Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/789 E. 2021/627 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi …

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

….

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI : …
DAVA : Genel Kurul Kararlarının İptali
DAVA TARİHİ : 02/11/2018
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2021

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %33 ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirketin diğer ortaklarının hisselerinin bilinmeyen bir tarihte …’ya devrettiklerini öğrendiklerini, 17/09/2018 tarihinde şirketin genel kurulunun yapıldığını,…. karar ile 2017 yılı faaliyet raporunun onanmasına, bilanço gelir tablosu hesapları kâr / zarar hesaplarının ibrasına, yönetim kurulu üyelerinin ibrasının görüşüldüğünü, yönetim kurulu başkanı…. ile yönetim kurulu üyesi …. ibrası, 2017 yılı faaliyet raporunun onanması, bilanço gelir tablo hesapları, kâr / zarar hesaplarının ibrasında kendisinin ret oyu vermesine rağmen oy çokluğuyla karar alındığını, 4 no’lu karar ile de yönetim kurulu üyeliklerine … ve …’un 3 yıl süreyle seçilmesinin oylandığını, kendisinin ret oyuna karşılık oy çokluğu ile karar alındığını, alınan kararların objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, genel kurulda alınan kararlar ile şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi müvekkilinin devre dışı bırakılmak istendiğini, yönetim kurulu başkanı ….. ibrasının mümkün olamayacağını, bu nedenlerle davalı şirketin 17/09/2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4 no’lu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 3 ortaklı şirkette …. hisselerini 23/07/2018 tarihinde kanuna, şirket ana sözleşmesine ve usulüne uygun bir şekilde hisse satım sözleşmesi ile paylarını …’ya devrettiklerini, genel kurulda alınan kararların iptal edilebilirlik şartlarının oluşmadığını, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 17/09/2018 tarihli genel kurulun dava konusu edilen 3.maddesinde faaliyet raporu, bilanço ve gelir tablosu hesapları okunarak yönetim kurulunun ibra edildiği, 4.maddesinde ise, yönetim kurulu üyeliğine seçim yapıldığı, alınan kararların oy çokluğuyla alındığı, genel kurulda alınan kararların butlan halini gerektiren herhangi bir durum bulunmadığı, davalının alınan kararlara ret oyu kullanmış ise de bu kararlara karşı herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığından davacının gündemin 3 ve 4 no’lu kararlarına karşı iptal davası açma hakkı bulunmadığı ve dava şartı gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Genel kurulda alınan kararlar ile şirket ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan müvekkilinin devre dışı bırakılmak istendiğini,
Yönetim kurulu başkanı ….ibrasının mümkün olmadığını, davalar açıldığını, alınan kararların objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu,
Yargıtay kararlarına göre objektif iyi niyet kurallarına aykırı kararların iptalinin istenebileceğini, müvekkilinin 17/09/2018 tarihli genel kurulda kararlara karşı olumsuz oy kullandığını, bu nedenle olumsuz oydan sonra muhalefet şerhini tutanağa geçirmediğinden davanın reddi kararının kanun koyucunun amacı ile bağdaşmayacağını, çoğunluğun karşısında azınlığı koruyan bu hükümlere rağmen olumsuz oy verildiğinin tutanaktan anlaşıldığı durumlarda ayrıca muhalefet şerhi düşülmesinin zorunlu olmasının anlamsız kalacağını bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusuna karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kurul kararının iptali istemi ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 29. Ağır Ceza Mahkemesinin… Karar sayılı ilamında sanıklar … yargılandığı, sanıklar mal varlıkları hakkında (davaya konu şirket ortaklığı) herhangi bir tedbir kararı alınmadığı,

Dairemizce TMSF’ye yazılan yazıya verilen cevapta; davalı …Anonim Şirketi’nin 6758 Sayılı Kanun (674 Sayılı KHK) ve 7083 Sayılı Kanun (677 Sayılı KHK) uyarınca kurumlarınca kayyım olarak görevlendirildiği şirketler veya 7082 Sayılı Kanun (675 Sayılı KHK) kapsamında payların yönetimi ve temsili amacıyla kayyım olarak atandığı şirketler arasında yer almadığını, yine… kurumlarınca 5271 Sayılı CMK’nın 128.maddesi ile 6758 Sayılı Kanunun 19.maddesi uyarınca mal varlığı değerlerine kayyım olarak atandığı kişiler, 7082 Sayılı Kanunun (675 Sayılı KHK) 9.maddesi uyarınca paylarının yönetimi ve temsili amacıyla kayyım olarak atandıkları kişiler, kurumlarını kayyım olarak görevlendirildiği şirketlerin ortakları arasında yer almadığı belirtilmiştir.
Davalı şirketlere ait ticaret sicil kaydının incelenmesinde; davalı …… 24/08/2016 tarihinde sicile tescil edildiği, şirketin iki ortaklı olan davacı …’un şirkette 9.643.258,89, …nı’nın 18.719.267,26 payı bulunduğu görülmüştür.
Davalı şirketin ortağı olan davacı tarafça Türk Ticaret Kanunu’nun 445. ve 446. maddeleri gereğince genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılmış olup, davacının 28.362.526,15 TL toplam itibari değeri olan davalı şirkette 9.643.258,89 TL’lik itibari değeri olan payı bulunmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesinde şirket genel kurulunun kararlarına karşı iptal davası açabilecekler sayılmış olup, 446. maddenin (1)-a bendinde toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği,
6102 sayılı TTK’nın “Oydan Yoksunluk” başlıklı 436.maddesinde ise, pay sahibinin kendisi, eşi, alt ve üst soyu veya bunların ortağı oldukları şahıs şirketleri ya da hakimiyetleri altındaki sermaye şirketleri ile şirket arasındaki kişisel nitelikte bir işe veya işleme veya herhangi bir yargı kurumu ya da hakemdeki davaya ilişkin olan müzakerelerde oy kullanamayacağı, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişilerin, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamayacağı, düzenlenmiştir.
Bu düzenleme ile birlikte somut olay incelendiğinde; davalı şirketin 17/09/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının 3 no’lu gündem maddesinde yönetim kurulunun 2017 yılı faaliyet raporunun okunduğu müzakere edildiği, 2017 yılı bilanço ve gelir tablosu hesaplarının okunduğu müzakere edildiği, yönetim kurulu üyeleri ibrasının görüşüldüğü, 4 no’lu gündem maddesinde ise yönetim kurulu üyeliklerine … ve …’un 3 yıl süreyle seçilmesinin görüşülmesi esnasında davacı tarafça ret oyu verildiği, oy çokluğu ile gündem maddelerinin kabul edildiği anlaşılmıştır.
Görüşülüp karara bağlanan 3 no’lu gündem maddesinde …. hisse devralan davalı şirketin diğer ortağı … ile davalı şirket arasında kişisel nitelikte bir iş görüşülüp karara bağlanmış değildir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere….pay sahibini oy hakkının bulunması esastır. Oydan yoksunluk ise anonim şirketin pay sahiplerin oy hakkına ve bunun doğumuna ilişkin 434 ve 435.maddeleri gözetildiğinde istisnai niteliktedir. İstisna hükümlerinin yorum yoluyla kapsamını genişletilmesi kaçınılması gereken bir yöntemdir ve yorum yoluyla yeni bir oydan yoksunluk hali yaratılamaz. TTK’nın 436/2.maddesine göre oydan yoksunluk, yönetim kurulu üyelerini kendilerine ait paylardan doğan oy hakları ile sınırlı olup, yönetim kurulu üyelerince hisse devredilen kişilerin ibrada oydan yoksun olduğuna ilişkin bir sınırlama bulunmadığından davacının yönetim kurulu üyelerinin muvazaalı hisse devirleriyle oy çokluğunun sağladığı ve bu nedenle 3 no’lu gündem maddesinde alınan kararın batıl olduğuna ilişkin iddiası yerinde görülmemiştir.
Genel kurulun 3 no’lu gündem maddesi ile davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin ibrası görülüşüp oylanmış olup, oylama esnasında yönetim kurulu üyeleri olan ….ibra oylamasında oy kullanmadığı, alınan kararda da yeterli nisabın bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle alınan kararın kanuna aykırı bir durumunun bulunmadığı gibi yokluk ve butlan müeyyidesine tabi olmadığından söz konusu kararın iptalinin istenebilmesi için muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesi de zorunludur (Emsal mahiyette Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/10/2020 tarih ve 2020/234 Esas 2020/3955 Karar sayılı ilamı).
Genel kurulun 4 no’lu gündem maddesi ile yönetim kurulu üyeliklerine … ve …’un 3 yıl süreyle seçilmesinin görüşülmesi esnasında oy çokluğu ile gündem maddelerinin kabul edildiği, davacının 4 no’lu gündem maddesinde ret oyu vermesine rağmen oylamadan sonra muhalefet şerhini tutanağa yazdırmadığı gibi yazılı herhangi bir belgeyi de sunmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesi gereğince, toplantıya katılan ortağın karara ret oyu kullanarak söz konusu karara muhalefet şerhinin genel kurul toplantı tutanağına geçirmesi veya ekli dilekçe ile belirtmesi gerektiği halde somut dava konusu olayda ise, yapılan 17/09/2018 tarihli genel kurulda davacının alınan kararlara karşı ret oyu verilmesine rağmen toplantı tutanaklarında herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığı anlaşıldığından açılan davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur…
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/04/2021

….
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.