuka ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu iddia ederek, öncelikle üçüncü kişilerin haklarının korunması amacıyla 6102 sayılı TTK ‘nın 449 maddesi ve HMK ‘nın 389 maddesi uyarınca telafisi güç zararların meydana gelmemesi amacıyla alınan huzur hakkı kararının ihtiyati tedbir konularak yürütülmesinin geri bırakılmasına, davanın terditli olması hasebiyle de 29/05/2018 tarihli genel kurul tutanağının kanuna aykırı tutulması ve pay sahiplerinin haklarının zedelenmesi nedeniyle mutlak butlan ile batıl olan genel kurul kararlarının tamamının tespit edilip iptaline karar verilmesine, genel kurul kararlarının tamamının iptal edilmemesi halinde kanuna aykırı, fahiş miktardaki huzur hakkı ücretini içeren ve mutlak butlan ile malul 7.maddenin tespit edilip iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkilleri yönünden husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Anonim Şirketlerin yönetimi, kar dağılımı, temettü dağılımı huzur hakkı gibi teknik konularda bilgi sahibi olmadığını, genel kurul toplantısının usulüne uygun yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı taraf her ne kadar işbu genel kurul toplantısının butlanı ve iptaline ilişkin davasını davalı şirket tüzel kişiliğinden başka diğer davalı ortaklara da yöneltmiş ve onları da hasım olarak göstermiş ise de, davanın genel kurul kararlarının butlanı ve iptaline ilişkin olması nedeniyle talebin niteliğine göre davanın şirket tüzel kişiliğine karşı yöneltilmiş olmasının gerekli ve yeterli olduğu, davalı şirketin ortaklarının bu davada davalı olarak gösterilip husumetin onlara da yöneltilmiş olması yasaya uygun olmadığı, davalı şirket dışındaki diğer davalıların bu dava yönünden davalı sıfatları yani pasif husumet ehliyetleri bulunmadığı; dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararlar yönünden toplantı ve karar nisabının sağlandığı, genel kurul toplantısında alınan 2,4,5,6 ve 8.maddelerinin oy birliği ile kabul edildiği, bu kararlar yönünden ana sözleşmeye ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve butlan ya da iptal koşullarının oluşmadığı; davacı tarafından terditli olarak dava konusu edilen oy çokluğu ile alınmış iptali istenen 7.madde yönünden yapılan incelemeye göre, söz konusu kararın şeklen ana sözleşmeye ve yasaya aykırı olmaması nedeniyle butlan koşullarının oluşmadığı, ancak dosyaya celbedilen davalı şirketin vergi ve mali kayıtları, bilançosu, gelir-gider tabloları incelendiğinde 2016 yılı karının 54.726,18 TL , 2017 yılı karının 125.696,53 TL (genel kurul toplantı yılı itibariyle) olduğu, oysa iptali istenen genel kurulun 7. Maddesinde karar altına alınan huzur hakkı ücreti toplam 10.000 TL +8.500 TL + 5.000 TL +5.000 TL = 28.500TL olduğu, bu toplam ücretin aylık olduğu kabul edildiğinde 12×28.500=342.000 TL 1 (bir) yıllık huzur hakkı ücreti hesaplandığı, davalı şirketin 2017 yılı karının 125.696,53 TL olduğu bildirildiğinden belirlenen yıllık huzur hakkı ücreti toplamının davalı şirketin 2017 yılı karının neredeyse 2,7 katı bir bedel olduğu, dolayısıyla söz konusu miktar davalı şirketin bildirdiği kar miktarına göre kıyaslandığında oldukça fahiş bir bedel olduğu kanaatine varıldığı, ayrıca gündemin 7. maddesinde karar altına alınan huzur hakkı ücretinin aylık mı? yoksa yıllık mı? olduğunun da kararın içeriğinde net ve anlaşılır bir şekilde belirlenmediği, bu haliyle söz konusu kararın muğlak, belirsiz ve infazda tereddüt içeren bir karar niteliğinde olduğu bu nedenlerle gündemin 7. maddesindeki işbu kararın içeriği itibariyle yasaya ve özellikle objektif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun olmadığı gerekçeleriyle davalılar …, …, … ve … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; davalı şirket hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile dava konusu edilen 29/05/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısının tamamının ve alınan kararlarının tümünün mutlak butlanla batıl olduğuna dair tespitine ilişkin talebinin reddine, terditli istemi olan iptal talebinin kabulü ile 29/05/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınmış gündemin 7.maddesindeki huzur hakkı ile ilgili kararın ise iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kötü niyetli olup şirketten kendisi dahil kimsenin para almasını istemediğini ve şirketin işleyişini pasifleştirmeyi amaçladığını, mahkemece huzur hakkı miktarının hakkaniyetsiz olduğu takdir olunursa yönetim kurulu üyelerinin münasip bir ücrete hak kazanacağı nazara alınarak yönetim kurulu üyelerine ödenebilecek tutarın bilirkişi marifeti ile tespit ettirilerek hüküm oluşturulması gerekirken bu yöndeki talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; davalı şirketin 29/05/2018 tarihli genel kurul tutanağının kanuna aykırı tutulması ve pay sahiplerinin haklarının zedelenmesi nedeniyle mutlak butlan ile batıl olan genel kurul kararlarının tamamının tespiti ve iptali, genel kurul kararlarının tamamının iptal edilmemesi halinde kanuna aykırı fahiş miktardaki huzur hakkı ücretini içeren ve mutlak butlan ile malul 7. maddenin iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
… Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin ana sözleşmesi, 29/05/2018 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ekleri, bu toplantıya ait hazirun cetveli ve şirketin en son tarih itibariyle tüm ortaklarının kimlerden oluştuğu her bir ortağın pay oranının ve hisse miktarının ne kadar olduğunu gösteren kayıt ve belgeleri, … Vergi Dairesinden davalı şirketin son 5 yılına ait sunduğu beyannameleri, bilançoları, gelir-gider tabloları vs. deliller dosyada mevcuttur.
Dava konusu olan 29/05/2018 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; gündemin 1. maddesinin açılış olduğu,, 2. maddesinin oy birliği ile alındığı, 3.maddesinin karar niteliğinde olmadığı, 4. maddesinin, 5. maddesinin oy birliği ile alındığı, 6. maddesinin yönetim kurulunun üyeliği isimlerinin seçimi ve kararının oy birliği ile görev süresi kararının oy çokluğu ile alındığı, 7. maddesinin huzur hakkı ödenmesine ilişkin olup oy çokluğu ile kabul edildiği, 8. maddesinin oy birliği ile alındığı, 9. ve 10. maddelerin de dilek temenni ve kapanışa ilişkin oldukları anlaşılmıştır.
“TTK MADDE 445- (1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.
II – İptal davası açabilecek kişiler
MADDE 446- (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu,
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu
üyelerinden her biri,
iptal davası açabilir.
H) Butlan
MADDE 447- (1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,kararları batıldır. “
Gelen ticaret sicil kayıtlarına göre davacı, davalı şirketin ortaklarından biridir.Dava açma hak ve yetkisine sahiptir. Dava konusu genel kurul toplantı tarihi 29/05/2018 olup davanın açıldığı tarih ise 25/06/2018 olması nedeniyle dava yasal süresinde açılmıştır.Davalı şirketin merkezi ve ticaret sicilinde kayıtlı olduğu yerin … olması nedeniyle ilk derece mahkemesi işbu davaya bakmak yönünden görevli ve yetkilidir.
“II – Toplantı ve karar nisabı
MADDE 418- (1) Genel kurullar, bu Kanunda veya esas sözleşmede, aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan hâller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanır. Bu nisabın toplantı süresince korunması şarttır. İlk toplantıda anılan nisaba ulaşılamadığı takdirde, ikinci toplantının yapılabilmesi için nisap aranmaz.
(2) Kararlar toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu ile verilir.”
Dava konusu toplantı tutanağının içeriğine ve işbu genel kurul toplantısında alınan kararlar yönünden yapılan incelemeye göre, davalı şirketin toplam hisse miktarının 230.000 olması, toplantıya katılan pay miktarının 173.983 olması, TTK nın 418. Maddesine göre genel kurulların,bu kanunda veya esas sözleşmede aksine daha ağır nisap öngörülmüş bulunan haller hariç, sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin varlığıyla toplanmasının gerekmesi,yani toplantı nisabının en az 230.000/4 = 57.500 olması nedeniyle toplantı nisabının sağlanmış olduğu anlaşılmıştır.Bu yönden ana sözleşmeye ve yasaya bir aykırılık tespit edilememiştir.Yine TTK nun 418/2 maddesine göre toplantıda alınan her bir karar yönünden olması gereken karar nisabı ise toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğu yani yarıdan fazlasıyla verilmesi gerektiğinden karar nisabının 173.983/2=86.991,5 olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece dava konusu genel kurulda alınan 2, 4, 5, 6 ve 8.maddelerde alınan kararların ana sözleşme ve yasaya aykırı olmak üzere, yani butlan yada iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, dava konusu genel kurul toplantısına ilişkin alınan kararlardan 2, 4, 6 ve 8.maddelerinin oy birliği ile kabul edildiği ve bu kararların ana sözleşmeye ve yasaya aykırı olmadıklarından butlan yada iptal koşulları oluşmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince bu kararlar yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
7 no’lu gündem maddesi yönünden ise toplantı nisabının ve bu kararla ilgili karar nisabının sağlanmış olduğu tespit edildiğinden şeklen bu kararın ana sözleşmeye ve yasaya aykırı olmaması nedeniyle butlan koşullarının oluşmadığı, ancak kararlaştırılan huzur hakkı ücretinin yıllık mı aylık mı olduğunun belirtilmediği ve fahiş olduğu gerekçesiyle bu kararın içeriği itibariyle yasaya, objektif iyiniyet ve dürüstlük kurallarına uygun olmadığı gerekçesiyle 7 no’lu gündem maddesinin iptaline karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinafı 7 no’lu gündem maddesinin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
Dava konusu yapılan 7. maddede alınan huzur hakkı ücretine ilişkin karar kanunun amir hükümlerine aykırı olarak alınmadığından yokluk ve butlan müeyyidesine tabi olmadığından iptalinin istenebilmesi için muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesi gereklidir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446.maddesinde iptal davası açabilecek kişiler belirtilmiş olup, bu kişiler; toplantı da hazır bulunup da, karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten veya toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceği, düzenlenmiştir.
Somut olayda dava konusu 29/05/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesi konusunda şirket ortağı olan davacı oylamadan önce görüşünü belirtmiş, oy çokluğu ile yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesi kararı alınmış, davacı oylamada red oyu kullanmıştır. 6102 Sayılı TTK’nun 446.maddesi gereğince toplantıya katılan ortağın karara red oyu kullanarak söz konusu karara muhalif kalması ve bu hususun ayrıca zapta geçirilmesi gerektiğinden, oylama öncesi yapılan görüşmeler esnasında sunulan öneriye karşı olunduğunun belirtilmiş olması ve söz konusu karara karşı red oyu kullanmasının alınan karara karşı muhalif olacağı anlamını taşımayacağından, başka bir ifadeyle oylama öncesi peşin muhalefetin olması söz konusu olamayacağından iptal davası açan ortağın oylama sonrası red oyu ve ayrıca toplantı tutanağına muhalefet şerhini de yazdırması gerektiğinden somut olayda 29/05/2018 tarihli olağan genel kurulda davacının gündemin 7 no’lu maddesinde alınan karara karşı red oyu vermesine rağmen toplantı tutanağında herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığından anılan kararın iptali isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir…
İlk derece mahkemesince genel kurul kararının iptali için açılan bu davada 29/05/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısının 7 no’lu gündem maddesinde alınan kararın 6102 Sayılı TTK’nun 446.maddesindeki ön şart ( özel dava şartı) gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir. HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesinin kapsamı istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması gerekir ise de, dava şartları kamu düzeninden olduğundan re’sen bu durum gözetilmiş, davalı vekilinin diğer istinaf nedenleri şimdilik incelenmemiştir.
Tüm bu nedenlerle, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2019 tarih ve …. Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
B)1-Davacının davalılar …, …, … ve … hakkında açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
C)1-Davalı şirket hakkında 29/05/2018 tarihli olağan genel kurulun 7 no’lu gündem maddesine yönelik açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/(2) ve 115.maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davalı şirket hakkında 29/05/2018 tarihli olağan genel kurulda alınan diğer kararlara yönelik açılan davanın ESASTAN REDDİNE,
3- Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
6-Davalı ….. AŞ kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalı şirkete verilmesine,
7-Davalılar …, … ve … aleyhindeki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi nedeniyle ve bu davalıların kendisini vekille temsil ettirdiğinden işbu davalılar lehine AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalılara verilmesine.
8-Artan gider avansının HMK.m.333 gereği davacı tarafa iadesine,
C)1-Davalı şirket tarafından peşin yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinden ve talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf aşamasında davalı şirket tarafından yapılan 31,00 TL yargılama gideri ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 152,30 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı şirket yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/03/2021

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.