Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/735 E. 2022/594 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2019/735 Esas 2022/594 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/735
KARAR NO : 2022/594

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2019
NUMARASI : 2015/701 Esas 2019/44 Karar
ASIL DAVADA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/10/2015
BİRLEŞTİRİLEN ANKARA ASLİYE 11. TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/390 ESAS SAYILI DAVADA
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/04/2016
KARAR TARİHİ : 11/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2022

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
ASIL DAVADA
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı aleyhine Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2015/19398 Esas sayılı dosyası ile 813.023,11 TL borçlu olduğu iddiasıyla icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davacının 18/03/2015 tarihinde davalı … Bankası ile imzaladığı kefalet sözleşmesine dayandığını ancak dayanak kefalet sözleşmesinin kanunun emrettiği şekil şartlarına uygun olarak kurulmadığını, şekil şartına uygun kurulmayan sözleşmenin hüküm doğurmayacağını, icra takibine esas sözleşmenin kefalet tutarı, para cinsi, kefalet tarihi ve kefaletin daha önceki borçları karşılayıp karşılamadığını belirten hanelerin davacı tarafından kendi el yazısı ile doldurulmadığını, davacının bankaya oğlunun beraber iş yapacağı … İnşaat Mühendislik Ltd. Şti.’ne ait 169.687,50 TL tutarındaki teminat mektubuna kefil olmak amacıyla gittiğini, kefalet sözleşmesi imzalatılırken kendi el yazısı ile yazması gereken kefalet tutarını, para cinsini, kefalet tarihini ve kefaletin daha önceki borçları karşılayıp karşılamadığını belirten yerlerin boş bıraktırıldığını, bankaya kurumsal olarak güvenen davacının sözleşmeyi bu haliyle imzaladığını, bu yerlerin bir başkası tarafından doldurulduğunu ve sözleşmenin görünürde geçerli hale getirildiğini, eş muvafakatnamesi ile neye onay verildiğinin belli olmadığını, muvafakatnamenin geçersiz olduğunu, kefalet sözleşmesinin de geçersiz olduğunu iddia ederek davacının Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2015/19398 esas sayılı dosyasında 813.023,11 TL borçlu olmadığının tespiti ile % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kredi sözleşmesinin 18/09/2013 tarihinde imzalandığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı banka ile dava dışı … İnşaat Mühendislik San. ve Tic. Ltd. Şti. ile müşterek borçlu ve müteselsil kefiller davacı ile dava dışı … ve … arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi kapsamında asıl borçlu şirkete krediler tesis edilerek kullandırıldığını, kredilerin geri ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edilerek Ankara 51. Noterliğinden 08/05/2015 tarihli ihtarname keşide edildiğini, ihtarname keşidesine karşın borcun ödenmemesi üzerine Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2015/19398 sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere ilamsız haciz yoluyla icra takibine geçildiğini, davacının kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihinin belirtildiğini, ayrıca davacı borçlu tarafından kendi el yazısı ile “yukarıdaki şartlarla müteselsil kefil olduğumu kabul ederim.” denilmek suretiyle imzalandığını, davacının kredi sözleşmesi tahtında kullandırılan tüm kredilerden sorumlu olduğunu, kredilerin ödeme planlarında imzasının bulunduğunu, davacının sadece teminat mektubundan sorumlu olduğu yönündeki iddialarının dayanaksız olduğunu, davacı tarafından tapu sicil müdürlüğü nezdinde yapılan resmi bir işlem ile kendisine ait taşınmazı üzerine banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, gerçekleşen ipotek işleminin davacının borçları hem şahsi olarak hem de mal varlığı ile doğmuş – doğacak borçlar nedeniyle teminat gösterdiğini açıkça ortaya koyduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN ANKARA ASLİYE 11. TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/390 ESAS SAYILI DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından davacı hakkında müteselsil kefalet nedeni ile Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2015/19398 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ayrıca davacı lehine yine aynı kredi sözleşmesine dayalı olarak 29. İcra Müdürlüğünün 2015/19396 sayılı dosyası ile de ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konu olan konut davacı ve ailesi tarafından aile konutu olarak kullanılmakta olduğunu, davacının sözleşmelerde kefil olup söz konusu kefaletin kanunun emredici şekil şartlarına aykırı olarak düzenlendiğini, davacının el yazısı ile yazması gereken yerlerin kefilin el yazısı ile yazılmadığını, bu nedenle kefalet geçersiz olup davacı açısından bağlayıcı bulunmadığını, ayrıca sadece 169.687,50 TL için ve bu miktarda teminat mektubu için kefalet ve sözleşme imzalandığı halde davaya konu Genel Kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan 4 adet krediden de davacının sorumluluğuna gidildiğini, kaldı ki bu kredilerin ödeme planları da davacının imzasının mevcut olmadığını ve bu belgelerin altında sahte imzaların bulunduğunu, konu ile ilgili Ankara Cumhuriyet Savacılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, ayrıca takip yapılırken hesaplamada faiz ve diğer yönlerden şişirilerek hesaplandığını, söz konusu faiz ve miktarın hesaplanmasına ilişkin de davacının itirazı mevcut bulunduğunu, bu nedenle Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2015/19396 sayılı icra takibine esas borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve eğer mahkeme tarafından farklı bir kanaat oluşursa dava dilekçesinin talep bölümünün 3. maddesinde belirtilen hususlardan dolayı borçlu olmadığının tespiti tespiti ile % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, bankanın sözleşme hükümleri doğrultusunda davrandığını, sözleşme altındaki imzaların davacıya ait olduğunu, yine Tapu Sicil Müdürlüğünce resmi işlem ile ipotek oluşturulduğunu, ipoteğin geçersiz olduğu iddialarının da yerinde bulunmadığını, somut olayda kredinin davacının oğlu tarafından kullanıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava konusu genel kredi sözleşmesinde davacı kefilin sorumlu olacağı azami miktar, kefalet tarihi, TL ibaresi, kefalet miktarı, kısmındaki yazıların davacı eli ürünü olmadığı, bu şekliyle TBK 583 kapsamında geçerli bir kefalet bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile asıl davaya konu Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2015/19398 sayılı takip dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafça kötü niyetle takibe geçildiği hususu kanıtlanamadığından davacının yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine; birleşen davada, Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2015/19396 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla geçilen takipte, takibin dayanağı ipotek akit tablosunda davacı …’e ait … Mahallesi … ada … parselde 1 Blok 13. Kat 54 nolu bağımsız bölümün 900.000,00 TL bedelle … … Ltd. Şti.’nin borçluya da kefil sıfatıyla imzaladığı, nakdi ve / veya gayrinakdi kredi sözleşmelerinden, kambiyo senetlerinden ve banka ile imzaladığı tüm sözleşme ve taahhütnamelerinden doğmuş ve doğacak banka alacaklarının 900.000,00 TL’sine kadar olacak miktarın tahsilini teminen alacaklı banka lehine 1. derecede ve fekedildiği banka tarafından bildirilinceye kadar ipotek tesis edildiğinin yazılı olduğu, ipotek senedinin davacı tarafça imzalandığından geçerli olduğu, … no’lu kredi kartı ve … hesap nolu kredili mevduat kredisinden kaynaklı taleple ilgili olarak; asıl alacağının (KMH kısmının 10.239,69 TL olduğu) bilirkişi asıl raporunda akdi ve temerrüt faizinin ayrı ayrı hesaplandığı ancak ek raporda, icra takibinde dönem ve faiz oranı da belirtilerek talepte bulunulmakla, temerrüt 14/05/2015 tarihinde oluşmuş ise de icra takibindeki talep de nazara alınarak 20/05/2015-01/09/2015 arası temerrüt faizinin hesaplandığı, buna göre 890,77 TL işlemiş temerrüt faizi ve bu miktarın %5 BSMV’sinin 44,54 TL olduğu, yine icra takibinde birinci kalem içerisinde kredi kartından kaynaklı alacağın da istenildiği, bunun da 5.101,73 TL asıl alacak, 443,81 TL işlemiş faiz ve işlemiş faizin BSMV’si 22,19 TL olup, … nolu kredi kartı ve … hesap nolu kredili mevduat kredisinden kaynaklı davalı bankanın alacağının 15.341,42 TL asıl alacak 890,77 TL+443,81 TL=1.334,58 TL işlemiş faiz ve faizin BSMV’si 44,54+22,19=66,73 TL olup, takip talepnamesinde talep edilen miktarlar da nazara alındığında davacının bu kalemden işlemiş temerrüt faizinin 1.340,23-1.334,58=5,65 TL’si ve faizin BSMV’sinin 67,01-66,73=0,28 TL kısmından borçlu olmadığının tespitine, bu kalemden fazlaya ilişkin talebin reddine, … nolu … ticari ödeme planlı oto kredisi hesaplarından kaynaklı taleple ilgili olarak; asıl alacağın 63.169,79 TL, talep de nazara alınarak işlemiş temerrüt faizinin 3.303,69 TL, işlemiş faizin BSMV’si 165,18 TL olup, takip talepnamesinde talep edilen miktarlar da nazara alındığında davacının bu kalemden işlemiş temerrüt faizinin 8.759,54 -3.303,69 5.455,85 TL ve faizin BSMV’sinin 437,98-165,18=272,80 TL kısmından borçlu olmadığının tespitine, bu kalemden fazlaya ilişkin talebin reddine, … nolu borçlu cari hesaplarından ve … nolu Kv ticari ödeme planlı destek kredisi hesaplarından kaynaklı taleple ilgili olarak; asıl alacağın… nolu borçlu cari hesaplarından kısmının 466.163,70 TL olduğu bilirkişi asıl raporunda akdi ve temerrüt faizinin ayrı ayrı hesaplandığı ancak ek raporda, icra takibinde dönem ve faiz oranı da belirtilerek talepte bulunulmakla, temerrüt 14/05/2015 tarihinde oluşmuş ise de icra takibindeki talep de nazara alınarak 20/05/2015-01/09/2015 arası temerrüt faizinin hesaplandığı, buna göre 29.167,16 TL işlemiş temerrüt faizi ve bu miktarın %5 BSMV’sinin 1.458,36 TL olduğu, yine icra takibinde bu kısım içerisinde Kv ticari ödeme planlı destek kredisi hesaplarından kaynaklı alacağın da istenildiği, bunun da 104.587,86 TL asıl alacak, 5.235,12 TL işlemiş faiz ve işlemiş faizin BSMV’si 261,76 TL olup, her iki hesaptan kaynaklı davalı bankanın alacağının 466.163,70+104.587,86 TL=570.751,56 TL asıl alacak, 29.167,16+5.235,12=34.402,28 TL işlemiş faiz ve faizin BSMV’si 1.458,36+261,76=1.720,12 TL olup, takip talepnamesinde talep edilen miktarlar da nazara alındığında davacının bu kalemden asıl alacağın 619.332,35 TL – 570.751,56 TL =48.580,79 TL’si, işlemiş temerrüt faizinin 85.880,75-34.402,28=51.478,47 TL’si ve faizin BSMV’sinin 4.294,04-1.720,12= 2.573,93 TL kısmından borçlu olmadığının tespitine, bu kalemden fazlaya ilişkin talebin reddine, tazmin edilen çek sorumluluk bedelinden (… nolu) kaynaklı taleple ilgili olarak; iki adet çek sorumluluk bedeli 1.200,00 TL’den 2.400,00 TL olup, bu miktar asıl borçlunun borcunun bulunduğu, davacının da ipotek senedi kapsamında ipotek limitince sorumlu olduğu anlaşılmakla, bu bölüm kalemle ilgili menfi tespit talebinin reddine, gayrinakit çek depo talebinden kaynaklı taleple ilgili olarak; ipotek senedinin dayanağının asıl borçlunun kredi sözleşmesi kapsamında borcuna ilişkin olduğu, genel kredi sözleşmesinde çek deposuna ilişkin hüküm bulunmadığından asıl borçlunun çek deposundan sorumlu tutulamayacağı, bu haliyle davacı ipotek verenin de sorumlu olamayacağı anlaşılmakla bu kalemle ilgili 12.000,00 TL çek deposuna yönelik talebin kabulü ile bu kısım için borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerektiği, davalı tarafça kötü niyetle takibe geçildiği hususu kanıtlanamadığından davacının yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçeleriyle asıl davada; davanın kabulü ile davacının Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2015/19398 sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine; birleşen davada, davanın kısmen kabulü ile davacının Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2015/19396 sayılı takip dosyasında … nolu kredi kartı ve … hesap nolu kredili mevduat kredisinden kaynaklı taleple ilgili olarak; işlemiş temerrüt faizinin 5,65 TL’si ve faizin BSMV’sinin 0,28 TL kısmından borçlu olmadığının tespitine, bu kalemden fazlaya ilişkin talebin reddine, … nolu … ticari ödeme planlı oto kredisi hesaplarından kaynaklı taleple ilgili olarak; işlemiş temerrüt faizinin 5.455,85 TL’si ve faizin BSMV’sinin 272,80 TL kısmından borçlu olmadığının tespitine, bu kalemden fazlaya ilişkin talebin reddine, … nolu borçlu cari hesaplarından ve … nolu … ticari ödeme planlı destek kredisi hesaplarından kaynaklı taleple ilgili olarak; asıl alacağın 48.580,79 TL’si, işlemiş temerrüt faizinin 51.478,47 TL’si ve faizin BSMV’sinin 2.573,93 TL kısmından borçlu olmadığının tespitine, bu kalemden fazlaya ilişkin talebin reddine, tazmin edilen çek sorumluluk bedelinden (… nolu) kaynaklı taleple ilgili olarak; talebin reddine, gayrinakit çek depo talebinden kaynaklı taleple ilgili olarak; 12.000,00 TL çek deposuna yönelik talebin kabulü ile bu kısım için borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının takip yapmakta kötüniyetli olduğunu, bu nedenle asıl davada müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, birleşen dava yönünden ise ipotek senedindeki imzanın müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak attırıldığını, konuya ilişkin şikayet üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/49541 soruşturma no’lu dosyasındaki soruşturmanın devam ettiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabul edilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davada bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, davacının şekle aykırılığı ileri sürmesinin MK’nun 2.maddesine aykırı olduğunu, birleşen davada ise, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, davacının kredi sözleşmesi tahtında kullandırılan tüm kredilerden ve süresiz olarak sorumlu olduğunu, bu hususun gözetilmediğini, genel kredi sözleşmesinin 5.maddesi gereğince davacının çek depo bedelinden de sorumlu olduğunu, davacının kendisine gönderilen hesap kat ihtarnamesine itiraz etmediğini, bu nedenle birleşen davanın reddi gerekli olduğundan müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; asıl ve birleşen dava davalı banka tarafından kredi alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesinde, istinaf dilekçesi verilirken istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderlerin ödeneceği, bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususunun başvurana yazılı olarak bildirileceği, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemece başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlemesi yer almaktadır.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde adli yardım isteminde bulunularak istinaf başvurma harcı ile istinaf karar harcı yatırılmamıştır. Adli yardım talebi Dairemizin 22/12/2021 tarih ve 2019/735 Esas sayılı ara kararı ile HMK’nın 334. maddesi gereği reddedilmiştir. Davacı vekili tarafından Dairemiz ret kararına yapılan itiraz Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2022 tarih ve 2022/1 D.İş Esas 2022/1 Karar sayılı kararı ile reddedilmek suretiyle adli yardım talebinin reddi kararı kesinleşmiştir.
Bunun üzerine Dairemizce 6100 sayılı HMK’nun 344. maddesi gereğince asıl ve birleşen davalar yönünden istinaf kanun yoluna başvuru esnasında alınması gerekli olan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harcının ikmali için gereği yapılmak üzere ilk derece mahkemesine müzekkere yazılmış, anılan müzekkere üzerine işlem muhtırasının davacı vekiline 19/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, ancak verilen bir haftalık kesin sürede muhtıra ile bildirilen istinaf karar harcı ile istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırılmadığı bildirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle adli yardım talebi reddedilen davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesince bildirilen istinaf karar harcı ile başvuru harcının yatırılması için HMK’nın 344. maddesi gereği çıkarılan muhtıra ile verilen 1 haftalık kesin süre içinde işbu muhtıra ile bildirilen 441,40 TL istinaf başvuru harcı (220,70*2) 441,40 TL (80,70 TL*2) istinaf karar harcının tamamlanmamış olması nedeniyle Dairemiz HMK 352.maddesi gereğince istinaf başvurusu yapılmamış sayılmasına karar verme yetkisi olduğu görüşünde ise de, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin uygulamasına göre 6100 sayılı HMK’nun 346/1.maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi (Emsal mahiyette Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26/01/2021 tarih ve 2021/85 Esas 2021/463 Karar sayılı ilamı) için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine, ilk derece mahkemesince HMK’nın 346/1. maddesi gereği karar verildikten sonra ilk derece mahkemesince verilen hüküm davalı tarafından da istinaf edilmiş olmakla her halükarda istinaf incelemesinin yapılabilmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının adli yardım talebinin reddedilmiş olması ve süresi içerisinde harç yatırılmadığından 6100 Sayılı HMK’nın 346/1.maddesi gereğince gerekli kararın verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine,
3-Kararın niteliği göz önünde bulundurularak taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Dairemiz 1 no’lu kararı doğrultusunda karar verilmesinden sonra ilk derece mahkemesince verilen hüküm davalı vekili tarafından da istinaf edilmiş olmakla, istinaf incelemesinin yapılabilmesi için dosyanın her halükarda Dairemize gönderilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 352. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/05/2022

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.