Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/686 E. 2022/26 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
….
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2019
NUMARASI : ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 28/12/2012
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/02/2022
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava dışı … … A.Ş.’nin hissedarı olduklarını, davalıların ise şirketin yönetim kurulu üyesi ve hissedarları olduğunu, şirkete ait otelin davalılar tarafından kurulan dava dışı … … A.Ş.’ye 50.000,00 TL’ye kiraya verildiğini, bu şekilde şirketin zarara uğratıldığını, kira sözleşmesinde şirket adına imzası bulunan …’in imzasının sahte olduğunu, daha sonra imzalanan kira sözleşmesinde yıllık kira bedelinin birinci yıl için 150.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, … şirketinin bankadan kullandığı krediye … şirketinin kefil olduğunu, ayrıca … şirketinin taşınmazı üzerinde ipotek tesis edildiğini, bu şekilde şirketin borçlandırıldığını, şirketin otelinin ucuza kiraya verilmek suretiyle şirketin zarara uğradığını, otelin hali hazırda yıllık 700.000,00 Euro bedelle dava dışı şirkete kiraya verildiğini belirterek şimdilik 100.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsil edilerek müvekkillerine verilmesine, bu talebin reddi halinde hüküm altına alınan miktarın … … A.Ş.’ye ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, davacının iddia ettiği yıllık 50.000,00 TL bedelli kira sözleşmesinin yürürlüğe girmediğini, 150.000,00 TL’lik sözleşmenin yürürlüğe girdiğini, otelin … şirketine kiralanmadan önce hasarlı olması nedeniyle otele kiracı bulunamadığını, otelin kiralanmasından sonra alınan kredi ile yenilendiğini, yenilenen otele yeni talipler çıkması üzerine 700.000,00 TL bedelle kiraya verildiğini, kredi çekilmesi ve otelin kiraya verilmesi nedeniyle şirketin zarara uğratılmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile 2009 yılına ait kira bedelinin 177.000,00 TL olarak belirlendiği, kira sözleşmesindeki kira bedelinin ise 150.000,00 TL + KDV olduğu, şirketin otelin kiralanmasıyla ilgili herhangi bir zararının bulunmadığı, bankadan kullanılan kredi ile otelde tadilat yapıldığı, kredi borcunun ödenerek … şirketinin üzerindeki ipoteğin kaldırıldığı, kira sözleşmesi ile 2011 – 2013 yılları için kira bedeli 700.000,00 Euro, 2014 – 2016 yılları için 750.000,00 Euro öngörüldüğü, alınan bilirkişi raporunda belirtilen kira bedelinin emsallere uygun olduğunun tespit edildiği, davacıların kira sözleşmeleri ve şirket taşınmazının ipotek verilerek kredi kullanılması nedeniyle şirketin zarara uğradığına dair herhangi bir belge sunamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortağı olunan şirkete ait otelin yıllık 50.000,00 TL üzerinden kiraya verildiğini, bu sözleşmenin davalılar tarafından resmi kurumlardaki işlemlerde kullanıldığını, düşük bedelli kira sözleşmesine ve ipotek işlemlerini gerçekleştirebilmek için müvekkilinin yönetim kurulundan imza sahteciliği ile çıkarıldığını, ipotek belgelerindeki imzalarda sahtecilik bulunduğu iddiasıyla davalılar hakkında ceza davaları açıldığını, 700.000,00 Euro kira getirebilecek otelin çok düşük fiyatla kiraya verildiğini, davalıların yönetim kurulu üyesi sıfatıyla bu işlemleri gerçekleştirmesinin rekabet yasağına da aykırı olduğunu, yıllık 700.000,00 Euro kira getiren otelin 2009 yılı itibarıyla tespit edilen 177.000,00 TL kira bedelinin makul olmadığını, hükme esas alınan raporun eksik ve yetersiz olduğunu, bu durumun mahkeme ara kararında da belirtildiğini, yeterli görülmeyen rapora dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin çelişki yarattığını, noter tasdikli 50.000,00 TL’lik kira sözleşmesinin yürürlüğe girmediğine dair somut hiçbir tespit yapılmadığını, buna rağmen sözleşmenin yürürlüğe girmediğinin kabul edilmesinin dayanaksız olduğunu, otelin 50.000,00 TL ve 150.000,00 TL gibi düşük bedelle kiraya verilmesi nedeniyle bu davanın açıldığını, davalıların kendi şirketi olan … … A.Ş. adına alınan yatırım kredisinin tamamının dava konusu otelde kullanılmış gibi değerlendirilmesinin yanlış olduğunu, otelde yapılan tadilatın sadece katlarda ve odalarda yapılan bazı yenileme çalışmalarından ibaret bulunduğunu, otelin yatak kapasitesinin ve oda sayısının artırılmadığını, mahkemece sadece kira miktarı yönünden değerlendirme yapıldığını, rekabet yasağına aykırılık, güvenin kötüye kullanıldığı hakkında hiçbir işlem yapılmadığını, ceza davalarının bu dosyaya etkisinin değerlendirilmediğini, Yargıtay ilamı ile bankaya verilen ipotek sırasında … A.Ş.’nin yönetim kurulu kararı ve sicil yazısının sahte içerikli olduğunun tespit edildiğini, düşük bedelli kira sözleşmesinin sahte yönetim kurulu kararına binaen imzalandığını, sözleşmenin muvazaalı yapıldığının sabit olduğunu, aynı olaylara ilişkin aynı gündem maddeleri ile mahkemece şirket genel kurulunu toplantıya çağırma yetkisinin müvekkiline verildiğini, buna rağmen davanın reddine karar verilmesinin çelişki yarattığını, TTK’nun 555/2 maddesi gözetilmeden yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin tamamından müvekkilinin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı bulunduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara Cumhuriyet 2011/43800 sr sayılı soruşturma dosya sureti, Ankara … Sicil Müdürlüğü tarafından düzenlenen 12/08/2008 ve 18/08/2009 tarihli belge suretleri, ipotek belgeleri, dava dışı … A.Ş.’nin 25/07/2008 tarihli yönetim kurulu kararı, davalı … …’e dava dışı ….’nin … Bankasından kullanacağı kredi teminatı için dava dışı … A.Ş.’nin taşınmazlarını ipotek vermesi, müteselsil kefil olunması yönünde ipotek-kefalet yetkisini içerir verilen vekaletname sureti, dava dışı … A.Ş.’nin şikayetten vazgeçme dilekçesi, ek takipsizlik kararı, Mehmet … veraset ilamı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/155465 sr. Sayılı dosyasında düzenlenen ve Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/796 sırasına kaydı yapılan iddianame sureti, dava dışı … A.Ş. tarafından akdedilen kira sözleşmeleri, sulh ve ibra protokolü, Ankara 2. Asliye … Mahkemesinin 2012/458 Esas 2013/234 Karar sayılı karar sureti, dava dışı …. … sicil kaydı, dava dışı … A.Ş. ortaklar toplantı tutanağı, dava dışı … A.Ş.’nin 25/07/2008 tarihli yönetim kurulu kararı, dava dışı ….’nin … … ile akdettiği kobi kredi sözleşmeleri, genel kredi sözleşmesi sureti, ipotek belgeleri, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/381 Esas 2013/86 Karar sayılı karar sureti, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin anılan karara yönelik bozma ilamı, davacı … veraset ilamı, … … müzekkere cevabı, ipotek fek belgeleri, Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/340 Esas 2014/920 Karar sayılı karar sureti, davacılar tarafından dava dışı … A.Ş. yönetim kurulu başkanlığına gönderilen ihtarname sureti, dava dışı … A.Ş. … sicil dosyası, Ankara 8. Asliye … Mahkemesinin 2014/677 Esas 2015/272 Karar sayılı karar sureti, dava dışı … A.Ş.’ye ait otel fotoğrafları, yargılama aşamasında inşaat mühendisi, gayri menkul değerlendirme uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 30/01/2017 tarihli bilirkişi raporu, inşaat mühendisi, gayri menkul değerlendirme uzmanı, otel işletmecisi bilirkişi heyetinden alınan 03/07/2018 tarihli bilirkişi raporu, istinaf aşamasında otel işletme sorumlusu, inşaat mühendisi, inşaat mühendisi/gayri menkul değerlendirme uzmanı bilirkişi heyetinden alınan 22/05/2021 tarihli kök, 20/09/2021 tarihli ek rapor, davacı … ve vekili tarafından istinaf aşamasında dava değerinin kuruşlandırılmasına yönelik verdikleri yazılı beyan dilekçeleri, Ankara 2. Asliye … Mahkemesinin 2012/458 Esas 2013/234 Karar sayılı dosya sureti, mahallinde yapılan keşfe ilişkin keşif tutanakları dosya içerisinde yer almaktadır.
Yargılama aşamasında mahallinde yapılan keşif ile alınan birinci bilirkişi heyeti raporunda, dava dışı … A.Ş.’ye ait … isimli otelinin, 2009 yılı kira tespitinde işletici tarafından yapılacak olan yatırım için alınan ve kullanılan banka yatırım kredisi göz önüne alınarak buna göre değerlendirme yapıldığı, otelin 10/08/2009 yılında yıllık kira bedelinin KDV dahil 177.000,00 TL, 2012 yılına ait kira bedeli KDV dahil 700.000,00 Euro olabileceği yönünde kanaat bildirilmiştir.
Alınan ikinci bilirkişi heyeti raporunda, dava dışı … A.Ş.’ye ait … isimli otelde mimari projeye göre kapsamlı tadilat yapıldığı, 2009 yılı için otelin kiralama bedelinin yaklaşık olarak 1.254.035,00 TL olarak belirlendiği, 2009 yılı kira tespitinde işletici tarafından yapılacak yatırım için alınacak ve alınmış banka yatırım kredisi göz önüne alınarak buna göre değerlendirme yapılması gerektiği, otelin 07/07/2009 ve 04/05/2010 tarihlerinde çekilen fotoğrafları arasında ciddi farklar bulunduğu tespit edilmiştir.
İstinaf aşamasında bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporda, dava dışı … A.Ş.’ye ait … isimli otelinin ….’ye kiraya verildiği, kira sözleşmesinin imzalanmasından sonra otelin genel tadilat giderleri için Türkiye … … A.Ş. ile aralarında kobi kredi sözleşmesi imzalanarak 1.800.000,00 Euro yatırım kredisi kullanıldığı, otelin kiralanmasından sonraki süreçte tesiste sadece eskiyen yerlerin tadilatına yönelik değil, otelin satışını ve ileriye dönük değerini yükseltici renovasyon çalışmaları yapıldığı, kiracı ile banka arasında imzalanan sözleşme tarihindeki kur esas alındığında çekilen kredinin TL karşılığının 3.825.000,00 TL olduğu, dava konusu işletmenin yıllık ortalama cirosu düşünüldüğünde bankadan çekilen kredi tutarı düşüldüğünde dahi ortalama 1.539.768,00 TL ciroya sahip olacağı, bu nedenle 2009 yılı için belirlenen 177.000,00 TL kira bedelinin dava konusu 5 yıldızlı bir işletme için düşük kalacağı, 2009 yılında 1.000.000,00 TL kira bedelinin makul bir kira bedeli olacağı, 2012 yılında belirlenen 700.000,00 Euro karşılığı 1.701.000,00 TL kira bedeli makul bir kira bedeli olacağı, dosyada alınan birinci ve ikinci bilirkişi heyeti raporlarında 2009 yılı kira bedeli 177.000,00 TL olarak kabul edilmişse de, kredi harcamalarının otelin yıllık cirosundan düşülse dahi 177.000,00 TL kira bedelinin otelin kira bedeli için yine de düşük kalacağı, bu nedenle daha önce alınan raporlarda belirlenen kira değerlerinin isabetli olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Dava dışı … A.Ş.’nin 12/08/2008 tarihli ortaklar kurulu toplantısına davacı ve davalılar katılmış, anılan toplantıda …. A.Ş. tarafından … Bankasından 4.100.000,00 Euro kredi çekileceği, …. A.Ş.’nin … Bankasından çektiği krediye … A.Ş.’nin kefil olacağı, ….’nin kredi borçlarının teminatı olmak üzere ipotek tesis edileceğine yönelik karar alınmıştır.
Dava dışı …. ile … … arasında 10/10/2008 tarihli 4.100.000,00 Euro veya karşılığı TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, anılan sözleşmede dava dışı … A.Ş.’nin müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu görülmüştür.
Dosya içerisinde yer alan ipotek resmi senetlerinden dava dışı ….’nin … Bankasına doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere dava dışı … A.Ş.’nin taşınmazları üzerinde ipotek tesis edilmiştir. … … tarafından, dava tarihinden sonra 21/02/2014 tarihinde Tapu Sicil Müdürlüğüne ….’nin kredi borçlarının kapandığı belirtilerek dava dışı … A.Ş. adına kayıtlı taşınmazlardaki ipoteklerin fekki yazısı gönderilmiştir.
Dava dışı … A.Ş. ile …. arasında … isimli otelin kiralanmasına yönelik 30/07/2009 tarihli, 15/07/2009 tarihinden başlayarak 10 yıl süreli 12 aylık dönem için 50.000,00 TL kira bedelli kira sözleşmesi, anılan taraflar arasında, 10/08/2009 tarihli 01/02/2009 tarihinden başlayarak 5 yıl süreli 1. yıl kira bedeli 150.000,00 TL + KDV, 2. yıl kira bedeli 400.000,00 TL + KDV, 3. yıl kira bedeli 600.000,00 TL + KDV, 4. yıl kira bedeli 800.000,00 TL + KDV, 5. yıl kira bedeli 1.000.000,00 TL + KDV kira bedelli kira sözleşmesi akdedilmiştir.
Dava dışı … A.Ş. ile … … A.Ş. arasında … isimli otelin kiralanmasına yönelik 26/02/2011 tarihli 6 yıl süreli, 2011-2012-2013 yılları için yıllık 700.000,00 Euro, diğer yıllar için uzatma olursa 725.000,00 Euro, olmazsa 750.000,00 Euro kira bedelli kira sözleşmesi imzalanmıştır.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/160 Esas (bozma öncesi 2012/381 Esas) sayılı dosyasında katılan …’in şikayeti üzerine davalı sanıklar … … ve … … aleyhine …. adına … Bankasından kredi kullandıkları sırada kredi sözleşmesi yapılırken usulsüz bir takım işlemler ve sahte belgeler ile … A.Ş.’yi müteselsil kefil olarak gösterip, … A.Ş.’ye ait oteli ipotek ettirdikleri, böylece resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır. Bozma öncesi verilen 2012/381 Esas 2013/86 Karar sayılı kararla davalı sanıkların beraatlerine karar verilmiştir. Karara karşı davacı katılan ve vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2014/25153 Esas 2017/7002 Karar sayılı kararıyla kredi sözleşmesine istinaden otel üzerine konulan ipoteklere ilişkin belgelerin temin edilmesi, içerik itibarıyla sahte olduğu anlaşılan Ankara … sicil memurluğunun 18/08/2009 tarihli yazısının ipotek tesisi sırasında tapuya sunulup sunulmadığı, sunulmuş ise yazının kim tarafından temin edilerek tapuya sunulduğunun araştırılması, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin ceza dosyasının celp edilerek incelenmesi, katılan, sanıklar ve kardeşleri olan …’in yeniden beyanları alınarak her iki yönetim kurulu kararının aynı tarihte, aynı saatte, aynı sayı numarası ile ne şekilde alındığının sorulması, Ankara … sicil memurluğunun sahte içerikli 18/08/2009 tarihli yazısının tapudan ipotek tesisi sırasında kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, …, … ve … … imzalı 25/07/2008 tarih ve 1 sayılı yönetim kurulu kararı alındıktan sonra alınan ilk yönetim kurulu kararı ile aynı tarih ve saatte yapılan, aynı sıra numarasını taşıyan … … ve …’i müştereken yetkili kılan yönetim kurulu kararının sahte olup olmadığı, bu karara dayalı olarak yapılan kefaletlerin geçerli olup olmadığı hususlarının kesin bir şekilde belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. Bozmadan sonra bozma ilamına uyularak yapılan yargılama halen devam etmektedir.
Ankara 2. Asliye … Mahkemesinin 2012/458 Esas 2013/234 Karar sayılı dosyasında davacı … tarafından davalılar … …, … …, …., … A.Ş. aleyhine tespit davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda 29/04/2013 tarihinde dosyanın iki kez takipsiz bırakılması nedeniyle HMK’nun 150/6. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın 09/09/2013 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Ankara 8. Asliye … Mahkemesinin 2014/677 Esas 2015/272 Karar sayılı dosyasında davacı … tarafından … A.Ş. aleyhine genel kurul kararının iptali ile açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı yan davalıların … A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi olduklarını, şirkete ait otelin davalılar tarafından kurulan ….’ye ucuz bedelle kiraya verildiğini, ….’nin bankadan kullandığı krediye ilişkin kredi sözleşmesinde … A.Ş.’nin kefil olarak yer almasını sağladıklarını, şirketin taşınmazları üzerinde … … lehine ipotek tesis ettirdiklerini, bu şekilde şirketin borçlandırıldığını, şirketin zarara uğratıldığını iddia etmiş, davalı yan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporunda kira bedellerinin emsallere uygun olduğunun tespit edildiği, şirketin zarara uğratıldığına ilişkin belge sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı ve davalıların dava dışı … A.Ş.’nin ortakları oldukları, davalıların aynı zamanda anılan şirketin yönetim kurulu üyesi sıfatlarının bulunduğu, … A.Ş.’nin otelinin ….’ye kiraya verildiği, …. İle … … arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde … A.Ş.’nin müteselsil kefil olduğu, … A.Ş.’nin taşınmazları üzerinde ….’nin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olmak üzere … … lehine ipotek tesis edildiği hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, dava dışı … A.Ş. ile …. arasında otel kiralanmasına ilişkin kira sözleşmeleri nedeniyle … A.Ş.’nin zarara uğrayıp uğramadığı, …. ile … … arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde … A.Ş.’nin müteselsil kefil olması, taşınmazları üzerinde ipotek tesis edilmesi nedeniyle zarar doğup doğmadığı, zarar oluşmuş ise miktarı, davalı yönetim kurulu üyelerinin oluşan zarardan sorumlu olup olmadıkları hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davacı … vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, öncelikle yargılama aşamasında diğer davacı …’in ölümü ile taraflar arasında menfaat çatışması doğup doğmadığının tartışılması gerekir. Dava, davacılar … ve … tarafından davalılar … … ve … … aleyhine açılmış olup, yargılama aşamasında davacı …’in vefat etmesi ile geriye mirasçıları …, … …, …, … … ve … …(…) kalmıştır. Anılan mirasçılardan … … ve … …’in işbu davada davalı sıfatı bulunmaları nedeniyle, oluşan menfaat çatışması gözetilerek yargılama aşamasında işbu davada ve Ankara 10. Asliye … Mahkemesinin 2013/609 Esas sayılı dosyasında terekeye temsilci atanması talebi ile … tarafından Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Açılan davada yapılan yargılama sonunda anılan mahkemenin 2014/340 Esas 2014/920 Karar sayılı kararıyla işbu dava dosyası yönünden terekeye temsilci atanması talebinin reddine, Ankara 10. Asliye … Mahkemesinin 2013/609 Esas sayılı dosyasında … terekesine temsilci atanmasına karar verilmiş, verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece davacı … mirasçılarından davada taraf olmayan … ve …’ye, davacı … mirasçısı olarak davada davacı mirasçı sıfatıyla yer vermek suretiyle yargılama yapılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tartışılması gereken diğer bir husus davalılar hakkındaki Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden ceza yargılamasının TBK’nun 73. maddesi çerçevesinde işbu davaya etkisi olup olmadığı hususudur. Davalılar hakkındaki ceza yargılaması dava dışı …. ile … … arasında akdedilen kredi sözleşmelerinde dava dışı … A.Ş.’nin kefil olarak yer alması, taşınmazları üzerinde ipotek tesis edilmesine ilişkin yapılan iş ve işlemlere yöneliktir. Yukarıda açıklandığı üzere yargılama aşamasında dava dışı …. A.Ş.’nin … Bankasından kullandığı kredi borcunun sona ermesi nedeniyle … A.Ş.’nin taşınmazları üzerindeki ipotek fekkedilmiştir. Öte yandan işbu davada davacı yan kira sözleşmesinin düşük bedelli olması nedeniyle zarar iddiasında bulunmuştur. Bu durumda, iddianın ileri sürülüş şekli de gözetilerek yukarıda anılan ceza yargılaması sonucu TBK’nun 73. maddesi çerçevesinde işbu dava sonucunu etkilemeyeceğinden mahkemece ceza yargılaması sonucunun beklenmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Öte yandan, ortakların tazminata yönelik dava açma hakkı doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik gösterir. Yöneticinin yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışı sonucunda ortağın doğrudan zarara uğraması söz konusu ise, ortak uğradığı zararın tazmin edilerek kendisine verilmesi için yönetici aleyhine tazminat davası açabilecektir. Yöneticinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Bir başka anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 555. maddesinde yer alan “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” hükmü uyarınca ortak, dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisine değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2015 tarih ve 2014/11886 Esas 2015/5364 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2017 tarih ve 2016/2892 Esas 2017/5003 Karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/03/2018 tarih ve 2016/8965 Esas 2018/2193 Karar sayılı emsal ictihatları).
Somut olaya gelindiğinde, davacı yan, ortağı olduğu dava dışı anonim şirketinin davalılar tarafından şirketi temsilen akdettikleri düşük bedelli kira sözleşmesi, kredi sözleşmesi kapsamında kefalet ve şirket malları üzerinde tesis edilen ipotek nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek işbu tazminat davasını açmıştır. Davada davacı tarafından talep edilen zarar, şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle uğranılan zarar olup, anılan zarar doğrudan zarar değil, dolaylı zarar niteliğindedir. Davacı ortak uğranılan dolaylı zararın şirkete verilmesi yönünde talepte bulunabilecek olup, anılan talep yönünden herhangi bir genel kurul kararı alınması da gerekmemektedir. Dairemizce, davacı yanın dava dilekçesinde yer alan tazminatın kendine ödenmesine yönelik talebi yerinde görülmemiş, bu talebin kabul görmemesi halinde tazminatın şirkete ödenmesine yönelik talebi yönünden istinaf itirazlarının değerlendirilmesine geçilmiştir.
Davacı yan dava dilekçesinde düşük bedelli kira sözleşmesi, kredi sözleşmesindeki şirketin kefaleti ve taşınmazları üzerinde ipotek tesis edilmesi nedeniyle şirketin zarara uğradığını ileri sürerek şimdilik 100.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, bu talebin reddi halinde hüküm altına alınan miktarın … A.Ş.’ye ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Görüleceği üzere iddia edilen zarar kalemleri birden fazla olduğu halde davacı yan hangi zarar kalemi yönünden ne kadar tazminat talep ettiğini kalem kalem açıklamamıştır. İstinaf aşamasında 27/12/2021 tarihli celsede davacı yana talebinin her zarar kalemi yönünden kuruşlandırılmasına yönelik kesin süre verilmiş, verilen kesin sürede kuruşlandırılmadığı takdirde 100.000,00 TL’nin iki kalem zarar iddiasına göre eşit olarak kabul edileceği davacı yana ihtar edilmiştir. Verilen kesin süre içerisinde davacı vekili otelin düşük bedel ile kiraya verilmesinden doğan zararın en az 100.000,00 TL, ipoteğin daha sonra kaldırılmış olması nedeniyle bu konudaki zararın ispatının mümkün olmadığını, ipotek nedeniyle gerçekleşmiş bir zararın bulunmadığını bildirmiştir. Davacı asil ise, kiradan doğan zararının 10 ise ipotekten doğan zararının 90 olduğunu beyan etmiştir. Anılan beyanlar karşısında davacı asilin toplam zararının %10’unun kira, %90’ının ipotek zararı olduğuna ilişkin beyanı toplam zarara yönelik olup, dava değerine ilişkin kuruşlandırma değildir. Bu durumda verilen kesin süre ihtarı çerçevesince Dairemizce, dava değeri olan 100.000,00 TL’nin %50’sinin kira zararına, %50’sinin ipotek zararına ilişkin olduğu kabul edilmiş, bu kabul çerçevesinde istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava tarihinden sonra, … … tarafından ….’nin kredi borcunun sona ermesi nedeniyle dava dışı … A.Ş.’nin taşınmazları üzerindeki ipotek fekkedilmiştir. Davacı vekili de istinaf yargılaması sırasında ipotek fek edildiğinden, bu kapsamda uğradıkları bir zararın bulunmadığını beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının dava dilekçesindeki zarar kalemlerini kuruşlandırması gerektiği, yargılama aşamasında ipoteğin fekkedildiği kredi sözleşmesi kapsamında kefalet ve ipotek nedeniyle şirketin uğradığı bir zararın bulunmadığı gözetilerek kefalet-ipotek kalemi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında gerekçe yönünden isabet görülmemiştir.
Davacı vekilinin düşük bedelli kira sözleşmesi nedeniyle uğranılan zarara yönelik istinaf itirazları incelendiğinde, yargılama aşamasında alınan birinci bilirkişi heyeti raporunda 2009 yılı kira bedeli KDV dahil 177.000,00 TL, ikinci bilirkişi heyeti raporunda ise 2009 yılı kira bedeli yaklaşık 1.254.035,00 TL olarak belirlenmiştir. … A.Ş. ile …. arasında akdedilen 10/08/2009 tarihli kira sözleşmesinde birinci yıl kira bedeli 150.000,00 TL + KDV’dir. Buna göre yargılama aşamasında alınan birinci bilirkişi raporunda tespit edilen kira bedeli kira sözleşmesi ile aynı bedeldir. İkinci bilirkişi heyeti raporunda ise 1.254.035,00 TL belirlenmiştir. Her iki bilirkişi raporu, raporlara yönelik itirazlar da değerlendirilmek suretiyle istinaf aşamasında alınan üçüncü bilirkişi heyeti kök ve ek raporunda ise 2009 yılı için kira sözleşmesinde belirlenen 177.000,00 TL kira bedelinin … A.Ş.’ye ait otel için düşük kalacağı, 2009 yılı için kira bedelinin yaklaşık 1.000.000,00 TL kira bedelinin makul bir bedel olduğu tespit edilmiştir. İstinaf incelemesi aşamasında alınan üçüncü bilirkişi heyeti kök ve ek raporu ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli niteliktedir.
Hal böyle olunca, mahkemece davalıların dava dışı … A.Ş.’yi temsilen imzaladıkları 10/08/2009 tarihli şirketin otelinin kiraya verilmesine ilişkin kira sözleşmesinde 2009 yılı için belirlenen kira bedelinin çok düşük kaldığı, 2009 yılı için makul kira bedelinin 1.000.000,00 TL olacağı gözetilerek hüküm kurulması gerekirken çelişkili bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve dava dilekçesinde düşük kira bedeli nedeniyle talep edilen tazminat miktarı davacı yana açıklattırılıp, kuruşlandırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Dairemizce davacı vekiline verilen kesin sürenin sonucu olarak davacının düşük kira bedeline yönelik tazminat talebinin 50.000,00 TL olduğu, davacının, 2009 yılı kira bedeli 1.000.000,00 TL olması gerekirken 177.000,00 TL olması nedeniyle dolaylı zarara uğradığı, zarar miktarının 50.000,00 TL tazminat talebinin üzerinde olduğu gözetilerek düşük kira bedeline yönelik tazminat talebinin kabulüne, hüküm altına alınan tazminatın … A.Ş.’ye verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Dava dilekçesinde faiz başlangıç tarihi belirlenmediğinden hüküm altına alınan tazminata dava tarihinden itibaren, talep de gözetilerek yasal faiz işletilmiştir.
Davacı … mirasçıları … ve … tarafından açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararına karşı anılan davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. Bu durumda anılan davacılar yönünden verilen davanın reddi kararı kesinleştiğinden bu davacılar tarafından açılan dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davacı … tarafından açılan davanın reddi yönündeki kararında kefalet-ipotek zararına ilişkin gerekçe yönünden, düşük bedelli kira sözleşmesi zararına ilişkin esas yönünden isabet görülmediğinden davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının davacı … yönünden kaldırılmasına, davacı … mirasçıları … ve … tarafından açılan davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararına karşı anılan davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından anılan davacılar yönünden verilen davanın reddi kararı kesinleştiğinden bu davacılar tarafından açılan dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı … vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye … Mahkemesinin 27/02/2019 tarih 2012/662 Esas 2019/151 Karar sayılı kararının davacı … yönünden kaldırılmasına,
B)1-Davacı … mirasçıları … ve … tarafından açılan davanın reddine dair İlk Derece mahkemesi kararına karşı adı geçenler istinaf kanun yoluna başvurmadığından kesinleşmekle bu davacılar tarafından açılan dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı … tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
3- 50.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak … Tur. İnş. Tic. A.Ş.’ye verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 1.485,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.930,50 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davacı … tarafından yapılan 1.485,00 TL peşin harç, 21,15 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.506,15 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine,
7-Davacı … tarafından yapılan 3.086,31 TL bilirkişi ücreti, 404,60 TL posta ve tebligat gideri, 300,00 TL keşif ulaşım bedeli, 460,10 TL keşif ücreti olmak üzere toplam 4.251,01 TL’nin davanın kabul ve red oranları dikkate alınarak 2.125,50 TL’sinin davalılardan müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine, bakiye kısmın anılan davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından posta ve tebligat gideri olarak yapılan 194,75 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranları dikkate alınarak 97,37 TL’sinin, davacı … mirasçıları … ve … hakkında verilen ve kesinleşen ilk derece mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davacı …’den tahsili ile davalılara verilmesine, bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre kabul edilen kısım üzerinden hesap olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile anılan davacıya verilmesine,
10-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre reddilen kısım üzerinden hesap olunan 7.300,00 TL vekalet ücretinin, davacı … mirasçıları … ve … hakkında verilen ve kesinleşen ilk derece mahkemesi kararında yer alan vekalet ücreti ile tahsilde tekerrür olmamak üzere davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
11-Bakiye gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
C)1-Davacı … tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davacıya iadesine,
2-Davacı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalılardan müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine,
3-Davacı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 256,70 TL posta ve tebligat masrafı, 150,00 TL keşif ulaşım ücreti, 419,90 TL keşif ücreti, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.505,30 TL yargılama masrafının davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 1.252,65 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın anılan davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından istinaf aşamasında posta ve tebligat gideri olarak yapılan 39,25 TL yargılama masrafının davanın kabul ve reddi oranı gözetilerek 19,62 TL’sinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında birden fazla duruşma açıldığından davadaki haklılık durumu gözetilerek yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında birden fazla duruşma açıldığından davadaki haklılık durumu gözetilerek yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı … ve vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda HMK’nın 361. ve 362. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/01/2022


Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.