Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/858 E. 2022/987 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2019/858 Esas 2022/987 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/858
KARAR NO : 2022/987

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2019
NUMARASI : 2018/715 Esas 2019/164 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022

Taraflar arasındaki tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hisselerinin tamamı … ait olduğu dönemde … özelleştirilmesinden önce yani … ile … ayrılmaz bütün olduğu dönemde 2008/5 ve 2009/7 dönemlerinde haksız tahsilat yapıldığı iddiasıyla abone tarafından açılan istirdat davasının kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın icra takibine konulması sonucu müvekkilinin 10/07/2017 tarihinde 33.413,19 TL ödediğini, davanın takibi çerçevesinde masraflara katlandığını belirterek icra dosyasına ödenen miktar nedeniyle şimdilik 20.000,00 TL, yapılan yargılama giderleri nedeniyle şimdilik 100,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borçlar Kanunu’nun 73. maddesi gereğince rücu davalarında zamanaşımı 2 yıllık süreye tabi olup dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, davaya esas teşkil eden haksız tahsilatın dağıtım faaliyetinin davacı tarafından yürütüldüğü dönemde meydana geldiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; rücuya dayanak ilamda hüküm altına alınan alacağın 2008 ve 2009 yılı faturalarında haksız tahsil edilen miktara yönelik olduğu, taraflar arasında imzalanan 24/07/2006 tarihli İHDS tarihinden sonraki döneme ilişkin bulunduğu, İHDS’nin imzalanmasından sonraki sorumluluğun davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından dahi sorumluluğun kabul edildiği ortamda davalının sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini, özelleştirme yüksek kurulunun 30/04/2009 tarihli kararı uyarınca %100 oranındaki hissenin satışına ilişkin hisse satış sözleşmesi ise özelleştirme idaresi başkanlığı ile … Enerji … A.Ş. arasında 30/10/2009 tarihinde akdedildiğini, fiili devir tarihinin bu tarih olduğunu, bu tarihten önce müvekkilinin tüm hisselerinin davalıya ait olup, sorumluluğun davalıda bulunduğunu, tüm hisselerin davalıya ait olduğu dönemde tahakkuk ettirilen faturaların da davalı tarafından tahsil edildiğini, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete gönderilen 26/10/2010 tarih ve 6680 sayılı ve 24/01/2011 tarih ve 445 sayılı yazıları ile davalının fiili devir tarihi olan 30/10/2009 tarihine kadar sorumluluğun davalıya ait olması gerektiğinin belirtildiğini, davalının bu şekilde bu tarihe kadar olan iş ve işlemler nedeniyle sorumluluğu kabul etmişken mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/626 Esas 2016/47 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; dava dışı … Ayakkabıcılık … Ltd. Şti. tarafından davalı … Elektrik Dağ. A.Ş. aleyhine 2008/7 ve 2009/5 yılı elektrik faturalarının haksız tahsil edildiği, fatura miktarlarının yanlış hesaplandığı iddiasıyla açılan istirdat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 14.288,41 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, Konya 8. İcra Müdürlüğünün 2016/3384 dosyasında anılan ilamın icra takibine konulduğu, davacının icra dosyasına 10/07/2017 tarihinde 33.413,19 TL ödediği görülmüştür.
Somut olayın değerlendirilmesinde, tarafların da kabulünde olduğu üzere Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/626 Esas 2016/47 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında 2008/7 ve 2009/5 yılı elektrik faturalarının haksız tahsil edildiğinin anlaşılması üzerine verilen istirdat kararı nedeniyle ödenen miktarın taraflar arasında imzalanan İHDS kapsamında davalıdan rücuen tahsili amacıyla işbu davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince rücuya esas davadaki dava konusu olayın taraflar arasında 24/07/2006 tarihinde imzalanan İHDS tarihinden sonra düzenlenen ve tahsil edilen 2008/7 ve 2009/5 yılı faturalarından kaynaklandığı, İHDS’nin 7.6 ve 7.7 maddelerine göre sözleşmenin imzalanmasından sonra tanzim ve tahsil edilen elektrik faturaları nedeniyle ödenen miktar ile yapılan yargılama giderlerinin sözleşmeye dayalı olarak davalıya rücu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01/06/2022 tarih 2021/351 Esas 2022/4285 Karar sayılı ilamı).
Her ne kadar davacı vekilince, davalı şirket Hukuk Müşavirliği tarafından davacı şirkete hitaplı 26/10/2010 ve 24/01/2011 tarihli yazılar ile İHDS tarihinden sonra meydana gelen olaylar yönünden de sorumluluğun davacı tarafından üstlenildiği iddia edilmiş ise de, anılan yazı içerikleri incelendiğinde İHDS tarihinden sonra meydana gelen olaylar nedeniyle davacının 3.kişilere ödemek durumunda kaldığı bedeller yönünden sorumluluğun davalı şirkete ait olduğuna ilişkin herhangi bir ibare yer almadığından davacı vekilinin bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 06/07/2022

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.